Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Dolar 3,50 TL'nin altına düşecek
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Körfez ülkeleri ziyaretinde POSTA Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik'in de arasında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı
18 Şubat 2017 , Cumartesi 07:06
HAKAN ÇELİK
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan’ı kapsayan Körfez ülkeleri ziyaretinde uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.
'DOLAR 3,50 TL'NİN ALTINA DÜŞECEK'
■ Dövizde nispi bir gerileme oldu. Para ve faiz politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Atılan adımlar arasında özellikle Varlık Fonu çok büyük önem arz ediyor. Varlık Fonu ciddi bir güç kattı, Türkiye ekonomisine. Ama o kadar cahiller ki, tutup bunun bir özelleştirme olduğunu iddia ediyorlar. Ne alakası var? Bunların hepsi karşı tarafa bir tür teminattır. Nitekim ilanı yapılır yapılmaz dolarda düşüş başladı; şu an 3.64’ü görmüş vaziyette. Ben inanıyorum ki 3.50’nin de altına düşecek. Niye? Girdiler de olacak onun için. Türkiye ekonomik açıdan halen güvenli bir liman. Girdiler geldikçe kur düşecek.
■ Referandum kampanyasıyla ilgili planlama yaptınız mı? Kaç vilayete gitmeyi düşünüyorsunuz?
Planlama noktasında arkadaşlar belli bir takvim hazırlamak için çalışıyorlar. Geçen hafta biliyorsunuz Aksaray, hastane açılışı vesilesiyle Mersin ziyaretlerimiz olmuştu. Kahramanmaraş’ın ardından, Cumartesi günü Elazığ-Malatya, Pazar da Adıyaman- Gaziantep ziyaretlerimiz olacak. 5 ilimizi ziyaretle inşallah bu haftayı tamamlamış olacağız. Ziyaretlerimizi peyderpey devam ettireceğiz. Kampanyayı esas itibarıyla Sayın Başbakanla koordineli götürüyoruz. 30 büyük şehrin tamamına gitmeyi hedefliyoruz. Hem Başbakan hem bizim ziyaretlerimizle çift dikiş olsun istiyoruz. Tabii inşallah yurt dışı seyahatlerimiz de olacak. Almanya, Belçika, Hollanda, ayrıca belki İskandinav ülkelerinden bir tanesi olabilir.
'EVET ÇIKINCA PARTİLİ OLMA SÜRECİ BAŞLAR'
■ Referandumda Anayasa değişikliği kabul edilirse, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için 2019’a kadar 2 yıllık bir süre olacak. O iki yıllık süre için de bir hazırlığınız, bir planınız olacak mı?
O geçiş sürecini sağlıklı şekilde hazırlamamız lazım. Örneğin partili cumhurbaşkanına geçişin ön adımı o süreçte olabilir. Referandum hayırlısıyla ‘Evet’le neticelendikten sonra, bizim partiye kayıt olma imkanımız doğacaktır. Buna mani bir hal yok. Partiye üye olma süreci başlayabilir. Bu tabii 2019’a yönelik bir geçiş sürecidir. Bu tür bir adım atılma noktasında bunlar da gündeme girebilir. Şu anda zaten yönetim noktasında herhangi bir sıkıntı yaşatmadan süreci yaşıyoruz. Ama Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi fiili durumun hukukileştirilmesiyle de artık toplumun buna hazır hale gelmesi tabii ki büyük bir önem arz ediyor.
‘'HAYIRCILARA BASKI YOK'
■ ‘Hayır’ demek isteyenlerin üzerinde baskı olduğu iddialarına cevabınız nedir?
Bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Böyle bir şey olamaz ki. Nitekim her akşam televizyonlarda anketörler, yazarlar, çizerler bu noktada değerlendirmelerini yapıyorlar. Evetçisi de yapıyor hayırcısı da yapıyor, yapacaktır. Evet’i savunanların varlığını, hayırcılara bir baskı gibi sunmak doğru olmaz. Gerek Başbakan, gerek sayın Bahçeli, gerek şahsım, bizim için kutsal olan demokratik hakkımızı kullanarak meydanlarda, televizyonlarda konuşuyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Hayırcılara baskı olur bahanesiyle bu hakkımızı engellemek tabii ki yanlış bir şey olur. Bizim hayıra baskı diye bir derdimiz yok. Ama “Hayır” demekte hayır yoktur. Bunu söyleme hakkımız da var.
■ Anketler var mı? Gönlünüzden bir oran geçiyor mu?
Bu tür şeyleri söylemek bizlerden daha çok anketçilerin hakkı olsa gerek. Bunu ben söylersem yanlış olur.
'CHP ONLARLA BİRLİKTE HAREKET EDİYOR'
■ ‘Hayır’ diyecekleri terör örgütleriyle FETÖ ile aynı kefeye koymak bir baskı yaratır mı?
Kimlerin ‘Hayır’ dediğine elbette bakmak durumundayız. ‘Hayır’ diyenlerin safında kimler var? Mesela dağ ‘Hayır’ diyor. Onların desteğiyle parlamentoya girmiş olan HDP de ‘Hayır’ diyor. Bunların aksini iddia etmek mümkün mü? Değil... Peki, Cumhuriyet Halk Partisi bunlarla beraber hareket etmiyor mu? Bunlarla beraber hareket ediyor. Dolayısıyla şimdi burada bunlarla beraber hareket ettiklerine göre ben burada şerre rızanın şer olduğuna, kötülük olduğuna inanıyorum. Benim için ‘evet’ ve ‘hayır’ demenin arasındaki fark bu kadar açık net ortadadır. Bizlerin bu noktada hassas olması gerekiyor.
