İstanbul depreme nasıl hazırlanacak? İşte Murat Kurum'un deprem projesi: Risksiz İstanbul!
'Risksiz İstanbul' programında açıklamalarda bulunan AK Parti'nin İBB Başkan adayı Murat Kurum, 'Mevcut İBB yönetimi kentsel dönüşümde sözünü tutmadı' dedi. "Afetlere dirençli, risksiz bir İstanbul için 5 yılda 650 bin konut inşa edilecek" diyen Kurum, başvuruların 15 Nisan'da başlayacağını, taksitlerin 5 bin 833 liradan başlayacağını söyledi. İşte kentsel dönüşümde atılacak adımlar...
AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, 'Risksiz İstanbul' sloganıyla düzenlenen toplantıda projelerini açıkladı.
Murat Kurum'un açıklamaları şöyle:
Sizleri, sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyonu toplantımızın ardından, ikinci buluşmamız olan “Afetlere Dirençli Risksiz İstanbul” tanıtım toplantımız için yeniden bir aradayız. Ben bizimle bu büyük heyecanı paylaştığınız için her birinize teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz, safalar getirdiniz
Biz gayemizi en baştan ilan ettik. İstanbul’u, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın lider şehri, bayrak şehri, öncü şehri yapacağız!
İşte bugün de sizlere, bu gayenin gerçekleşmesi için en çok ihtiyaç duyduğumuz projeleri anlatacağız. İstanbul’umuzu afetlere karşı nasıl hazırlayacağımızı tüm detaylarıyla aktaracağız. Sizlere, kentsel dönüşümden sosyal konutlara, kent meydanlarımızın yenilenmesinden tarihi alanların ihyasına, sanayi alanlarımızın dönüşümünden iklim değişikliğiyle mücadelemize kadar; çok geniş bir perspektifte hazırladığımız sunumumuzu yapacağız.
Bugün bizi izleyen ve burada bulunan tüm İstanbul sevdalılarının aynı ideal etrafında toplandığını çok iyi biliyorum. Ve yine biliyorum ki hepimiz; İstanbul’a hizmet etmeyi en büyük vazife ve sorumluluk olarak görüyoruz. Tarihimizden ilham alıyor ve güzel bir geleceğe inanıyoruz. İstanbulluların gurur duyacağı bir belediyecilik anlayışını bu şehrin her sokağına hâkim kılmak için canla başla çalışıyoruz.
Bu yolda ilerlerken; İstanbulluları sadece birer dinleyici olarak görmüyoruz! Milletimizin her bir ferdini, paydaşımız olarak görüyor, İstanbul’u yönetecek ekibin bir üyesi olarak görüyoruz!
SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ GÖZ ARDI ETMEDİK
Sokakta hep söylediğim gibi; biz, İstanbul’un meselelerine bugün değil, 25 yıldır çalışıyoruz. Hep üreten, çözen, yapan tarafta olmanın gururuyla çeyrek asırdır; İstanbul’umuzu 100 yıl yaşayacak eserlerle donattık. Her başarının ardında mutlaka bir fikir vardır, bütünlük vardır. İnanın, 25 yılda ulaştığımız hedeflerin her birine, bütüncül bakış açımız sayesinde ulaştık. İnsanımızın güvenli bir yuvada yaşama hakkını düşünürken hızlı ulaşım hakkını ihmal etmedik. Temiz bir çevrede yaşama hakkını savunurken, sosyal belediyeciliği göz ardı etmedik.
Bunları neden anlatıyorum? Çünkü birazdan anlatacağım her projemizin; ne zaman başlayıp biteceği bellidir; maliyeti belli, insanımıza faydası, çevreye faydası bellidir. Projelerimizi hangi sistemle yapacağımız ve nasıl sonuçlanacağı bile şimdiden ortadadır. İşte bizim gerçek belediyecilik olarak tariflediğimiz hedef de tam olarak böyledir!
Neden bu kadar özeniyoruz, işlerimizin üstüne neden bu kadar titriyoruz? Sebebi çok açıktır. Bu özenin sebebi, İstanbullu kardeşlerimizin topyekün mutluluğudur! İstisnasız her işimizin merkezinde sadece siz varsınız, sadece İstanbul var, İstanbullular var!
Bugün İstanbul’umuzu yöneten, CHP’li mevcut yönetim, geçtiğimiz 5 yılın sonunda, her alanda başarız olmuştur. İstanbullular bu başarısızlıklarla geçen yılların ardından, artık çaresiz değildir. Çare insanı merkeze alan hizmettir, insana hizmet edecek eserlerdir, sistemli çalışmadır, çare SİZTEM İSTANBUL’dur.
YEPYENİ BİR YÖNETİM ANLAYIŞI
Bugün sahada, kiminle konuşsak; İstanbul’un en derin sorununun yönetimdeki rasyonel sistem eksikliği olduğunu görüyoruz.
Bu eksikliğin giderilmediği her dakika; İstanbul’un yaşam dengesi bozulmaya devam edecektir. Bu noktadan hareketle; İstanbul’un sorunlarını bütüncül bir yapı ile ortaya koyarak, merkeze insanı alan yepyeni bir yönetim anlayışı sunuyoruz.
