GündemDevlet Bahçeli: Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilecek kudrettedir

Devlet Bahçeli: Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilecek kudrettedir

Paylaş
Devlet Bahçeli: Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilecek kudrettedir

MHP Lideri Devlet Bahçeli İstanbul STK buluşmasında konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstanbul Türkiye’dir, bir dünya markasıdır, tarihin methiyesidir, Türk ve İslam’ın şerefidir. PKK’yla FETÖ’yle emperyalizmin taşeronlarıyla zulme bekçilik yapan iş birlikçilerle aynı hizada olmaktan, aynı kümenin içinde bir araya gelmekten rahatsızlık duymayanlara İstanbul bırakılamaz, emanet edilemez. Fethin 566 yıllık emaneti olan İstanbul zelil ve zillet hesaplarla öğütülemez. Buna müsamaha gösterilemez. İstanbullu kardeşlerim bu oyuna gelemez, umudum odur ki gelmeyeceklerdir." dedi.

Haberin Devamı

Bakırköy’de bir otelde düzenlenen programda, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelen Bahçeli, pek çok engellemeye rağmen, Türkiye’nin kalıplarından taştığını, istikrarlı ve iradeli şekilde ilerlediğini söyledi. Bahçeli, karmaşıklaşan, kaotik bir görüntü çizen, aynı zamanda geleneksel ilişki ve ittifak anlayışlarının aşınıp erimeye başladığı bir dünya tablosuyla karşı karşıya olunduğunu ifade etti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tesis ve temin edilen uluslararası düzenin her anlamda iniş halinde olduğunu dile getiren Bahçeli, Türkiye’nin kendisine biçilen rolü sorgulayıp bağımsız ve bağlantısız kararlar aldıkça yeni sorunlara zincirleme muhatap kaldığını, vesayetçi baskıların, siyasi ve ekonomik dayatmaların bir nedeninin, belki de en önemlisinin bu olduğunu söyledi. Bahçeli, bozulan ve bunalan dünya sisteminin kalıcı ve yeni bir denge arayışında olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin her anlamda buna hazır olması, yeni hükümet sistemine uygun şekilde reformlarını planlayarak 2023’e kadar hayata geçirmenin yollarını araması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin önünü kesmek, tarihsel yörüngesinden koparmak maksadıyla 2008’den itibaren şiddetli bir operasyon sürecinin adım adım icra edildiğini belirten Bahçeli, Türkiye’yi emperyalist zehirle etkisiz hale getirmek isteyenlerin kural, insaf, vicdan tanımadığını, terörizmin, Türkiye’nin aleyhine kullanılan en kanlı ve zalim koz olarak değerlendirildiğini aktardı. Bahçeli, Türkiye’yi teslim almayı hedefleyen odakların, hem masa başında hem de maşaları vasıtasıyla hesaplaşmak için adı konulmamış bir savaşın fitilini tutuşturduğunu dile getirerek, son 10 yıl içerisinde yaşanan olayları hatırlattı.

Haberin Devamı

"Dev uyanmakla kalmamış zulmün bekçilerine meydan okumaya başlamıştır"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni bir dünya düzeninin sancılarla kurulurken Türkiye’nin oyun dışı bırakılmasının, tesirsiz hale getirilmesinin, edilgen, pasif ve kendi iç sorunlarına gömülmesinin amaçlandığını vurgulayarak, "Başkalarının ağzına bakma dönemi geride kalmıştır. Sallanan parmaklara tepkisizlik bitmiş ve sonlanmıştır. Dev uyanmakla kalmamış zulmün bekçilerine, yıkımın elçilerine, bölünmenin piyonlarına meydan okumaya başlamıştır. Bu süreç zarfında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başlıca gücümüz ve milli duruşumuzun kuvvet kaynağıdır. Kuşkusuz, yeni hükümet sistemiyle uyumlu, çatışmayacak, çelişmeyecek mahalli idareler yönetimi ise beka düzeyinde bir ihtiyaç ve milli mecburiyettir." şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durabilecek kudrette olduğuna işaret eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye kendi söküğünü dikebilecek yeterliliktedir. En mühimi ise kendine özgü dünyasını ihya edecek cesarettedir. Geleceğini iş birlikçilikte görenler, ihanete göz yumanlar, siyasi çıkar uğruna Türkiye muhalifleriyle düşüp kalkanlar, kozmopolit akımlara selam çakanlar, köksüzlüğün ve kimliksizliğin akıntısına kapılanlar tümüyle açıktadır, artık deşifre edilmişlerdir. Taraflar bellidir, bilinmektedir. Kötü niyet sahiplerini saklayacak bir kılıf geldiğimiz bu aşamada kalmamıştır. Mızrağın çuvala sığmadığı da ortadadır. Dünya zorlu ve sıkıntılı bir denge arayışındayken eğer haricimizdeki olayları milli bir perspektiften analiz edemezsek beşeriyetin dalgalı ve çalkantılı seyrini başkent Ankara vizyonuyla Türkçe bakış marifetiyle kavrayamazsak selin içinde sürüklenen kütükten farksız bir duruma savrulmamız kaçınılmazdır. Dikkatli, donanımlı, uyanık olmalıyız. Temkinli, tedbirli, cüretkar olmak zorundayız. Tahriklere, tertiplere, tuzaklara set çekmeliyiz, duvar örmeliyiz. Çağın şifrelerini çözerek, milli müktesebatı milli müstahkeme güvenli, inanç, irfan, ülkü birliği içinde ve kardeşçe taşımaktan başka seçeneğimiz yoktur."

