Cumhurbaşkanı Erdoğan: Teröristlerin inlerini başlarına geçiriyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen törende konuştu. Erdoğan, ''Silahlı ve silahsız insanız hava araçlarımız teröristlere nefes aldırmıyor.Pençe harekatıyla da teröristlerin inlerini başlarına geçiriyoruz.'' dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye ve Doğu Akdeniz'de yaşanan hadiseler bile ülkemiz için adeta bir beka meselesidir. Türkiye'nin bu meselelerin hiçbirini tribünden seyretme lüksü yoktur." dedi.
Erdoğan, AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen akşam yemeğine iştirak ederek katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, teşkilat mensuplarıyla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Program için emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Erdoğan, AK Parti'nin kuruluşundan itibaren parti çatısı altında çalışan partililere teşekkür ederek ahirete irtihal edenler için Fatiha okunmasını istedi.
Konya'da son olarak 31 Mart seçimleri öncesinde partilerinin 49. mitingini Kılıçarslan Meydanı'nda yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bu mitingde Konyalıların desteğini talep ettiklerini söyledi.
Erdoğan, Konyalıların yine kendilerini mahcup etmediğini, büyükşehirde yüzde 70,5 gibi son derece yüksek bir oy oranıyla kendilerine sahip çıktığını dile getiren Erdoğan, bu oy oranıyla Konya'nın büyükşehir belediyeleri arasında ilk sıraya yerleştiğini söyledi.
İlçeler arasında da çok yüksek oy oranlarına sahip olanların bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Son 17 yıldır olduğu gibi 31 Mart seçimlerinde de aramıza kimseyi sokmayan tüm Konyalılara, bize gönül veren, bizden hayır dualarını eksik etmeyen tüm Konyalı kardeşlerime şahsım ve tüm parti teşkilatım adına teşekkür ediyorum." dedi.
"Beraber hareket etmeyi sürdüreceğiz"
Başarıları için parti teşkilatlarına şükranlarını sunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Seçim dönemi boyunca gece gündüz demeden kapı kapı dolaşan kadın kollarımızı, gençlik kollarımızı özellikle tebrik ediyorum. Rabb'im sizlerden razı olsun, Rabb'im daha nice seneler el ele, omuz omuza Konya'ya hizmet etmeyi bizlere nasip eylesin. Hiç şüphesiz Konya'da elde ettiğimiz başarıda Cumhur İttifakı olarak güç birliği yaptığımız Milliyetçi Hareket Partili kardeşlerimizin de payı var. Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatına, Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül veren tüm vatandaşlarıma da buradan teşekkürü borç biliyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde de ülkemizin ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda yine beraber hareket etmeyi sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 17 senedir Konya'ya mahcup olmadıklarını ve bundan sonra da mahcup olmayacaklarını belirterek "Sizin hizmetkarınız olmaya, sizin için eser üretmeye, hizmet üretmeye, Konya'yla beraber tüm Türkiye'yi büyütmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın sancılı günler yaşadığına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Terörden ekonomiye, dış politikadan iç siyasete, savunmadan enerjiye kadar tarihimizin en kritik meseleleriyle yüzleşiyoruz. Gündemimizde olan konular, milletimizin sadece bugününe değil gelecek bir asrına damga vuracak mahiyettedir. Suriye ve Doğu Akdeniz'de yaşanan hadiseler bile ülkemiz için adeta bir beka meselesidir. Türkiye'nin bu meselelerin hiçbirini tribünden seyretme lüksü yoktur. Sahada varlık gösterilmeden masada olunmayacağını bilhassa Suriye konusunda yaşayarak gördük."
Suriye'de 8 yılı geride bırakan iç savaşta yaklaşık bir milyon masum insanın hayatını kaybettiğini, yarısı Türkiye'ye olmak üzere 7 milyon Suriyelinin başka ülkelere göç etmek zorunda kaldığını dile getiren Erdoğan, "Konya gibi özellikle İslam medeniyetinin sembol şehirlerinden Halep, Esed rejiminin varil bombaları altında koca bir enkaza dönüştü. Şayet Türkiye'nin çabaları, gayretleri olmasaydı emin olun Suriye'de katledilen masumların sayısı iki, üç katına çıkardı." ifadelerini kullandı.