İşte SİZTEM İSTANBUL bu yönetim anlayışının ta kendisidir. Bu anlayış, gücünü insandan ve planlamadan alır! Yalnızca çözüme odaklanan sistemli bir kent yönetimi sunar. Zaten İstanbul gibi bir metropol de; gündelik ve keyfi kararlarla yönetilemez! Böylesi bir yönetim de, bu şehri çözümsüzlüğe, riske ve çileye mahkûm eder. Siztem İstanbul yaklaşımıyla bizim İstanbullulara vaadimiz; sizleri risksiz, çilesiz ve stressiz bir İstanbul’da yaşatmaktır. Evet şimdi, Siztem İstanbul yaklaşımımızın en hassas başlığı olan Risksiz İstanbul’la karşınızdayız!
DÜNYA TARİHİNDE BÖYLE YIKIM GÖRÜLMEDİ
Bugün cennet vatanımızın coğrafi büyüklüğünün yüzde 66’sı deprem riski altındadır. Nüfusunun yüzde 71’i riskli alanlarda yaşayan başka bir coğrafya yoktur. İşte son bir asırda büyüklüğü 6 ve üzeri olan 60’a yakın deprem yaşadık. 130 binin üzerinde kardeşimizi, annemizi, yavrumuzu bu depremler sebebiyle toprağa verdik. Son 100 yılda bu ülke depremlerden çok çekti. Adana, Erzurum, Varto’da acılar yaşadık. Bingöl, Tokat, Erzincan, Van, Kütahya ve Afyon Dinar’ın hüznü hala içimizde. 17 Ağustos’ta Büyük Marmara Depreminde 18 bin canımızı kaybettik. Yine 99’da Düzce’de, 2011’de Van’da tekrar sarsıldık. İşte asrın felaketi! Dünya tarihinde böyle bir yıkım görülmemiştir. Tam 53 bin canımızı gözyaşlarıyla toprağa verdik. Ve bu afetlerin ardından, bugün artık herkesin gündeminde, İstanbul’un deprem gerçeği var. Hep söylüyoruz! Olası bir İstanbul depremi, bir milli güvenlik sorunu olacaktır!
Bugün bu güzel şehirde 39 ilçemiz var. 7,5 milyon evimiz ve işyerimiz var. Yeterli mühendislik ve mimari hizmeti almamış tam 1,5 milyon yuvamız şu anda sağlıksız durumda. 600 bin yuvamızın acilen, bir dakika bile beklemeden dönüşmesi gerekiyor. Peki bugün bu kadar acil bir konuda CHP’li mevcut yönetim ne yapıyor? Ne acıdır ki; tek bir olumlu adımları dahi yok. Durumun ciddiyetinin farkında bile olduklarına İstanbullular artık inanmıyor.
DÖNÜŞÜM VAADİYLE KANDIRDILAR
İstanbulluları 5 yıl boyunca verdikleri dönüşüm vaatleriyle kandırdılar. Aynı deprem seferberlik planını 3 kere yayınlayarak, İstanbul’luların aklıyla alay ettiler, yavrularımızın geleceğine ihanet ettiler. Söz verdiler tutmadılar. Yarı zamanlı belediyecilik yapanlardan, mazeret belediyeciliği yapanlardan başka bir şey de zaten beklenemezdi. Ama İstanbullular şunu çok iyi biliyor. Gerçek belediyeciliğin neferleri artık sahaya çıkmıştır! Ve bizler; annelerimizin, yavrularımızın umutlarını asla boşa çıkarmayacağız; İstanbul’u el ele hep birlikte dönüştüreceğiz.
Risksiz bir İstanbul’a ulaşmak için projelerimizi; bütüncül bir planlamayla; 6 temel başlıkta gerçekleştireceğiz. Riskli yapılarımızı dönüştüreceğiz. Yeni sosyal konutlar inşa edeceğiz. Kent meydanlarımızı ve tarihi değerlerimizi ihya edeceğiz. Sanayi alanlarımızı dönüştürecek, iklim değişikliğiyle en etkili mücadeleyi yapacağız. Yeni yaptığımız her işte klasik planlamayı değil, İstanbul Medeniyet ve Tasarım Rehberini odağımıza alacağız. Yani sokağın, yaşanmışlıkların ruhunu koruyacağız, İstanbul kimliğini her yatırımımıza yansıtacağız. Yaptığımız kaldırımı, aydınlatmayı, inşaat malzemesini, yeşil alanları, parkları; ortak bir dile göre yapacağız. İstanbul’un şehirciliğinin kurumsal dilini her eserimize yansıtacağız! Görenler, işte bu İstanbul mimarisidir diyecek!
Biz söz verdik mi, sözümüzü tutarız. Çünkü biz, “Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Seferberliğini” İstanbul’dan, milletimizle birlikte başlatmış kadrolarız. Türkiye’nin her yerinde 2 milyon 200 bin konutu dönüştürdük. 1 milyon 300 bin yeni sosyal konut inşa ettik. İstanbul’da da 12 yılda 800 bin bağımsız bölümü özenle yeniledik.
