Yağız: Koyu buğday rengi, esmer
Yalçın: Düz, çıplak ve dik; düz, kaygan, sarp, dik
Yalım: Ateşin dili, alaz, yalaz, yalaza, alev
Yalın: Çıplak; içine başka şey katılmamış, sade; gösterişsiz, süssüz
Yamaç: Dağın eğik yüzeyi, eğik yanı, bayır; karşı
Yaman: İşbilir, kurnaz, becerikli
Yankı: Sesin bir yere çarparak dönmesiyle duyulan ikinci ses
Yavuz: Çok sert, yaman, yürekli, korkusuz
Yekta Burak: Tek.essiz
Yenal: Yenerek al
Yener: Oyun, yarış, savaş gibi şeylerde karşısındakine üstün gelir
Yetkin: Yetişkin, olgunlaşmış, erişmiş
Yıldıray: Parıldayan Ay, ışık saçan Ay
Yıldırım: Büyük bir ışıkla gürültü çıkararak hava ile yer arasında olan elektrik boşalması, şimşek; Osmanlı İmparatoru Yıldırım Beyazıt’ın adından
Yiğit: Güçlü ve yürekli; delikanlı, genç, genç adam
Yiğitcan: Güçlü ve yürekli kimse
Yiğithan: Güçlü, korkusuz, kahraman.
Yusuf: İnleyen, ah eden
Yücel: Yüce bir duruma gel, yüceleş, büyüdükçe büyü, yükseldikçe yüksel, büyük ol, ulu ol
Yüksel: Yükseklere çık, yücel; ilerle