İstanbul'da terör ve yolsuzluk operasyonu! İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandı, Silivri Cezaevi'nde

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 91 kişinin gözaltına alındığı terör ve yolsuzluk soruşturması sürüyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı. İmamoğlu, yolsuzlukan tutuklandı, 'terör'den serbest bırakıldı. İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun'un da tutuklanmasına karar verildi. İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu görevinden uzaklaştırıldı. Öte yandan Hakimlik şüpheliler; Ali İlbak, Adem Tuncay, Ahmet Köksal, Ali Nuhoğlu, Eyüp Subaşı, Kamil Timur Delibaş, Murat Abbas, Mete Sarıaltun, Alper Aydın, Serdal Taşkın, Serkan Öztürk, Mustafa Nihat Sütlaş, Süleyman Atik, Ahmet Çiçek, Yusuf İlbak, Servet Yıldırım, Serdar Haydanlı ve Buğra Gökçe'nin tutuklanmasına karar verdi. İşte detaylar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, İBB'ye yönelik "yolsuzluk" soruşturması kapsamında sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandığı, "silahlı terör örgütüne yardım" suçundan tutuklanması talebinin reddine karar verildiği belirtildi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları görevinden uzaklaştırıldı. Şişli Belediye Başkanlığı'na İstanbul Valiliği'nce Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen atandı.
İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
İstanbul Büyükşehir, Beylikdüzü ve Şişli Belediye başkanlarının içişleri bakanlığınca görevden uzaklaştırılmasına dair basın açıklaması:
1. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU,
-Hukuka aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek,
-Rüşvet Almak,
-Kamu Kurum veya Kuruluşlarının İhalesine Fesat Karıştırmak,
-Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma suçlarından İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 23.03.2025 tarihli ve 2025/347 sorgu no sayılı kararına istinaden tutuklanmış;
Anayasa'nın 127'nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevinden uzaklaştırılmıştır.
2. İstanbul İli Beylikdüzü İlçe Belediye Başkanı Mehmet Murat ÇALIK,
İrtikap ve Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma suçlarından İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 23.03.2025 tarihli ve 2025/579 Sorgu sayılı kararına istinaden tutuklanmış; Anayasa'nın 127'nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevinden uzaklaştırılmıştır.
3. İstanbul İli Şişli İlçe Belediye Başkanı Resul Emrah ŞAHAN,
Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 23.03.2025 tarihli ve 2025/348 Sorgu sayılı kararına istinaden tutuklanmış;
Anayasa'nın 127'nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevinden uzaklaştırılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunun 45 ve 46'ncı maddeleri uyarınca Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen, İstanbul Valiliğince Şişli Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir.
İMAMOĞLU TUTUKLANDI
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında tutuklanırken, 'Kent uzlaşısı' soruşturmasından savcılığın tutuklama talebi reddedildi.
Gözaltına alınmasının ardından Çağlayan Adliyesi'ne getirilen İmamoğlu, burada ifadesinin alınmasının ardından tutuklanarak Silivri'deki cezaevine getirildi. Cezaevi önünde geniş güvenlik önlemleri alınırken, bölgede hareketlilik yaşandı.
İMAMOĞLU CEZAEVİNDE
— Posta.com.tr (@postacomtr) March 23, 2025
Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne getirildihttps://t.co/xvOZfr8eKZ pic.twitter.com/ZfoJewU0da
HAKİMLİKTEKİ İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönelik yürütülen 'Kent Uzlaşısı' soruşturması kapsamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Sulh Ceza Hakimliği'ndeki ifadesi ortaya çıktı.
İmamoğlu ifadesinde, "Ben bu hususta emniyette ve savcılıkta ifade vermiştim. O ifadem doğrudur, aynen tekrar ederim; ama mahkeme anında elime geçen sevk yazısında, benden ifade alan savcının isminin olmadığı, farklı iki savcının isminin olduğunu gördüm. Sayfalarca PKK terör örgütü, hiç ilgilenmediğim KCK, HDK vesaire kısaltmalarla geçen farklı dergilerde farklı terör örgütlerinin söylemlerinin dizildiği, tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran iki savcının suç isnadı görmekteyim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir. Bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini, meslek namuslarını kaybetmiş kişilerdir" dedi
'TAHRİBATI BÜYÜK OLACAKTIR'
İmamoğlu ifadesinin devamında, "Bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil, muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum. Çünkü bu tür pusu ve kumpas işi, terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir. Adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır. Yüce Türk yargısına ve on binlerce namuslu yargıç ve savcılarımıza sesleniyorum ki, bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin. Şeref yoksunu bu insanlar Ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler" dedi.