"Milletimizin çok daha dikkatli olması şarttır"
Türkiye'nin Suriyeli mazlumlara kapısını açarak insanlığın vicdanı olduğunu, tüm dünyaya merhamet ve insanlık dersi verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Provokasyonların arttığı bu günlerde milletimizin çok daha dikkatli olması şarttır. Aynı şekilde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarımızı yapmasaydık güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşumunu engellemekte zorlanırdık. Biraz gecikmeyle de bu iki harekatla karanlık emellere ağır darbeler indirdik. Böylece ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini temin noktasında çok önemli başarılara imza attık. Şimdi gündemimizde Fırat'ın doğusu var, Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarını da temizlemekte kararlıyız. Suriye'de bu adımları atarken diğer komşumuz Irak'ta da Pençe Harekatı'yla teröristlerin inlerini başlarına geçiriyoruz. Hem Suriye hem de Irak sahasındaki askeri varlığımız arttıkça PKK'nın ülkemizdeki eylem kapasitesi de azalıyor. Örgütten kaçanların ve teslim olanların sayısında da çok büyük artış var. Sınırlarımız içinde güvenlik birimlerimiz 365 gün, 12 ay, 24 saat kesintisiz operasyon halindeler. Silahlı ve silahsız insansız hava araçlarımız teröristlere nefes aldırmıyor."
Erdoğan, terörle mücadelede kalıcı başarının ancak terörün beslenme kaynaklarının kesilmesiyle mümkün olacağını dile getirdi.
Terörün kökünü kurutmak için bölücü örgüte mali, ekonomik ve lojistik destek sağlayan siyasi uzantılarıyla da mücadele etmelerinin şart olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Belediyelerin imkanları vatandaşa hizmet için vardır. Belediye başkanlığı terör örgütüne piyonluk değil şehre ve millete hizmet makamıdır. Hiç kimse sandıktan çıkan iradeyi terör baronlarına peşkeş çekemez. Demokrasi hukuk çeşmesinden beslenir, hukukun olmadığı, kanunların alenen çiğnendiği bir yerde demokrasiden de millet iradesinden de bahsedilemez. Açık söylüyorum, hiçbir medeni devlet kamu kaynaklarının teröristlere kullandırılmasına müsamaha göstermez, hiçbir devlet belediye kadrolarının militanlarla doldurulmasına sessiz kalmaz, hiçbir devlet belediyenin teröristlerin arka bahçesi haline dönüşmesini eli kolu bağlı bir şekilde izlemez. Van, Mardin, Diyarbakır büyükşehir belediye başkanlıklarına yapılan vekil görevlendirmelerinin sebebi işte budur. Devlet kanunlar çerçevesinde milletin hakkını, hukukunu korumak, demokrasiye yönelik tehditleri bertaraf etmek için son derece meşru bir adım atmıştır."
"Hal böyleyken atılan adım karşısında bölücü örgütün uzantılarından daha fazla CHP'nin rahatsız olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"CHP teşkilatları, koro halinde bize ve görevlendirilen belediye başkan vekillerimize saldırıyor. Lafa gelince mangalda kül bırakmaz 'Biz Atatürk'ün kurduğu partiyiz.' derler. Hem 'Cumhuriyetle yaşıtız.' diyeceksiniz hem de şehit yakınlarımızı kapı dışarı edenlerin avukatlığını yapacaksınız. Hem demokrasi diyeceksiniz hem de demokrasiye suikast düzenleyenlere destek çıkacaksınız. Hem vatanperverlik iddiasında bulunacaksınız hem de çukur eylemlerinde askere, polise kurşun sıkanların, Kürt kardeşlerimin hayatını zindana çevirenlerin yanında saf tutacaksınız. Bunun adı merhum Ahmet Kaya'nın ifadesiyle 'Nereden baksan tutarsızlıktır.' Elbette milletimiz bu süreçte kimin nerede durduğunu gayet iyi biliyor. Milletimiz CHP'nin, CHP'li yetkililerin, CHP'li belediye başkanlarının tutarsızlıklarını derin hafızasına not ediyor. Vatandaşlarımız CHP'nin terörle mücadele diye, hukuk diye, demokrasi diye bir dertlerinin olmadığını çok yakından görüyor."