Bugün İstanbul’un herhangi bir mahallesini seçelim ve beraber gidelim. Gittiğiniz her yerde bizim dönüşüm çalışmalarımızla karşılaşır, harıl harıl çalışan emekçi kardeşlerimizi görürsünüz. Bugün bu şehrin her ilçesinde; 171 bin yuva sessizce, reklama, algıya, tabelaya ihtiyaç duymadan; seferberlik şuuruyla dönüşüyor. Deprem konusunda tek bildikleri şey çalıştay ve toplantı yapmak olan mevcut İBB yönetimi; dönüşüm hareketinin bir paydaşı olamamıştır. Atalarımızın güzel bir sözü var, “suyu düşünmek nasıl susuzluğu gidermiyorsa, sadece istemek de gayeye ulaştırmaz, hep çok çalışmak gerekir.”
SÖZLERİNİ TUTMADILAR
Ama İBB yönetimindekiler çalışmadılar, üretmediler. “Deprem seferberliği ilan ediyoruz” dediler, ortada eserleri yok. “İstanbul’u 5 yılda depreme hazırlarız” dediler, tek bir hazırlıkları yok. “Her yıl 20 bin, 5 yılda 100 bin konut dönüştüreceğiz” dediler, ama yapmadılar. “15 bin sosyal konutu süratle bitireceğiz” dediler, sözlerini tutmadılar. İnanabiliyor musunuz? Bütün Türkiye’nin videolarını izlediği bu vaatleri şu anda inkâr etmeye başladılar. Biz söylemedik, öyle bir hedef açıklamadık diyorlar. Kusuru söylenmeyen adam, ayıbını hüner zannedermiş. Evet, şu anda ayıplarını hüner gibi göstermeye bile çalışıyorlar. Ama bu çabalar, bu algı çalışmaları nafiledir! Bu millet, bu ihmalkârlığınızı unutmayacaktır, affetmeyecektir, sandıkta hesabını soracaktır!
TÜRKİYE'NİN 81 İLİNDE ÇALIŞTIM
Ben, 5 yıllık görev süremde, Türkiye’nin 81 ilinde çalıştım. Tam 365 bin yeni yuvayı insanımıza teslim etmiş bir kardeşinizim.
Biz dün Kastamonu’daki, Rize’deki Bartın’daki sellerde milletimizle bir olduk. Yapılması gereken her şeyi eksiksiz bir şekilde yapmanın gayreti içerisinde olduk. Antalya ve Muğla’daki yangınlarda, Elâzığ’da, Malatya’da ve İzmir’deki depremlerde 46 bin konutu milletimizle el ele vererek inşa ettik. Gelin eserlerimize birlikte bakalım! İşte Antalya… İşte Giresun Dereli… İşte Kastamonu… İşte Elazığ… İşte Malatya… İşte Güzel İzmirimiz.
Bir yıl önce asrın felaketinde 53 bin 537 canımızı kaybettik. Kahramanmaraş merkezli depremlerde yitirdiğimiz canlarımızı rahmetle anıyorum. Oradaki acıları en yakından görmüş biri olarak 1 yıl önce hüznü, şimdi de huzuru milletimizle beraber yaşadık. Bizim depremin üzerinden 3 ay bile geçmeden 180 bin konutla başlattığımız yeniden inşa süreci; artık sonuca hızla ilerliyor, afetzede kardeşlerimiz güvenli yuvalarına kavuşuyor. İşte Gaziantep… İşte Hatay… İşte Adıyaman… İşte Kahramanmaraş… İşte Malatya… Ben, Bakanlık dönemimde İstanbul’umuza toplam 336 milyar lira yatırım yapmış bir kardeşinizim. 5 yılda; tam 441 bin bağımsız bölümü dönüşüm kapsamına almış; 80 bin yeni yuvayı ve 5 bin bereket kaynağı iş yerini İstanbullu kardeşlerimize armağan ettik. İşte Güngören… İşte Esenler… İşte Kartal… İşte Üsküdar Kirazlıtepe… İşte Zeytinburnu…
İNSANIMIZIN HER TÜRLÜ İHTİYACINA CEVAP VERDİK
İstanbul’da sadece konut yapmakla kalmadık. Biz İstanbul’da insanımızın her türlü ihtiyacına cevap verdik. Camiler, okullar, anaokulları yaptık. Üniversiteler, hastaneler, sosyal tesisler inşa ettik. Bu şehre, İstanbul finans merkezimizi, Yeni Atatürk kültür merkezimizi kazandırdık.
Tek bir an bile durmadık! Devasa lojistik merkezleri, 9 bin kişilik öğrenci yurtları, spor tesisleri, toptancı siteleri kurduk.
Ve işte bu tecrübenin, bu eserlerin verdiği güvenle İstanbul’a söz veriyoruz! 1 Nisan sabahı görevi aldığımızda, annelerimizin umutlarını yeniden harekete geçireceğiz. İstanbul’da tek bir riskli yapı kalmayıncaya kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, çalışacağız, çalışacağız!