'ÜLKENİN ZARARLARINI GÖRDÜĞÜM YERDEYİM'
"Dolayısıyla suç isnadının bende zerre kadar kıymeti yoktur, yazdıkları her sayfa çöp niteliğindedir" diyen İmamoğlu, "Benim vatan sevgimi, bayrak sevgimi ve bu ülkede yaşayan 86 milyon insanın barış ve huzur içerisinde yaşayacakları bir ülke sevdamı, bu tür çöp niteliğindeki insanlar beni ne sorgulayabilir, ne ifademi alabilir, ne de benimle ilgili fikir beyan edebilir. Benim milletime, vatanıma, bayrağıma olan sevgimi, bağlılığımı ölçek, aşağılayacak ya da terörle iltisaklı olacak diyecek kişi, anasının karnından doğmadı" cümlelerini kullandı.
'TUTUKSUZ YARGILANMA TALEP EDİYORUM'
İmamoğlu ifadesinde "Dün de ülkemize zarar verenleri çok iyi bir noktadan gören yerden, beni doğuran anne ve baba, vatana ve millete faydalı olma düsturuyla büyütmüştür. Ben Cumhuriyet değerlerine bağlı, Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyetin İkinci yüzyılında gençleriyle tarih yazacağı bir döneme imza atmaya kararlı bir siyasetçiyim. Benim hedefim bu ülkenin geleceğini gençlerle birlikte kazanmaktır. Milletimiz görecek ve yaşayacaktır. Bu terör örgütünün diliyle hareket eden ve iddianame yazan, uyduran, kumpaslarıyla tehdit etmeye çalışan kim varsa, onlar bilsin ki biz milletimizle birlikte görev yapıyoruz ve sadece milletimizle istişare ederek davamıza ve ülkemize hizmet etme gayreti içerisindeyiz. Bu süreçteki duruşumuzu değiştirmeden bayrağımızın ilelebet dalgalanması için sonsuz mücadele edeceğim. Gücümü 86 milyon insanın birbirinden ayırt etmeksizin, kimliğine inancına, yaşam tarzına bakmaksızın bu millete olan sevgisinden alıyorum. Yolumuz açık olsun. Allah yolumuzu açık etsin. Hukuken ve vicdanen tüm kumpas içerikli iddiaları reddediyorum. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum" dedi.
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan'ın tutuklanmasına karar verildi. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık tutuklandı.
MURAT ONGUN TUTUKLANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında gözaltına alınan Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun tutuklandı.
ERCAN SAATÇİ SERBEST BIRAKILDI
Çağlayan Adliyesi'nde kararlar açıklanmaya başlandı. İPA Başkanı Buğra Gökçe, İmamoğlu İnşaat A.Ş. Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Kültür A.Ş. Müdürü Murat Abbas ve Serdar Haydanlı tutuklandı. Ali İlbak ve Ali Nuhoğlu yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasına karar verildi .İBB Genel Sekreter Yardımcısı Cemal Ufuk Karakaya, İBB Kentsel Tasarım Şube Müdürü Bayram Taşkın serbest bırakıldı. Ercan Saatçi, Ahmet Palazoğlu, Alihan Aydın ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İMAMOĞLU'NUN HAKİMLİK SORGUSU TAMAMLANDI
İBB'ne yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen Ekrem İmamoğlu'nun hakimlikteki sorgusu tamamlandı. CHP Genel Başkanı Özel ve eşi Dilek İmamoğlu mahkemede bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hakimlikteki sorgusu tamamlandı. Hakimlik sorgusu öncesi Saraçhane'de ayrılarak yeniden İstanbul Adalet Sarayı'na gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eşi Dilek İmamoğlu mahkemede bulunurken Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş diğer partililer adliye koridorlarında kararın açıklanmasını bekliyor.
İMAMOĞLU HAKİM KARŞISINDA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakim karşısına çıktı.
