Gündem'FÖTÜ'nün ilk kurbanı bizdik kimselere dinletemedik'

'FÖTÜ'nün ilk kurbanı bizdik kimselere dinletemedik'

Paylaş
'FÖTÜ'nün ilk kurbanı bizdik kimselere dinletemedik'

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, FETÖ’nün ilk kurbanı olduklarını söyledi. Başkan Genç, “Belediyemize FETÖ savcıları haksız operasyonlar düzenleyip, bize itibar suikasti yaptı. O dönem bizi kimse dinlemedi. Ama şimdi adalet yerini buldu” dedi

RÖPORTAJ:
ALEV GÜRSOY CİMİN
alev.gursoy@posta.com.tr

Öncelikle 15 Temmuz’la başlayalım.


Darbe girişimi gecesi neler yaşadınız? Bir arkadaşım vefat etmişti, Yeniköy’de onun evindeydik. Arkadaşlarım, “Köprüyü askerler kesmiş” dedi. Önce tatbikat olduğunu düşündüm. Bu yüzyılda darbe ihtimali inandırıcı gelmiyor. Fakat zaman ilerledikçe olayın ciddiyetini gördük. Eşim arayarak, “Televizyonda inanılmaz şeyler oluyor, hemen eve gel” dedi.

Eve gitmek için Emirgan’daki borsa binasının önünden geçerim. Eğer oradan gitseydim, olayın içine düşecekmişim. Sabah 06.00’ya kadar televizyonları izledim. CNN’nin kapatılması olayından sonra işin çok ciddi olduğunu anladım. Bu adamların neler yapabileceğini o gece gördük. Zaten onları bize yaptıkları kumpastan biliyorduk.

Siz de mi FETÖ mağdurusunuz?

Türkiye’de belediye baskınını ilk biz yedik. Bizi o dönemde sorgulayan iki savcı ve yargılayan iki hakim ve belediyeyi basan 6 müfettiş FETÖ’den tutuklandı. Tabii o dönem olayı tam manasıyla bilmiyorduk. İmar yolsuzluğuyla suçlandık ama bizde imar yolsuzluğu olmaz. Dosyaların birçoğu geçmiş dönemlere aitti. AK Parti’nin il başkanı “Ey Kılıçdaroğlu sen Malatya’yı, Kayseri’yi bırak, Sarıyer’e bak” diyordu.

AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’ya, “Bugün bana olan yarın size çok ağır olacak. Çünkü bu yapı samimi değil” dedim. Çok enteresan bir şey daha oldu. Türkiye’de işini çok iyi yapan 10 bürokrattan biriyle çalışıyorum. 2006’da bunlar bir okullarının inşaat harçları için 1 milyon liralık çek vermişler. Biz de çek tahsilatı yapıp, parasını aldık. Kurumların ismine gerek yok ama biz bunu onlardan alınca üstümüze gelmeye başladılar. Yani FETÖ’nün ilk kurbanlarıydık.

‘FETÖ BİZE KUMPAS KURDU’

O dönem bunu neden dillendirmediniz?

Dillendirmez olur muyum? Her platformda, her yerde isyan ettim. İşin acı tarafı kimse bizi dinlemedi. Hırsımdan çocuklar gibi ağladığımı biliyorum. Çok haklıydık çünkü. Aziz Babuşçu’yu bu adamlar konusunda uyararak, “Bedelini ileride siz de ağır ödeyebilirsiniz” dedim. Aziz Babuşçu ise, “Siyasette böyle şeyler olur” dedi.

‘ÇALIŞANLARIMIZ 5 AY HAPİS YATTI’

Bölgenizde kaç tane FETÖ okulu var?

Sadece problemli olduğumuz o koleji biliyorduk. Ama 12 okul kapatıldı. Eğitim kurumlarına inanılmaz destek veriyorum. Ama onların okulu kolej olduğu için destek vermedim. Bizi mahkemeye verdiler. Vakıflar Genel Müdürlüğü de işin içindeydi. O dönemde insanlara baskı yapılmaya başlandı. İnanılmaz bir itibar kaybına sebep oluyorlardı.