650 BİN YENİ KONUT İNŞAA EDECEĞİZ
Marmara bölgesini bir bütün olarak olarak düşüneceğiz. Projelerimizi, geleneksel ve yatay mimarimizi merkeze alarak çizeceğiz. Mevcut yeşil alanlarımızı, donatı alanlarımızı arttıracağız. İstanbul’da klasik planlamayı değil, sizlere nefes aldıracak, yeni imkânlar sunacak sürdürülebilir planlama ilkelerini hayata geçireceğiz. Yenilikçi kent yönetimini, modern şehircilik trentlerini ve kentsel tasarım yaklaşımını benimseyeceğiz.
Ve 5 yılda 39 ilçemizde; yatay mimari ekseninde, komşuluk ilişkilerini odağa alan, nüfusu artırmayan, tam 650 bin yeni konut inşa edeceğiz.
Yeni güvenli, huzurlu yuvalarımızın 300 binini KİPTAŞ eliyle yapacağız.
15 NİSAN'DA BAŞVURULARI ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ
“Yarısı Büyükşehir’den diyerek” evini Kiptaş’la dönüştürenlere 700 bin lira hibe destek vereceğiz. 700 bin lira da kredi desteği vereceğiz. Vatandaşımızın ödemeleri konutun bitiş tarihinde başlayacak. İlk yıl faizsiz sabit taksitle, sadece 5 bin 833 liradan başlayan taksitlerle ödenecek. Bununla da kalmayacak, tam 100 bin lira taşınma yardımı vereceğiz. İşte ekranda da gördüğünüz üzere; kampanyanın onay süreçlerini de hızlandıracağız. 15 Nisan’da başvuruları almaya başlayacağız.
YENİ YUVALARI 18 AYDA TESLİM EDECEĞİZ
Hızlı bir şekilde, sahaya göndereceğimiz uzmanlarla; İstanbul’un her yerinde tespit ve değerlendirmeleri vatandaşımızla birlikte yapacağız. Olumlu sonuçlanan başvuruların sözleşme, proje ve ruhsat işlemlerini de yine çok kısa sürede tamamlayacağız. Ve İstanbullulara yeni yuvalarını sadece 18 ayda teslim edeceğiz.
AK Partimizin en iddialı olduğu alanların başında, kentsel dönüşüm ve konut edindirme gelir. 650 bin yeni yuvanın 250 binini; vatandaşımızın anlaştığı özel sektör firmaları eliyle, yerinde dönüştüreceğiz. Kentsel dönüşüm sürecinde vatandaş ve özel sektör arasındaki iş birliğiyle; vatandaşımızın kendi ihtiyaçlarına uygun, yaşam tarzlarına cevap veren kentsel dönüşüm projelerinin sayısını artırmış olacağız.
Özel sektörümüzün yatırımları sayesinde, 250 alt sektörü harekete geçirecek, İstanbul’un ekonomisine ve istihdamına devrim niteliğinde bir katkı sunacağız.
Vatandaşımızla özel sektörün bu işbirliğini olabildiğince kolaylaştıracağız. Bakın bugün oturduğumuz eski binalarımız verimsiz kullanılıyor. Yeni yönetmeliklerden de faydalanamıyorlar. Bu nedenle de mağduriyetler oluşuyor. Biz bunları gidermek için kolaylaştırıcı dönüşüm planı yapacağız. Vatandaşlarımızın bu mağduriyetlerini yeni kat desteği ya da yapı alanı destekleriyle gidereceğiz.
ÇOK DÜŞÜK FİYATLARLA KİRALAYACAĞIZ
İşte Üsküdar yerinde dönüşüm projelerimiz… Bakırköy yerinde dönüşüm projelerimiz… 650 bin konutun geriye kalan 100 binini ise; yine belediyemizin imkânlarıyla; yine Kiptaş’ımızla, sosyal konut konseptine göre inşa edeceğiz. Sosyal konutlarımızı, hem dönüşüm isteyen kardeşlerimize, hem de düşük gelirli insanımıza uygun kiralarla konut sağlamak amacıyla yapacağız. Bu sayede; farklı gelir gruplarından insanlarımızın birlikteliğini güçlendireceğiz. İnsanımızın; sağlık, eğitim gibi tüm hizmetlere en kolay şekilde erişimini güçlendireceğiz.
