Definecilerin Facebook sayfasına üye oldu! İşte gizli tarihin kahramanı
Eski çağ tarihi alanında çalışan Mete Öztürk, 2021 yılında definecilerin tarihi eserleri paylaştığı gizli Facebook grupları olduğunu keşfederek onlara üye oldu. Öztürk, grupta paylaşılan fotoğraf ve bilgileri arşivlemeye başladı.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarih bölümünü 2020 yılında tamamlayan Mete Öztürk, aynı üniversitede eski çağ tarihi üzerine yaptığı yüksek lisans eğitimini geçtiğimiz yıl tamamladı. Şimdiki hedefi doktora yapmak olan Öztürk, yüksek lisans eğitimi sırasında Facebook’taki define gruplarını keşfetti. 2021 yılının sonuna doğru tanıştığı bu gruplarda daha önce keşfedilmemiş bazı tarihi eser fotoğraflarının yayınlanması Öztürk’ün heyecanını ve bu gruplara olan ilgisini artırdı. Çoğunlukla yazıtların paylaşıldığı bu gruplarda defineciler, değerli madeni eşya bulma umuduyla tarihi eserlere zarar da veriyordu. Hürriyet'ten Melike Çalkap'ın haberine göre, Öztürk, hoyratça tahrip edilen bu yazıtların yok olmaması, kayıt altına alınması için onları paylaşılan fotoğraflar üzerinden analiz etmeye ve arşivlemeye başladı.
Konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığını da bilgilendiren Öztürk, gruplarda yaşananları ve kişisel tarih arşivini şöyle anlattı:
DEDEKTÖR SATICILARI GRUBU AKTİF TUTUYOR
“Gruplarda tarihi eser fotoğraflarının paylaşıldığını görünce bu eserlerin bir şekilde kayda geçmesi gerektiğini düşündüm. Çünkü bazı defineciler, buldukları yazıtların içinden altın ya da benzeri değerli madeni eşyaların çıkması umuduyla onları kırıyorlardı. Bu yazıtları grupta paylaşmalarının nedeniyse eserin üstündeki yazıların herhangi bir defineye işaret edip etmediğini anlamak istemeleriydi. Diğer yandan bu gruplarda metal dedektörü satarak gelir elde eden insanlar da var. Ayrıca bazıları da arazide ihtiyaç olur diye av tüfeği veya tabanca pazarlıyor. Yani definecilik bir sektör haline gelmiş durumda. Bu sektöre ürün sağlayan kişiler de grubun aktif kalmasını istedikleri için yapılan paylaşımlara yalan yanlış yorumlar yazıyordu. Tabii bu paylaşımları yapanlar buldukları yazıtların konumunu paylaşmıyor çünkü gruplarda emniyetten ya da Kültür Bakanlığından birilerinin olmasından endişe ediyorlar. Bu nedenle paylaşımlarını ellerinden geldiği kadar gizli tutmaya çalışıyorlar.
Defineciler birbirleriyle sosyal medyadaki kapalı gruplarda böyle yardımlaşıyor.
‘ESERLERİ KAYDETMEYE DEVAM ETTİM ÇÜNKÜ..."
Kültür Bakanlığına çok sayıda fotoğraf göndererek şikâyette bulundum. Çünkü bu eserlerin kaybolmasını istemiyordum. Bakanlık konunun soruşturulduğunu söyledi. Daha sonra bu yazıtları bilimsel bir çalışma için kullanabilir miyim diye düşündüm. Kültür Bakanlığına bunu da sordum. Ancak onlar bunun mevzuata uygun olmadığını, ülkemizdeki kültür varlıklarının yayınlanmasının sadece bakanlığın izin verdiği araştırmalar çerçevesinde olabileceğini dile getirdi. Fakat Bakanlık yetkilileri daha sonra şimdiye dek arşivime kaydedip onlara bildirdiğim yazıtlardan birinin bulunması hâlinde, bana bunların yayımlanabilmesi için gerekli izinlerin verilmesi konusunda destek olabileceklerini söyledi. Ben de eserleri kaydetmeye devam ettim. Çünkü şans eseri bulunanların dışında pek çoğu ya kaybolacak ya da içinde altın var zannedilerek kırılacak. Zaten arşivlediklerim arasında pek çoğunun üstünde kazma ve kürek darbeleri var. Bazıları ise tamamen kırılmış durumda.”
‘GRUPLARDA YÜZ BİNLERCE KİŞİ VAR’
- Defterinde 97 yazıtın fotoğrafının olduğunu belirten Mete Öztürk, “Fotoğraflar Yunanca ya da Latince dilindeki içeriğiyle birlikte yer alıyor. Bunların çoğunluğu mezar ve adak yazıtlarından oluşuyor. Bunun dışında gruplarda bir de en çok sikke fotoğrafı paylaşılıyor. Defterime işlediğim 100’e yakın eserin yanı sıra şu an bin 128 yazıt fotoğrafı ve ekran görüntüsünü de tutuyorum. Onlarla ilgili bakanlığa ikinci şikâyetimi oluşturmak için hazırlık yapıyorum. Bu şekilde üyesi olduğum 8 facebook grubu var ve bunların yüz binlerce üyesi bulunuyor. Gruplar herkesin katılımına açık olmadığı için de üye olurken grup kurallarına bağlı kalınması noktasında birtakım sorular soruyorlar” dedi.
‘CEZASI 2 YILDAN BAŞLIYOR’
Kültür ve tabiat varlıklarının izinsiz araştırılması ve onlara zarar verilmesi hakkında çeşitli yaptırımların uygulandığını belirten Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer İçer, “Kanun kapsamındaki ilgili maddeye göre taşınmaz kültür tabiat varlıklarıyla koruma alanlarının kanunla belirtilmesine rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahrip edilmesine ve zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile izin almadan bu yapılar üzerinde fiziki müdahalede bulunanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile 5 bin güne kadar adli para cezası verilmesi öngörülüyor” dedi.
- Bakan Bolat: İşsizlik oranı bir yıldan uzun süre yüzde 9'un altında
- 'Göstergeler, gelir dağılımındaki eşitsizliğin azaldığına işaret etmekte'
- Rekabet ihlallerine ilişkin temel ceza oranlarında alt ve üst sınırlar kaldırıldı
- Baykar, İtalyan havacılık devi Piaggio Aerospace’in yeni sahibi olacak
- Yeni taklit ve tağşişler korkuttu! Baharat yerine bakın neler neler katmışlar