Haberin Devamı

"İstanbullu kardeşlerim bu oyuna gelemez"

Türkiye’nin tarihsel gelişimine işaret eden Bahçeli, "Bardağın dolu tarafından bakan, yapılanları takdir edecek, yapanları ise tebrik edebilecek vicdanı bulunan herkes için İstanbul’da yeni bir çığırın, yeni bir çağrının, yeni bir çağın ayak sesleri çok şükür hissedilmeye başlanmıştır. 96 yılda ulaşılan aşama hayranlık vericidir. Bunun seriye bağlanması, icraatçı, projeci, iş ve istihdam yaratıcı, ümitleri kabartıcı hizmet kervanının sürmesi, bunun da marka ismi olan Sayın Binali Yıldırım’la devamı ve İstanbul’da geleceğe uzanması samimi temennimdir." dedi.

Haberin Devamı

Bahçeli, bunu anlamayan, fark edemeyen kim varsa kayıp ve zillet içinde olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Ne Türkiye eski Türkiye, ne de dünya eski dünyadır. Yeni şart ve durumlara ayak uyduramayanların tarihin çöp sepetine gitmesi mukadder bir sondur. Bunu görmek, bunu idrak etmek lazımdır. İstanbul kukla ve proje isimlere teslim edilemeyecek kadar önemli ve öncelikli bir kenttir. Hiçbir şey söylemeden, hiçbir başarı hikayesi bulunmadan, hiçbir vasfı ve vakarı olmadan İstanbul’un kaderiyle oynamaya, karanlık bir girdaba çekmeye çalışan siyasi defolara tarihten ve ecdattan aldığımız ilhamla sonuna kadar direneceğiz. İnşallah İstanbul ehline emanet edilecektir. Türk devlet felsefesinde, inançlarımızın muhtevasında işin ehline verilmesi hakikatin tezahürüdür. Dünyanın toz bulutu içinde olduğu bir dönemde, kabus senaryolarının tedavüle sokulduğu şu günlerde İstanbul’un maceraya atılması Türkiye’nin mahvına hizmettir. Buna hiçbir İstanbullu kardeşim rıza göstermemelidir. Yabancıların denetim, kontrol ve gözetiminde kundağa sarılan, devamlı surette pışpışlanıp gizli gündemlere memur edilen bir şahsa ve zihniyetine İstanbul’u kurban vermek akıl dışılıktır, istikbal haklarımızdan vazgeçiştir."

Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın şuurla meseleleri kavradığını, İstanbul’un, Türkiye’nin ve dünyanın gerçeklerini idrak ettiğini, öncelikleri tespit ederek bütün güçleriyle geceyi gündüze katarak çalıştığını anlatarak, şunları kaydetti: "İstanbul Türkiye’dir, bir dünya markasıdır, tarihin methiyesidir, Türk ve İslam’ın şerefidir. PKK’yla FETÖ’yle emperyalizmin taşeronlarıyla zulme bekçilik yapan iş birlikçilerle aynı hizada olmaktan, aynı kümenin içinde bir araya gelmekten rahatsızlık duymayanlara İstanbul bırakılamaz, emanet edilemez. Fethin 566 yıllık emaneti olan İstanbul zelil ve zillet hesaplarla öğütülemez. Buna müsamaha gösterilemez. İstanbullu kardeşlerim bu oyuna gelemez, umudum odur ki gelmeyeceklerdir. Paslı ve yapay zihniyetler, parlak zekalar karşısında tutunamayacak, tel tel dağılacaklardır. Cumhur İttifakı milli duruşuyla siyasi zekasıyla adanmış yüreğiyle anıtlaşan vatan sevdasıyla milleti, bütünüyle bütün güzellikleriyle kucaklayarak İstanbul’a kol kanat gerecektir."