Vatandaşlarımızın Siztem İstanbul yaklaşımının avantajlarını net bir şekilde yaşayacağı en önemli projemiz 100 bin sosyal konut projesidir. Neden mi? Çünkü biz bu 100 bin yuvayı; evi dönüşüme girecek yuva sahiplerine satmayacağız, tam aksine çok düşük fiyatlarla kiralayacağız. Ve 100 bin sosyal konuttan 39 ilçemiz de faydalanacak. Eşsiz İstanbul’umuzun kimliğine zarar vermeyecek yatay mimariyle tasarlanacak sosyal konutlarımız 18 ayda tamamlanacak.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Biz Kiptaş’ımızı öyle bir kapasiteye ulaştıracağız ki yerinde dönüşümü de, 100 bin kiralık konutu da inşa edebilecek. Ama aynı zamanda yine temel vazifesi olan alt, orta gelirlilere, işçi kardeşlerimize, memurlarımıza konut üretimini de en üst seviyede gerçekleştirebilecek. 39 ilçemizin tamamına ve en riskli mahallelerimize Kentsel Dönüşüm Ofisleri kuracağız. Vatandaşımız gelecek, burada tüm sorularına cevap bulacak, ne yapılacağını tüm detaylarıyla öğrenecek, gönlü rahat bir şekilde dönüşüm kervanına katılacak.
TÜM SANAYİ ALANLARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK
Biz dönüşümün alt başlıklarından birini de sanayi alanlarının dönüşümü olarak belirledik. Ben Türkiye’nin hemen her ilinde, şehir merkezinde kalmış sanayi alanlarını, çeperlere taşıyıp dönüştürmüş bir kardeşinizim. İşte 18 ilimizde yaptığımız Sanayi Dönüşüm projelerimiz…
İstanbulumuzun, 108 milyar dolara tekabül eden bir sanayi cirosu var. 800.000 kardeşimize istihdam sağlıyor. Fakat ne yazık ki, sanayi işletmelerimizin %77’lik kısmı şehir merkezinde kalmıştır. %62’si düzensiz, dağınık yapıdadır. Bu durum; trafik çilesini artırmakta, hava kirliliği oluşturmakta, afet risklerine karşı İstanbul’un kırılganlığını artırmaktadır. Bu nedenle, Bayrampaşa, Esenyurt ve Başakşehir’deki sanayi tesislerimiz başta olmak üzere; tüm sanayi alanlarımızı gözden geçirecek; “İstanbul Sanayisi Yenileniyor” diyerek dönüştüreceğiz. İstanbul Sanayi Odamızla ve İstanbul Ticaret Odamızla istişare yapacağız. Talebi olan sanayicilerimizin planlı, altyapılı, sosyal donatılı arazi ihtiyaçlarını karşılayacağız. Sanayi alanlarımızı şehrin çeperlerine çıkarıp; arge, inovasyon ve kuluçka merkezleriyle; oteli, lokantaları, mesleki eğitim okullarıyla; muhteşem sanayi sitelerimizi İstanbul’umuza inşa edeceğiz.
Göreve gelir gelmez, tarihi yarımadada ve İstanbul’un her yerinde bir renovasyon seferberliği başlatacağız. Öncelikle; Eminönü-Sirkeci sahil bandımızı düzenleyeceğiz. Eminönü sahil yolu ile bağlantılı tüm sokakları ve tüm meydanları yeniden elden geçireceğiz. Sirkeci tren garımız da tematik düzenlemeyle; içindeki donatılarla her yaştan İstanbullunun keyifle dolaşacağı cıvıl cıvıl bir alan olacak. Meşhur Kıble Çeşme Caddesi’ndeki eskimiş yapıları da süratle restore edeceğiz. Fatih Camii Külliyesi’ni ve çevresindeki sokakları, niteliksiz binaları elden geçirerek düzenleyeceğiz. Bu bölgedeki binaları, cumbasıyla, saçağıyla, malzemeleriyle; çevresine yapılacak yürüyüş ve bisiklet yollarıyla; tarihi kimliğine uygun peyzajla yepyeni bir görüntüye kavuşturacağız.
ŞANINA YAKIŞIR BİR YENİLEME PROJESİ
Her gün milyonları ağırlayan Sultanahmet Meydanı’nda da kapsamlı bir çevre düzenlemesi yapacağız. Tüm tarihi yarımadayı gerçek kimliğiyle, gerçek gücüyle yeniden tarih sahnesine çıkaracağız. Yine Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olarak tanımladığı ve UNESCO dünya mirası listesinde bulunan Süleymaniye camiinin çevresini de adına yakışır bir yenileme projesiyle ihya edeceğiz. Bölgedeki niteliğini kaybetmiş, köhneleşmiş yapıların tamamını düzenleyeceğiz. Ordu Caddesi’nde de, cadde ve cephe düzenlemesi yapacağız. Tarihi Haydarpaşa Tren Garı’ndan başlayıp Kadıköy Meydanı’ndan Moda’ya uzanan kıyı düzenlemesini Kültür ve Turizm Bakanlığımızla ortak projede düzenleyeceğiz. Bu tarih ve yeşil aks çok özel bir projede birleşecek. İstanbullular denizin, sahilin ve tarihi dokunun keyfini bir arada yaşayacak.
