TBMM'de yeni yasama yılının başlaması nedeniyle ilk tören Atatürk Anıtı'nda düzenlendi. Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis Başkan Vekilleri Celal Adan ile Bekir Bozdağ, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, grup başkan vekilleri ve milletvekilleri katıldı. Saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kurtulmuş, anıta çelenk bıraktı. TBMM Genel Kurulu, yeni yasama yılı açılışı kapsamında Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Genel kurul toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da yer aldı. Toplantı öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile el sıkıştı ve kısa süre sohbet etti. Ardından TBMM Başkanı Kurtulmuş, Genel Kurul'un açılış konuşmasını yaptı. Kurtulmuş, Her şeyden önce bu yasama yılının hayırlı olmasını, bereketli çalışmalara, milletin hayrına olacak çalışmalara vesile olmasını temenni ediyorum. Her birinize, bu yasama süreci içerisinde yapacağınız faaliyetler çerçevesinde üstün başarılar diliyorum. Meclisimiz, sadece yasama ve denetim fonksiyonunu yerine getiren bir kurum olmanın ötesinde, demokrasimizin, milli birlik ve kardeşliğimizin teminatı olan kurumlarımızın başında geliyor. Özellikle günümüzün, bölgesel ve küresel kriz, çatışma ve kaos ortamının getirdiği şartlar göz önüne alındığında, özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyada artık şirazesi kaçmış bir şekilde devam eden İsrail'in saldırgan tutumunun devam ettiği bir ortamda, Türkiye'nin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu aşikardır. Bu çerçevede, TBMM'de görev yapan milletvekili arkadaşlarımızın, siyasi parti gruplarının ve bütün farklı kimliklerin, bu birlik ve beraberlik ruhuna ciddi bir şekilde katkı bulunacağına yürekten inanıyorum ifadelerini kullandı. Dünya sisteminin çivisinin çıktığını belirten Kurtulmuş, çatışma ve gerilim ortamlarının hangi bölgeye evrileceğinin belli olmadığını kaydetti. Kurtulmuş, Özellikle, 'Gazze' diye başlayan İsrail'in, saldırgan ve sınır tanımaz tutumları bölgedeki bütün ülkelerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir seviyeye ulaşmıştır. Arkasına aldıkları paranoyak ve siyonik isimli sözde dini itikat sonucu; Nil'den Fırat'a kadar bütün coğrafyayı kontrolü altına almak isteyen bu gözü dönmüş çetenin, hiç şüphesiz hedefinde bulunan ülkelerden birisi de Türkiye'dir. Türkiye bu çerçevede hem Filistin meselesinde barışı sağlayacak perspektifi sağlaması; ama ondan da önemlisi İsrail'in bu saldırgan tavırlarını önleyecek programları ortaya koyması şarttır. Gazze meselesinin başından itibaren, devlet ve milletçe birlikte hareket ederek, Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu saldırganlığın durdurulması ve Filistin halkının, Gazze ile Batı Şeria'da barış içerisinde yaşayabileceği bir ortamın tesis edilebilmesi için elimizden gelen her türlü gayreti sarf ettik. Hatırlayacaksınız, ağustos ayında Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ı, hep birlikte karşıladık. Mahmut Abbas'ın tarihe not düşen konuşmasına şahitlik ettik ve TBMM olarak, Filistin davasına sahip çıktığımızı bir kere daha bütün dünyaya gösterdik. Bir kez daha ifade etmek isterim ki; Filistin davası artık sadece Filistinlilerin davası olmanın çok ötesinde, bütün bölge halklarının, vicdan ve insaf sahibi bütün insanlığın ortak davası haline gelmiştir diye konuştu. Kurtulmuş, TBMM'nin İsrail saldırganlığına karşı her alanda mücadele etmeye devam edeceğini vurgulayarak, İçerisinde bulunduğumuz dönemin en önemli özelliklerinden birisi de artık çok kutuplu