Ali İhsan Yavuz'dan önemli açıklamalar
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, parti genel merkezinde medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya geldi ve İstanbul'daki itirazlara ilişkin önemli açıklamalar yaptı
Ali İhsan Yavuz'un konuşmasından satır başları:
YSK sayfasında daha farklı rakamları gözlemleyince hemen arkadaşlarımızla birlikte İstanbul'a hareket ettik. Gece İstanbul'a vardık. Bu farkın neden ortaya çıktığını ilk akşamdan itibaren anlamaya çalıştık.
"AK PARTİ LEHİNE 5 BİN 594 OY DÜZELTİLDİ"
3 aşamalı bir çalışma gerçekleştirdik. Maddi hataların düzeltilmesine gittik. Geçersiz oyların yeniden sayılmasını istedik. Bütün oyların sayımını istedik ama sadece 4 ilçede tamamen sayımına iki ilçede de birer seçim kurulunda sayımına karar verildi. Bütün ilçelerde sadece geçersiz oylar sayıldı oyların bütünü sayılmadı. Sadece geçersiz oy sayımı ile AK Parti lehine düzeltilen oy sayısı 5 bin 594. Bir yandan maddi hata düzeltimi ve tüm oyların sayımına ilişkin düzeltmeler yapıldı ama bir hususun altını çizmek istiyorum. Geçersiz oyların tamamı sayıldı ama tüm sandıkların sayımı anlamında sadece yüzde 10'una tekabül eden bir sayım yapıldı. Bütün sandıkları baz aldığımızda sadece yüzde 10 sayıldı.
"BİZİM FARK EDEMEYECEĞİMİZ KANUNSUZ İŞLEMLER YAPILDI"
Sandıkta hiçbir şey olmadıysa bu kadar oy nasıl AK Parti lehine kayıtlara geçildi ve fark azaldı? Biz diyoruz ki kesinlikle bir şeyler oldu. Kabul edelim bizim de sayın Cumhurbaşkanımız da açıkladı bizim de bir parça kusurumuz vardı fakat ortada kanunun dışına çıkan, bizim fark edemeyeceğimiz bir takım kanunsuz işlemler yapıldı diyoruz bu kadar net. Bizim kesinlikle fark edemeyeceğimiz, partilerin denetimine tabi olmayan alanda bir takım kanunsuzluklar yapıldı.
"BU İŞ EKREM İMAMOĞLU'NA YARASIN DİYE YAPILDI"
Ben CHP'nin tavrını kesinlikle anlamıyorum. Bu işi baştan sonra CHP usulsüzlüğü yaptı, yaptırdı iddiasında değilim. Ama bu oldu ve biz bunu ortaya koyuyoruz. CHP'ye düşen bu kanunsuz işleri onların da takip etmesi. Eğer biz bu sistemi ayıklayamazsak bundan sonraki seçimlere ilişkin herkesin kafasında soru işaretleri kalır. Bu iş CHP'ye Ekrem İmamoğlu'na yarasın diye yapıldı. İddiamız net, organize usulsüzlük yapıldı.
"ORTADA ÇOK NET BİR HÜKÜM VAR"
CHP'nin ve tüm partilerin yapması gereken ortada çok net bir hüküm var. Buna nasıl uymaz bir seçim kurulu hakimi diye aslında hepimiz bas bas bağırmamız gerekiyor. Çünkü bugün o kanunları en iyi uygulaması gereken yerler kanunun dışına çıkarsa yarın başkaları da başka şey yapar. Onun için aslında bu İstanbul seçimlerinin ne olacağından çok çok önemli bir meseledir. Biz seçim mevzuatımıza da güveniyoruz. Burada olan seçim mevzuatının dışına çıkmaması gereken birilerinin ya kendisinin çıkması ya da sebebiyet veren kişilerin varlığıdır.
‘KAMU GÖREVLİSİ OLMAYAN TOPLAM SAYI 19 BİN 623’TÜR’
Sandık kurullarına, başkanlarına ilişkin bir takım rakamlar veriliyor. Bakınız, kamu görevlisi olmayan toplam sayı 19 bin 623’tür. Normalde 31 bin 280 sandık var. 62 bin 560 kamu görevlisi görevlendirmemiz gerekirdi. Ama bunların 19 bin 623’ü kamu görevlisi değil. Çok ilginç bir şey. Peki kamu görevlilerinin içerisinde, görev yapmasına engel olan kişiler var mı? Var. Tek tek belirledik, kamudan ihraç edilenler var 12 kişi. Bakın görevden uzaklaştırılanlar, emekli olanlar var, askeri personel var 32 kişi biz tespit ettik. Bunlar askeri personel, asker değil. Bahçıvan, hademe, aşçı. Bunları getirmişler, kesinlikle yapmaması gerekirken sandık başkanlığında görev vermişler. İşsiz olanlar var, banka sandığına bağlı SSK’lılar var, belediye şirketinde işçi olanlar var, SSK’lı olarak diğer şirketlerde çalışanlar var. E şimdi oldu mu? 19 bin 623.
