Fatih vahşeti böyle tarihe geçti! Cinayetin kilidini ‘P’ çözdü
Kaderin onlara oynadığı ölümden de beter bir oyundu. Ölüm tanıdıkları birinin yüzüyle çıktı karşılarına, 2 kardeş korkunç biçimde yaşamlarını yitirdi. 1995 yılında meydana gelen bu vahşet, Türk polisinin DNA testiyle ortaya çıkardığı ilk cinayet olarak tarihe geçti. Katilin olay yerinde bıraktığı nottaki detay ise polisleri bile şaşırttı.
Barış SÖZAL / POSTA.COM.TR | 1 Ağustos 1995’te İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alan Şehremini semtinde biri 15, diğeri 8 yaşındaki iki kardeş vahşice katledildi.
İlk bulgular katilin, 8 yaşındaki Döndü ve 15 yaşındaki Gönül’ün yaşadığı apartman dairesine, ebeveynleri evde yokken ve kapıyı zorlamadan girdiğine, 8 yaşındaki çocuğu tavandaki kancaya astığına ve ablasına da cinsel istismarda bulunarak boğarak öldürdüğüne işaret ediyordu.
Katil, maktulün vücuduna tükenmez kalemle "anana ipret olsun" diye yazı yazmıştı. Olayla ilgili şüpheli listesi başlangıçta kabarıktı. Anne ve babaları gündüz işte olan çocuklar, yaz tatilinde oldukları için bütün gün evde oturuyorlar, bu durum çevrede bazı kişiler tarafından biliniyordu. Evin sabit telefon hattı sık sık çağrı alıyor ve çoğu zaman telefon sapıkları tarafından tacize uğruyorlardı.
İlk olarak bu telefon görüşmelerini gerçekleştiren kişiler tespit edildi ve çok sayıda kişi gözaltına alındı, el yazısı örnekleri incelendi, bu şekilde şüpheli olabilecek kişilerin örneklemi daraltılabildi.
Fatih'te iki küçük kızı acımasızca öldürüp birine tecavüz eden katil, bulaşık eldiveni giyerek parmak izlerini gizledi. Ama geride, tecrübeli dedektifler için nüfus cüzdanını aratmayacak kadar mükemmel izler bıraktı.
Şehremini’deki vahşetin yaşandığı daireye gelen Olay Yeri İnceleme ekiplerinin karşılaştığı manzara dehşet vericiydi. 15 yaşındaki Gönül’ün vücudundaki izler, boyundaki morluklar hem cinayet, hem de tecavüzü ortaya koyuyordu.
Cesedin yanında buruşturulup atılmış bir 20 bin lira vardı. Genç kızın vücudunda göğsünden sağ bacağına kadar olan bölgede bozuk bir imla ile ‘‘Anana ipret olsun’’ yazılmıştı. Deliller, sapık ruhlu bir katil profilinin ipuçlarıydı.
HALI ÇENGELİNE ASTI
8 yaşındaki Döndü cesedi diğer odadaydı. Canavar, boynuna bağladığı sarı çamaşır ipiyle halı çengeline asmıştı küçük kızı. Dış kapıda, pencerelerde zorlama izi yoktu. Canavar katil nasıl girmişti içeri? Bir kişi miydi? Yoksa görgü tanığı oduncu çırağının dediği gibi 2 kişi miydiler?
Parmak izi yoktu. Gönül'ün tırnak aralarında deri parçası da katilin saç teli de. Giysisinden kopmuş bir iplik, belki bir düğme... Anahtar, fotoğraf, ayakkabı tokası... Hiçbiri yoktu ama genç kıza tecavüz eden katil, cesette spermlerini bırakmıştı. Buruşuk bir 20 bin liralık, bir de el yazısıyla yazdığı, intikam kokan ‘‘Anana ipret olsun’’ mesajı... Fakat bunlar, delil miydi, yoksa hedef mi saptırıyordu?
ANAHTAR HARF; P
Dedektifler, önce yazıya kilitlendiler. ‘‘Katil annenin aşığı’’ senaryosu üzerinde tartışmaya başladılar. Genç kızın vücuduna yazılan cümledeki ‘‘İpret’’ sözcüğü zihinlerini kaşıyordu. Neden ‘‘ibret’’ değil de ‘‘ipret’’ yazılmıştı? Tecrübeli bir dedektif, ‘‘Katil Karadenizli’’ dedi. Araştırmanın henüz başında 12’den vurmuşlardı. 26 kişinin ifadesine başvuruldu.
Akrabaları olan oto alım satımı yaptığı ve iflas ettikten sonra doğramacılık yaptığı belirlenen Tahsin Kaba ile, üst katta oturan alüminyum doğramacı Y.T. üzerinde soruşturmayı yoğunlaştırdılar. İlk etapta alınan el yazısı örnekleri, şüpheleri Tahsin Kaba'nın üzerine odakladı. Cesedin üzerine mavi tükenmez kalemle yazılan ‘‘Anana ipret olsun’’ yazısındaki ‘‘İ’’ harfinin noktası daire şeklindeydi.
Bartınlı Tahsin Kaba da el yazısı örneklerinde ‘‘İ’’ harfinin noktasını daire şeklinde yapıyordu. Üstelik konuşurken, ‘‘B’’ harfini ‘‘P’’ gibi söylüyordu. ‘‘İbret’’ kelimesini de bazen ‘‘B’’ bazen de ‘‘P’’ harfiyle yazıyordu. “A’’ harfleri arasında bir çelişki vardı. Kaba'nın kağıt üzerine çizdiği ‘‘A’’ harfinin üzeri yuvarlaktı.
TARİHE GEÇEN CİNAYET
İki şüpheliden alınan kan ve sperm örnekleri, Ankara Merkez Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü'ne gönderildi. Test sonuçları, Tahsin Kaba ile uyumlu çıktı. Dedektifler, Tahsin Kaba'yı Şehremini'ndeki adresinde bulamadılar. Bartın'a giden ekip Kaba'nın bıraktığı iki adresinde boş çıkması üzerine hayal kırıklığına uğradı. Ancak işin peşini bırakmayan ekipler, her iki evin önüne de pusuya yattı.
Kaba, 1 Eylül 1995 günü, cinayeti işledikten tam bir ay sonra, Bartın'ın Ulus Beldesinde yakalandı. Ve Şehremini vahşeti, Türk polisinin DNA testiyle ortaya çıkarttığı ilk cinayet olarak tarihe geçti. İki çocuk katili katil işlemlerinin ardından Cezaevine gönderildi. Burada tek kişilik hücrede bulunan Tahsin Kaba, aradan 3 gün geçtikten sonra kaldığı hücrede kendini asarak hayatına son verdi.
"MAKTÜLÜ ORTADAN KALDIRMAK ADINA HER ŞEYİ YAPABİLİR"
Katiller hakkında görüşünü aldığımız Uzman Klinik Psikolog Berk Karaoğlu şöyle konuştu:
Antisosyal kişilikler dürtüsel durumlarda pişmanlık duymadıkları için, bunu saldırganlık veya cinsellik noktasında hiç vicdan yapmadan empati duymadan tüm bu olayları gerçekleştirebilirler. Ve bu eylemlerin neticesinde de sadece kendilerini düşündükleri için, aslında derinlerde büyük korkuları olurlar. Maktulün varlığını tümüyle ortadan kaldırmak adına her şeyi yapabilir. Bunu da bir haz aracına dönüştürebilirler. O açıdan böyle vakalarda, katili normal davranışlar sergileyecek bir insan olarak düşünmemek lazım.