GündemCem Karaca'nın Gözyaşları

Cem Karaca'nın Gözyaşları

Paylaş
Cem Karaca'nın Gözyaşları

'Cem Karaca'nın Gözyaşları' filmi, sanatçının oğlu Emrah Karaca ile eşi İlkim Karaca'nın arasındaki tartışmanın gölgesinde kaldı. Emrah Karaca, "Babam yaşasaydı bu durum karşısında gözyaşlarını tutamazdı" derken, İlkim Karaca da "Cem hayatta olsaydı hepsine hadlerini bildirirdi" diye konuştu.

Tartışmalar filmin çekimlerinden önce başlamıştı. İlkim Karaca filmin çekilmesine izin vermediğini açıklamış, oğlu Emrah Karaca ise "Film babamın, İlkim Hanım ile evlenmeden önceki hayatını anlatıyor. Onunla ilgisi yok" demişti. Film 26 Ocak'ta gösterime girdi. İlkim Karaca da gösterimin durdurulması için açtığı davayı kazandı. Ancak İlkim Karaca, 3.5 milyon lira teminat yatırmadığı için film hâlâ sinemalarda oynuyor.

Haberin Devamı

16 MiLYON TL iSTEDi

Cem Karaca'nın Feride Balkan ile evliliğinden olan oğlu Emrah Karaca, "Babamın eser haklarının 4'te 3'ü bana ait. Bu şahıs (İlkim Karaca) kendisine ait olan 4'te 1 hakkını 2018'de bir müzik şirketine sattı. Buna rağmen yapımcılar kendisiyle görüştü, 16 milyon lira istedi. Talebi kabul edilmeyince de böyle bir şey yaptı" dedi. Emrah Karaca, İlkim Karaca'nın babasına ait kalpak, şapka ve tabloları da sattığını söyledi.

TABLOLARI SATMADIM

İlkim Karaca ise iddiaları reddetti ve "Cem'e ait tabloları satmadım. Benden hatıra olarak isteyenlere vermişimdir hepsi bu. Bir zamanlar Cem Karaca'ya ait müze ev yapmak istemiştim. Ancak buna Emrah Karaca karşı çıkmıştı. Bana ve kıymetli eşim Cem Karaca’ya ağır zararlar vermek niyetindeler. Eşim Cem Karaca hayatta olsaydı; bu insanlar onun karşısında konuşmaya bile cesaret edemezlerdi. Hadlerini bildirirdi" diye konuştu.

Haberin Devamı

TAKSİCİNİN SIRTINDA HASTANEYE GİTTİ

Cem Karaca'nın uzun yıllar birlikte çalıştığı Moğollar grubunun kurucusu Cahit Berkay sosyal medyada şu iddiayı ortaya attı: "Cem fenalaştığında (8 Şubat 2004) taksi çağırmak yerine karşı dairedeki Emrah'a haber verse ya da ambulans çağırsa, acaba Cem hâlâ aramızda olur muydu diye de düşünmeden edemiyorum. Şoförün sırtında Cem’i hastaneye götürürken kim bilir ne kadar zaman kaybedildi sorusu hep aklımda."