Hiç çekilmemiş bir korku filmi gibi
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık iki depremin vurduğu Hatay’da yaşananları, şehrin Belediye Başkanı Lütfü Savaş, POSTA’ya gözyaşları içinde anlattı.
ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
Orada ne yaşanıyor… Son durum ne?
Burası kıyameti yaşıyor. Ne ekranlardan gördüğünüz, ne de sosyal medyada anlatıldığı gibi. Burası şimdiye kadar hiç çekilmemiş bir korku filmi gibi... Kaosu yaşıyoruz. Hatay perişan. İlk gün çok daha kötü durumdaydık. Kimse felaketin bu denli büyük olduğunu kavrayamadı. Hatay yerle bir oldu. Belediye binasına gittiğimde, binamızın yerini bulamadım çünkü yerle birdi. Sokaklardan geçemedik, yolları devrilen evlerin enkazı kapatmıştı. Dedim ki: Herhalde bu bir rüya, böyle bir şey olamaz. Herkesin yardım çığlıkları kulakları yırtarken çaresizlikten ellerimi, kollarımı hissedemedim.
Peki söylenildiği gibi gerçekten Hatay unutuldu mu?
Bunu siyasi malzeme yapmak taraftarı değilim. Hayır, unutulmadı. Bunu söylemek ayıp olur çünkü 10 ile yerle bir oldu. Sonuçta bu sıradan bir deprem değil, bu asrın felaketi. Sadece ilk gün arama kurtarma ekipleri gecikti ama şu da var büyük panik vardı, hemen organize olunamadı ayrıca yollar bile yoktu… Anlatamıyoruz size yaşanan felaketin boyutunu. Anlatmaya da kelimeler yetmez. Meseleyi iyi tartmak lazım. Bütün dünyadaki AKUT’çuları getirseniz anca yetişirler hatta yetişemezler. Kıyamet günü diyorum. Kışın en sert şartları. Ayrıca depremin ilk günü havalimanımız bile pert oldu. 2 binin bile çok üzerinde bina da çökmüş, geri kalanı ise büyük hasarlı. İnsanların çoğu halen o betonların altında. Arama kurtarma iki günün sonunda başladı. Ama şu anda daha gidilmeyen çok sayıda bina, göçük var. Sadece hayatta olanların olduğuna inanılan yerlere gidiliyor, durumumuz bu. 2000 yılda üç defa böyle deprem olmuş. Üçüncüsü bize nasip oldu.
3 KİŞİ 2 BİN KİŞİYİ NASIL GÖMSÜN?
Şiddeti çok fazlaydı. 7.7 ama yeryüzüne çok yakın olduğu için etkisi çok fazla oldu. 9 ya da 10 gibi bize yansıdı. Daha köylerin bir kısmına girilemedi. Şehir çok daha feci durumda. Ama AFAD’ın gelip yönetme dışında daha fazla ekibi olması lazım. Antakya Belediyesi şehrin en büyük belediyesi. Onun sınırlarında üç kişi hayatta, cenaze gömebilecek insan sadece üç kişi. Bir müdür kalmış, iki de yardımcısı. Üç kişi 2 binin üzerinde kişiyi nasıl gömecek?
BELEDİYE O ZAMAN İŞLEVİNİ YİTİRDİ
Binalarımız yok. Düşünün mezarlıkta çalışacak sadece üç çalışanımız kalmış. Ailemden de çok ciddi kayıplar var ama zaten tüm Hatay ailemdi. Bu cümleyi bile kurmaya utanıyorum. İmamımız yok ki cenazelerimizi dua ile gömelim.
SİZ KENDİNİZ NE DURUMDASINIZ?
Bu şehirden ben sorumluyum. Aklıma mukayyet olmam lazım. Daha güçlü olup insanlara destek olmalıyım. Bir can bile önemli. Çok canım yanıyor. Daha dün gittiğim bina yok, dün çalıştığım en yakın çalışma arkadaşlarımın çoğu yok. İnsanlara seslenmek için tweet atacak eleman bile yoktu. Sosyal medya ekibim bile enkaz altındaydı. Canım yanıyor, tüm Hatay canım. Uyumak mümkün değil. Her saat, her saniye, herkesin desteği çok önemli. Birlik olalım. Siyasetin s’si olmaz. Politik malzemeye değil konteynere, desteğe ihtiyacımız var.
ŞU AN EN ACİL OLAN İHTİYAÇ NEDİR?
Çadır, konteyner, ısıtıcı, battaniye, yatak. Lütfen tüm firmalar birleşin bolca yorgan, battaniye göndersin. Bir yandan ihtiyaçlara yetişmeye bir yandan da cenazelerimizi defnetmeye çalışıyoruz. Ve halen umudumuzu kaybetmeyip yıkıntı altında kalan insanlarımızı kurtarmaya çalışıyoruz. Kamu binalarımız bile göçmüş durumda… Belediye araçlarımız var ama onları kullanacak elemanlarımız hayatta değil