Devamlılık, daim olma, kendine yetme…. Türkiye Yüzyılı’nda canlı ve cansız tüm yaşamları kucaklayan ekosistemi bu üç hedefin odağında destekleyen projeler ile güçlendireceğiz. Sürdürülebilirliğin ana eksenini oluşturan çevre koruma, ekonomik kalkınma ve sosyal tekamülde bakanlıklarımızın yürüttüğü her faaliyet ve geliştirdikleri proje Türkiye Yüzyılına doğru atılan adımları işaret etmektedir. Türkiye Yüzyılı’nda sürdürülebilirliği doğru adımlarla kesintisiz kılacağız. Sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan ve ortak geleceğimize sahip çıkacak her iş modeli Türkiye Yüzyılı yatırım planlamalarının önceliklerinden olacaktır. Ekonomik dalgalanmalar, göç hareketliliği, jeopolitik gerilimlerin savaşlara dönüştüğü bugün, pek çok gelişmiş ülke, refah toplumundan güvenlik toplumuna dönüş stratejisini benimsemek zorunda kalmıştır. Türkiye son yirmi yılda, dünyanın en zorlu ve stratejik jeopolitik konumunda gösterdiği benzersiz başarı ile ulusal güvenlik planlarında dönüşüme giden ülkelerin kılavuzu olmaktadır. Türkiye Yüzyılı’nda toplumumuzun varoluşsal özelliği farklılıklarımızın farkında olan, farklılıkları huzur ve refahın gölgesinde buluşturan bir yönetim anlayışı ile ilerleyeceğiz. Türkiye Yüzyılı bölüşüm ve girişimde adil bir dengenin güvencesi olacaktır. Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüyerek, reel ekonomiyi her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. İthal girdiyi azaltarak, katma değerli üretimde ihracat rekorları kırdığımız yerli ve milli ekonomik oluşumun içindeyiz. Pandeminin silsileyle doğurduğu ekonomik dalgalanmalar dünya ülkelerini küçülmeye zorlarken, kalkınmaya yönelik yapısal reforlarımız ülkemiz adına kazanç fırsatlarına dönüşüyor. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin kümülatif ve sinerjik deneyimleriyle atılan doğru adımlar, Türkiye Yüzyılı’nın dünyada bir kalkınma ekolünün adı olarak anılmasını sağlayacaktır. Dünya tarihinin en kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapan bu topraklar, şimdi bize emanet. Bu emanet binlerce yılın farklılıklarını ve değerlerini sahip çıkmak zorunda olduğumuz bir ortaklığa taşımıştır. Kültürel ve sosyal ahengin güvencesi olan ortak değerlerimiz Türkiye Yüzyılı nesillerine de pusula olacaktır. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin değer öncelikli politikaları ile yerelden küresele Türkiye Yüzyılı çağın değeri olarak simgeleşecektir. Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda attığımız her adım Türkiye’nin güç profilini zirveye taşımaktadır. Ekonomik gelişim ve tüm sektörlerdeki inovatif dönüşümlerimiz ile jeopolitik güç olarak yükselişimiz küresel bir kabule dönüşmüştür. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde, tüm devlet kurumlarının ahenkli çalışması ve özel sektörün bu istikrarlı yapıya üretim artışı ile destek vermesi sağlık, sanayi, eğitim ve teknoloji gibi birçok alanda Türkiye Yüzyılı’nın temelini atmıştır. Türkiye Yüzyılı’nda duraklama ya da gerilemeye mahal vermeden, doğru hamleler ile ülkemizi dünyada örnek bir konuma taşıyacağız. Türkiye, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Yurtta Barış, Dünyada Barış’’ ülküsü, “ilkeli taraflılık” ve “dengede tam bağımsızlık” politikasıyla dünyanın en zorlu coğrafyasında sürdürülebilir barışın