Giriş
Zehra Yılmaz: Psikolojik şiddete maruz kaldım bu fiziksel şiddetten daha kötü
Zehra Yılmaz, son dönemde nereye baksak karşımızda. Hep çok izlenen dizilerde rol aldı. Yetenekli oyuncu, genellikle güçlü kadınlara hayat veriyor. Zehra Yılmaz’la oyunculuğunu ve daha fazlasını konuştuk.
Son dönemde, reytingi yüksek olan tüm dizilerde siz varsınız. Yeteneğiniz herkesin dilinde. Sizi daha yakından tanımak isteriz. Hikayeniz nerede, nasıl başladı?
Hikayem savaşçı olarak başladı. 650 gram prematüre bir bebek olarak açtım gözümü. 40 gün küvözde yaşamışım. Çok zorlandığım anlarda kendime hep bunu hatırlatıyorum. “Okyanusu geçtin derede boğulamazsın, sen bir savaşçısın. Kalk ve devam et” diyorum.
Nasıl bir ailede dünyaya geldiniz?
Çocuklarını çok seven bir aileye sahibim. Kızlarına aşık babanın kızıyım. Bizim için yoktan var eden baba. Bir kız çocuğu için baba figürü önemli. Çünkü babadan alamadığımızı dışarıda arıyoruz.
Nasıl yani?
İlişki seçimlerimizde ileride hep baba figürü etkili oluyor. Kültürümüzde ‘babalar sevgisini gösteremez’ algısı var. Benim özellikle kız çocuğu babalarına ricamdır. Kızlarınızı sevin, değerli olduklarını onlara hissettirin ki sevgiyi sokakta arayıp yanlış seçimler yapmasınlar.
Oyunculuk nasıl girdi hayatınıza? Hep hayaliniz miydi?
Hayalimdi, amacımdı. Kendimi en rahat hissettiğim yerin sahne olduğunu anladığımda 4-5 yaşlarımdaydım. Sonra sahneyi günlük hayatıma taşıdım. Sokakta yürürken okuduğum bir karakteri canlandırarak yürüdüm. Ders çalışırken başka biri olup öyle çalışmaya başladım. Hiç unutmuyorum, bir gün annemi beklerken kafamda bir hikaye yazdım ve beklediğim yerin sahibi bana kim olduğumu sordu. Ben de yazdığım hikayeyi anlattım. Kendime hayali bir anne baba yarattım. Oynadım ve bir anda annem girdi içeriye. Annem iş yeri sahibini tanıyordu, “Benim kızım” dedi. Adam şok içinde baktı bana ve hiç bozuntuya vermeden yeniden tanıştı benimle. Belki de en büyük cesareti oradan aldım. Eğer o adam beni utandırsa, belki de özgüvenimi kaybederdim.
Sizi başrollere taşıyan başarınız mı, güzelliğiniz mi oldu?
Belki televizyonda başlamak için dış görünüşün başlangıçta etkisi vardır ama kalıcılık ve sürdürülebilirlik için sadece dış görünüşün yeterli olacağını sanmıyorum.
Bir erkek oyuncuyu canlandırıp, oynamanız istense kimi seçerdiniz?
O kadar çok var ki hayran olduğum isimler… Hem dünyada hem ülkemizde. Hayranlığın yanı sıra, oyuncu olarak oynamakta zorlanacağım birini seçmek istiyorum ve diyorum ki Johnny Depp. Boşanma davasına hepimiz hakimiz ve ben tüm süreci izledim, izlerken de dünyaya mal olmuş bir insan bu noktaya nasıl gelir diye çok sorguladım.
ESTETİĞE KARŞI DEĞİLİM AMA OYUNCU ÖLÜ BALIK GİBİ BAKMAMALI
Sosyal medyanın dayattığı kusursuz güzellik baskısından etkileniyor musunuz?
Ben bu konuda hiç baskı hissetmiyorum. Aynaya baktığımda gördüğüm Zehra’yı seviyorum. Başkalarının beğenisine göre şekillenirsem ben, ben olamam ki.