bir dünya sisteminin kurulmakta oluşudur. Dünyanın her bölgesinde farklı güç merkezlerinin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu çerçevede Türkiye, bu yeni dünyanın şartları içerisinde önemi ve gücü her gün biraz daha artan bir ülke olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin çok taraflı, etkin ve barış eksenli dış politikasının önemli araçlarından birisi de TBMM'dir. TBMM, güçlü ve etkin bir parlamento olarak, Türkiye'nin yeni dünyanın şartları içerisinde önemli bir şekilde gelişmesine ve siyasetini güçlendirmesine katkı da bulunacaktır dedi. TBMM'nin geçen yasama dönemi içerisinde sorumluluk duygusu ve nezaket ile çalıştığını söyleyen Kurtulmuş, Bu çerçevede sadece dikkat çekmek için söylemek isterim ki, geçtiğimiz yıl içerisinde TBMM, Genel Kurul ve komisyon çalışmalarında 1512 saat çalışmış ve bu çalışma içerisinde 73 kanun ile 54 TBMM kararı kabul edilmiştir. Bütün bu çalışmaların içerisinde; yeri gelmiş iktidar partisi söz hakkından vazgeçmiş, yeri gelmiş muhalefet partileri verdikleri grup önerilerini geri çekerek daha nezih ve demokratik bir ortamın sağlanmasına katkıda bulunmaya çalışmıştır. Ama ne yazık ki bu kadar yoğun, meşakkatli ve nezaketli bir çalışmaya rağmen maalesef birkaç oturumda ortaya çıkan kaba sözler, hakaret ve yıkıcı sözler ile kavga görüntüleri TBMM'ye yakışmamış, bu kadar fedakar çalışmaya gölge düşürmüştür. Ümit ediyorum ki, yeni yasama yılı içerisindeki faaliyetlerimizi çok daha dikkatli ve nezih bir üslupla ve gerçekten demokratik bir olgunlukla sürdürmemiz mümkün olsun değerlendirmesinde bulundu. Kurtulmuş, 28'inci yasama yılının Meclis'e büyük sorumluluklar yüklediğini belirterek, Milletimizin hayrına olacak yasama çalışmalarına hep beraber katkı vereceğimiz gibi, Türkiye'de önemli bir merhaleyi aşacağına ümidiyle baktığımız yeni anayasa çalışmalarıyla, demokrat, katılımcı, kuşatıcı, özgürlükçü ve güçler ayrımını esas alan yeni bir anayasa ile Türkiye'ye nefes almakla mümkün olacaktır. Yine aynı şekilde Meclisimizin üstüne döşen, önemli ödevlerden birisi de gerçekten etkin ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkması ve yasama kalitesinin artırılması için Meclisin çalışmalarını daha da ilerleteceğini düşündüğümüz, çağdaş bir içtüzüğün yapılabilmesi için de siyasi partiler olarak bir araya geleceğiz dedi. Yeni yasama yılının hayırlı olmasını dileyen Kurtulmuş, Güzel bir başlangıç. Gönlümüz arzu eder ki TBMM'de nezaket, siyasi olgunluk içerisinde, her türlü konuyu alabildiğince tartışan ama sonuçta bu tartışmalarını siyasi nezaket sınırları içerisinde gerçekleştiren bir dönemi icra edelim. diye konuştu. Meclisin önceki yasama yılında 1512 saat çalıştığına dikkati çeken Kurtulmuş, zaman zaman ortaya çıkan, karşı tarafı yok sayan kaba sözlerin ya da birtakım şiddet görüntülerinin TBMM'nin siyasi olgunluğunun üzerine bir gölge gibi düştüğünü, bunun olmaması gerektiğini ifade etti. Bunun için gelecek günlerde bütün partilerle bu konuların görüşülebileceği bir zeminin oluşması gerektiğini belirten Kurtulmuş, Hele hele çevremiz bir ateş çemberi değil artık bir ateş çukuruna dönüşmüşken, bu bölgedeki devletlerin neredeyse varlığı, egemenliği büyük tehlikeler altındayken, Türkiye, siyonizmin ve Netanyahu hükümetinin nihai hedefinde olan bir ülkeyken bizim basit meseleleri, kavga, ayrışma vesilesi haline getirmek gibi bir lüksümüz olamaz. Dolayısıyla siyasi tartışmalarımızı yapacağız, her türlü siyasi mücadelemizi vereceğiz ama olgunluk içerisinde Türkiye'nin milli menfaatlerinde bir araya gelmeyi