Buna göre, şu anda önerilen laboratuvarda yetiştirilen et türlerinin, et üretiminin zararlı iklim etkileri için karbondan arındırılmış bir enerji sistemine büyük ölçekli bir geçiş olmadan her derde deva sağlayamayacağını ortaya koyuyor.
Oxford araştırması, farklı sera gazlarının iklimi etkileme süresinde büyük bir fark olduğunu gösterdi. Sığır gübresi ve gazından salınan metan, kısa vadede daha tehlikeli ancak hızla kayboluyor. Yayılan ton başına metan, karbondioksitten çok daha büyük bir ısınma etkisine sahip. Metan atmosferde sadece 12 yıl kalırken, karbondioksit bin yıl boyunca orada kalmaya devam ediyor ve birikiyor. Sonuç olarak, araştırmacılar kültürlü et üretiminin küresel ısınmayı daha fazla artırabileceğini buldular.
Yapay et üreticileri Oxford araştırması karşısında sessizliğini koruyor. ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) henüz onaylamadığı yapay etlerin beş ya da on yıl sonra soframıza gelmesi bekleniyor. 2030 yılına kadar 85 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması beklenen yapay et sektörünün önündeki diğer bir konu ise din. Yapay etlerin yenilip yenilemeyeceğine, helal mı haram mı olduğuna ise dini otoriteler karar verecek.