yegane gücüdür. Jeopolitik konumumuz ve temsil ettiğimiz değerlerle sadece ayakta durmanın yetmeyeceği, aksine her zaman koşmamız gereken bir coğrafyada olduğumuzun bilincinde ve kararlılığındayız. Barış bu ilerleyişimin en temel motivasyonudur. Jeopolitik konumumuz çevresinde bulunan çalkantılı zemine karşın sınırlarımız içinde barış, refah ve istikrar tesisini oluşturuyoruz. Milli menfaatler, uluslararası ilkeler ve dengeler gözetilerek Türkiye Yüzyılı’nda hem masada hem de sahada barışı sağlamak ve korumak için çalışıyoruz. Türkiye, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Yurtta Barış, Dünyada Barış’’ ülküsü, “ilkeli taraflılık” ve “dengede tam bağımsızlık” politikasıyla dünyanın en zorlu coğrafyasında sürdürülebilir barışın yegane gücüdür. Jeopolitik konumumuz ve temsil ettiğimiz değerlerle sadece ayakta durmanın yetmeyeceği, aksine her zaman koşmamız gereken bir coğrafyada olduğumuzun bilincinde ve kararlılığındayız. Jeopolitik konumumuz çevresinde bulunan çalkantılı zemine karşın sınırlarımız içinde barış, refah ve istikrar tesisini oluşturuyoruz. Milli menfaatler, uluslararası ilkeler ve dengeler gözetilerek Türkiye Yüzyılı’nda hem masada hem de sahada barışı sağlamak ve korumak için çalışıyoruz. Ülkemizde teknolojinin ilerleyişini ve teknolojinin insanları ne şekilde etkilediğini doğru şekilde okuduğumuz bilimsel bir devrim yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda teknik ve akademik bilgilerin harmanlanması ile insana verilen değeri maksimize edecek yaklaşımlar geliştiriyoruz. Bilimsel kulvarda insanlığın yaşam kalitesini artıracak kamu ve özel sektördeki inovatif yatırımlar, teknoloji tabanlı büyümedeki gücümüzün hızı olacaktır. Toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devletinde her zaman güçlü haklı değil, haklının güçlü olması gerekir. Türkiye Yüzyılı haklılığın güvencesi ve doğruluğun tarafı olacaktır. Dokunulmaz temel hak ve hürriyetlerin eksiksiz yaşanabildiği, bunların her türlü akıl dışı otorite karşısında korunduğu Türkiye Yüzyılı’nda, Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratikleşme hareketini başlatarak demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi, ideal anlamıyla uygulanabilmesi için siyasi, etnik, mezhepsel ve kültürel tüm farklılıklarımızın haklarına sahip çıkıyoruz. Türkiye Yüzyılı’na yön veren Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ile devletimizin tüm kurumları hakkın ve haklının kayıtsız şartsız korunması için çalışmaya devam edecektir. Pandemi, ekonomik dalgalanmalar ve yakın bölgemizde yaşanan savaşlar başta enerji, sağlık ve gıda olmak üzere yaşamsal pek çok alandaki üretim ve hizmetleri kesintiye uğratmıştır. Türkiye Yüzyılı’nın verimlilik stratejisi, koşullar ne olursa olsun vatandaşları ve gerektiğinde dünya için hayati öneme haiz her faaliyetin kesintisiz devam etmesini hedefler. Bu hedef doğrultusunda; insan, zaman, çevre ve üretim faktörlerindeki verimlilik, bakanlıklarımızın tüm işleyiş ve projelerinin temel konseptini oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı, verimlilik üzerine inşa edilen bir dünya liderliği müjdelemektedir. Siyasal istikrarın sağladığı güven ve küresel krizlerde izlenen doğru stratejiler ile üretim, istihdam, sağlık ve adalette sarsılmaz temeller attık. Global dönüşüm