başaran bir üslupla çalışmalarımıza devam edeceğiz diye ümit ediyorum. değerlendirmesinde bulundu. TBMM Başkanı Kurtulmuş, 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın verimli geçmesini dileyerek, yeni anayasa yapımı ve Meclis İçtüzüğünde değişiklik yapılması gibi önemli köklü değişikliklerin gündeme gelmesinin muhtemel olduğunu söyledi. Kurtulmuş, partilerin bununla ilgili görüşlerini ortaya koyacağını belirtti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, görüşmelere ne zaman başlanacağına ilişkin soru üzerine, Hemen Meclis açıldıktan sonra önemli konularımızdan birisi bu olacak. dedi. Geçen sene yaptıkları görüşmelerde hemen hemen hiçbir partinin kapıyı kapatmadığını anlatan Kurtulmuş, Meclis'te temsil edilen siyasi partilerin tamamının ya seçim beyannamelerinde ya parti programlarında yeni anayasadan veya anayasada köklü değişikliklerden bahsedildiğini belirtti. Kurtulmuş, Çalışmalarımıza başlarken biraz da partilerimizin geçmiş dönemlerde ortaya koyduğu bu vaatlerinden cesaret alarak yola çıktık. Nihayetinde Türkiye'nin özgürlükçü, demokrat, kapsayıcı, kuşatıcı ve gerçekten güçler ayırımı prensibini esas alan çağdaş bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasayı yapabilirse bu Meclis yapar. değerlendirmesinde bulundu. Bir yıl içerisinde bütün bu konuların olgunlaşacağını dile getiren Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, hukuk camiasının, bir takım kanaat gruplarının, kimin fikri varsa tartışılması; Anadolu'nun bir çok yerinde yapılan toplantılarla bu görüşlerin gündeme gelmesini temin etmek gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, TBMM Başkanı olarak benim bu süreçte yapacağım şey; olgun, açık, şeffaf ve herkesin işin içerisinde olduğu, herkesin görüşlerine itibar edildiği bir müzakere sürecini yürütebilmektir. Burada iyi niyetli, samimi olarak görüşler ortaya çıkarsa; ben sonuç alabileceğimizi ümit ediyorum. diye konuştu. Meclis çalışmasına başlasın, zaten çok yoğun yasama faaliyetleri de işin içerisinde, süratle en kısa zamanda partilerle görüşmeyi başlatacağız. diyen Kurtulmuş, bir partinin ya da partilerin anayasası olamayacağına, partilerin anayasa teklifi olabileceğine işaret etti. En doğrusunun parlamentoda en yüksek konsensüse ulaşabilmek olduğunu da belirten Kurtulmuş, Bunun için de parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin önyargısız bir şekilde bir araya gelmesi, müzakere etmesi gerekir. Biz, bu sürecin şeffaf ve açık bir şekilde yürütülmesini temin etmeye çalışacağız. şeklinde konuştu. Meclis Başkanı Kurtulmuş, yeni yasama yılında Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tutumunun nasıl olacağı sorusuna, şöyle yanıt verdi:Hukuken TBMM Başkanlığının ya da TBMM'nin herhangi bir şekilde kendisini bir mahkeme yerine koyarak tutuklu ya da hükümlü bir sanığı salıverme yetkisi yoktur. Ama TBMM'nin, Anayasadan bahsediyoruz, Türkiye'de yüksek yargı organları dahil bütün anayasal kurumların yetkilerini, görev ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirme yetkisi vardır. Bunu karıştırmamak lazım. Bizim bir şey istiyor olmamız ya da herhangi bir arkadaşımızın bir şey istiyor olması başka bir şey; ama bunun yasal zemininin mevcut olup olmadığı da başka bir şey. Burada kesinleşmiş bir yargı hükmü karşısında TBMM'nin kendisini yargı yerine koyarak herhangi bir şahsı bırakabilme, şahsın hükümlülüğünü ya da tutukluluğunu ortadan kaldırabilme imkanı yoktur, böyle bir gücü yoktur. Meclis gerekirse bu yüksek yargı organlarının fonksiyonlarını yeniden gözden geçirir.