'3. havalimanında uçuş güvenliği yok'
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu 3. havalimanı ile ilgili hazırladığı raporda, “İhalesi sonuçlanan havaalanının proje kotunun 105 metreden 70 metreye indirilmesi, bu havaalanının çalışamaz hale getirecektir. Çünkü 70 metre kotunda yapılacak pistlerden, kara yönünden, uluslararası uçuş güvenlik kriterlerine göre, iniş-kalkış mümkün değildir" denildi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu(İKK) bünyesinde, Harita ve Kadastro, Çevre, Jeoloji Mühendisleri ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubelerinden oluşan çalışma grubu 3. havalimanı ile ilgili hazırladıkları teknik raporu kamuoyu ile paylaştı. Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde gerçekleşen basın toplantısına, TMMOB İKK sözcüsü Süleyman Solmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı'ndan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası üyesi Selin Bostan katıldı.
70 METRE KOTUNDA HAVAALANINA İNİŞ KALKIŞ MÜMKÜN DEĞİL
Havalimanı ihalesinde 105 metre olan kot yüksekliğinin, ihale tamamlanıp inşaat başladıktan sonra 70 metreye indirildiğini belirten TMMOB İKK sözcüsü Süleyman Solmaz, ÇED raporunda 105 metre kot için 2 milyar 500 milyon metreküp olarak belirlenen dolgu miktarının 70 metre kotunda 420 milyon metreküpe düştüğünün altını çizdi. Solmaz, bu değişikliğin yarattığı sonuçları şöyle anlatı: “Havaalanı pistleri 70 metre kotuna göre yapılırsa, havaalanının güneyinden uçak iniş ve kalkışlarının teorik olarak mümkün olmadığı uçak mühendisleri ve bilim insanlarının similasyon üzerinden yaptıkları değerlendirmelere göre mümkün olmamaktadır.
Ya oradaki mevcut tepeler traşlanacak ya da havaalanının, ihale aşamasında söylenildiği gibi 105 metre kotuna göre yapılması gerekmektedir. Ancak traşlanacak tepelerin olduğu yerden 3. köprü otoyolu geçmektedir. Bu durumda yine ihalesi yapılmış olan ve inşaatı devam etmekte olan otoyolun proje kotlarının değişmesi gündeme gelecektir. İhalesi sonuçlanan havaalanının proje kotunun 105 metreden 70 metreye indirilmesi, bu havaalanının çalışamaz hale getirecektir. Çünkü 70 metre kotunda yapılacak pistlerden, kara yönünden, uluslararası uçuş güvenlik kriterlerine göre, iniş-kalkış mümkün değildir"
UÇAKLAR KUZEY MARMARA OTOYOLU'NA ÇARPABİLİR
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası üyesi Selin Bostan ise yaptığı sunumda, Atatürk Havalimanı'nda uygulanan yüzde 2’lik uçuş eğiminin 3. havalimanında uygulanması halinde uçakların iniş ve kalkışlarının mümkün olmayacağını savundu. Bostan, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda uygulanan yüzde 8’lik eğimin uygulanması halinde ise sadece 90 metrelik bir yükselme sağlanacağını ifade etti. Bostan, kotun 70 metre olarak kalması halinde pistlerin güneyinden geçen Kuzey Marmara Otoyolu inşaatının tehlike yaratacağını söyledi. Bostan şöyle konuştu: Güneydeki kısmın tamamen traşlanması gerekiyor. Oysaki güneydeki tepelerden Kuzey Marmara Otoyolu geçiyor. Ya uçak kalktığında Kuzey Marmara Otoyoluna çarpacak ya da buralar traşlanacak, Kuzey Marmara Otoyolunun yüksekliği ve yönü değişecek" Havaalanının kuzeyinde de Karadeniz’in hakim rüzgarlarının etkili olacağını belirten Bostan “Proje nereden tutarsanız elinizde kalıyor. Rüzgarlar nedeniyle, Türk Hava Kurumu’nun teknik birimi de şu anda bu projeye onay veremeyeceğini belirtmiş durumda" dedi.
HAVAALANI İNŞAATININ BÖYLE BİR ZEMİN ÜZERİNDE İNŞAASI ANCAK KAĞIT ÜZERİNDE OLANAKLIDIR
Çevre Etki Değerlendirme(ÇED) raporunda yer almasına rağmen 2 yıl süreli kuş gözlem çalışması yapılmadan inşaat çalışmalarına başlandığını söyleyen Solmaz, kuş-uçak çarpışma risklerinin değerlendirilmediğini, bu durumun uçak kazaları riskini arttıracağını ifade etti. 7650 hektarlık alanı kapsayan inşaatın, böyle bir zemin üzerine ancak kağıt üzerinde olanaklı olduğunu belirten Solmaz, “Daha iyi bir yer seçimi, proje maliyetlerini ve zaman sürecini aşağıya çekecektir" şeklinde konuştu.
İSTANBUL’UN İÇME SU KAYNAĞI TERKOS BARAJI TEHDİT ALTINDA
Havalimanı projesinin, İstanbul’a kullanım suyunun büyük bir kısmını sağlayan Terkos Barajı'nın koruma alanları içinde kaldığını belirten Solmaz, inşaat faaliyetlerinin gölde kirlenmeye yol açacağını, proje alanında bulunan akarsuların tahrip edilmesi sonucu gölün su miktarlarında azalmaya ve kirlenmeye yol açacağını ifade etti.
Terkos Gölü, Alibeyköy Barajı ve planlama aşaması devam eden Pirinççi Barajı'nda geri dönüşü olmayan kirlilik yaşanacağını vurgulayan Solmaz, “Havalimanı ve beraberinde planlanan 3. köprü, Kanal İstanbul, Ağaçlı-Çiftalan arasında yeni yerleşim merkezleri ile ormanlık alanlar ve diğer habitatlar tahrip edilecektirö dedi. Toplantıda konuşan Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün de sadece Terkos değil, bütün dere ve yer altı sularının tehdit altında olduğunu belirterek “Buradaki su havzaları ve orman sistemine İstanbul ve Trakya’nın ihtiyacı vardır, dokunulmamalıdır" dedi.
NE İSTANBUL’A NE DE ÜLKEYE YARARI VAR
Ulaştırma Anabilim Dalı'ndan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Zerrin Bayraktar ise 3. havalimanı için İstanbul’un anayasası olarak kabul edilen ‘İstanbul Çevre Düzeni’ planında Silivri bölgesinin gösterildiğini hatırlattı. 3. köprü, 3. havalimanı projelerinin İstanbul için yıkım demek olduğunu söyleyen Bayraktar, “Dayatmacı projelerle önümüze bir şeyler konuluyor. İstanbul’a da ülkeye de yarar getirmeyeceği açık olan bu projenin yapılmaması gerekiyor" dedi.
Ezgi ÇAPA / DHA
- Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan Belgrad Ormanı'na ilişkin açıklama!
- Turizmin lokomotifi yola çıktı! Bakan Uraloğlu: 60 sefer yapılacak
- Eski kimliği olanlar dikkat! Günler kaldı, artık işlem yapılamayacak
- Asgari ücrette sona geliniyor! İşte konuşulan son rakamlar
- Memur ve emeklilerin gözü maaş zammında! İşte beklenen oranlar