Adil Serdar Saçan: Adnan Oktar'ın 'jön' müritleri, zengin ailelerin kızlarına kaset şantajı yaptı
Kamuoyunda 'Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik 1999 yılında düzenlenen operasyonun başında bulunan dönemin İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, bugün düzenlenen operasyona ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Saçan, bu örgütteki 'jön' denilen müritlerin zengin ailelerin kızlarını ayarladıklarını, onlarla birlikte olurken çekilen gizli kamera görüntüleriyle şantaj karşılığı para elde ettiklerini ileri sürdü
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından Adnan Oktar ile beraber 235 kişi hakkında 4 ilde toplam 120 adreste operasyon yapılıyor. Adnan Oktar, kaçarken Sarıyer'de yakalandı.
Adnan Oktar ve grubuna yönelik 1999 yılında düzenlenen operasyonun başında yer alan eski İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, bugün düzenlenen operasyonu DHA'ya değerlendirdi.
"POLİS ÇOK TEHLİKELİ BİR ÖRGÜTÜN ÜZERİNE GİDİYOR"
Bugün İstanbul Emniyet'inden operasyona ilişkin yapılan açıklamaya dikkat çeken Saçan, "1999 yılında İstanbul Organize Suçlar Müdürü iken aynı gruba yönelik bir tek 'askeri casusluk' suçlaması hariç diğer bütün suçlardan dolayı operasyon yapmıştık. O operasyonların ardından 15 yıl kadar yargılandılar. Mahkemeleri uzata uzata zaman aşımından dolayı o dosya düşmüştü. Bugün yapılan operasyonun çok yerinde ve doğru bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Böyle bir örgütün gerçekten var olduğuna inanıyorum. Polis iyi bir iş yaptı ve arkadaşları tebrik ediyorum. Toplumda hem dini hem insani açıdan çok tehlikeli bir örgütün üzerine gidiyorlar" diye konuştu.
1999'DAKİ 'ADNAN OKTAR OPERASYONU'
1999 yılında yaptıkları operasyona ilişkin bilgiler paylaşan Adil Serdar Saçan şunları söyledi:
"O dönem operasyon 110 kişiye yönelikti. Bugün yapılan operasyona ilişkin İstanbul Emniyeti'nin yaptığı açıklamaya göre 'askeri casusluk' suçlaması hariç yapılan bütün suçlamalar bizim operasyonumuzda da vardı. 'İnsanları zorla alıkoymak', 'küçük yaşta çocuklara istismar ve birlikte olmak' var. Organize bir suç örgütünün yapabileceği her şey var. Örgüt, zengin ailelerin çocuklarına musallat olduğu için güçlüler. Bu çocukların belinde de silah var. Silahı da legal yollardan kullanan bir örgüt. Yani yasaların vermiş olduğu imkanları kullanan hem de bunları kendi amaçları doğrultusunda kötüye kullanan bir örgüt."
"HAKKIMDA 300'ÜN ÜZERİNDE DAVA AÇTILAR"
Düzenledikleri operasyonun ardından Adnan Oktar'ın başta dönemin Cumhuriyet Savcısı ve kendisi başta olmak üzere operasyonu yapanlara karşı yüzlerce dava açtığını kaydeden Adil Serdar Saçan, bu davalardan bazılarının halen daha devam ettiğini söyledi.
Saçan, "Benim hakkımda 300'ün üzerinde suç duyurusunda bulundular ve dava açtılar. Bu suçlamalar nedeniyle halen daha devam eden yargılamalarım var. Kendilerine karşı kim bir operasyon yapsa onun üzerine gidiyorlar. Televizyon kanalları var ve burada durmadan iftira atıyorlar. Benimle ilgili 100'ün üzerinde program yaptılar ve karalama kampanyasında bulundular" dedi.
"JÖN'LERDEN ZENGİN AİLELERİN KIZLARINA KASETLİ ŞANTAJ"
Adnan Oktar ve grubunun büyük bir para gücüne sahip olduğunu aktaran eski Polis Müdürü Saçan, bu güce de özellikle 'jön' denilen müritlerin zengin ailelerin kızlarını ayarladıklarını, onlarla birlikte olurken çekilen gizli kamera görüntüleriyle şantaj karşılığı para elde ettiklerini ileri sürdü.
"DİNLE HİÇ ALAKALARI YOK"
Adil Serdar Saçan, Adnan Oktar ve grubunun faaliyetlerini "dini bir kisve altında yürütüyorlar" şeklinde belirterek, "Bunlar güya İslamı modernize eden bir grup. Kendilerine göre yorumluyorlar. Aslında bunlar için İslam düşmanı en büyük grup diyebiliriz. Bir kere Adnan Oktar'ın dini bir eğitimi yok. Namaz vakitlerini sabah ve yatsı olmak üzere iki vakit kılıyorlar. Yani dinle hiç alakaları yok. Dinin kurallarının tamamen dışında olan; münafığın da ötesinde bir grup oluyorlar. Bunu da dış mihrakların desteğiyle yaptığını biliyoruz. İnternete baktığınızda da İsrail'in o dinci gruplarıyla irtibatlarını göreceksiniz. Buna 'masonluk' belgesi verdiler. Ne yazık ki böyle bir yapıdan bahsediyoruz" şeklinde konuştu.