"Kardeşlerim, biz CHP gibi esen rüzgara göre şekil alan, ilkesiz, tutarsız, ruhsuz bir parti olamayız." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz, başka partiler gibi 'bana değmeyen yılan bin yaşasın' da diyemeyiz. Biz, milletin emanetini sırtında taşıyan bir partiyiz. Biz, dertliyiz, derdi olan, davası olan, prensipleri olan bir partiyiz. Biz, gece gündüz demeden Türkiye'nin meseleleriyle, Türk milletinin dertleriyle dertlenen bir partiyiz. Biz, Diyarbakırlı Hacire ananın derdiyle hemhal olan, Aylan bebek gibi Suriyeli masumların acısını yüreğinde hisseden bir kadroyuz. Bunun için PKK tarafından evlatları dağa kaçırılan Diyarbakırlı anaların feryadını duymazdan gelemeyiz. Suriyeli mazlumlara sırtımızı dönemeyiz. Biz, ilk kıblemiz Kudüs'ü, üstüne türküler yaktığımız Yemen'i, yüzyıllarca himayemiz altında bulunan Libya'yı kaderine terk edemeyiz. Biz, milli meselelerde dahi Rumlar'ın ağzıyla siyaset yapanlardan olamayız."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Doğu Akdeniz'de Amerika var, İngiliz var, Fransız var, Katar var, sadece Türkiye yok." dediğini hatırlatan Erdoğan, "Hale bak, gözü var görmüyor. Devasa bizim orada Yavuz'umuzu görmüyor. Barbaros Hayrettin'i görmüyor. 4 tane gemi, 2'si sondaj, 2'si sismik araştırma gemisi. Hepsi orada ve devasa üzerlerinde ay yıldızlı bayrağımız var. Bunu da görmüyor." diye konuştu.
Erdoğan, Batı'nın Türkiye'yi "gemilerinizi çekin" diye tehdit ettiğini dile getirerek, buna karşılık Türkiye'nin fırkateynlerini, uçaklarını, SİHA'larını, İHA'larını bölgeye göndererek, "Biz şu anda bize ayrılan bütün bu alanlarda araştırmalarımızı yapmaya devam edeceğiz." dediğini aktardı.
"Artvin barajlar şehri oldu"
Doğu Akdeniz'de tüm Kıbrıs'ın haklarının olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bizim de haklarımız var, güneyin de var ama biz, Türkiye olarak garantör bir ülkeyiz orada bulunma hakkına sahibiz. Aynı şekilde Yunanistan garantör ülke, aynı şekilde İngilizler, aynı şekilde Avrupa Birliği... Ama kimse bize 'Niye oradasınız' deme hakkına sahip değildir. İşte oradayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir şehrin, her bir vatandaşın derdinin kendi dertleri olduğunu vurgulayarak, geçen hafta Arvin'de olduğunu, burada dünyanın üçüncü büyük, Türkiye'nin bir numaralı barajı olan Yusufeli Barajı'nın yapıldığını hatırlattı. Bu barajın gelecek yıl su tutmaya başlayacağını, bir yıl içinde de su kapasitesinin tamamen dolacağını belirten Erdoğan, Artvin'de 7 baraj yaptılarını, şu anda kentin bir barajlar şehri olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin değişik yerlerinde aynı şekilde bunları yapmaya devam ettiklerini dile getirerek, bunları, Türkiye hidroelektrik santrallerle, kullanma suyuyla, içme suyuyla sıkıntı yaşamasın diye yaptıklarını ifade etti.
