Uzmanı uyardı: Yalnızlık ve stres kalbi zayıflatıyor! Göğüs ağrısı, sıkışma hissi ve nefes darlığı ile belirti gösteriyor

Emir Ceran / posta.com.tr Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Koçaş, yalnızlık, yas ve yoğun stresin kalbi nasıl etkileyebileceğine dair uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Koçaş, “Yalnız kalan, yas tutan ya da stresle baş etmeye çalışan insanların kalbi, duygusal fırtınaya dayanamayabilir. Kırık Kalp Sendromu, tıpkı kalp krizi gibi hayati risk taşır. Üstelik çoğu zaman fark edilmez, geç kalınır ve sonucu ağır olur” dedi.

YAŞLI VE YALNIZ BİREYLER DAHA SAVUNMASIZ
Prof. Dr. Koçaş, özellikle yaşlı ve yalnız bireylerin bu süreçte daha savunmasız olduğuna dikkat çekerek, bu durumu anlatan Kırık Kalp Sendromunun, tıp literatüründe ‘Takotsubo Kardiyomiyopati’ olarak bilindiğini söyledi. Sendrom, ani duygusal travmalar nedeniyle kalp kasının geçici olarak zayıflamasına yol açabiliyor. Kalp kriziyle benzer belirtiler gösterse de tedavi ve yaklaşım farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle erken tanı, hayat kurtarıcı olabilir.

ANİDEN BAŞLAYAN GÖĞÜS AĞRISINA DİKKAT!
Kırık Kalp Sendromu, ani ve yoğun duygusal stres sonrası ortaya çıkabiliyor. En yaygın belirtiler ise şunlar: “Aniden başlayan göğüs ağrısı, göğüste baskı veya sıkışma hissi, nefes darlığı, çarpıntı, soğuk terleme, halsizlik ve yorgunluk, baş dönmesi ve sersemlik hissi.” Özellikle kadınlarda daha sık görülen sendromda, tanının doğrulanması için EKG ve kan testleri yapılması gerektiği vurgulanıyor.

DUYGUSAL YÜK KALBİ YORUYOR
Prof. Dr. Koçaş, kalbin yalnızca fizyolojik değil, duygusal yüklerden de etkilendiğini belirterek, duygusal desteğin önemine değindi. “Kırık Kalp Sendromu çoğu zaman sevginin yokluğundan değil, var olan sevginin gösterilmemesinden kaynaklanır. Özellikle yaşlı bireyler için bir dokunuş, bir sıcak söz, bazen en güçlü ilaç kadar etkilidir” diye konuştu.

EBEVEYNLERE DESTEK OLMAK ÇOCUKLARIN SORUMLULUĞUNDA
Prof. Dr. Koçaş, ebeveynlere destek olmanın çocukların sorumluluğu olduğunu belirterek, sadece aramanın yeterli olmadığını, aynı zamanda duygusal bağ kurulması gerektiğini ifade etti.

“Birlikte yapılacak küçük bir plan, paylaşılacak bir anı ya da içten bir cümle, kalbi onarabilir. Sessiz acıları fark edin, fiziksel şikayetleri göz ardı etmeyin. Unutmayın, varlığınız en güçlü ilaçtır” diyerek, kalp sağlığının sadece damarlarla değil, duygularla da bağlı olduğuna dikkat çekti.

TATLILAR KALP SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR
Prof. Dr. Koçaş, özellikle şerbetli tatlılar konusunda uyarılarda bulundu. “Baklava ve kadayıf gibi yüksek şeker ve doymuş yağ içeren tatlılar, kan şekerini ani yükseltir, tansiyonu dalgalandırır ve kalp ritmini bozabilir. Ölçüsüz tatlı tüketimi, kalp-damar hastalığı geçmişi olan bireylerde kalp krizi riskini belirgin şekilde artırır” diyerek, tatlı tüketiminin ölçülü olması gerektiğini vurguladı.