OKTAR BABUNA OLAYI: BAŞLI BAŞINA BİR CASUSLUK OLAYIYDI
Saçan, bugün yapılan operasyonda 'askeri casusluk' suçlamasına yönelik ise "Hiç şaşırmadım. Dışarıyla bağlantıları var. Bir ara Türkiye'de Oktar Babuna ile ilgili 100 bin ünite kan toplandı. Bu kanlar Amerika'ya gönderildi. O dönem Sağlık Bakanı da söyledi, 'bizim gen haritamızı çıkartıyorlar' diye. Bu aslında başlı başına bir casusluk olayıydı. Amerika'da gönderilen bu kanlara ne olduğu ise belli değil. Biz bunu bu şekilde belirttiğimiz halde o dönem böyle değerlendirilmedi" ifadelerini kullandı.
"OPERASYON BİR GÜNÜN İŞİ DEĞİLDİR"
"Bu operasyon bir günün işi değildir" diyen Saçan, "Mutlaka izleme ve dinleme faaliyetleri vardır. Mutlaka polisin ve savcılığın elinde ciddi deliller var ki böyle büyük bir operasyonun emri verildi. Büyük operasyonlar da bir maliyet işidir. Örgütlü suç operasyonları sebep- sonuç ilişkisi kurulmadan yapılmaz. Çok uzun bir zamanda çok iyi çalışıldığını düşünüyorum. Temennim bu tür örgütlerin Türkiye'de yaşamasına izin verilmemesidir çünkü hem topluma hem insanlığa hem de dine büyük zarar veriyorlar. Televizyonlarda görülen o kedicikler gerçekten zor durumdalar. Zorla ameliyatlar yaptırılıyor, zorla orada tutuluyorlar. Onlar için gerçekten çok üzülüyorum çünkü yapıyı iyi biliyorum. Cesaret edip de kaçabilenler oldu. Bu örgüt öyle dışarıdan görüldüğü gibi değil. Çok derin örgüttür" değerlendirmesinde bulundu.
"19 YIL SONRA HAKLI OLDUĞUMUZ ORTAYA ÇIKTI"
Adil Serdar Saçan, Oktar ve grubuna yönelik suç örgütü suçlamasıyla ilk operasyonun 1999'da kendilerinin yaptığına dikkat çekerek, "Operasyonun ardından benim için çok büyük sıkıntılar oldu. Beni çok uğraştırdılar. 19 yıl sonra bu konuda haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı" dedi.
Adnan Oktar ile o dönem emniyette görüştüğünü anlatan Adil Serdar Saçan, şöyle konuştu:
"Gözaltına alındığında kendisiyle görüştüm. Kendisine 'din adamı olup olmadığını' sordum. 'Hayır dinle bir ilgim yok' dedi. 'Arapça biliyor musun?' diye sordum, 'bilmiyorum' dedi. 'Dini kitapları ve fetvaları bizim çocuklar yazıyor' dedi. Biz onları aldığımız zaman, 28 Şubat döneminin paşalarına, 'Bize eziyet ediyorlar. Biz Atatürkçüyüz' diye mektuplar yazmışlardı. Sonra birden bire 'Fethullahçı' kesildiler. Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi taraftarı oldular. Yani kimi güçlü görüyorlarsa ona biat ettiler"
Öte yandan Adnan Oktar ve grubuna yönelik 1999 yılında yapılan operasyonda 110 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan aralarında Adnan Hoca'nın da olduğu 20 kişi tutuklanmıştı. Adnan Oktar, yaklaşık 8 ay tutukluluğun ardından tahliye edilmişti. Bu sabah İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından başlatılan operasyonda ise Adnan Oktar ile beraber 235 kişi hakkında 4 ilde toplam 120 adreste operasyon başlatıldı.
Enver ALAS - Kaan ULU / İSTANBUL,DHA
- "Yarısı Bizden" kampanyasından rekor destek! 2.7 milyar liraya ulaştı
- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Üç kredi kuruluşunun iki kademe not artırdığı tek ülke Türkiye
- Türk şirketler sürdürülebilirlik vizyonlarını COP29 katılımcılarıyla paylaştı
- Altın yeni haftaya yükselişle başladı
- Emekliler zamlı maaşlarını merakla bekliyor, hesap değişti! İşte yeni rakamlar