"Başörtüsü sorunu var mı"
Konya'da da Konya Ovası Projesi'nin (KOP) aynı kararlılıkla devam ettiğini anlatan Erdoğan, Konya'ya su sıkıntısı yaşatmayacaklarının atını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Ovası'nın su sıkıntısı yaşamaması durumunda Türkiye'nin tarımda hedeflediği başarıyı elde edebileceğine işaret etti.
"Dünyanın en ücra köşesinde bile olsa her bir kardeşimizin sorunu bizim sorunumuz, sıkıntısı bizim sıkıntımızdır. Milletimizin her derdine deva bulana kadar durmayacak, çalışacak, gayret edeceğiz." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çünkü bizim nazarımızda siyaset millete ve ülkeye hizmet yarışıdır, fitne, fesat yarışı değildir. AK Parti'nin tasavvurunda siyaset milletin değerlerini ayakta tutmak, bu değerleri daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak için yapılır. Biz, siyaseti ikbal kapısı olarak değil, milletin hassasiyetlerini, milletin hayallerini gerçeğe dönüştürme vasıtası olarak görüyoruz. Biz, siyaseti kendi geleceğimiz için değil, ülkemizin istikbali, aydınlık yarınları için yapıyoruz. 14 Ağustos 2001 tarihinde işte bu hassasiyetlerle yola çıktık. 18 yıl önce milletimize daha özgür, daha huzurlu, daha müreffeh bir Türkiye'yi inşa etme sözü verdik. Hamdolsun 18 senede de vaatlerimizi tek tek gerçeğe dönüştürdük. Başörtüsü sorunu var mıydı? Vardı. Kızlarımız üniversitelere sokuluyor muydu? Sokulmuyordu ama sabrettik. Sabreden derviş muradına ermiş. Şu anda artık üniversitelerde başörtüsü sorunu var mı? Yok. Devlette var mı? Yok."
"Zaferden değil, seferden sorumluyuz"
Askeriyede, poliste artık başörtülü olarak kızların görev alabildiğine işaret eden Erdoğan, "Nereden, nereye. İşte bu özgürlük mücadelesini AK Parti kadroları akıllı yöntemlerle elhamdülillah çözdü. Daha iyi olacak. İnşallah bunu çok daha başarılı bir noktaya taşıyacağız." dedi.
Erdoğan, 18 yıl boyunca değerlerden, ilkelerden taviz vermediklerini, millete ve memlekete hizmet aşkının zayıflamasına müsade etmediklerini vurgulayarak, birçok kez sınandıklarını, tehdit edildiklerini, partilerinin kapatılmakla karşı karşıya kaldığını, içeriden ve dışarıdan saldırılara maruz kaldılarını ancak "Dicle'nin, Fırat'ın doğusunda kuzuları çakallara yedirmediklerini" söyledi.
"Kardeşlerim unutmayın, biz zaferden değil, seferden sorumluyuz." diyerek davalarını bugünlere kadar getirdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Elbette 18 yıllık bu uzun, ince ve meşakkatli yolculukta nefesi yetmeyenler, nefesi kesilenler çıktı. Bu yolculukta hırslarının ve kibirlerinin kurbanı olanlar çıktı. Bu yolculukta böbürlenenler, gururlananlar, başarıyı kendinden menkul görenler oldu, dava adamı olmanın gerektirdiği sabrı ve adanmışlığı gösteremeyenler, sahada çalışmak varken bir kenara çekilip fildişi kulelerinde ahkam kesenler oldu. Bu yolculukta makamlarını kaybedince nefislerine yenik düşenler çıktı. Biz, zaferin ve kaderin tek sahibinin Allah olduğuna inanarak yolumuza sizlerle beraber devam ettik, devam ediyoruz."
