Doktor sevgilisinin evinin balkonundan düşmüştü, Saliha hemşirenin ölümündeki sır çözüldü
Aksaray’da, doktor sevgilisi Halil İbrahim A.'nın oturduğu rezidansın balkonundan düşüp, hayatını kaybeden hemşire Saliha Tuncel'in ölümünün perde arkası ortaya çıktı.
Kentte, özel bir hastanede çalışan hemşire Saliha Tuncel, 24 Mayıs'ta aynı hastanede görevli doktor sevgilisi Halil İbrahim A.'nın oturduğu rezidansın 7'nci katındaki dairenin Fransız model balkonundan 3'üncü katın balkonuna düştü. Hastaneye kaldırılan Tuncel, kurtarılamadı. Soruşturmada gözaltına alınıp ifadesinde, ''O sırada içerideydim, düştüğünü görmedim" diyen Halil İbrahim A., serbest bırakıldı. Daha sonra ikinci kez gözaltına alınan Halil İbrahim A., bu defa adli kontrolle salıverildi.
'TEHDİT VE ŞANTAJ' İDDİASI
Soruşturmada çiftin çalıştığı hastanenin mali işler uzmanı ve icra kurulu üyesi Çiğdem Özkan da gözaltına alındı. 'Tehdit ve şantaj' suçlamasıyla tutuklanan Özkan'ın, hastanenin sahibi ve başhekimi olan doktor T.C. ile sevgili oldukları belirtildi. Özkan'ın, T.C. ile Saliha Tuncel'in birlikte villaya girdiklerine dair görüntülerle hemşireyi tehdit ettiği öne sürüldü. Daha önce ifadesine başvurulan T.C. de yeniden gözaltına alındı. T.C., işlemlerinin ardından adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
PENCERE VE KORKULUKTA PARMAK İZİNE RASTLANMADI
Olayın ardından tüm delil ve alınan doku örnekleri üzerinde Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından da bilirkişi raporu hazırlandı. Bilirkişi raporunda, fiziksel darp ve zorlama nedeniyle çığlık atan veya mukavemet gösteren kadın sesi duyulduğunu gösterir dosyada herhangi bir ifadeye rastlanmadığı belirtildi. Düşmenin yaşandığı pencere ve korkuluk üzerinde herhangi bir parmak izi ve DNA örneği bulunmadığı kaydedildi. Raporda, Halil İbrahim A.'nın da düşmenin hemen ardından, düşmeyi duyarak veya görerek bir telaşa kapıldığının, kamera görüntüleri ve ifade tutanaklarından anlaşıldığına yer verildi.
İNTİHARA MEYİLLİ DEĞİL
Bilirkişi raporunda, Saliha Tuncel'in, intihara meyilli bir kişiliği olduğuna yönelik psikolojik sorunu olduğunu gösteren belgeye veya tanık ifadelerine rastlanmadığı belirtildi. Hemşirenin ölümünün, künt genel beden travmasına bağlı kafatası, boyun omuru ve kemik kırıklarıyla, beyin ve iç kanama sonucu meydana geldiği anlatıldı. Hemşire Tuncel'in, ölümünde zehirlenmeye bağlı herhangi bir tıbbi bulguya da rastlanmadığı ifade edildi.
Saliha Tuncel'den alınan tırnak sürüntülerinde hem kendisine hem de Halil İbrahim A.'nın DNA örneklerinin birlikte bulunmasının da aynı iş yerinde çalışmaları, 4 yıldır birlikte olmaları, olay tarihinden önceki 3 gün içerisinde birkaç kez buluşmaları, olay anında aynı evde bulunmaları ve olay sonrası Halil İbrahim A.'nın yanına inerek yardımda bulunmasından kaynaklanabileceğinin değerlendirildiği anlatıldı.
DENGESİNİ KAYBEDİP DÜŞTÜ
Olay yerinde yapılan fiziki incelemelerin de değerlendirildiği raporda, ''Düşme pozisyonu ve bedenin binadan çok ileri doğru bir menzille ayrılmaması, eşikte bulunduğu düşünülen müteveffa Saliha Tuncel'in vücudunun dengesini kaybetmesi sonrası yeterince yüksek olmayan balkon korkuluğunun üzerinden düştüğü yönünde bulgu olduğu, zorlamaya bağlı bir düşme bulgusunun olmadığı değerlendirilmektedir'' denildi.
ŞANTAJ DAVASI BAŞLADI
Olayın ardından, 'Tehdit ve şantaj' suçundan tutuklanan Çiğdem Özkan'ın, Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki yargılanmasına da başlandı. Davada, Özkan'ın tutukluluk halinin devam etmesine karar verilirken, duruşma ertelendi.
'BAŞKA KIZ ÇOCUKLARI YANMASIN'
Niğde'den eşi ve kızıyla duruşmayı izlemeye gelen baba Salim Tuncel, duruşma sonrası DHA'ya açıklamada bulundu. Tuncel, ''Çok sağ olsun hakim, savcılarımız, avukatım ile devletimiz bizden yana oldular. Bir kadının, bir kız çocuğunun Aksaray iline emanet edilebileceğini gördüm. Aksaray'da iyi kişilerin de olduğu biliyorum. Devletimizden Allah razı olsun. Biz her zaman devletimizin yanındayız. Bugün karar çıkmadı, ileriki aşamada ne çıkar biz de bilmiyoruz. Tek dileğim benim kızımdan başka kız çocukları yanmasın. Devletimiz de burada bir kız çocuğuna sahip çıktı. Hastane müdürü Çiğdem Özkan'ın, tutukluluğunun devam etmesi bizim içimizi az da olsa rahatlattı" dedi.
Hacer Tuncel de ''Benim 25 yaşındaki kızımla 40 yaş üstü 3 kişi ortada oynamışlar. Benim kızım böyle birisi değildi. Hayatı yaşamayı seven birisiydi. 3 kişi kızımı oyuncak etmişler. Benim içimi yakanların da içi yansın. Adalet istiyoruz. Sabah 10'dan gece 20.30 kadar davadaydık. Ben kendi kızım için ayakta durmak zorundayım. Çünkü arkamda daha çocuklarım var" diye konuştu.