Sevgili İstanbullular,Kent meydanlarımız; sosyal, kültürel, ekonomik ve estetik açılardan önemli bir role sahiptir. İnsanımız buralarda bir araya gelmekte; İstanbul’un kültürel ve sanatsal yaşamı buralarda sürmektedir. Meydanlarımız, aynı zamanda acil durumlar için toplanma alanı olarak da kullanılıyor. Ben bundan önce 40 ilimizde 40 tarihi meydanı ihya eden bir kardeşinizim. İşte Konya, Mevlana’mızın emaneti! İşte Erzurum Cumhuriyetimin şehri! İşte Diyarbakır kardeşliğin şehri! İşte Bitlis, Selçuklu mirası! İşte Zonguldak Emeğin şehri! İşte Rize çarşımız! İşte Bursa, Osmanlı mirası! Altını çizerek söylüyorum. Bundan önce nasıl şehrin en değerli yerlerini vatandaşlarımızın mutluluğuna ayırdıysak, bundan sonra da öyle yapacağız. İşte Yeni Çengelköy meydanımız… Kıyı düzenlemesi, aydınlatmaları, geniş otoparkıyla Çengelköyümüze değer katacak bir yatırım olacak. Yine Çengelköy’de yapacağımız sokak sağlıklaştırmalarıyla; bölgeyi eski ticari ve kültürel canlılığına yeniden kavuşturacağız. İşte Yeni Ataşehir meydanımız… Bu meydanda; ilk ofisim işyerleri, kreşler, arge merkezleri, kuluçka merkezleri, açık pazar yer alacak. Bunların yanında; açık-kapalı spor salonları, kültür-sanat merkezleri, tiyatrosu, operası, eğitim ve sağlık merkezleriyle; tam bir yaşam alanı olacak.
BAHANESİZ BELEDİYECİLİK
İşte Yeni Esenyurt meydanımız! İşte Yeni Halkalı meydanımız… Değerli İstanbullular,İklim krizi kaynaklı afetler olan sellerle, yangınlarla, taşkınlarla ve ağır yağışlarla yerinde ve zamanında mücadele edeceğiz. Bu manada Dere ıslah projeleri çok çok kritik önemi haizdir. 5 yılda toplam uzunluğu 350 kilometre olan dere ıslah projesi yapacağız. İşte Yeni Riva Deresi! İşte Yeni Çatalca Deresi! İşte yeni Ayamama deresi! Bakımsızlığa mahkûm edilen bu derelerimizin çevrelerini sosyal donatı alanlarıyla zenginleştireceğiz. Afet zamanlarında bu koridorları ikmal hatları olarak kullanacağız. Dere kenarlarımızı temiz su ve enerji depolama üniteleriyle acil durumlarda yaşanabilir alanlar haline getireceğiz.
Sevgili İstanbullular, Siztem İstanbul’un en temel ilkelerinden biri bahanesiz belediyeciliktir. Ve afetler asla bahaneleri kaldırmaz. Hele hele İstanbul gibi riskli bir şehirde, afetler olmadan harekete geçmek zorundayız. İstanbul’un Afet Yönetimi’ne dair projelerimizi 1 Nisan tarihi itibariyle süratle başlatacağız. Bugün, İstanbul’un potansiyel risklerini tamamen belirledik. Stratejilerimizi ve önlemlerimizi geliştirdik. Acil durum planlarımızı, tahliye yollarımızı, kullanılacak kaynakları tamamen planladık.
Biliyorsunuz AFAD’ımız; afetlerdeki hazırlık, müdahale ve iyileştirme süreçlerinde koordinasyonu başarıyla sağlıyor. Biz de AFAD’ımızla işbirliği yapacak; İBB bünyesinde uygulayacağımız Afet Yönetiminde; önceliğimizi önleme ve risk azaltma olarak belirleyeceğiz. Burada önemli bir nokta var. Biz risk azaltma için yapılacak harcamaları maliyet değil geleceğe yatırım olarak görüyoruz. Afet öncesi yapılan 1 birim yatırımın, afet sonrası yapılacak 10 birim harcamaya eşdeğer olduğunu dikkate alarak afete hazırlık kapsamında adımlarımızı atacağız. Öbür taraftan olası bir afet sonrası için müdahale kapasitemizi en hızlı şekilde güçlendirecek, iyileştirme aşamasını da planlayacağız. Bu bağlamda Bütünleşik Afet Yönetim Sistemini kuracağız.
MİLLETİMİZİN YANINDA OLACAĞIZ
Buradan gururla belirtmek istiyorum ki; Bütünleşik Afet Yönetim Sistemimizi azami ölçüde kendi mühendislerimizle ve yerli/milli yazılım bileşenleriyle hayata geçireceğiz. Dünyaya örnek olacak bir afet yönetim sistemine imza atarken genç beyinlerimizin gelişimine katkı sağlayacağız. Kuracağımız sistemle; afet olduğunda hangi adımları atmamız gerektiğini anlık olarak bileceğiz. Değerli İstanbullular,Gelelim İstanbul’un dijital ikizine. İstanbul'un dijital ikizi projesi sayesinde, şehrimizin afetlere karşı hazırlıklı olmasını sağlayacak bir yazılım elde edeceğiz. Örneğin, deprem riski altındaki bölgeleri önceden belirleyerek, gerekli iyileştirmeleri hızlıca yapabileceğiz. Yoğun yağışlardan kaynaklanabilecek sel risklerini tahmin ederek yine gerekli önlemleri süratle alabiliriz.
