GündemAntep canavarı 43 kişiyi öldürüp 300 kişiyi yaraladı! Nazım Hikmet’le tanışması hayatının dönüm noktası oldu

Antep canavarı 43 kişiyi öldürüp 300 kişiyi yaraladı! Nazım Hikmet’le tanışması hayatının dönüm noktası oldu

Paylaş
Antep canavarı 43 kişiyi öldürüp 300 kişiyi yaraladı! Nazım Hikmet’le tanışması hayatının dönüm noktası oldu

Seri katil denince Türkiye’de akıllara gelen ilk kişilerden birisi Gaziantepli Abdullah Palaz. İşlediği cinayetler, cezaevinde saldığı nam ile tanınan Abdullah Palaz, Antep Canavarı Abdullah Dayı olarak da anılıyordu. Palaz'ın cezaevinde Nazım Hikmet'le tanışması hayatının önemli bir dönüm noktası olurken Türk sinemasının en önemli filmlerinden olan Tatar Ramazan’ın, Ezel’in Ramiz Dayısı’nın da esin kaynağı olmuştu. Uzman Klinik Psikolog Berk Karaoğlu ise, seri katil Abdullah Palaz'ın adaleti kendi sağlama dürtüsü ile insanları katlettiğini ifade etti. İşte Antep Canavarı'nın filmlere konu olan hayat hikayesi...

BARIŞ SÖZAL / POSTA.COM.TR - Seri katil denince Türkiye’de akıllara gelen ilk kişilerden birisi Gaziantepli Abdullah Palaz, İşlediği cinayetler, cezaevinde saldığı nam ile tanınan Abdullah Palaz, Antep Canavarı Abdullah Dayı olarak da anılıyordu. Peki, Abdullah Palaz’ın hayatı nasıldı?. ‘Antep Canavarının’ Nazım Hikmet'le olan Hikayesi neydi? Karakteri hangi film ve dizilere ilham oldu. 

Haberin Devamı

İLK CİNAYETİ 12 YAŞINDA

1923 Doğumlu olan Abdullah Palaz, Antep Canavarı Abdullah Dayı olmasındaki ilk adımı 12 yaşında attı. Gaziantep’te, köy meydanında 1 kişiyi öldürdü çocuk ve yaşı küçük olması nedeniyle tutuklanmadı. Aradan geçen 5 sene sonunda Abdullah Palaz, kendisine hasım olan 15 kişiyi öldürdü. Ve cezaevi hayatı başladı, ilk adresi Konya Cezaevi oldu. 

CEZAEVİNDE RAHAT DURMADI

Konya’da mahkum olarak yaşamını sürdüren Abdullah Palaz orada da rahat durmadı. Fakat haksızlığa gelemediği için cezaevinde düşmanı her geçen gün artmaya başlamıştı. Bir gece Abdullah Palaz, hemşerisi olan arkadaşlarıyla birlikte Konyalı Efeler grubunun kaldığı koğuşunu bastı. Çıkan olaylarda tek başına 7 kişiyi öldürdü. Artık Abdullah Palaz’ın adı, Antep Canavarı olmuştu. 

Haberin Devamı

Antep canavarı 43 kişiyi öldürüp 300 kişiyi yaraladı Nazım Hikmet’le tanışması hayatının dönüm noktası oldu

NAZIM HİKMET ARKADAŞI OLDU

Bursa Cezaevi’ne gönderilir olanlar sonrası. Gittiği gün boğazına kadar dışkı dolu kanalizasyona kapatıldı. Üç arkadaşı orada hayatını kaybetti. Kendisine yardım eden ise Türk edebiyatının büyük isimlerinden Nazım Hikmet oldu. Nazım Hikmet kendisine temiz su getirip temizlenmesine yardım etmişti. 

NAZIM HİKMET'E SÖZ VERDİ KİMSEYİ ÖLDÜRMEDİ

Cezaevi müdürüyle konuşup Nazım Hikmet ile aynı koğuşta kalmak istediğini söyledi. Müdür tek şartla kabul etti, kimseyi öldürmeyecekti. O da bu teklifi kabul etti ve aynı koğuşta kaldılar. Bu süre zarfında kimseyi öldürmedi Abdullah Palaz. Ancak bir süre sonra Nazım Hikmet başka bir cezaevine gönderilince Abdullah Palaz yeniden olay çıkarmaya başladı. Başta cezaevi müdürü olmak üzere birçok kişiyi öldürdü. Bu olaylar sonra Sinop Cezaevi gönderildi. 

48 YIL HAPİS YATTI

Abdullah Palaz 38 farklı cezaevinde toplam 48 yıl geçirdi. Yarım yüzyıla yakın bu süre içerisinde Türkiye’nin en ünlü seri katillerinden birisi oldu. 43 kişiyi öldürdü. Gerçi diğerlerinden farklı bir yapısı vardı Abdullah Palaz’ın. 1991’de öldüğünde Karşıyaka’ya gömülmüş ancak daha sonra cenazesi Gaziantep’e nakledilmiştir. 

Antep canavarı 43 kişiyi öldürüp 300 kişiyi yaraladı Nazım Hikmet’le tanışması hayatının dönüm noktası oldu

FİLM VE DİZİ KARAKTERLERİNE İLHAM OLDU

Antep Canavarı Abdullah Dayı olarak namlanan Abdullah Palaz birçok karaktere de ilham kaynağı oldu. Türk sinemasının en önemli filmlerinden olan Tatar Ramazan’ın, Ezel’in Ramiz Dayısı’nın esin kaynağı oldu. Haksızlıklara gücüyle karşı çıkmıştı. 

Haberin Devamı

Antep canavarı 43 kişiyi öldürüp 300 kişiyi yaraladı Nazım Hikmet’le tanışması hayatının dönüm noktası oldu

"HAK HUKUKU KENDİLERİ SAĞLAMA DÜRTÜSÜ" 

Seri katiller hakkında görüşünü aldığımız Uzman Klinik Psikolog Berk Karaoğlu; “Bu tarz kişiler, haklılık kavramına çok önem verdiği için hak hukuku kendileri sağlama yoluna gitmektedirler. Pozitif kaynak bulduklarında bu arkadaş olabilir, aile figürü olabilir, herhangi bir güven kaynağı bulduklarında normal hayatlarına devam edebilirler. Bundan dolaysıda dürtüsel modlarından ziyade, daha normatif davranışlar eğilimine girebilirler” diyerek sözlerini tamamladı.