Hastaneden kaçtığında komşuları evlerini terk etmişti! 'Çivici Katil'in 'görevim' dediği 9 sayısının sırrı
Aylarca ülkemizin gündeminden düşmeyen bir seri katil. İşlediği kan donduran cinayetlerle, tarihe adını kara leke olarak yazdıran Çivici Katil Süleyman Aktaş… İfadesinde 'görevim' dediği 9 sayısının korkunç detaylarını da anlatan Çivici Katil, o dönemde yaşadığı köydeki herkesin korkulu rüyası haline gelmişti.
Barış Sözal / Posta.com.tr Süleyman Aktaş, 1950 yılında Manisa'da doğdu. Evli ve üç çocuk babasıydı. Denizli’de elektrik teknisyeniydi, elektrik dağıtım hattındaki çalışmalar sırasında akıma kapılarak ağır yaralandı. Yaklaşık 1 yıl tedavi gördü. Bu olaydan sonra takvimler 1986’yı gösterdiğinde Antalya’da bir başkomiseri öldürdü ve tutuklandı. Mahkemenin kararıyla Aktaş, Manisa Ruh ve Sinir Hastanesi’nde yaklaşık 5 yıl tedavi gördü.
KAN DONDURAN CİNAYET SERİSİ
1994 yılında Süleyman Aktaş, Denizli’deki köyüne döndü ve kan donduran cinayet serisi burada başladı. Denizli’nin bir köyü, sene 1994, Temmuz ayının bir sabahı daha ezan okunmadan tarlalarına gidiyordu köylüler. O sabah köylülerden biri tarlaya gitmek yerine evde kalıp yarım kalan işlerini bitirmek istedi. Ancak bir şey dikkatini çekmişti, günlerdir karı koca olan iki komşusunu görmüyordu. Merak etti ve komşularının evine doğdu yürüdü, seslendi. Bulamayınca eve yaklaştı, ahıra baktı ancak orada da yoklardı. Evlerinin kapısı kilitli olduğu için camdan içeri doğru baktığında burnuna gelen ağır kokular kadar manzara da ağırdı.
Daha sonra, jandarmaya haber verildi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri içeri girdiğinde görüntü çok kötüydü. Çiftin, günler önce ölmüş olduğu anlaşılıyordu. Ağır bir kokuyla beraber, cesetler şişmiş, kararmış ve yüzleri tanınmaz bir halde yatakta duruyorlardı. Olay yerinde yapılan incelemede cesetlerin üzerinde kesici ve delici alet izine rastlanmadı. Çiftin ölümü, kayıtlara başta 'gıda zehirlenmesi' olarak geçti. Hayatını kaybeden çift ertesi gün gözyaşları içinde toprağa verildi.
OLAYDAN 15 GÜN SONRA…
Aradan 15 gün geçmesine rağmen köy halkı hala komşularının ölümünü konuşuyordu. Saatler gece yarısı 02.30’u gösterdiğinde herkes uyurken bir kişi ayaktaydı. Gece yarısı bir hayalet gibi dolaşıyordu bahçelerin içinde, önüne çıkan duvara tırmanarak atladı. Aşağıya, gelmek istediği yere gelmişti. Evin açık olan camından sessizce içeri girdi ve yatakta uykusunda olan adama yaklaştı. Cebinden çıkardığı 10 santimlik çiviyi, uyuyan adamın kafasına çaktı. Ve hiçbir şey olmamış gibi girdiği pencereden çıkıp gitti.
AYNI GECE, 1 SAAT SONRA…
Bu kez yaşlı bir çiftin bahçesine girerek evi gözetliyordu. Yaklaşık bir saat daha gözetledikten sonra uykuya dalan çiftin kapısına doğru yaklaştı. Usulca evin merdivenlerini tırmandı. Bu kez açık pencere yoktu. Dış kapıyı denemeye karar verdi. Orası da kilitliydi. Evin etrafını tekrar dolaştı, sonunda arka tarafta girebileceği bir pencere buldu ve oradan içeri sessiz bir şekilde girdi. İçeri girdiğinde yaşlı çift ayrı ayrı yataklarda uyuyorlardı. Önce adamın yanına yaklaştı, nefesini dinledi daha sonra cebinden bir çekiç çıkardı. Çekiçle uyuyan yaşlı adamın kafasına defalarca vurdu. Daha sonra, uyuyan kadının yanına yaklaştı ve aynı şekilde onun da kafasına defalarca çekiçle vurdu. Sonra, cebinden çıkardığı 10 santimlik çivileri yaşlı karı kocanın kafalarına çaktı.
