İbrahim Kalın'dan Fransız siyaset bilimciye yanıt
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklamalarda bulunuyor. Kalın, konuşmasının girişinde, Fransız siyaset bilimcinin sözlerine yanıt verdi.
24 Nisan 2017 , Pazartesi 14:24
İbrahim Kalın'ın açıklamaları şu şekilde:
Avrupa'nın en faşist ve ırkçı siyasetçisi bile 16 Nisan'da referandum tercihini sorgulamayı kendinde bulabilmektedir. Bunların normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz. Bunlar başka bir planın parçası olarak gündeme getirilmektedir. Biz elimizden gelen bütün imkanları sergileyeceğiz ve bu faşizan yaklaşımlara izin vermeyeceğiz.
1915 OLAYLARI
Biz 1915 olayları olarak bilinen hadiselere ortak acı olarak baktığımızı belirttik. Cumhurbaşkanımız da bu konuda bir mesaj yayımladı.
"Türkler ve Ermeniler 1000 yıldır bu coğrafyada ortak bir tarihi ve kültürü paylaşmıştır. Dün olduğu gibi bugün de Ermeniler sosyal, siyasal ve ticari alanda önemli roller üstlenmektedirler"
CUMHURBAŞKANI'NIN SİYASİ PARTİ ÜYELİĞİ
16 Nisan'da oylanan anayasa değişikliği paketinin 1 maddesi de cumhurbaşkanının siyasi partiye üye olabilmesidir. Bugün tekrar bu düzenleme ile, dünyanın birçok ülkesinde de örnekleri var. Başkanlar siyasi partileri ile ilişkilerini kesmek zorunda değiller. Cumhurbaşkanımız için de bu imkan ortaya çıkmıştır.
Genel başkanlık konusunda da hem mevcut cumhurbaşkanımız hem de küçük cumhurbaşkanımız 'Neden olmasın' yanıtını verdiler.
AB İLE İLİŞKİLER
AB ile ilişkiler konusunda, son dönemde Avrupa'da bir akıl tutulması yaşanıyor. Son dönemde Erdoğan karşıtlığının giderek ivme kazanarak siyasi akıl tutulmasına dönüşmesi bizim de üzerinde durduğumuz bir konu.
Avrupa'daki belli ülkeleri hedef alan terör örgütlerine biz Türkiye'de izin verseydik ne olur du acaba? Bazı Batılı aydınların bir şeylerin sonunu ilan ettiklerini görüyoruz sık sık. Tarihin, siyasetin, sanatın son ilan etme alışkanlığı olduğunu görüyoruz. Türkiye'de de bir şeylerin sonu geliyor gibi açıklamaların yapıldığını görüyoruz. Bizim için her şey yeni başlıyor.
Referandum sonuçlarından rahatsız olmalarının nedenlerinden biri budur. Erdoğan'ın bileğini bükemedikleri için bu söylemleri normalleştirerek kendilerine bir alan açmaya çalışıyorlar. Boşuna bu konularda herhangi bir heves içinde olmasınlar. Biz AB ile iyi ilişkiler içinde olmayı istiyoruz. Güven ve çıkara dayalı bir ilişkinin gelişmesi gerekir.
Fasılları açacak olanlar AB'dir. Mültecilere 3 milyar avroluk yardım konusu. Şu ana kadar 1.5 milyar avrosu sözleşmeye bağlanmış ve bunun sadece 790 milyon avrosu hesaba geçmiştir. Bu Avrupalıların verdiği sözü tutmak için bir fırsattır.
Denizlerde öümler önlenmiştir. Biz insan kaçakçısı şebekesini kendi imkanlarımızla önledik. Bu para da AB STK'ları üzerinden geliyor. Biz buna da tamam dedik.
Bir tarafta muazzam bir göç dalgası, öbür tarafta AB'nin kendi sorumluluğunu yerine getirme anlamında ne kadar geride kaldığını görüyoruz.
Türkiye vatandaşlarının Schengen vize sistemine dahil edilmesi konusu 20-25 yıl önce konuşulan bir haktır. Bunun bahanelerle sürekli ötelendiğini görüyoruz. Bu şlartların yerine getirilmesi halinde Türkiye ile AB ilişkileri rayına oturur.
Eğer Avrupa, Türkiye'nin güvenliği konusunda tutarlı bir tavır içindeyse terör örgütleri ile mücadelede Türkiye'nin yanında olmalıdır.
“ÖNEMLİ BİR ANLAŞMANIN DA HAZIRLIĞINI YAPIYORUZ”
Çin seyahati tabi ki önemli. Yapacağımız önemli çalışmalar var. Ama aynı zamanda bu ziyaret vesilesiyle, uluslararası bir konferansa katılacağız. Şimdi detayları vermek istemiyorum orada önemli bir anlaşmanın da hazırlığını yapıyoruz. Tamamlandığı zaman hem Türkiye Çin ilişkileri açısından önemli bir imkan ve fırsat sağlayacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın pek çok ikili görüşmeleri de olacak. Çin devlet başkanıyla da ikili görüşmelerimiz olacak.
Ardından ABD ile görüşmemiz… DEAŞ ile mücadele, FETÖ’nün iadesi, ortak çalışmalar, atılacak adımlar o dosya kapsamında etraflı şekilde ele alınacak. Yine bu davet de Trump’ın bizzat kendisinden geldi. Bu konuları gelin Beyaz Saray’da etraflıca değerlendirelim dediler.
NE OLMUŞTU?
Defarges'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında televizyon kanalında "Gördüğümüz kadarıyla hukuki yol kapandı, ya iç savaş ya da söylenmesi zor bir hipotez, Erdoğan'ın öldürülmesidir. Böyle bir ortamda suikastı unutmayalım" demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransız siyaset bilimci Defarges hakkında, televizyon programında kendisine yönelik ifadeleri nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na suikaste azmettirmek"ten suç duyurusunda bulundu.
Defarges, Türkiye'deki referandum sonuçlarına itiraz edilmesi için de hukuki yolların kapandığını belirtip itirazların sonuçsuz kalacağını ifade etmişti.