‘AKŞAM BİR ARKADAŞ ÖRNEK VERDİ…’
En son milletvekili seçiminde en fazla oy almış ve orada seçime katılan 5 siyasi parti kurula üye veriyor. Partilerin verdiği üyelerden bahsetmiyoruz. Bu tam kanunsuzluk anlamına gelmez mi? Akşam bir arkadaş örnek verdi. Vermek istemezdim ama hafızamda. Dedi ki birisi… Ben şimdi gittim Valiliğe, güvenlik sebebiyle silah ruhsatı isterim dedi. Sonra valinin imzası diye oradaki hademe imzaladı verdi, silah ruhsatı verdiler. Polis beni çevirdi, valinin imzalamadığı anlaşıldı. Ne olur? Ruhsat iptal edilir, silah geri alınır. Ve yeni bir dosya hazırla başvur.
O kişi valinin imzaladığını biliyor. Kişinin kendisi imzalamıyor. Seçmende sorun yok yani. Vali adına başkası imzalıyor ve bunun imzaladığı ancak polis çevriminde ortaya çıkıyor. CHP diyor ki; ruhsat var ne yapalım diyor. Var da kardeşim imza doğru değil. CHP’nin yaptığı doğru değil. Biz de diyoruz ki bu geri alınması gerekir, yeniden ruhsat için başvurulması gerekir. Seçimin iptali yolunun denenmesi gerekir diyorum. Bu kadar net.
"MÜŞTEREK VE KASITLI"
Bir iddiada bulunuyoruz; diyoruz ki, bu seçimlerinin belkemiğini sandık sayım döküm çizelgeleri oluşturur. Bütün sistem sandık başkanları üzerinden yürüyor. Kamu görevlisi değilse o torbaları ne yapıyor? seçimden sonra da sayımdan sonra da bu işin temelini sayım döküm cetvelleri oluşturuyor. Kanun ve genelge çok net. İki üye çeteleyi alır, sandık başkanı okur, iki üye tik atmaya başlar. Bunlar karşılaştırılır. İki üye arasında çelişki varsa bir kez daha okunur. Bunun bir takım kanuni olmazsa olmazları var. Mühür, barkot, imza, rakamlar yazılmış, çentikler olmuş olacak. Sayım döküm cetvellerinde acayip hatalar, eksikler var. Bunlar müşterek, kasıtlı ve organizeli yapılmıştır. Mühürsüz oy adedi 5 bin 388'dir. 694'ü imzasıdır, 294'ü boştur, 498 tanesi eksiktir, bin 335 tanesinde bir takım eksiklikler söz konusudur. Bir seçimde bu kadarının olması mümkün müdür? Keşke CHP de kendisine sorsa. Ve keşke hep birlikte bunun mücadelesini versek. 31 bin 280 sayım döküm cetveli var, iki ile çarpın. Birini eline alıyor, birini torbaya koyuyor. 62 bin 560 adet oluyor. bunların yarısı 31 bin 280 tanesi sandıklara yerleştiriliyor, kalan 31 bin 280’i seçim kurullarına veriyor. Seçim kurulları tarıyor, partilere veriyor. Peki olan ne? Torbayı açıyorsunuz sayım cetveli yok. Sisteme girememişler yok. Biz neyle karşılaştıracağız dedikçe, boş girmişler, isimsiz girmişler, mühürsüz girmişler. 10 bine yakım sayım döküm cetveli sorunlu, temel çöktü.
‘DURUM O KADAR VAHİM Kİ, ÇOK SU GÖTÜRÜR GERÇEKTEN’
Durum o kadar vahim ki, çok su götürür gerçekten. Zaten biz onun için diyoruz ki 298 sayılı yasanın 130’uncu maddesi diyor ki, “Seçimin sonucuna müessir olaylar ve haller sebebiyle olağanüstü itiraz kullanılabilir” Burada tam kanunsuzluklar var. sandık başkanlarından sonra en önemli konu bu konuydu dedim. Sayım döküm cetvellerinin usulsüz, yanlış olduğunu ortaya koymaya çalıştım.
