Akşam saat 08.00’den sonra hiçbir şey yemeyin. Ertesi gün saat 12.00’de ilk yemeğinizi yiyin. Bu sistemin sağlığımıza pek çok faydası var. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Yavuz Yörükoğlu anlattı Tarihin çok büyük kısmı kıtlık-bolluk dönemleri şeklinde geçmiş. Metabolizmamız da buna paralel olarak açlık-tokluk durumlarına uyum sağlamış. Bolluk dönemlerinde insanlar yağlanır ve kilo alır. Sonra bu yağları kıtlık dönemlerinde hayatta kalmak için kullanır. Bu, açlık dönemlerine karşı bir tür sigortadır. Açlık dönemleri vücutta sanki ‘bahar temizliği’ yaparcasına bir geri dönüşüm, yenilenme sağlar. Son 50-60 yılda modern dünyada artık açlık-tokluk dönemleri sona ermiş, günde 3 öğün yemek ve aralarda sürekli atıştırma kültürü gelişmiş. Ne yazık ki metabolizmamız bu hızlı değişime ayak uyduramadı, obezite ve buna bağlı hastalıklar salgın gibi arttı. Peki, çözüm ne? Yanıtı basit: Uzun süreli açlık. Yani ara öğünleri kaldırmak, günde 2 öğün beslenmek. 2 öğün diyeti 8 saatlik bir zaman aralığında yapılıyor ve geri kalan 16 saat hiçbir şey yenilmiyor (su ve şekersiz çay, kahve serbest). Uygulanması çok kolay. Akşam 08.00’den sonra hiçbir şey yenilmemesi gerektiğini herkes biliyor. Eh, uykuda da yenilmez. Geriye kaldı 4 saatlik bir oruç dönemi. İşte o 4 saat metabolizmanın yağ yakma ve tamirat moduna girdiği en önemli saatler. Bu demek değildir ki kimse kahvaltı etmesin. Kilo sorununuz yoksa edebilirsiniz. Kahvaltıyı atlayıp 4 saatlik açlığa katlanmanızın sonsuz faydaları var. Sabah 08.00 ile öğlen 12.00 arasında gıdanın alınmadığı bu dönemde karaciğerdeki şeker depoları tükendiği için yağ yakmaya başlarsınız. ‘Otofaji’ ile ilgili faydalı etkiler hep bu saatlerde oluşmaya başlar. Az kahvaltı etseniz de metabolizma yağ yakma ve yenilenme modundan çıkar, unutmayın. Bu dönemde hafif bir spor ya da egzersiz yaparsanız yağ yakma oranını daha da artırırsınız. Öğlen 12.00’yi sağ salim ettiniz. Akşam saat 20.00’ye kadar kalori hesabı yapmadan rahat rahat yemek yiyin. Açığı kapatmak için deli gibi yemek yiyeceğinizi düşünebilirsiniz ama öyle olmuyor. Yemek yedikten 4-5 saat sonra yediklerimiz sindirilmiş, kana karışmış ve enerji olarak kullanılmış olur. Yeni gıda alınmazsa metabolizmamız karaciğer ve kaslarda depoladığı şekeri (glikojeni) kullanmaya başar. Glikojen depoları yaklaşık 6 saat enerji olarak kullanılabilir. Bu noktadan sonra metabolizma yakıt olarak önce kandaki sonra karaciğer ve vücutta depoladığı yağları yakmaya başlar. Yani vücut yağ yakma moduna gider. Kilo verme başlar. Fazla insülin, insülin direnci, tip 2 diyabet, yağlanma, tokluk duygusunun beyinde bloke edilmesi ve yaşlanma genlerini aktive eder. Açlık sonucunda ise kanda insülin seviyeleri düşer. Bu hormon yüksek kalorili ve proteinli gıdaların tüketilmesi sonucu karaciğerde yapılır. Çocukluk ve gençlik yıllarında büyümede etkilidir. Ama ileri yaşlarda yaşlanma sürecini hızlandırır. Uzun açlık bu hormonun yapımını azaltır. Enflamasyon (yangı) kalp-damar hastalıklarından kansere birçok kronik hastalıkta rol oynuyor. Başta şeker olmak üzere yediğimiz yüksek kalorili gıdalar, sigara, enfeksiyonlar yangıya neden olur. Yangı da hücrelerde DNA hasarına yol açarak kronik hastalıklara zemin oluşturur. Aç kalmak ise vücudumuzun doğal koruma sistemlerini uyararak enflamasyonu söndürür. Otofaji kelime anlamı olarak ‘kendi kendini yeme’ anlamına geliyor. Hücrelerimizin içinde lizozomlar denen birtakım yapılar var. Bunlar hücrelerin çöpçüleri. Hücre içindeki eskimiş proteinleri yiyip temizliyorlar. Yerine taze, genç hücreler geliyor. Buna ‘otofaji’ deniyor. Otofajinin başlayabilmesi için vücutta glikojen depolarının tüketilmesi ve yağ yakma moduna geçilmesi gerekiyor. Bu da uzun süreli açlıkla mümkün oluyor. Uzun süreli açlıkla gençlik genleri olan ‘sirtuin’ler uyarılıyor. Uzun süreli açlık durumunda beyinde bazı koruyucu mekanizmalar harekete geçiyor. Zihinsel fonksiyonlar iyileşiyor. Büyüme hormonu (HGH) çocukluk çağında büyümeyi kontrol ediyor. Sonraki yıllarda ise dokuları yeniliyor. 30’lardan itibaren azalıyor ve ilk yaşlılık belirtileri de başlıyor. Kaslar azalıyor, kırışıklıklar ortaya çıkıyor. 12 saat açlıktan sonra ise HGH seviyeleri yükseliyor.