Bakan Tunç casusluk soruşturmasına ilişkin soruları yanıtladı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, İsrail İstihbarat Servisi Mossad'a çalıştıkları iddiasıyla Türkiye'de yabancı uyruklulara yönelik casusluk faaliyetleri yürüttükleri tespit edilen kişilere yönelik operasyonla ilgili konuştu.
Bakan Tunç, "Bu kapsamda da 34 gözaltı var. Şu anda gözaltı süresi içerisinde ifadeler alınıyor. Yine 12 kişi hakkında da yakalama kararı çıkarıldı." dedi. Bakan Tunç, "Yine en son yapılan soruşturmayla beraber hakkında işlem yapılan kişi sayısı 100'ü geçmiş durumda. Şu anda devam eden davalar önceki soruşturmalardan sonra açılan davalar bakımından da 25 tutuklu söz konusu. 4 ayrı dava şu anda devam ediyor bir de soruşturma devam ediyor." şeklinde konuştu.
Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı'na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yürütülen casusluk soruşturmasına dair gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, ‘"İsrail dış istihbaratının özellikle ülkemizde gerek askeri gerek siyasal casusluk faaliyetlerine ilişkin soruşturmalar yeni değil. Daha önceki yıllarda da bu tür soruşturmalar ve davalar açılmıştı. Tabi son soruşturma şu anda gündemde. Bu kapsamda da 34 gözaltı var. Şu anda gözaltı süresi içerisinde ifadeler alınıyor. Yine 12 kişi hakkında da yakalama kararı çıkarıldı." dedi.
"34 GÖZALTI VAR; 12 KİŞİ HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, " İsrail dış istihbaratının özellikle ülkemizde gerek askeri gerek siyasal casusluk faaliyetlerine ilişkin soruşturmalar yeni değil. Daha önceki yıllarda da bu tür soruşturmalar ve davalar açılmıştı. Tabi son soruşturma şu anda gündemde. Bu kapsamda da 34 gözaltı var. Şu anda gözaltı süresi içerisinde ifadeler alınıyor. Yine 12 kişi hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturduğu bir konu. 2 Ocak’ta bir operasyon gerçekleşmişti. Milli istihbarat teşkilatımızın ve emniyet istihbaratımızın verdiği bilgiler ışığında deliller ışığında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız terörden sorumlu savcılığımız bu konuyu soruşturuyor. Şu anda 46 kişi hakkında işlem yapıldı. 34 gözaltı var 12 de yakalama. Daha önceki yıllarda da yine 2021 yılının ekim ayında yapılan bir operasyonda da yine aynı şekilde 27 şahıs hakkında adli işlem gerçekleşmişti. Bununla ilgili dava açıldı. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. Yine 2022’nin Aralık ayında gerçekleşen bir operasyonda da 62 kişi hakkında adli işlem yapılmıştı. Orada da 19 sanık tutuklu. İsrail dış istihbaratı adına ülkemizde siyasal ve askeri casusluk faaliyetleri şüphesiyle açılan soruşturmalar ve sonrasında da delillerin kuvvetli olması nedeniyle tutuklama kararları verildi ve davaları da devam ediyor. Yine Nisan ayında 2023’ün Nisan ayında yapılan bir operasyon neticesinde de 17 kişi hakkında adli işlem yapılmıştı. 4 sanık tutuklu bunun da davası İstanbul 30. Ağır Ceza mahkemesinde devam ediyor. Yine en son yapılan soruşturmayla beraber hakkında işlem yapılan kişi sayısı 100’ü geçmiş durumda. Şu anda devam eden davalar önceki soruşturmalardan sonra açılan davalar bakımından da 25 tutuklu sözkonusu. 4 ayrı dava şu anda devam ediyor bir de soruşturma devam ediyor. ‘’ dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhuriyet'in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı'na katıldı. Bakan Tunç, Çalıştay sonrası soruları cevapladı. Torpil iddiaları ile ilgili konuşan Tunç, "Tabii, bakan yardımcımız ile ilgili basına da intikal eden hususları biz de gördük. Bizim tek kriterimiz vardır, o da liyakat. O nedenle o torpil iddiaları vesaire bunları tamamen reddediyoruz." dedi. Can Atalay hakkında verilen Yargıtay karar ile ilgili de konuşan Bakan Tunç, "83. Maddede seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla anayasal düzene ilişkin suçlar dokunulmazlık kapsamı dışında. Burada Yargıtayımızın görüşü bu." dedi.
