Bu karar çok tartışılır! Yargıtay: Aldatan kadın, dayakçı erkekten daha ağır kusurludur

İki çocuk sahibi çiftten boşanmak isteyen kadının mahkemeye sunduğu dilekçede eşinin kendisine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı için çocuklarını bile almadan evi terk etmek zorunda kaldığını belirtti. Erkek ise bu iddiaları reddedip eşinin bilgisayarda sabaha kadar birileriyle yazışıp kendisini aldattığını öne sürdü. Tanık olarak dinlenen çocuklar ise babalarını doğrulayıp annelerini bir erkekle uygunsuz halde yakaladıklarını anlattı.

KADIN TAZMİNAT ÖDEYECEK

Yerel mahkeme sadakatsiz davranan, eşini ve çocuklarını ihmal eden kadının ağır, eşine fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret eden erkeğin ise az kusurlu olduğu yönünde karar verip kadını tazminata mahkum etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kararı bozup eşlerin eşit oranda kusurlu olduğuna hükmetti. Yerel mahkeme ilk kararında direnince davayı görüşen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu son noktayı koydu: "Sadakatsiz kadın, dayakçı erkekten daha ağır kusurludur."

NİLGÜN BELGÜN (SANATÇI):
ADALETTE AYRIM OLMAZ

Korkunç bir karar. Peki, niçin eşini aldatan, sadakat yükümlülüğünü zedeleyen adamlarla ilgili böyle bir karar hiç çıkmadı? Bir sürü erkek karılarını yüz üstü bırakıp gidiyor, onlar nasıl oluyor da suçlu sayılmıyor? Çok sakat bir karar. Kadını değersizleştiriyor bu karar. Burada eşit kusur var. Adalette eşitlik olur, ayrım olmaz. Aldatmak evlilikte her iki taraf için de yanlıştır ama şiddet de öyle.

SELDA BAĞCAN (SANATÇI):
ŞİDDETİN CEZASI AYRI KESİLMELİ

Bu karar gerçekten sinirlerimi zıplattı. Şiddet başlı başına suçtur. Aldatmak da suçtur. Ama ne demek kadın çok, erkek daha az kusurlu? Kardeşim şiddet uygulamış bu kişi şiddet! Bunun bir cezası var ve ayrı... Şiddet kusur değildir, ceza nedenidir. Çok yanlış çok. Erkeğinki kusur değil başka bir şey. Sen onun cezasını ayrı kesmelisin. Karısını dövünce haklı; başkasını dövünce mi suçlu olacak yani?

PELİN BATU (OYUNCU):
BU KARAR KADINLARI HARCIYOR

Yargıtay bizi yine şaşırtmadı. Ülkedeki pek çok kurumun sergilediği erkek egemen anlayış, kadını metalaştırıp köleleştirmekle kalmıyor onları dövüyor, sövüyor, kullanıyor, harcıyor. Günbegün öldürüyor. Şayet adaletimiz verdiği emsal kararlarla bu gibi vakaları meşrulaştırırsa onların da bir gün yargılanması gerekebilir. Çünkü imzalarının ardında kan var, gözyaşı var.

REZAN EPEÖZDEMİR (HUKUKÇU):
İSABETSİZ VE YANLIŞ KARAR

Bana göre karar, hukuk tekniği bakımından doğru değil. Kanaatimce isabetsiz olmuştur. Burada en azından eşit kusur olmalıydı. Eşit kusur olduğunda tazminat ve nafaka bakımından tarafların birbirleri aleyhine hükmetmesi mümkün olmuyor. Fiziksel şiddet uygulayan erkeğin suçu küçültülmüş oluyor. Sadakat yükümüne aykırı davranan kadının suçuyla orantıladığınızda çok sağlıklı hukuki sonuçlar ortaya koymuyor.

FEYZA ALTUN (HUKUKÇU):
ŞİDDET ALDATMAKTAN DAHA AZ KÖTÜ OLAMAZ

Kusur durumu boşanma davalarında birden fazla olayın değerlendirilmesiyle belirlenir. Fiziki şiddet ya da eşler arasında cinsel ilişki kurulmaması aldatma sebebi olmamakla birlikte, bir evliliğin artık huzurlu olmaması, iletişim, cinsellik gibi konuların ortadan kalkmasıyla dava açılması yerinde olacaktır. Fiziksel şiddet, aldatmaktan daha az kötü değildir. Kanımca eşit kusur kararı verilmesi gerekmektedir.