KÖYÜ KORKU SALDI…
Yaşlı çiftin cesedini ertesi sabah eve gelen oğlu gördü. Manzara korkunçtu. İkisi de iki göz ve alınlarından çivilenmişti. Korkunç manzarayla karşılaşan oğulları durumu muhtara haber verdi. Muhtar da jandarmayı aradı. Olay yerine gelen jandarma, diğer akrabaları, tandıkları olan ne kadar yaşlı varsa evlerine bakılsın diye talimat verdi. Jandarmanın talimatıyla kontrole gelen komşuları tarafından feci şekilde bulunan adam henüz ölmemişti. Güçlükle evine gelen adamın ismini kulağına söyleyerek hayatını kaybetti. Durumu jandarmaya haber verdiler.
Çivici Katil Süleyman Aktaş'la ilgili o dönemde gazetelerinde pek çok haber çıkmıştı
ÇİVİCİ KATİL YAKALANDI, ŞOKE EDEN İTİRAF
Yakalanarak savcının karşısına çıkan Çivici Katil Süleyman Aktaş, cinayetleri kabul etti. İfadesi alınan ve daha önce gıda zehirlenmesi olarak kayıtlara geçen yaşlı çifti de boğarak öldürdüğünü itiraf etti.
Çivici katil ifadesinde şu kan dondurucu cümleleri kullandı:
Görevim. 24 Temmuz 1994 Denizli Çambaşı köyünde gerçekleştirilen 3 kişilik öldürme olayı tarafımdan yapılmıştır. Bu arada 3'ün özelliği 9'u bulmaktır. İki erkek bir kadının öldürülmesi gerekiyordu. Üç kişilik iki erkek bir kadından oluşan aileler üzerinde çalışılmış ve öldürülen son üç kişi de karar kılınmıştır. Yukarıda sözü edilen tarihte önce gece saat 3'te önce çekiç darbeleri ile yaralanmış, sonra gözüne iki çivi ve alnına bir adet olmak üzere 10’Iuk çivi çakılmıştır. Maktulün canlı görülmesine rağmen ölür düşüncesiyle olay yerini terk ettim. Daha sonra karı koca çift gene tarafımdan öldürülmüşlerdir. Olay aynı gece ve saatlerde gerçekleştirilmiştir. Çiviler 10'luktur. Ve ev terkedilmiştir. Eve geldiğimde üzerime kan sıçraması olabilir düşüncesiyle bodrumda bütün giysiler çıkartılmış, paketlenmiştir. Yeni elbiseler giyilmiş eve çıkılmıştır. Doğru banyoya gidip olayda kullandığım elbiseler ve ayakkabıların tamamı termosifonda yakılarak yok edilmiştir. Suyun ısınmasından sonra duş alınmıştır. Bu olayların gerçekleştirilmesinde benim yardımcı malzemem iki pilli bir el feneridir. Bodrumda el feneri pilleri çıkarılmış olarak durmaktadır. Son görevde özellikle iki erkek bir kadının öldürülmesi önemlidir. Toplam kullanılan çivi sayısı 9'dur. Görev tamamlanmıştır. Benim birinci görevimde erkeğin gözüne çakılan 10'luk çivinin anlamı kendime tam bir erkek olduğumu kanıtlamış olmak istememdendir.
2000 YILINDA ÖLDÜ
Çivici katil olarak medyada günlerce gündemden düşmeyen Süleyman Aktaş, defalarca kaldığı hastaneden kaçtı yakalandı. O hastaneden kaçtığında komşuları yine geri döner korkusuyla evlerini terk etmişti. 2000 yılında da akıl hastanesinde hayatını kaybetti.