MAHKEMEYE SEVK YAZILARI ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, adliyeye sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından iki kez ifadesi alınan İmamoğlu, 2 soruşturma kapsamında da tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
TERÖR SORUŞTURMASI
Savcılık sevk yazısında, ‘kent uzlaşısı’ hakkında toplanan deliller ve adı geçen belediye meclis üyeleri ile ilgili bilgileri tek tek belirtti. Yapılan değerlendirmede, şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Resul Emrah Şahan, Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan’ın PKK/KCK terör örgütü siyasal alan sorumlularından olan Azad Barış ile yoğun ve süreklilik arz eden irtibatları, örgüt mensubu ile belediye personeli olan tanık beyanlarının içerikleri, mali analiz raporları içerikleri, Azad Barış ile firmaların ‘kent uzlaşısı’ faaliyetleri ve söylemlerine ilişkin açık kaynak tespit içerikleri, faaliyet doğrultusunda belediyelere sızdırılan belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcıları ile personellerden ibaret terör örgütü mensuplarının örgütsel bağlarına dair tespitleri bir arada değerlendiren savcılık, şüpheli İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçimlerde belediye meclis üyelerinin kendi onayıyla belirlendiğini söylediğini de dikkate aldı. Şüphelilerin ‘kent uzlaşısı’ faaliyetlerine bilerek iştirak ettiğini değerlendiren savcılık, PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işlediklerine kanaat getirildiğini belirtti.
Sevk yazısında, şüphelilerden Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın kullandığı telefonun şifresini polislere vermediğini ve şüpheli Reform Vakfı kurucularından Mehmet Ali Çalışkan’ın polise yanında telefon olmadan teslim olduğunu belirten savcılık, bu şekilde ilişki ve irtibatlarının deşifresini engelleme amacında olduklarına kanaat getirildiği belirtildi. Ayrıca şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun ifadesinde hakkında terör örgütü mensubiyeti nedeniyle kamu davası açılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in seçilmesini kendisinin tavsiye ettiğine dair ifade verdiği de belirtilirken, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin bulunduğu vurgulandı.
‘Terör’ soruşturması kapsamında şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Mahir Polat, Resul Emrah Şahan ve Mehmet Ali Çalışkan, 'suç örgütü kurma’, ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘rüşvet almak’ ve ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi' suçlamalarıyla tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
YOLSUZLUK SORUŞTURMASI
Yolsuzluk soruşturmasının 8 Ağustos 2024 tarihinde açılan bir dava kapsamında ifadeleri alınan tanıkların iddiaları üzerine, 18 Ekim 2024’de re’sen başlatıldığının belirtildiği sevk yazısında; basına yansıyan tanık beyanları, MASAK raporları, İçişleri Bakanlığı teftiş raporu, HTS incelemeleri, ihale dosyalarında yapılan ön incelemeler ve vergi inceleme uzman raporunun incelendiği belirtildi.
İncelemeler sonrasında şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan kişileri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirip, birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin ve hizmet alımı nitelikli işler üzerinden ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme’, ‘rüşvet’ ve ‘irtikap’ eylemlerini örgütlü bir şekilde işlediklerinin tespit edildiği belirtildi.
Örgütün hiyerarşisinde lider olarak Ekrem İmamoğlu’nun, yönetici olarak ise Murat Ongun’un tespit edildiği belirtilen sevk yazısında, Medya A.Ş. ve Kültür A.Ş. üzerinden ihaleye fesat karıştırıldığı, ihalelere katılan kamu kurumu personeline yönelik dosyalar hazırlandığı, ‘kasa’ olarak ifade edilen kişilerin iş insanlarına ihale teminatı karşılığında rüşvet verdiği ve irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu iş insanlarının üzerine yapıldığı belirtildi. Ayrıca örgüt üyesi olarak geçen şüphelilerin belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş insanlarından ‘komisyon’ adı altında para aldıkları ve menfaatler karşılığında örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun ortak olduğu şirketler üzerinden kişisel zenginleşmesinin sağlandığı belirtildi.
Belirtilen eylemlerin Ekrem İmamoğlu ve yöneticilerinin emir ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapı içerisinde sürekli işlendiğinin tespit edildiği belirtilen sevk yazısında, örgüt kurucu ve yöneticisinin örgütün işlediği tüm suçlardan sorumlu olacağı belirtilerek, şüpheli İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘suç örgütü kurma ve yönetme’, ‘rüşvet almak’, ‘ihaleye fesat karıştırmak’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘irtikap’, ‘suç gelirlerini aklamak’, ‘haksız mal edinme’ ve ‘vergi usul kanununa muhalefet’ suçlarından tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Soruşturma kapsamında şüpheliler Ahmet Talha Bilgin ve Ahmet Hamdi Çiçek de aynı suçlamalar ile tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
İMAMOĞLU'NUN TUTUKLANMASI İSTENDİ
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanı İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile yine İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçundan başlatılan soruşturmalar sürüyor.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen şüphelilerin savcılıktaki ifade işlemleri tamamlandı.
