Ekşi, yurt dışında çatı bahçelerinin 1970'li yıllarda başladığını ve oluşturulan ölçütlerin dünya endüstrisinin standardı haline geldiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Türkiye'de 2000'li yılların ortalarına kadar yurt dışı kaynaklı maddeler ve katmanlarla bu çalışmalar yapılıyordu. Biz ponza, volkan tüfü, perlit, zeolit, çeltik kavuzu dediğimiz pirinç kabukları gibi doğal ve yerel maddelerle bu sistemleri yapıp yapmayacağımız üzerinde çalıştık. Yerel bitkileri denemeye gayret gösterdik. Yeşil çatı sistemleri 2 ila 15 santimetre aralığında derinliğe sahip, sığ ve sulanmayan, kentin doğal yağış rejimiyle yaşatmaya çalışılan sistemler. Yetiştirme ortamı derinliği, bileşimi ve çatının taşıma kapasitesine bağlı olarak sedum dediğimiz bitkileri kullanıyoruz. İstanbul bu anlamda çok zengin, bolca bitki tespit ettik. Kurutucu rüzgarlara dayanabilen, ağaç ve çalılar bakımından sığ ve yayvan köklü türleri tercih ediyoruz. Mesela oya ağaçları, defneler, zeytin uygun olabiliyor. Çatının bakısı, eğimi, güneşlenmesi gibi parametreler de etkin."