Bağcılar'dan Elon Musk'ın şirketine yolculuk! Uzaya gidecek ilk Türklerin mekiğini yaptı
Herkes uzaya gidecek ilk Türk vatandaşlarını konuşurken, Elon Musk'ın SpaceX şirketinde çalışan ve uzay yolculuğunda kullanılacak mekiğin üretiminde görev alan tek Türk Samet Saray, sıra dışı başarı öyküsüyle dikkat çekiyor. Araba tamircisi bir babanın oğlu olan ve İstanbul Bağcılar'da meslek lisesinde başlayan macerası şimdilerde uzay yolculuğuna uzanan Samet Saray'ın yeni görev aldığı proje ise oldukça ilginç: Uçan araba!
Büşra Özbelli / Posta.com.tr İstanbul Fatih'te dünyaya gelen Samet Saray anne ve baba tarafından aslen Arnavut göçmeni. Bütün çocukluğu ve gençliği Zeytinburnu'nda geçen Saray, şimdilerde Los Angeles'te yaşıyor. "Ben dünyanın en havalı okullarından mezun olmadım" diyen Saray, gençlere örnek olmak için başarı hikayesininin tüm açıklığıyla anlattı.
Samet Saray, "Ben çocukken babamın küçük bir araba tamirhanesi vardı. Babam işleri kötü gidip dükkanı kapattıktan sonra Atatürk Havalimanı'ndaki yer hizmetlerinde şoför olarak çalışmaya başladı. Benim ortaokulda notlarım iyi gidiyordu, babam arabasını satıp beni dershaneye gönderdi. Lise sınavında iyi bir puan yapıp Bağcılar'daki Abdurrahman ve Nermin Bilimli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ni kazandım. O bölümü yazmamda ablam ve o dönem havalimanında çalışan babamın etkisi büyük oldu. Bir sene İngilizce hazırlık, artı 4 yıl mesleki eğitim aldım" dedi.
"Ben aslında çalışma hayatıma 13-14 yaşındayken Kapalıçarşı'da çırak olarak başladım" diyen Saray, "İngilizce'yi Kapalıçarşı'da öğrendim. Liseden sonra Türk Hava Yolları'nda staj yaptım. Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde 2 yıllık endüstriyel elektronik bölümüne geçiş yaptım. Çünkü bizim gibi teknik okullardan mezun kişiler kat sayı sorunu sebebiyle mühendislik okuyamıyordu. Mühendislik seçildiği zaman puan kırılıyordu ve yüzde 100 net yapsan bile mühendisliğe giremiyordun. İTÜ'deki iki yıllık bölümü bitirdim. Ardından Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde okudum. Onu da açıkçası askerliği kısa dönem yapmak için okumuştum. Türk Hava Yolları'nda teknisyen olarak çalışmaya başladım" diyerek mesleki kariyerine nasıl adım attığını anlattı.
Türk Hava Yolları teknikte 7 yılın biraz üzerinde çalıştığını söyleyen Saray, "Burada çeşitli projelerde yer aldım. Cumhurbaşkanlığı uçaklarından birinin modifikasyonunda görev alan birkaç teknisyenden bir tanesiydim. TC-ATA uçağını Kanada yapmıştı. TC-GAP'ı biz yapmıştık. Kanada ile böyle bir yarış olmuştu ve biz daha iyisini yaptık. Şirketteki son zamanlarımda yeni bir sistem satın alınmıştı. İki yıla kadar bu sistemin yönetiminde yer aldım. O süreçte pilot olmak istediğim için pilotaja geçiş yapmak istiyordum ki bir anda hayatım tamamen değişti" diyerek, Amerika yolculuğunu başlatan tesadüfü işaret etti.