DEAŞ EL BAB'DA ÇÖKMEK ÜZERE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Başkanı Trump ile Suriye’de DEAŞ’ın merkezi Rakka kentine yapılacak operasyonu konuştuklarını anlattı. Erdoğan şöyle dedi: “PYD’yi devreden çıkarmaları gerektiğini söyledim. ‘Rakka’nın DEAŞ’tan temizlenmesi işini bunlarla yapacaksanız, biz orada yer almayız. Sizin ne PYD’ye ihtiyacınız var, ne YPG’ye. Bu işi koalisyon güçleriyle yapabiliriz’ dedim. Bunları değerlendireceklerini söyledi.”
KAÇIYORLAR
Erdoğan El Bab konusunda şu bilgileri verdi: “DEAŞ, El Bab’da çökme noktasına geldi. Kenti boşaltma noktasına gelmiş durumdalar. Menbiç’te de, Rakka’da da bu pekala başarılabilir. Bu gerçekleştiğinde bölgede hava da farklı olacaktır.”
AKADEMİSYEN DE BEDEL ÖDER
■ Kanun Hükmünde Kararnamelerle akademisyenlerin ihracı çok tartışma yarattı. Hatta bu konudaki şikayetlerin Cumhurbaşkanına kadar gittiği söylendi...
Ben olaya şöyle bakıyorum: İşlenilen suçlardan dolayı eğer siyasetçi bedel ödüyorsa; bürokratlar, teknokratlar bedel ödüyorlarsa, profesör, doçent veya doktor olanlar bedel ödemeyecekler mi? Kusura bakmasınlar, ülkemin bölünmesine yol açacak işler içindeyseler; FETÖ, PKK gibi terör örgütleriyle iltisaklıysalar, elbette bir bedel ödemek durumundadırlar. Öyle bir durumda yasal olarak ne gerekiyorsa yapılır. Gerekirse açığa alınıyorlar. Yasal çerçevede gereken neyse yapılır. Bundan dolayı kimse de rahatsız olmasın.
■ İsrail’in yeni yerleşim birimleri açması, İsrail’den gelen bazı açıklamalar nedeniyle normalleşme sürecinin zorlaştırılmasından söz edilebilir mi?
Arzu edilmeyen bazı şeyler maalesef oluyor. Tam bir normalleşme sürecinde olduğumuzu düşünürken, Mescid-i Aksa’yla ilgili olua da bazı arkadaşlarımızla söyledik.
Trump güvenli bölge inşaası için parayı bulacağını söyledi
■ Amerika Başkanı Trump ile telefonda görüştünüz. PKK’nın Suriye kolu PYD, FETÖ konusunda tavırları ne olacak?
FETÖ konusunda desteklerini istedim. Aktardığımız tüm konularla ilgili CIA Direktörü Pompeo’yu Türkiye’ye göndereceğini söyledi. ‘Daha ayrıntılı bilgilenmiş olurum’ dedi. 2 gün sonra CIA Direktörü ilk yurt dışı ziyaretini bize yaptı. Kendisini ben de kabul ettim. Olanları görüntüler eşliğinde anlattım. Milli İstihbarat Teşkilatı ile 5-6 saat görüştüler.
■ Suriye’de güvenli bölgeler konusunda yeni ABD yönetiminden bir yaklaşım değişikliği bekliyor musunuz?
‘Güvenli bölge’ Sayın Trump’ın da kullandığı bir ifade. Terörden arındırılmış güvenli bölge olabilmesi için oranın uçuşa yasak bölge olması lazım. Bu da yeterli değil. Orada bir de milli güvenliği sağlamak için bir orduya ihtiyaç var. Eğit-donat çalışması yaptığımız Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), buralarda güvenliğin sağlanması açısından çok önemli. Menbiç’te de ÖSO olmalı. 4-5 bin kilometrekarelik alanda güvenli bölge oluşturulmalı.
■ Güvenli bölgede konut inşası için Türkiye’nin katkı yapabileceğini söylemiştiniz. Bu konuya Almanya da sıcak bakıyordu. Gelişme var mı?
Almanya Başbakanı Merkel, başlangıçta “Yeter ki bize iltica olmasın, yılda 10 milyar euro ayırabiliriz” demişti. Ziyaretinde bunu hatırlattım. “Bu bölgede 500’er metrekarelik arsalarda özgün mimari ile konutlar yapabiliriz. Hem oradaki halkın dışarıya çıkma ihtiyacı kalmaz, hem de bizdekilerin dönüşü sağlanır” dedim. Halen somut desteğe dönüşmedi. Şimdi Trump, “Bu işin mali olayını çözerim. İlgili donörler oluşturmamız lazım, bu donörler ile gerekli adımları atarız” diyor.
■ Körfez ülkelerinden kaynak söz konusu olacak mı?
Onu söylüyor zaten.
■ Güvenli bölge, Fırat Kalkanı gibi konularda Rusya’nın bir itirazı var mı?
Yok. Rusya sadece El Bab’ın daha güneyine ve batıya girmememizin iyi olacağını söylüyor.
BUNLARI DA OKUYUN