Bakırköy’de bir otelde düzenlenen programda, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelen Bahçeli, konuşmasında uluslararası ekonomik gelişmelere değindi. Bahçeli, ABD yönetiminin, pek çok ülkeyle ekonomik gerilim ve siyasi sorun içinde olduğunu aktararak, "Trump ölçüyü çoktan kaçırmıştır. Dilinin ayarı bozulduğundan, siyasi dengesi kaybolduğundan dünya için bir güvenlik tehdidi haline gelmiştir. Katıldığı bir Davos Zirvesi’nde ’Önce Amerika’ çıkışıyla serbest ticaret mantığına, çoklu ittifak ve ilişki ağlarına fikren ve fiilen hasar vermiştir." diye konuştu.

Dünya üzerinde korumacılık duvarlarının yükseldiğini, küreselleşmenin yargılandığını, tasfiye işlemlerinin hızla sürdüğünü, dünyanın güvensizliğe teslim edildiğini, Orta Doğu’dan sonra yeni güç mücadelesinin adresinin Pasifik olduğunu aktaran Bahçeli, "Öyle bir zamana geldik ki ülkeler birbiriyle ilişkilerini diplomasinin ustalıkları ve imkanlarıyla değil, sertlik tonu yüksek güç mücadeleleriyle tehdit üslubuyla idame ve ifade etmeye başlamışlardır." değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Bahçeli, Türkiye’nin ekonomisine yönelik saldırıların, S-400 bahanesiyle masaya konulan yaptırım kartlarının, bağımsızlığımıza leke sürme teşebbüslerinin, mektup anarşisinin, kur ve faiz üzerinden bindirilen ağır yüklerin çok tehlikeli bir boyuta ulaştığını, döviz kurlarındaki oynamaların ülkenin siyasi ve ekonomik dokusunu karalamak, ekonominin can damarı olan reel sektörü kundaklamak için planlandığını, bunun açıkça bir meydan okuma, düşmanlık emaresi olduğunu kaydetti.

Bahçeli, 24 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirerek, 2019 yılının ilk çeyreğinde ekonominin yüzde 2,6 daralmış olsa da geçen yılın son çeyreğine göre yüzde 1,3 büyümeyi başardığını, teknik olarak resesyon türbülansından çıkabildiğini aktardı.

"Türkiye’nin kaybı için el ovuşturan içimizdeki iş birlikçiler, resesyondan çıkışı züğürt tesellisi olarak yorumlayıp dipten dönülmedi deseler de gerçek bambaşkadır." diyen Bahçeli, şunları kaydetti: "CHP ve tetikçilerinin yüzleri döviz artınca, işsizlik azınca gülmektedir. Faiz yükseldi mi siyaseten nasıl nemalanırız derdine düşecek kadar bu ülkeye yabancılaşmışlardır. Enflasyon canavarı başını kaldırdı mı onlardan daha mutlusu yoktur. İş adamlarımız, dünya çapında Türk markasını gururla temsil eden müteşebbislerimiz sıkıntı yaşadılar mı zilletten daha memnunu görülmemektedir. Kredi musluğu kısıldı mı oynadıkları, iç ve dış borçlar arttı mı havalara uçmaya başladıkları ibretlik bir gerçektir. Bunların mensubiyetleri sorunlu ve yaralıdır. Varsın Türkiye kaybetsin, yeter ki bunlar siyaseten kazansınlar; nitekim basit anlayışları bu kadar arızalı, izansızlıkları ve gayri millilikleri bu kadar vahim düzeydedir. Kredi ve derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu dün itibariyle BA3’ten B1’e haksız ve yersiz bir şekilde indirmiştir. Bu not indiriminin siyasi olmasının yanında, Türkiye ekonomisinin şu anki seviyesiyle uyuşmadığı açıktır. Ülkemiz çok ciddi bir ekonomik kuşatma altındadır. Süreç bütün ağırlığıyla devam etmektedir. Buna rağmen, mayıs ayı ihracatımız rekor kırarak yüzde 11,46 oranında bir artışla 16,8 milyar dolar olmuştur."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ekonomideki dengeleme süreci ve ihracat temelli politikalarla cari açığın düşüşünün de devam ettiğini, hükümet tarafından uygulamaya başlanan Finansman Paketi ile Ekonomi Değer Kredi Paketi’nin bilhassa reel sektör için can suyu niteliğinde girişimler olduğunu dile getirerek, yapısal reformlar arasında yer alan yargı reformu strateji belgesinin ise kendilerine göre yerinde bir hamle olduğunu aktardı.