Bakın burada gördüğümüz simülasyonda şehrimizin herhangi bir alanına diyelim ki Kağıthane, Küçükçekmece veya Başakşehir’e 30 milimetre şiddetinde yağış düştüğü senaryosunu canlandırıyoruz. 30 mm şiddetinde yağış; meteorolojide kuvvetli yağış anlamına gelir. Bu da metrekareye 300 kg yağış düşmesi demektir. Kuvvetli yağış durumunda yazılım bize, hangi alanların sel riski altında olacağını söylüyor. Tek tek tüm binaların su taşkın seviyelerini de gösteriyor. İşte biz dijital ikiz sayesinde; böyle yoğun bir yağış beklentisi olduğunda, yağmur gelmeden orada, milletimizin yanında olacağız.
ATATÜRK HAVALİMANI'NA YENİ AFET MERKEZİ
Atatürk Havalimanı’na yeni bir afet yönetim merkezi kuracağız. Yapımı devam eden millet bahçesine entegre şekilde kuracağımız Afet Yönetim Sistemi’nin tüm bileşenlerini tek bir merkezden yöneteceğiz. Afet Yönetim Merkezi’nde; İBB Birimleri ile Lojistik Destek Merkezi bir arada bulunacak. Mevcut hava ve kara ulaşımının yanına; deniz ulaşımını da ekleyerek burada bir de liman inşa edeceğiz.
İşte şu anda ekranda gördüğünüz Atatürk Havalimanı Millet Bahçemiz İstanbulluların günlük hayatında dinlendiği bir bölge. Ama olası bir afet durumunda, hava-kara-deniz ulaşımının bulunduğu bir lojistik ve tahliye merkezi olacak. İstanbul’a nefes olacak, on binlerce vatandaşımızı aynı anda ağırlayacak geçici yaşam alanı olarak hizmet verecek. Bunun yanında; Şu anda İstanbul’umuzda sayısı 1 olan lojistik destek merkezi sayımıza 6 yeni merkez ekleyeceğiz. Bu Lojistik destek merkezleri, afet anında önemli bir rol oynayacaklar. Acil durum lojistiğimizin; hızlı ve etkili bir şekilde yönetilmesine imkan verecek.
İBB destek birimlerinin de yer alacağı bu merkezler; İstanbullu'nun günlük yaşamını kolaylaştıracaklar. Afet anında ise kesintisiz iletişim altyapıları ile İstanbul’un her türlü ihtiyacının kesintisiz sağlanmasına destek olacaklar. Atatürk Havalimanında olduğu gibi İstanbul Havalimanında da tahliye ve lojistik ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni bir liman inşa edeceğiz. Bunların yanı sıra 9 noktada, içinde afet destek birimleri ile her türlü iletişim altyapısı hazır olan Afet Müdahale Merkezleri kuracağız.
İtfaiye, yol bakım, İSKİ, İGDAŞ ve diğer ilgili birimlerin bir arada olacağı; olası bir afet durumunda ise hızlı müdahale birimleri haline gelecek bu merkezleri de hızlıca inşa edeceğiz. Ayrıca 39 ilçemizde bulunan toplanma ve geçici yaşam alanlarının; alt ve üst yapılarını afete hazır hale getireceğiz. Çünkü Siztem İstanbul, odağına yalnızca vatandaşlarımızı değil afet yönetiminin de her aşamasını alıyor. Bu perspektifte yaptığımız tüm planları, çok amaçlı bir bakış açısı ve işlevsel özelliklerle tasarlayacağız. Yani vatandaşımız normal zamanlarda kreş, kütüphane olarak gördüğü bu yerleri; afet zamanında aşevi, duş alanları, tuvaletleri ve geçici barınma üniteleriyle; birer geçici yaşam alanı olarak kullanacak.
65 YENİ HELİPORT
Sadece bu alanlarla da yetinmeyeceğiz. Başta okullar olmak üzere spor salonları ve otoparklara; afet sonrasına yönelik olarak kolayca dönüşebilen birimler ekleyeceğiz. 6 saat içinde afet sonrası hizmet birimlerinin kurulacağı bu alanlar; afet anında buralar 2 milyon insanımız için geçici ve güvenli yaşam alanlarına dönüşecek. Afete anında kurtarma, tahliye, tıbbi yardım, bilgi toplama ve erişilebilirliğin kesintisiz sağlanması için en önemli araç acil ulaşım koridorlarıdır. Biz bu koridorları; tahliye alanlarına, lojistik destek merkezlerine, hastanelere, açık alanlara, ulaşım hatlarına en hızlı erişim olanağı sağlayacak şekilde güncelleyeceğiz. Acil müdahaleleri tam zamanında yapabilmek için heliportlarımıza 65 tane daha ekleyeceğiz. Asrın felaketinde de gördük. Helikopterler hava yoluyla hızlı bir şekilde ulaşım sağlıyorlar.
