Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Kılıç'tan CNN TÜRK'te önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, CNN TÜRK'te Hakan Çelik'in sunduğu Hafta Sonu programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Kılıç'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Görevimiz gereği tüm bu konuları özellikle dış politika güvenlik konularını yakından takip ediyoruz. Süreçlerin içerisindeki gelişmelerin içerisinde olarak sayın Cumhurbaşkanımızın bu noktada bize vermiş olduğu görevi ifa etmeye çalışıyoruz.
Yine Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan bey ile ve tüm bürokrasideki arkadaşlarla yakın bir temas ve mesai içindeyiz. Kılıç'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Görevimiz gereği tüm bu konuları özellikle dış politika güvenlik konularını yakından takip ediyoruz. Süreçlerin içerisindeki gelişmelerin içerisinde olarak sayın Cumhurbaşkanımızın bu noktada bize vermiş olduğu görevi ifa etmiye çalışıyoruz. Yine Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan bey ile ve tüm bürokrasideki arkadaşlarla yakın bir temas ve mesai içindeyiz.
KKTC'deki güvenlik güçlerine ve oradaki yaşanan olaylarla ilgili BMGK üyesi ülkelerde bir kınama yayımlaması oldu ama şunu görmek lazım... Kıbrıs adasında KKTC ile Rum tarafındaki anlaşmazlık diyelim uzun yıllardır devam ediyor. Burada belli bölgeler var ki maalesef Rum kesiminin kendi vatandaşlarına yönelik olarak yapmış olduğu adımları tamamen destekler mahiyetinde yaklaşımlar görüyoruz.
Avrupa Birliği'ne zaten Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tüm adayı temsilen üye olması büyük bir hataydı. Bu hatayı en üstseviyede de eski Almanya Şansölyesi sayın Merkel dile getirdi. Baktığınız zaman 'Tamam, hataydı' ama durum şöyle bir şey gelişiyor, Maalesef Avrupa Birliği'nin dış politikayla ilgili diğer konularla ilgili birliktelik yaklaşımı yani AB üyesi olan ülkeyi destekleme, dayanışma yaklaşımı bir takım olumsuzlukların yaşanmasına sebebiyet veriyor.
Çünkü üzülerek belirtiyorum ki Güney Kıbrıs Rum Kesimi yönetimi bu dayanışmayı suistimal ediyor belli noktalarda. Tabi ithilafın olması arada anlaşılamayan konuların olması bazen bir takım istedemediğimiz durumların yaşanmasına sebebiyet verebiliyor. Böyle bir durumun yaşanmasını istemeyiz tabi. KKTC, adadaki vatandaşlarını, soydaşlarımızı haklarını ve hukuklarını korumak için son derece kararlı olduğunu her platformda dile getiriyor. Biz de bu noktada sayın Cumhurbaşkanımızın da uluslararası toplantılarda dile getirdiği Kıbrıs Türk halkının uluslararası haklardan kaynaklanan haklarını ve bu noktadaki özellikle elde edilmiş olan kazanımlarını korumak konusunda kararlı olduğumuzu dile getiriyoruz.
Mevcut durumda yaşanan ithilafın çözümü için şu an birçok farklı kurumlar, farklı ülkeler devrede. Ama burada şunun görülmesi lazım. Orada yaşayan Türk vatandaşlarının, KKTC vatandaşlarının, soydaşlarımızın temel ihtiyaçlar var.
Aslında ayrıştıkları konu şu; Rum tarafı 'askeri bir proje' diyor. Biz de diyoruz ki; 'hayır, insani bir proje'
Bu konu için söylüyorum... Burada suyun ulaşımı, sağlık hizmetlerinin ulaşımı.. En temel ulaşım hakkının engellenmesi söz konusu Türk tarafının. Çünkü karışık bir köy. Hem Türk vatandaşlarımızın yaşadığı hem Kıbrıslı Türklerin yaşadığı hem Rum tarafının yaşadığı karma bir köy.
Biz burada çok net bir şey söylüyoruz. Bu asla ve asla askeri bir proje değil. Bu insani bir proje. Bununla ilgili olarak BM nezdinde zaten bildirim yapılmış. Bununla alakalı bir ilerleme olacağı söylenmiş. Bu noktada kesin ve net olarak bunun herkese aslında hizmet edeceği de ortadayken Kıbrıs Rum Kesimi'nin tabiri caizse sürekli konuyu dile getirip farklı noktalarda müdahale isteğiyle bulunmasıyla sonucunda neticesinde BM'nin oradaki personeliyle bizim oradaki KKTC güvenlik güçleri karşı karşıya gelmiş durumda. Bunu çözmek için çalışıyoruz, destek anlamında.