"Yedi düvel karşımıza çıksa da enflasyon düşürülmeli, faizler indirilmeli, cari açık makul düzeylere çekilmeli, iş ve istihdam artışı için üreten bir ekonominin çatısı örülmelidir. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler parolasıyla görünmez el metaforundan yüksek beklentiler içine girerek hiçbir yere varamayacağımız iyi bilinmelidir." diyen Bahçeli, küresel yatırımları çekebilmek için bir strateji oluşturulması gerektiğini, partisinin Türkiye’yi kıtalara taşıyan, kıtaları buraya getirip yatırım ve üretimi gözeten siyasi adım ve kararlara seve seve destek vereceğini vurguladı.

"Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin sabrını test edenler ateşle oynadıklarını anlamalıdır"

Bahçeli, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere de değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin sabrını test edenler ateşle oynadıklarını anlamalıdır. Umman Körfezi’nde yapılan saldırılar, Hürmüz Boğazı’nın kapatılma riskleri, Orta Doğu’da yoğunlaşan sıkıntılar, terör örgütlerinin kanlı eylemleri ülkemizi doğrudan etkilemektedir. Bölgemizde ve dünyada son zamanlarda seçimler sonrası kazanlar kaynarken sokaklar kışkırtılmakta, kutuplaşmalar tırmandırılmaktadır. Sudan’dan Cezayir’e, Filistin’den Suriye’ye, Irak’tan diğer pek çok ülkeye kadar ağır sorunlar dünyanın huzur ve güvenliğini tehdit etmektedir. Türkiye’yi de bu uçuruma itme sinsilikleri had safhadadır. Bu şartlar altında haziran ayı sonunda Japonya’da yapılacak G-20 Liderler Zirvesi daha da önem kazanmıştır. Milli birliğimizi koruyup vatan ve bayrak sevgisiyle meselelere baktığımız sürece hiçbir muhasım unsurun tehdidi ülkemize sökmeyecektir. Bu itibarla biriz beraberiz, hep birlikte Türk milletiyiz. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tek bilek, tek yürek, tek sesiz. Şunu herkes bilmelidir ki Milliyetçi Hareket Partisi 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminde bütün teşkilat mensuplarıyla beraber Sayın Binali Yıldırım’ın yanındadır. Bizler aynı yolun yolcusu, aynı ittifakın mensuplarıyız. Bir yanda zillet varken diğer yanda millet vardır. Bir yanda ihanet planları, diğer yanda Türkiye sevdası vardır. Cumhur İttifakı Türkiye’nin öz güveni, Türk milletinin çarpan kalbidir. Duruşumuz millidir, safında durduğumuz yer Türkiye’dir. Mücadelemiz millet içindir, İstanbul’un dirliğine odaklıdır. Milli bekayı yaşatmak taviz vermeyeceğimiz ilke ve inancımızdır. Bu seçimlerin kazasız belasız yapılması, sistemsel istikrarımızın ve demokrasi kültürümüzün sürdürebilirliği açısından çok önemlidir. Dünyanın en büyük Türk kentine yakışır bir olgunlukta geçmesini temenni ettiğim İstanbul Büyükşehir seçimi tartışmalara mahal vermeyecek bir neticeyle sonuçlanmalı ve Sayın Binali Yıldırım alnı kadar ak bir başarıya ulaşmalıdır."

"23 Haziran’da İstanbul için istikrar sürsün diyorsak, çare bellidir"

Bahçeli, 23 Haziran seçimlerine çok kısa bir zaman kaldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı: "8 gün sonra, devletin valisine küfreden, vatandaşa beyni sulanmış diyen, acemi, aceleci, yabancıların acentesi olan şahıs kaybedecek, kardeşlik ve huzur kazanacaktır. 8 gün sonra, mazbata meraklısı, unvan gaspçısı, tutarsızlığın daniskası, çarpıklığın siyasi ismi, VIP hayranı, israf derken özel uçaklarla gezen ne idiği belirsiz aday değil, Sayın Binali Yıldırım Bey, Cumhur İttifakı açık ara farkla sandıktan çıkacaktır. 23 Haziran’da sandıktan alınacak tarihi sonuç kutlu geleceğimizin planlanıp kavranmasına ileri düzeyde katkı sağlayacaktır. Siyasi gerilim ve çatışmadan medet umanlar birlik ve kardeşlik ülkümüzün perçinlenmesi karşısında dayanamayacaklardır. 23 Haziran’da İstanbul için istikrar sürsün diyorsak çare bellidir. Cumhur İttifakı Türkiye’nin haklı, tarihi ve meşru davasının yılmaz savunucusudur. Cumhur İttifakı birliğin, dirliğin, kardeşliğin, sağduyunun temsilcisidir. Aklımızda hep Türkiye vardır, hedefimiz Cumhuriyet’in 100. yıl dönümüne ulaşmaktır. İttifakımız, Türkiye düşmanlarına karşı sadakatin, saflığın ve hamiyetin ittifakıdır ve yaşayacaktır."

AA