KIZ ARKADAŞINA GREEN CARD ÇIKTI
Samet Saray, kız arkadaşına ABD'nin nitelikli göçmen alım programı Green Card çıktıktan sonra Amerika'ya geçiş hikayesini şöyle anlattı:
Bir gün iş yerinde arkadaşlarla konuşurken, 'Green Card çekilişi var' dediler. Ben inanmadım, 'Lotodan para çıkar gibi Green Card mı çıkacak?' dedim. Yine de kendim ve kız arkadaşım için başvuru yaptım. Hiç önemsemedim çünkü Amerika'ya gitmek gibi bir hayalim yoktu. Ardından Green Card'ın kız arkadaşıma çıktığını öğrendim. Zaten evlenmek üzereydik. Bu durumları iyi bilen arkadaşlarımızdan bir tanesi, 'Madem evleneceksiniz, en azından resmi nikah yapın. Sizin için hayatınızda bir B planı olur' dedi. Aylar sonra düğünümüz oldu. Ankara'ya mülakatlara gittik. Amerikan Büyükelçiliği'nden çok kolay bir şekilde Green Card'ımızı aldık. Amerika'da tanıdığımız kimse yoktu. 'Gitsek orada ne yapabiliriz?' diye düşünüyorduk. Önce New York'a uçtuk ancak buradaki koşulları beğenmedik. California'ya geldik ve burayı çok beğendik. Hakkımızı kaybetmemek için altı ayda bir giriş çıkış yapmamız gerekiyordu. Amerika'ya üçüncü gelişimizde artık buraya yerleştik. Türkiye'deki evimizin kapısını kilitledik. 'Hadi bir deneyelim' dedik. Yani risk aldık açıkçası. Yanımıza 4000 dolar para, iki valiz ve kedimizi aldık. 4 bin dolar burada 1 haftalık tatilde bitebilecek bir para.
AMERİKA'DA GEÇİNEBİLMEK İÇİN YEMEK DAĞITTI
Başlarda para kazanmak için yemek dağıtmak gibi geçici işlerde çalıştığını söyleyen Saray, "Türkiye'deki ailelerimizin durumu belliydi. Kimse bize para gönderemiyordu. Ben CV'mi buradaki kariyer sitesine yüklemiştim. Parker Aerospace diye bir şirket benimle görüşmek istedi. Beni kadrolarına aldılar ve onlarla üç yıl çalıştım. F-18, F-35 gibi savaş uçaklarının parçalarının üretimini, bakımını ve testlerini gerçekleştirdik. Benim daha önceden tecrübe etmediğim bir iş modeliydi" dedi.
YOUTUBE'DA TÜRK UYDUSUNUN FIRLATILIŞINI GÖRDÜ
Samet Saray, üç yıllık çalışmanın sonunda bir gün Youtube kanalında, Elon Musk'ın kurucusu olduğu SpaceX isimli şirketin, Türkiye'ye ait Türksat 5A uydusunu fırlatışını gördü. Çok etkilendi ve durumu eşine anlattı.
"Eve geldiğimde eşime, 'Spacex'e başvuru yapacağım' dedim. 'Emin misin?' dedi. Biraz uzaktı orası. 'Eminim' dedim. Çalıştığım şirkette artık her şeyi öğrenmiştim. Konforunuz sizi rahatsız hissettirmiyorsa başarı beklemeyin. Benim böyle bir karakterim var. Cuma gecesi 12 gibi başvuru yaptım. Pazartesi günü bana mail attılar. 15 dakika sürdü telefon mülakatı. Benimle yüzyüze görüşmek istediklerini belirttiler. Perşembe günü de akşamüstü 4.30 civarı SpaceX'in Los Angeles Hawthorne'deki yerinde yüzyüze mülakata gittim. Mülakat odasında üç kişi vardı. Üçü de çok zeki insanlardı ve bana bir sürü çapraz sorular sordular. Ben tecrübelerimi ve yaptığım işlerdeki teknik bilgilerimi anlattım. 'Neden SpaceX?' diye sordular. 'İnsanlığa bir faydam olsun istiyorum ve yeni teknolojiler öğrenmeyi çok seviyorum' dedim. Kendi tecrübemi de onlarla payalaşabileceğimi ifade ettim.
"Görüşmeden çıkarken, 'Siz beni çağırırsanız hemen başlayamayabilirim. Çünkü diğer tarafı zor durumda bırakmak istemem' dedim. Daha yedi gün geçmeden işe alındığımı söyleyip güzel bir teklif verdiler. Ben zaten SpaceX'i parası için değil kendimi geliştirmek için istiyordum. Çalıştığım şirket olan Parker Aerospace ile konuştum. 'Olur da SpaceX'i sevmezsen tekrar geri gel. Biz seni tekrar işe alırız' dediler. Bu benim için çok kıymetliydi. Çok teşekkür ettim ve oradan çıktım. Ve Spacex'le çalışmaya başladım."
SpaceX şirketinde 'Dragon' denilen ve astronotların uluslararası uzay istasyonuna gidip gelebilmelerini sağlayan kapsülü, uzay mekiniğini üreten tenisyenlerden biri olduğunu söyleyen Saray, "Üretimde her geçen gün yeni bir şey öğrendim. Hatta son zamanlarda bana test eğitmenliği teklif ettiler, kabul ettim. Eğitime gönderdiler. Eğitimi tamamladım. Teksas'ta bir destek talebi oldu. Oraya gittim.Tabi SpaceX süresince birçok astronotla tanışma fırsatım oldu. Nasa astronotları ve diğer ülkelerin astronotlarıyla tanıştım. Yüksek teknolojinin en yakınındaydım ama konfor alanında olmak tekrardan beni rahatsız etmeye başlamıştı" ifadelerini kullandı.