İmamoğlu, yolsuzluk soruşturması kapsamında, "suç örgütü kurma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "rüşvet almak" suçlarından tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.
Terör soruşturması kapsamında ise İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan, "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan tutuklama talebiyle hakimliğe gönderildi.
İMAMOĞLU'NUN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün adliyeye sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nda saat 22.00 sıralarında başlayan İmamoğlu’nun ifadesi, yaklaşık 2 buçuk saat sürdü. İmamoğlu ifadesinde, ‘Kent uzlaşısı’ tanımına yönelik olarak, “Ben bahse konu kavramı hiç kullanmadım. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir katkım da bulunmamaktadır. Ayrıca başka bir siyasi partiye benim fikri ve söylemsel bir katkım olması düşünülemez. Yukarıda kısmen değindiğim üzere, belediye meclis üyelerinin belirleme yetkisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezine aittir. Benim bu konuda herhangi bir katkım bulunmamaktadır. Ayrıca duyduğum ve bildiğim kadarı ile DEM Parti haricinde başkaca siyasi partilerden de seçime kısa bir zaman kala istifa edip Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden belediye meclis üyeliklerine giren bir kısım meclis üyesi adayı da olmuştur” dediği öğrenildi.
‘BİN 500 MECLİS ÜYESİNİN KİM OLDUĞUNU BİLMEM MÜMKÜN DEĞİLDİR’
PKK/KCK terör örgütünün metropol illerde karar alıcı mekanizmalarda yer almasını ve bu şekilde etkinliğinin arttırılmasını sağlama amacıyla ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında terör kaydı olan 18 kişinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olduğu ve karar alıcı mekanizmalarda yer almasının sağlandığına yönelik soruyu cevaplayan İmamoğlu, “İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'na bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen, İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu bu tespiti yapmayıp, daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını, kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ise Cumhuriyet Halk Partisinin, İstanbul ve Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde, Türkiye'nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi, ‘Türkiye İttifakı’ kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500 meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir” dediği öğrenildi.
‘TAM HATIRLAYAMAMAKLA BİRLİKTE 10'DAN FAZLA KEZ TOPLANTI YAPTIK’
Eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ola bağlantısı sorulan İmamoğlu’nun, “Azad Barış isimli şahsı tanıyorum. Azad Barış'Ia tanıştığım yaklaşık 7 yıl içerisinde, sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM Partili bir kısım milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad bey bu toplantıların tümünde, tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimci ve toplumsal siyasi araştırmalar yapan bir kurumun üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili milletvekilleri ile bir araya gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerIendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptığımız şahıstır. Azad bey ile tanıştığım 2019 yılında, eski HDP eş genel başkan yardımcısı idi. Bu toplantıların çerçevesi ağırlıklı olarak, tarihlerde de belirtildiği gibi yerel seçim süreçleri ile ilgilidir. Ayrıca farklı zaman dilimlerinde de farklı gündemlerle, başta genel seçim dönemi olmak üzere değerlendirmeler yapılmıştır. Karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunulmuştur. Benzer siyasi periyodlarda başka siyasi partiler ve onlara hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. Teknik ve siyasi analiz görüşmeleri ve ağırlıkla farklı seçmen gruplarının eğilimleri ile ilgili görüşmelerdir. HTS ve baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başka katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim. Tam hatırlayamamakla birlikte 10'dan fazla kez Azad Barış ve diğer çoğunluğu Dem Parti milletvekili olan gruplar ile birçok toplantı yaptık. Bu toplantıların içeriği tamamen teknik sunumlar ve araştırmalar şeklinde, çoğunlukla ismi geçen Azad Barış tarafından sunumları yapılmıştır” şeklinde cevapladığı öğrenildi.