Biz her zaman diyoruz ki; vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın haklarını ve hukukunu korumak konusunda kararlıyız. Bu tabi farklı noktalarda müzakere etmemizin, farklı konularla ilgili iletişimimizin olmasında asla önünde bir engel değil.
Uluslararası camiada her şeyin birbirini etkileme durumu var. Tabi ki ümidimiz Rum tarafının da BM'nin de insani anlamdaki bu projenin gerçekliğini görüp bunun suhuletle çözüme gidilmesi.
TÜRKİYE-YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ
Türkiye'de hem cumhurbaşkanlığı seçimleri hem genel seçimler sonuçlandı. 2 hafta içerisinde iki seçimi başarıyla gerçekleştirdik.
Yunanistan'da yine seçime giden bir süreç yaşanıyordu. 6 Şubat gecesi başlayan deprem fırtınası yaşandı. 14 milyona yakın insanımız etkilendi. O dönem içerisinde uluslararası camiadan yardıma koşmak için büyük bir gayret sarf edildi. Yunanistan'da yardım etmek için elinden geleni ortaya koydu. Yunan ekipleri duygusal olarak etkilenmişti.
"ULUSLARARASI ALANDAKİ HAKLARIMIZI ÇİĞNETMEYİZ"
Seçimler sonrası ilk temasımız NATO zirvesinde oldu. Cumhurbaşkanımız ve Miçotakis yan yana geldiler. Biz iki komşu ülkeyiz. Tarihimizden gelen ikili konularımız var. Benim gördüğüm hava olumsuz konulardan ziyade olumlu olarak ilerleyebileceğimiz bir yol izleyelim tarzında bir hava oluştu. Anlaşamadığımız konular tabii ki olacak. Siyasi anlamda kudretli olan iki ülke var. Görüşmelerimiz oluyor, olumlu da geçiyor. Uluslararası alandaki haklarımızı çiğnetmeyiz.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ YAKIN MI?
Uluslararası siyasette bir dönemde eksen kayması konularıyla itham ettiler. Biz NATO ülkesi bir ülkeyiz, buradan doğan sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci ne zaman buzdolabına kondu? 2010 yılında. Merkel irade ortaya koymadı. Bu süreçten sonra biz hep ne dedik, AB'yle ilgili müzakere sürecimiz devam etsin. Burada sorumlu taraf Türkiye değil. Siz reformdan uzaksınız demek doğru değil.
Siyasi bir yaklaşımla gidiliyor, bu bizi üzüyor. Avrupa'da aşırı sağ akımlarda aşırı yükseliş var. AB'de kafası karışık olanlar var. Türkiye ile yaklaşımlarda nasıl hareket etmeliyiz diye kafa karışıklığı var. Tek bir yapı yok, farklı ülkeler farklı talepler var. Bizim yapmamız gereken adımlar var ama bizim kendi açımızdan ilerlememiz gereken konular var.
Biz burada çok net bir şey söylüyoruz. Bu asla ve asla askeri bir proje değil. Bu insani bir proje. Bununla ilgili olarak BM nezdinde zaten bildirim yapılmış. Bununla alakalı bir ilerleme olacağı söylenmiş. Bu noktada kesin ve net olarak bunun herkese aslında hizmet edeceği de ortadayken Kıbrıs Rum Kesimi'nin tabiri caizse sürekli konuyu dile getirip farklı noktalarda müdahale isteğiyle bulunmasıyla sonucunda neticesinde BM'nin oradaki personeliyle bizim oradaki KKTC güvenlik güçleri karşı karşıya gelmiş durumda. Bunu çözmek için çalışıyoruz.
PUTİN, AĞUSTOS AYINDA TÜRKİYE'Yİ ZİYARET EDECEK Mİ?
En son telefon görüşmesinde sayın Cumhurbaşkanımız kendisini tekrar davet etti. Bu noktada şu anda çalışmalar devam ediyor. Ama takdir edersiniz ki Rusya'nın da şu an içerisinde bulunduğu durumdan dolayı bir takvimleme, çalışma üzerinde müzakereler sürüyor. Yakın zamanda yaşanan bir takım iç siyasi olaylar, güvenlik açısından olaylar oldu biliyorsunuz. Onun için biz de o noktada çalışmalarımıza devam ediyoruz.