sürecinin gerekliliklerini güçlü liderlik yapımızın izlediği doğru politikalar ile yerine getiriyoruz. Günü kurtarmak için değil, güçlü bir gelecek için somut adımlar atmaktayız. Türkiye Yüzyılı’nda geçmişte olduğu gibi tüm dünyaya karşı her alanda verdiğimiz mücadelemizde istikrarın gücü bir büyük zafere daha taşıyacağız. Dünyanın her neresinde olursa olsun insanlık vicdanının sükut ettiği noktalarda bizim sesimiz herkesten daha gür çıkmaktadır. Türkiye Yüzyılı’nda, en önemli devlet yönetim geleneklerimizden şefkati dünyanın tüm mazlum coğrafyalarına da ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu kadim devlet geleneğimiz Türkiye’de yaşayan her canlı için yaşamsal bir güvencedir. Sosyal adaletten sağlığa, eğitimden çalışma hayatına, şefkatin sıcaklığı Türkiye Yüzyılı’nın enerjisi olacaktır. Türkiye Yüzyılı’nda iletişim; güvenlik ve uluslararası ilişki stratejilerinin, doğru bilginin, bilgiye ulaşılabilirliğin ve enformasyon teknolojilerindeki inovasyonun rotasını çizecektir. Son yıllarda gücü giderek artan yerli ve milli iletişim teknolojilerimiz bugün, bakanlıklarımızın görev ve sorumluluk alanlarında elde ettikleri başarının anahtarıdır. Türkiye Yüzyılı, iletişim becerileri ve teknolojileri ile kazanan Türkiye’nin çağı olacaktır. Türkiye Yüzyılı; çağı yakalayan ülkeden, çağa yön veren ülkeye giden yolculuğun adıdır. Bu yolculukta vatandaşlarımıza yalnızca hizmet etmekle kalmıyor aynı zamanda da bu hizmetlerin kolay, hızlı ve ulaşılabilir olması için bilişimin tüm olanaklarını kullanıyoruz. Bakanlıklarımızın sunduğu her hizmetin, yaş, bölge, şehir, cinsiyet fark etmeksizin tüm vatandaşlarımıza eşit ve adil bir şekilde ulaştırılmasını sağlayacak dijital dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Yalnızca vatanın dört bir tarafında değil, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da dijital dönüşüm ile en zor zamanlarında dahi yanı başlarındayız. Bilgiye ulaşma hakkının kolaylaştığı ve demokratikleştiği Türkiye Yüzyılı, bu yönde adım atan ülkelere de ışık olacaktır. Merkezine yerli-milli, yenilikçi ve yeşil üretim yönetimi prensibini alan anlayışımız ile tarımdan sanayiye Afro-Avrasya'nın üretim üssü olma yolunda doğru adımlarla ilerliyoruz. Yerli ve milli üretimin uluslararası rekabet gücünü artıracak, milli geliri atağa kaldıracak yüksek katma değerli ve ileri teknoloji ürünlerinin üretimi Türkiye Yüzyılı’nın öncelikli devlet politikalarından biri olacaktır. Türkiye Yüzyılı, üretim stratejilerinde var olan doğruların yanısıra yeni doğruların izleneceği ve konuşulacağı bir çağ olacaktır. Güçlüyüz ve yarın daha güçlü olacağız. Milletimizin azmi ve güçlü yönetim yapımız ile Türkiye Yüzyılı’nı gıpta edilecek bir istikbale dönüştüreceğiz. Tarihe yön veren fikirlerin filizlendiği bu topraklarda bizi daima ileriye götürecek olan her projeye, gerektiğinde can suyu gerektiğinde hayat nefesi olacağız. Finansman ve nitelikli insan ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için bakanlıklarımız, doğru veri ve politikalar üzerine inşa edilen Türkiye Yüzyılı vizyonu projeleri geliştirmektedir. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı ile geçmişten aldığımız ilhamı günümüze yatırım yaparak bir gelecek kurmayı hedefleyen Türkiye Yüzyılı geleceğin öngörülebilirliğini temsil edecektir.