‘BU SÜREÇ TÜRKİYE'NİN İTİBARINI ZEDELEMİŞTİR’
Sorulan sorular dışında ifadesine eklemek istedikleri sorulan İmamoğlu, “19 Mart 2025 sabah saat 06.00 itibari ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık konutu kapısına yüzlerce çok sevdiğim polisimizi yığarak, güneş doğmadan, yasaya uygun olmayan bir şekilde gözaltına alınma metodunu kınıyorum. İfade etmeliyim ki, işlemi yürüten polislerin nezaket dışında hiçbir kötü davranışı olmamıştır. Ancak bu talimatı veren kişi ve şürekası Türkiye'ye çok büyük bir bedel ödetmiştir. 4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu, en güçlü dayanağını gizli tanık ifadelerine bağlamış olması ve gözaltına 3-5 gün kala hatalı tespitler içeren MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu süreç Türkiye'nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Türkiye'nin ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin hem yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır. Aynı kişi ve şürekası yine bir başka Ramazan ayında, 6 Mayıs 2019'da gözünü kırpmadan, kul hakkı yiyerek milletin iradesini gasp etmiştir. 2025 yılına geldiğimizde aradan 6 yıl geçmesine rağmen yediği demokrasi tokadının şiddetini anlayamamış, hala bel altı oyunlarla mert olmayan anlayışı ile milletin iradesini gasp etmeye ve kul hakkı yemeye devam etmektedir. Milletimiz bunu görmektedir. Milletimizin vicdanı ve adaleti bu haksızlığa karşı gereken cevabı mutlaka sandıkta verecektir” dedi.
‘SÜRECİN MİLLETİMİZ TARAFINDAN ANLAŞILMASI İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM’
İmamoğlu’nun, “Gözaltına alınmadan oluşturulan, uydurma 6 dava ve 30 yıla yakın hapis cezası istemi ile İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilen 31 yıllık diploma ve sadece gözaltından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma bu kişilerin kötü emellerinin ispatıdır. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bugüne, milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin, diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendisine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi takdirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır” dediği öğrenildi.
MEDYA A.Ş HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ ELİF GÜVEN ATAYMAN'IN İFADESİ TAMAMLANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 2 farklı soruşturma kapsamında firari durumda olan Medya A.Ş. Halkla İlişkiler Müdürü Elif Güven Atayman Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yurda giriş yapmak üzereyken gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Atayman, savcılık ifadesi sonrası adliye nezaretine götürüldü.
İMAMOĞLU'NUN 'YOLSUZLUK' SORUŞTURMASI KAPSAMINDA SAVCILIKTA İFADESİ ALINMAYA BAŞLANDI
İmamoğlu'nun 22.00 sıralarında 'kent uzlaşısı' soruşturması kapsamındaki ifadesi alındı, 'yolsuzluk' soruşturması kapsamındaki ifadesi alınmaya başlandı.
MEDYA A.Ş HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ ELİF GÜVEN ATAYMAN'IN İFADESİ TAMAMLANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 2 farklı soruşturma kapsamında firari durumda olan Medya A.Ş. Halkla İlişkiler Müdürü Elif Güven Atayman Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yurda giriş yapmak üzereyken gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Atayman, savcılık ifadesi sonrası adliye nezaretine götürüldü.
İMAMOĞLU'NUN 'TERÖR' İFADESİ BİTTİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun terör soruşturması kapsamında savcılıkta verdiği ifade bitti. İmamoğlu'nun ifadesi 2 saat sürdü.
İMAMOĞLU ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sağlık kontrolleri kapsamında adliyeye sevk edildi. İmamoğlu sağlık kontrollerinden sonra savcıya ifade verecek.
CNN Türk Muhabiri Sinan Ağca şunları söyledi:
"Emniyetteki işlemleri tamamlandı. 91 şüpheli sevk aracına bindirildi. Kısa süre sonra İstanbul Adalet Sarayı'nda olmasını bekliyoruz. Araca bindirilmeden önce sağlık kontrolleri de yapıldı. Önce savcı ifadelerini alacak. Savcının kararına göre ya mahkeme heyetinin karşısına çıkacaklar ya da adli kontrolle serbest bırakılacaklar. "
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ARTIRILDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da olduğu 91 şüphelinin getirileceği emniyetteki işlemlerinin ardından getirileceği Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde güvenlik önlemleri artırıldı. Çağlayan Meydanı ile Abide-i Hürriyet Caddesi çevresinde bazı noktalar bariyerlerle kapatıldı. Bölgeye TOMA ve çevik kuvvet araçları getirilirken, adliyeye araç giriş çıkışları kapatıldı.
EKREM İMAMOĞLU'NDAN AZAD BARIŞ SORUSUNA YANIT
Yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun terör kapsamında verdiği ifadenin detayları ortaya çıktı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun arasında olduğu 106 şüpheliye yönelik gerçekleştirdiği terör ve yolsuzluk operasyonunda emniyetteki ifade işlemleri sona erdi. En son terör soruşturması kapsamında ifadesi alınan Ekrem İmamoğlu’nun ifadesinin detayları da ortaya çıktı.