"REFERANSLAR OLABİLİR AMA TALEPLER DEĞERLENDİRİLİRKEN KİŞİNİN LİYAKATINA BAKILIR"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Tabii, bakan yardımcımız ile ilgili basına da intikal eden hususları biz de gördük. Bizim tek kriterimiz vardır o da liyakat. Milletvekillerimize, bakan yardımcılarımıza, toplumun değişik kesimlerinden talepler gelir. İktidardan da gelir bu talepler, muhalefet milletvekillerinden de gelir. Dolayısıyla bunların değerlendirmesini yapacak olan hükümetteki komisyonlardır. Bu komisyonlarımızın özellikle Adalet Bakanlığımızda liyakatı esas alırız biz. Bizim hedefimiz budur. Yani tek derdimiz bu işi en düzgün yapacak kişilerdir. Referanslar olabilir başka talepler olabilir ama talepler değerlendirilirken ilgili komisyonlar özellikle kişinin liyakatına bakar. O işi yapabilip yapamayacağına bakar. Dolayısıyla bizim tek kriterimiz liyakatdir. Bize herkes ulaşabilir, mail atabilir, cep telefonlarına mesaj atabilir, dolayısıyla bu anlamda tüm bu talepleri değerlendirecek olan ilgili komisyonlardır. Kanunen bizim bakanlığımızda kurulmuş olan komisyonlar var. Çok çeşitli sınavlardan, kademelerden geçerler. ÖSYM'nin yaptığı sınavları verirler sonrasında da liyakati esas alan bizim kriterimiz vardır. Biz bu kriterden şaşmayız. O nedenle o torpil iddiaları vesaire bunları tamamen reddediyoruz. Talepleri alırız onu değerlendirmek elbette ki komisyonun. Özellikle kriterlere uymuyorsa o talepler elbette ki devre dışı kalır." diye konuştu.
"İKİ YÜKSEK MAHKEMEMİZ ARASINDA BİR GÖRÜŞ FARKI ORTAYA ÇIKTI"
Bakan Tunç, "Bu uzun süredir konuşuldu. Anayasa mahkemesinin kararından sonra Yargıtay vermiş olduğu bir karar söz konusu oldu. Yargıtay bu konuda anayasanın milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen 83. Maddesi ve 14. Maddesinin anayasa mahkemesi kararıyla uygulanamaz hale getirildiği yönünde bir karar verdi. 83. Maddede seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla anayasal düzene ilişkin suçlar, dokunulmazlık kapsamı dışında. Burada Yargıtayımızın görüşü bu. Anayasa mahkememiz ise dokunulmazlıktan yararlanabileceği yönünde bir görüş belirterek orada iki yüksek mahkememiz arasında bir görüş farkı ortaya çıktı. Dolayısıyla son verilen karar Yargıtay'ın vermiş olduğu karar. Yargıtay'ın kararının gerekçesini okuduğunuz zaman hep beraber görmek mümkün. Bundan sonraki süreçte ilgililer başvuru yapar yapmaz onlar onların bileceği iş. Tabii ki Yargıtay'ın vermiş olduğu ilk derece istinaf ve Yargıtay ilgili daireleri itiraz sonrası başka dairenin de vermiş olduğu kesinleşmiş bir hüküm söz konusu. Bu kesin hüküm de şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündeminde olan tamamen meclis kendi gündemine hakim. Hep beraber önümüzdeki süreci göreceğiz." dedi.