Oyuncu Zeynep Koçak, bir süredir mücadele ettiği hastalığını ilk kez paylaştı. Koçak, yaşadığı zorlukları tek tek anlattı. Herkese merhaba :) Gossip bilir gri fonun raconu ayrılık haberi vermektir ama ben isyan edeceğim biraz :) Ben yaklaşık 23 yıldır derealizasyon adı verilen, yani gerçeklik algısının yitirilmesi olarak özetleyebileceğim, normalde 15'er dakikalık ataklar halinde olan ama bende atipik bir versiyonu mevcut oduğu için 23 senedir aralıksız 7/24 her gün yaşadığım ve gerçek hissetmek nasıl bir şey artık unutalı çok olduğu bir rahatsızlıkla uğraşıyorum. Maalesef tedavisi olmayan bu rahatsızlıkla beraber üzerine anksiyete, panik atak gibi rahatsızlıklar eklenince inanın her şey yolunda gitse bile ilerlemek çok zor oluyor. Bir de bunun üzerine küçük esnaftan sonra yazdığım onlarca işim istisnasız kabul olduğu halde ya sözleşmeden dönmesi, ya sözleşmenin iptali ya da çekilmesine rağmen yayınlanmadığı bir 9 sene geçirdim. Bana 9 sene önce mutlaka her şey yoluna girecek diyen arkadaşlarım ailem 9 sene sonra hala aynı cümleleri kuruyor. Bu süre zarfında yazmaya aşık olduğum için tüm kötü sonuçlanan işlerden sonra maksimum bir hafta depresyona girip sonrasında dayanamayıp tekrar bir şeyler üretmeye devam ettim. Bu süre zarfında bana bir kısmın fanları tarafından yapılan linçler, çalışma arkadaşlarım tarafından yapılan mobbingler, yönetmenler yapımcılar tarafından yapılan tacizler, en yakınlarımdan yediğim kazıklar falan bunlardan bahsetmeyeceğim bile. Her şeye rağmen kendime olan inancımı asla kaybetmedim. Yoksa bu kadar projeyi üretemezdim. Dışarıdan nasıl gözükürsem gözükeyim, gerçekte sürekli ayağa kalkmaya çalılıyorum... Çoğu arkadaşım hastalığımı bilmez çünkü yapabilecekleri hiç bir şey yok, ya da yaşadığım travmaları bilmez anlatamadığım için. Şu an kendime olan güvenimi kaybetmesem de geleceği düşündüğüm an inanılmaz bir korku ve dehşet yaşıyorum. Bu gün olduğu gibi. Çünkü 9 sene yokuş aşağı yürüyünce insan ister istemez güzel şeyleri haketmediğini düşünüyor. Zaten geleceğimi düşündüğümde bu yüzden dehşete kapılıyorum. Normalde aciz gözükmeyi hiç sevmem, yani beni tanımayan insanlara. Kime ne yani ben ne yaşıyorum? Niye paylaşıyorum? Napıyorum kendimi mi acındırıyorum? Bana üzülün mü istiyorum? Hiçbiri değil sadece tüm bunların buraya yazabilecek kadar normal şeyler olduğunu hissetmeye ihtiyacım var. Başarısızlığın, üzülmenin, depresyonun, hastalığından bahsetmenin, ağlamanın, zaman zaman pes etmenin normal bişi olduğunu düşünmeye ihtiyacım var. Ben bu gün böyleyim, yarın yine ayağa kalkarım. Çünkü işime aşığım, üretmeden duramam ve her yazdığım şeyden sonra hissetttiğim o heyecandan da vazgeçemem. Ama bu gün kötüyüm be...