"KISITLILAR, ÖLÜLER, CEZAEVİ SEÇMENİ, HÜKÜMLÜLERİN LİSTEDE YER ALMASI..."
Peki bir diğeri; biz dedik ki her seçimde ileri sürülenlerden bir tanesidir. Bundan önceki seçimlerin hiçbirinde, sayım döküm cetveline dayandırılan usulsüzlük ortaya çıkmamıştır. Şimdi her seçimde, daha çok işletilen olağan olan hususa geldi sıra. Nedir o? Kısıtlılar, ölüler, cezaevi seçmeni, hükümlülerin listede yer alması meselesi… Diyor ki bir CHP’li yetkili, “Tamam da kısıtlıların oy kullandığını nereden biliyorsun” diyor. Biz zaten YSK incelesin diye diyoruz. Hukukçular biliyor, ileri sürdüğünüz her şey doğru olmayabilir. Siz ileri sürersiniz, karar verecek makamlar araştırır, dosyayı tamamlar karar verir. Önceki iki şey o kadar bariz ki, bunlara bir eleştiri… ‘Bu yeterli değil mi’ diyorlar da, ‘sandık başkanlarında kanunsuzluk yapılmamıştır’ demiyorlar.
İptal edilen dört yer var arkadaşlar. Bu dört yerde de bunlara dayandırılmıştır. Daha çok kısıtlıların oy kullanması söz konusu olmuş. Yine bizim gibi iddia etmişler, YSK listeleri açmış, bakmış ki kısıtlılar oy kullanmış… Burada zikredilenler 2 bin 308 kısıtlı mahkeme kararı var. bir de mahkeme kararı olmayan, zihinsel engelliler var. 1229 ölü, 10 bin 290 cezaevi seçmeni 236 yerleşim yeri cezaevi olan cezaevi seçmeni 5 bin hükümlü olmasına rağmen seçmen listelerinde yer alanlar. Verdiğim bütün rakamlar İstanbul’a ilişkindir. Buradakilerin hiçbirinin karşısında ‘oy kullanamaz’ şerhi yoktur. Neden altını çiziyorum.
"2-3 KATI OLACAKTI"
CHP’li yetkililer hep cevap verirken bir parça kamuoyunu nasıl yanıltırız diye yerden hareket ediyorlar. Bizim asıl işimiz gerçeği yakalamak olmalı. Düzeltiyorum, eğer yan tarafına oy kullanamaz şerhi düşenler olsaydı bu rakamlar 2-3 katı olacaktı. Onları ayırdık. Peki cezaevi seçmeni? Hem cezaevinde seçmen, hem dışarda seçmen. Şerhi olan 10 bin 290 kişi. Cezaevinde seçmen ve oy kullanmış. Aynı kişiler, bu kadarı yanına şerh düşülmeden seçmen kayıtlarında var. Onların yerine de oy kullanılmış olabilir. Onu biz bilemeyiz, torbaların içinde, YSK açacak, bakacak. İptal edilen dört yerde de böyle oldu. Biz iddiamızı sunduk, sonra baktılar ki kısıtlılar oy kullanmış.
"SEÇİM GÜVENLİĞİ EN ÇOK CHP'YE LAZIM OLACAK"
Biz CHP'nin bu işin içinde olmadığını düşünmek istiyoruz. Ama CHP sadece İBB'yi almanın heyecanı içinde ayağına kurşun sıkıyor. Çünkü seçim güvenliği hepimize lazım. Bu seçimler bizim en yüksek oy aldığımız 2. seçimler. Sayın Cumhurbaşkanımız 104 yerde miting yaptı. Süreci dolu dolu geçirdik. Seçmen de bizi onurlandırdı. Bu seçimden zaferle çıktık. İstiyoruz ki CHP'de bizim gibi bu işin sorumlularının ortaya çıkarılması için çalışsın. Ama tavırları farklı. Türkiye'yi bölmeye çalışan unsurlar bu işin içinde. CHP yaşadığı heyecanla olanları göremiyor diye düşünüyorum. CHP iktidara en yakın 2. parti. Seçim güvenliği en çok onlara lazım olacak. Ama harekete geçmiyorlar.
"FATİH PORTAKAL BİR VİDEO PAYLAŞMIŞ..."