İlaç, su, gıda ve diğer önemli malzemelerin hava yoluyla taşınmasını da mümkün kılıyorlar. Hasarı tam görmemizi sağlıyorlar.
Biz bu heliportlarla, afet bölgelerine hızlı kurtarma ekipleri, tıbbi yardım ve acil durum malzemelerini taşıyan helikopterlerin iniş ve kalkış yapmasına çok daha geniş imkânlar tanıyacağız.
Müdahale kapasitemizi her an güçlü ve hazır tutmak adına 50 yeni itfaiye istasyonu ekleyerek sayımızı 179 itfaiye istasyonuna çıkaracağız. Yeni İtfaiye helikopterleri veya insansız hava araçlarıyla özel durumlarda müdahale edebilme yeteneğimizi arttıracağız. Sağlık Bakanlığı Koordinasyonunda; Arnavutköy’de diğeri Pendik’te olmak üzere 2 yeni acil durum hastanesine daha kavuşturacağız.
Hızlı tahliye ve giriş imkânlarıyla; ileri düzey tıbbi görüntüleme teknolojileriyle; yüksek kapasiteli yoğun bakım üniteleriyle; hasta takip sistemleriyle; tüm acil durumlara etkili bir şekilde yanıt vereceğiz. Her iki yakaya dörder adet olmak üzere, afet zamanlarında acil müdahale ekiplerimizin konaklayacağı; normal zamanlarda ise; kalacak yer bulamayan hasta yakınlarının ücretsiz faydalanacağı 8 hasta yakını konaklama merkezini hemen inşa edeceğiz.
DURAKSAMADAN ÇALIŞACAĞIZ
Vatandaşımızın İstanbul’un yaşayabileceği olası tüm afetlere karşı farkındalık edineceği; Afet Farkındalık Akademisi’ni kuracağız.
Yine ilçelerimizde; Afet Eğitim Merkezleri tesis edeceğiz. Afet Gönüllü Ekipleri kuracağız. Ayrıca Afet – Acil Durum Çantalarını tüm hanelere ücretsiz olarak dağıtacağız. İstanbullulara söz veriyoruz! Tüm ekibimizle gece gündüz demeden gayret edeceğiz, İstanbul tüm afet risklerine hazır oluncaya kadar durmadan, duraksamadan çalışacağız.
Dönüşüme, iklime ve afetlere dair şu ana kadar anlattığım herşeyin inanın tek bir nedeni var... Ne yapıyorsak, ne düşünüyorsak herşey, insanımızın yüzü gülsün diye! Türkiye yüzyılı, yüzleri güldüren bir çağ olsun diye! Yüzlerde tebessüm, kalplerde umut olacağız. Bunun için de; İstanbul’un 571 yıllık şanlı tarihinin en büyük dönüşüm, çevre ve şehircilik seferberliğini, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hep birlikte yapacağız! Son ihtiyaç sahibi evine kavuşana kadar durmayacağız! Son riskli yapıda oturan kardeşimiz güvenli bir eve geçene kadar dinlenmeyeceğiz! Hep birlikte hayal edelim ki; İstanbul’un sokaklarında yürüyoruz. Bu şehirde deprem riskine dair korku gitmiş, yerini sağlam ve güvenli binalarda hoş sohbetler almış. Çünkü yeni sağlıklı yuvalar, insanların güven içinde yaşamasına katkı sağlıyor. İstanbul yeniden, birlikte güçlenmenin, zorlukların üstesinden birlikte gelmenin örnek şehri haline geliyor.
Yine hayal edelim! Şehir kimliği, tarihle modernliğin uyum içinde olduğu bir atmosfer oluşturuyor. Her sokak, bir sanat eseri gibi, geçmişin izlerini taşıyan binalarla dolup taşıyor. İstanbul, bir açık hava müzesi gibi, her köşesinde tarih ve kültür barındırıyor.
İstanbul, sadece binalarıyla değil, aynı zamanda insan dostu, çevre dostu, çocuk dostu altyapısıyla da öne çıkıyor. Geniş kaldırımlar, bisiklet yolları ve yeşil alanlar, şehre yeniden nefes aldırıyor. İnsanlar, doğayla uyum içinde yaşamanın önemini bilerek, temiz bir bir gelecek için çaba sarf ediyor. İşte sizlerle paylaştığım bu İstanbul, sadece bir düş değil, ortak bir hedef ve gerçek bir umuttur. Bizler, bu hayali gerçeğe dönüştürmek adına bir araya gelmiş bir kardeşler topluluğuyuz.
Her birimizin, kendi alanında, bu hayali destekleyen birer paydaş olduğunu unutmayalım. İstanbul'u daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir ve daha insan odaklı bir şehir haline getirmek için birlikte çaba sarf edelim. Ve inşallah hep birlikte; İstanbul’un fetret dönemini bitirelim! Yeniden dirilişini başlatalım! Yeniden yükselişini başlatalım! Yeniden şahlanışını hep birlikte başlatalım! Ben bu duygularla, her birinize katılımlarınızdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyor; sizleri sevgiyle, saygıyla, hürmetle selamlıyorum.