Sosyal medya dedik ama sizin camia da bu konuda sanki çok acımasız. Başrolde olmak için hep çok güzel ve fit olmalısınız gibi bir algı var. Kaç kilo alıp verdiğiniz bile gündem olabiliyor…
Kimse dış görünüşüne göre yargılanmamalı. Çok çirkin bunlar. Ben çok sinir oluyorum bu tarz yorumlara. Kimse başkalarını memnun etmek zorunda değil. Herkes kendiyle nasıl mutluysa öyle olsun.
Estetik müdahalelere ne diyorsunuz?
Ben estetiğe karşı değilim ama özellikle oyuncuların bu konuda dikkatli olması gerekiyor çünkü bizi mimiklerimiz var ediyor. Ölü balık gibi bakan gözler ne kadar duygu geçirebilir ekran başındakilere? Bunu düşünerek hareket etmek lazım.
OYUNCULUK SEKTÖRÜ 'DIŞARIDAN GÖRDÜM YEŞİL TÜRBE, İÇİNE GİRDİM ESTAĞFURULLAH TÖVBE’ DEDİRTİYOR
Uzun zamandır bu sektördesiniz. Nasıl anlatırsınız bu dünyayı?
Dışarıdan gördüm yeşil türbe, içine girdim estağfurullah tövbe. Şaka bir yana dışarıdan bakınca eğlenceli görünmesini anlıyorum ama inanın her güzelliğin bir bedeli var.
‘Hudutsuz Sevda’ dizisindeki rolünüz çok konuşuluyor. Gamze ile gerçek hayatta hiç benzer yönleriniz var mı?
Gamze seyirciye olduğu gibi bana da sürpriz oldu. Daha yeni tanışıyoruz ama onun yolculuğu ve hikayesi için inanılmaz heyecanlıyım. Hikayesi o kadar usta kalemlere emanet ki düşündükçe kalp atışım hızlanıyor. Ortak noktalarımız tabii ki var. Gamze de benim gibi gizemli.
ZOR AŞIK OLURUM AMA OLUNCA ÇOK TUTULURUM
Aşka bakışınız nasıl?
Aşk şu an yanı başımda. Elimi uzattığımda, tutup adım attığımda, benimle yürüyor.
Bir erkeğe aşık olmanız için onun hangi özellikleri taşıması lazım?
Doymuşluk ve merhamet.
Kolay aşık olur musunuz?
Ben bu konularda ketumum, zor olurum ama olunca da çok tutulurum.
ALDATILDIĞIMI ÖĞRENSEM TEPKİSİZ KALIRIM...
Aşk sizin için ne anlam ifade ediyor?
Aşk, birbirini tamamlamak bence.
Aşk her şeyi affeder mi sizce?
Asla, ‘asla’ demiyorum ama herkesin affedemeyeceği kırmızı çizgileri vardır.
Hiç aldatıldınız mı? Öyle bir durumda tepkiniz ne olur?
Bildiğim kadarıyla hayır ama bilsem de tepkim tepkisizlik olurdu.
Dünya ve ülke gündeminde şu ara en çok nelere kafa yoruyorsunuz?
Şu an Gazze’de olanlar çok canımı sıkıyor. Açıp izlemesen olmuyor, izleyince dünyanın adaletsizliğine lanet ediyorsun. Ve kadına yönelik şiddet, çocuklara yapılan taciz, hayvanlara yapılan eziyetler… Bunları izleyince içimden canavar çıkıyor. Boş zamanlarımda Müge Anlı’yı izliyorum ve olaylara inanamıyorum.
Hiç psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz kaldınız mı?
Psikolojik şiddete maruz kaldım maalesef ve fiziksel şiddetten daha kötü, ispatlayamıyorsunuz, gösteremiyorsunuz. “Bakın bu insan benim şurama vurdu” diyemiyorsunuz.