Bir tane hadiseden bahsetmek istiyorum. Fatih Portakal; bunun FETÖ unsurlarıyla aynı anda söyledim ama bir ithamım yok düzeltmiş olayım. Birçok yerde döndü bu. Fatih Portakal da bir video paylaşmış, altına da ‘pot üstüne pot kırmaya devam’ demiş ve bir videomu yayınlamış. Ben Fatih Portakal’ın da başkasının oyununa gelmiş olabilir diyorum. Çok açık, bütün kameralar orada, canlı yayındayız. Ben basın açıklamasında bulunuyorum. Aşağı iniyorum, aşağı indikten basın mensupları bazı şeyler soruyor. Verirken bakıyorum ki, basın mensuplarının bir kısmına konuşuyorum. Özür diliyorum, diyorum ki bir kısmına has bir şey açıklamayayım… ‘Arkadaşlar özür dilerim ya ben farkı söyleyip gidecektim’ dedim. ‘Nezaketsizlik oluyor, özür dilerim’ dedim gittim.
Bunda ne var? Sanki biz bir takım kurgular içinde yansıtmanın anlamı ne? Fatih Portakal alıntılıyor. Bunu FETÖ unsurları hazırladı. Benim aklım durdu adeta. Bu belirgin olduğu için söyledim. Olan ortada, bakın isterseniz bunların videosunu, o kısmını değil tamamını alın. Birileri ‘yakaladık’ diyor, FETÖ unsurları servis ediyor. Bu kadarına pes doğrusu diyorum.
"AKLIM ALMIYOR BU SEÇİMDEKİ İŞLERİ"
Ben 2002'den bu yana seçim işleriyle uğraşıyorum.Benim bütün hayatım bu işlerin içinde geçti. Aklım bu seçimde bazı şeyleri almıyor. 39 ilçenin 39'unda da başında en kıdemli hakim bulunmasına rağmen ve 298 nolu sayının 22 ve 23'üncü maddeleri bu kadar açıkken nasıl olur da bu kadar büyük kanunsuzluk yapılır. Ama benim bir cevabım var. Hepsi seçim kurulu başkanlarından kaynaklanmıyordur belki de çoğu. Onları da kandıran bir takım unsurların olmuş olmasından bahsediyorum.
"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"
YSK’nın kararı herkesi bağlar. Peki YSK, olumsuz bir karar verirse sizin yapacağınız başka ne var? Olumlu da olumsuz da verilse atacağımız adımlar var. bir hepsini belirleyip suç duyurusunda bulunacağız. Kimse, isterse AK Parti’nin içinden olsun. Çünkü seçim güvenliğini zedelemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Kim olursa olsun, isterse babamızın oğlu olsun kanunsuz işlere imza atan kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunacağız. İki, kanun çok açık. Bir hukukçu olarak gerçekten anlamıyorum, kime sorsam da kimse anlamıyor. Yeni yasal düzenlemelere de ihtiyaç var diye düşünüyorum.
‘SANDIK KURULU BAŞKANLARI VE MEMUR ÜYELERİNİ DENETLEME HAKKI PARTİLERDE YOK’
Biz, bizim elimizdeki belgeyi bilgi, inandıklarımızı yakaladıklarımızı yargıya intikal ettirmek gibi bir görevimiz var, onu yapacağız. Hangi mülki amir olduğu belli diyorsunuz… Size çok ihtiyacımız var basın mensubu arkadaşlarımıza. AK Parti’nin lehine bir şey yapın diye değil. Gerçeği ortaya çıkartmakta fonksiyonunuz var. Baştan beri diyorum ki, mülki idare listeyi temsil etti ve bu listenin içinden almadı. Mülki idare yanlış teslim etseydi, seçim kurullarına atfedeceğimiz zerre kusur olmazdı.
İlçe seçim kurulu, sandık başkanlarını o listeden atar diyor o kanun. Mülki idareye diyor ki, sen de kamu görevlisi listesini vereceksin. İlçe seçim kurulu liste dışına çıkmıştır. Sandık kurulu başkanları ve memur üyelerini denetleme hakkı partilerde yok. Bu da belki mevzuatsal olarak bir sorun.
- Turizmin lokomotifi yola çıktı! Bakan Uraloğlu: 60 sefer yapılacak
- Eski kimliği olanlar dikkat! Günler kaldı, artık işlem yapılamayacak
- Asgari ücrette sona geliniyor! İşte konuşulan son rakamlar
- Memur ve emeklilerin gözü maaş zammında! İşte beklenen oranlar
- Memurlar için en kritik hafta! 2024 yılı bitmeden bunları yapın