2009’da seçildik ve olaylar 2010’un sonlarına doğru oldu. Yerel basında bizi rüşvet almakla suçluyor, linç ediyorlardı. Kendi aktörleri, ”Sarıyer’den utanır olduk. Yolsuzluk ve usulsüzlüklerle adının anılmasından rahatsız oluyoruz” diyorlardı. Çalışanlarımız boşu boşuna 5 ay hapis yattılar. Kendimizi ifade edinceye kadar canımız çıktı. Ama halk bize inandı. Aylarca telefonlarımız dinlenmiş.

‘ÇOCUKLUKTAN BERİ DEMOKRASİ NÖBETİ TUTUYORUM’

Demokrasi Nöbetleri’niz nasıl geçti?

Zaman zaman katıldık. Son derece coşkuluydu. ‘Demokrasi’ sadece slogan olmaktan çıkmalı. Mesela nöbetlerde bir kez bile demokrasi anlatılmadı. Ama herkesin kafasında bir demokrasi kavramının olması güzeldi. Biz çocukluktan beri demokrasi nöbeti tutuyoruz. Demokrasinin önemini keşfedenlerden değiliz.

‘ASKERİ KIŞLALAR BETONLAŞMASIN’

Kışlalar şehir dışına çıkarılmalı mı?

Askeri okulların kapatılmasına karşıyım. Asker olmazsa savunma da olmaz. Askeri de her zaman siyasetin dışında tutmak zorundasınız. En önemli vurgulardan biri laiklik. Kışlaların şehir dışına çıkarılmasıyla rant kavgası yaşanacağını düşünüyorum. Kuleli Askeri Lisesi’nin yerinin 2013’te satıldığı söyleniyor. Benzer yerler var. Mesela Yıldız’ın içindeki askeri alanlar. Deniz Kuvvetleri’nin Beykoz’un kenarında yüzlerce alanı var. Asker şehir dışına çıkarılmalı ama buralar betonlaştırılmamalıdır.

‘SARIYER’DE YAŞAMI KOLAYLAŞTIRIYORUZ’

Biraz da hizmetlerinizi konuşalım.

3. Köprü’nün yapılmaması için meclis kararı almıştık ama dinletemedik. Ormanlarımız gitti. Acısı sonradan çıkacak. İstanbul temiz havasını Poyraz bölgesinden alıyor. Sarıyer’de 5 yılda temel alt yapı sorunlarını çözdük. Hayatın her alanına dokunduk. Mesela 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyoruz. Yaşamı kolaylaştırıyoruz ve yeni bir yaşam kurma çabasındayız. Sosyal sorumluluk projemiz var. Kadınlar, gençler ve sokak hayvanlarıyla ilgili pek çok proje üretiyoruz. Sorunlarla da uğraşıyoruz. Yetki karmaşası var.

Bazı yerlerde engelleniyoruz. Sahile hiç dokunamıyoruz. Üstelik oralarda çok ciddi görüntü kirliliği yaratan binalar var. Sarıyer Akademi’de 200’e yakın öğrenciyi eğittik ve üniversitelere yerleştirdik. Üstelik ücret almadan. İnsanların barış içinde yaşaması için çalışıyoruz. Hedefimiz yaşam. Ancak bazı konularda engelleniyoruz. Mesela Sarıyer bir balıkçı kenti ama balık satış merkezimiz yok. Yapamıyoruz. Çünkü ön görünüm Büyükşehir’in yetkisinde.

Sarıyer için en önemli projeniz nedir?

Son dönemde beni en çok heyecanlandıran yeni hizmet binamız oldu. Dünyanın ilk yeşil sertifikalı binası. Tam bir yaşam alanı olacak. Kendi enerjisini üreten, su ihtiyacını yağmur suyundan karşılayan, ekolojik demo parkı bulunan şahane bir bina. İçinde kültür merkezleri, iki ayrı müze, tiyatro salonları olacak. Bina dünyanın en ünlü akreditasyon sertifikasını almış akıllı ve insan sever bir bina.