"Sadece rükuda ve secdede eğiliriz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün havalimanından meydana kadar yol boyunca binlerce Konyalının kendisini karşıladığını ifade ederek, "Allah'ın izniyle bundan sonra da bu birliğimiz, bu beraberliğimiz, bu dayanışmamız gurura mahkum olmadan, hırsımızı başımızın üstüne çıkarmadan, onu ayaklarımızın altına alarak, nefsimizi ayaklarımızın altına alarak hep milletin huzurunda el pençe divan durmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Sadece rükuda ve secdede eğileceklerini, bunun dışında kimsenin huzurunda eğilmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kutlu çatının altında Rabb'imizin 'öldürmekten beterdir' buyurduğu fitne ateşinin yakılmasına kesinlikle rıza göstermeyeceğiz. Okçular Tepesi'ni boş bırakmayacak, sorumluluğumuzun ve taşıdığımız ağır yükün bilinciyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizim için esas olan Allah'ın rızasıdır, milletin rızası ve hayır duasıdır. Bizim için esas olan milletimizin ne dediği, bizden neyi beklediğidir. Aziz milletimizin bize yaptığı her dua, şahsım ve dava arkadaşlarım için son nefesimize kadar gururla taşıyacağımız birer şeref beratıdır."
"Üye kazanma çalışmalarını sürdürmeliyiz"
Partisinin 7. Olağan Büyük Kongre sürecinin 7 Ekim'de başlayacağını anımsatan Erdoğan, önce delege seçmen listelerini oluşturacaklarını, ardından da belde, ilçe, il kongreleriyle yola devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde sandıktan çıkan tablonun bu süreçte en önemli referans kaynakları olacağını bildirerek, "Milletimiz bize hem 24 Haziran 2018'de hem de 31 Mart'ta gerçekten önemli mesajlar vermiştir. Şahsım başta olmak üzere hiçbirimizin bu mesajlara kulaklarını tıkama hakkı yoktur. Bizler ilçelerimizde, beldelerimizde, illerimizde, oraların Ömer'lerini bulacak ve onlarla beraber yola devam edeceğiz, kanaat önderlerini bulacak ve onlarla yola devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşların AK Parti'nin önünde bir sonraki seçimlere kadar açtığı fırsat penceresini çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kongre süreci bir taraftan tazelenmeye diğer taraftan da kenetlenmeye, kardeşlerimizi ve kardeşliğimizi perçinlemeye, inşallah kadrolarımızı yeni yol arkadaşlarıyla güçlendirmeye vesile olmalıdır. Teşkilatlarımızın tüm kademelerinde, üyelerimize yönelik yeni bir birleşme, bütünleşme, kucaklaşma iklimi oluşturamamız gerekiyor. Her bir üyemizi teker teker ziyaret ederek, halini hatırını, sevinci, derdini sormalı, kendisiyle irtibatımızı yeniden güçlendirmeliyiz.
Üyelerimizden eksilenler varsa sebebini araştırmalı, yeni üye kazanma çalışmalarını da kesintisiz sürdürmeliyiz. Kağıt üzerinde üyemiz gözüküp de gönlünü ve yolunu bizden ayırmış olanlar varsa onları ayıklamaktan da çekinmemeliyiz. Hiç kimseyi dışlamadan, hiç kimsenin değirmenine su taşımadan herkesi kucaklayacak ama aynı zamanda milletimizle olan muhabbet bağımızı kuvvetlendirecek bir süreci hep birlikte yönetmeliyiz. Milletimizle irtibatımızı ne kadar güçlü tutarsak, parti olarak geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. Unutmayın, yolumuz uzun yükümüz ağırdır."
"Birbirimizi Allah için seveceğiz"
AK Parti'ye gönül veren herkesin omuzlarında tarihi bir mesuliyet olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu alandaki dava arkadaşları başta olmak üzere her bir parti mensubunun meseleye bu bilinçle yaklaşacağına inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek il, ilçe, belde yönetimlerinden, gerekse kadın ve gençlik kollarından bu hassasiyetle gece gündüz çalışmalarını beklediğinin altını çizerek, "Unutmayın, birbirimizi sadece Allah için seveceğiz, makam, mevki, para, pul için değil. Bu düşüncelerle hep 'Rabia' dedik. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bunun için de bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mevlam, yolumuzu, bahtımızı açık etsin, sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun." ifadelerini kullandı.
AA