"BU KONUDA EMEĞİ OLAN TEK TÜRK BENİM"
SpaceX ile uzaya gidecek Türkler ile henüz tanışmadığını belirten Saray, "Şu an Amerika'da olduklarını duydum. İnşallah bir gün onlarla tanışırım. Türk astronotlarımızın uzaya gideceği mekiğin üretiminde çalışan, bu konuda emeği olan tek Türk benim. Dragon'da çalışan başka bir Türk yoktu" dedi.
UÇAN ARABA ÜRETEN ŞİRKETE GEÇİŞİ
"SpaceX'te öğreneceklerim konusunda neredeyse tamamdım artık" diyen Saray, "Gidişim ve eve gelişim yolla birlikte günün 13 saatini alıyordu. Bu sırada başka şirketlerden teklifler geliyordu. Ardından Supernal isimli şirketi gördüm. yüzde 100 elektrikli, dikey iniş-kalkış gerçekleştirebilen ve uçak gibi uçabilen yeni nesil uçan arabaların üretimini yapan bir şirketti burası. Dünyada bir benzeri yoktu. Tabii ki birçok şirket üzerinde çalışıyordu fakat canlıya geçmemişti. Çok ilgimi çekti. Eğer geçiş yaparsam kendime günde 3-4 saat kadar ekstra zaman kalacaktı. 'Evet, ben buraya geçmeliyim ve yeni teknolojiler öğrenmeliyim' dedim. Hemen SpaceX'ten çıkışımı aldım ve bu şirketle anlaştım. Henüz her şey yeni kuruluyordu. Alınan İlk 3 teknisyenden birisi bendim" diyerek yeni başlayan maceranın detaylarını anlattı.
"UÇAN ARABALARI 2028'DE GÖRECEĞİZ"
Uçan arabaları 2028'de trafikte göreceğimizi söyleyen Saray, "Eskiden bizim çocukluğumuzda Jetgiller'i izlerdik. Orada uçan arabalar vardı. Artık gerçek oluyor. İlk zamanlarda bunlar özel yetiştirilen pilotlar tarafından yönetilecek. Arkasında 3-4 tane yolcu olacak. Uçak ya da helikoptere göre çok daha sessiz. Şu anlık 250 kilometreye kadar menzili var. Çok yakın zamanda insanların kolayca satın alabileceği rakamlar olacak. Bu rakam 150 bin ile 250 bin dolar arası tahmin ediliyor. Burada zaten lüks arabalar o fiyatta. İnsanlar işe giderken trafikte sıkışmayacak. Uçan arabaları 2028'de hayatımızda görebileceğimizi söylüyorlar. Yüzde 100 elektrikli, havayı kirletmeyen ve tamamen kullanıcıya yönelik olacak. Belki ilk zamanlarda Uber gibi platformlar bunu kullanırlar. Yeryüzüyle uçaklar arasında bir mesafede olacak. Uçaklar kadar yükselmeyecek bunlar" diye konuştu.
"BEN YAPABİLDİYSEM BİRÇOK TÜRK GENCİ YAPAR"
"Bir Türk olarak böyle bir projenin parçası olduğum için açıkçası çok mutluyum" diyen Saray, Türk gençlerine mesaj vermeyi de ihmal etmedi:
"Ben Zeytinburnu'nda yaşarken böyle projelerin içinde olacağım, bu takımlarla birlikte çalışacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Son zamanlarda çoğu genci hayallerine sınırlar koyar görüyorum. 'Ben yapamam' düşüncesine kapılmışlar gibi geliyor. Ben dünyanın en havalı okullarından mezun olmadım. Müthiş yerlerde okuyup çok büyük paralar harcamadım. Daha bundan 6 yıl önce Zeytinburnu'nda oturan bir adamdım. Hayatın neler getirebileceğine dair hiçbir fikrimiz yok. Vazgeçtiklerinde zaten hiçbir şansları olmayacak. Sadece mücadele etsinler. Karşılarına gelecek olan sürprizlere kendileri bile inanamayacak. Sonra zaten bu sürprizleri yaşadıkça standart bir hayat gibi gelmeye başlıyor. O yüzden ben yapabildiysem Türkiye'deki bir sürü gencimizin de çok daha iyilerini yapabileceğini düşünüyorum."