“EN ÜST SEVİYE AHLAKSIZLIK”
18 sayfa ifade veren İmamoğlu’na, “Ehliyetiniz var mı? Bugüne kadar hiç pasaport aldınız mı? Yurtdışına legal veya illegal yollardan çıktınız mı?” diye soruldu. Bu soru İmamoğlu’nu kızdırdı. Yurt dışına defalarca çıktığını söyleyen İmamoğlu, “İllegal yollardan çıktınız mı sorusunu” 16 milyon İstanbullunun belediye başkanına sorulmasını en üst seviyede ahlaksızlık ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum. İmamoğlu’na Azad Barış’ı tanıyıp tanımadığı soruldu. İmamoğlu ise, “Bu soruya diğer soruları gördükten sonra cevap vermek istiyorum” dedi. Sonraki soru ise, “Kent uzlaşısı ne anlama gelmektedir? Ne zaman ne amaçla kuruldu? Detaylı bilgi veriniz” oldu.
“NE İSİMLERİNİ NE SÖYLEMLERİNİ BİLİRİM”
En uzun cevabını bu soruya veren İmamoğlu, “Kent Uzlaşısı” ifadesi DEM parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen Terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktur. 2024 yerel seçimleri öncesi bilindiği üzere İstanbul’da DEM parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkarmıştır. Buna rağmen CHP İstanbul ve birçok ilimizde Türkiye ittifakı söylemi ile ve sloganlaştırırsak kapsayıcı bir yerel seçim politikası gütmüştür. Bu çerçevede İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif illerinde İlçelerde oluşan Meclis üyesi listelerinde her parti ve görüşten isimler dahil edilmiştir” dedi.
“KASITLI BİR İTİBARSIZLAŞTIRMA”
İlçe Seçim Kurulu tarafından seçilme hakkında sahip olmayan kişilerin listelerden çıkarıldığını anlatan İmamoğlu, “Yukarıda soruda gördüğüm kadarı ile 2022 yılında tespit edildiği söylenen insanların 2024 yılında ki bu listelerde görülmesi halinde müdahale edilmesi ve çıkartılması gerekirken AK Parti’nin İstanbul’da ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan soruşturma süreci ile meclis üyelerinin bahsi geçen ve terör örgütü olduğu ifade edilerek örgüte üyelik suçlarından yasal işlem başlatıldı. Bu işlemi bir kasıtlı itibarsızlaştırma süreci olarak görüyorum. Ya YSK görevini yapmamıştır. Ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetli değildir. Sonuçta işlem yapılan insanların içinde Devlet memuru dahi vardır. Konu ile ilgili bilgim bu kadardır. “Kent Uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetli yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM parti yöneticilerine sorulmalıdır” dedi.
Kent Uzlaşısı kapsamında işe alınan 18 kişinin terör kayıtları olduğu hatırlatılan İmamoğlu’na, “Bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı? Siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz?” diye soruldu.
“KİMLERLE İLTİSAKLI OLDUKLARINI BİLEMEM”
İmamoğlu ise, “Önceki soruda cevapladığım gibi” diyerek, “YSK’ya bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen YSK’nın bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ile CHP İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık 1500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilemem” dedi.
“BU ZAMAN İÇİNDE 3 YEREL SEÇİM 1 GENEL SEÇİM YAŞANDI”
İncelenen HTS kayıtlarına göre terör örgütü kaydı bulunan 390 kişi ile görüşme kaydı olduğu belirlenen İmamoğlu’na, “Bu şahıslarla irtibatınızın bulunma sebebini açıklayınız” dendi. Bahsi geçen iki telefon numarasının yakın çalışma arkadaşları tarafından kullanıldığını söyleyen İmamoğlu, “Günlük telefon akışlarımın çok yoğun olduğu bir gerçektir. Bahsi geçen yaklaşık 2500 gün içerisinde görüşüldüğü ya da irtibat kurulduğu iddia edilen 252+138 şahıs kavramının anlamsız, geçersiz ve sorulmasının dahi kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir boyuttadır. Bahsi geçen zaman dilimi içerisinde 3 yerel seçim ve bir de genel seçim yaşanmış, Türkiye’nin gündemde bir siyasi kişiliği olarak bazen sadece 1 günde gelen yüzlerce aramanın içerisinde kum tanesi gibi kalır” dedi.
“BU SORUYU SORAN SAVCILARA TAVSİYEM..”
İfadesine ilave yapmak istediğini söyleyen İmamoğlu, “Bu soruyu soran savcılara tavsiyem odur ki, bu kadar terörle iltisaklı olan kimselerin belli olduğu bir dataya sahipseler Türkiye’deki GSM operatör firmalara bir uyarıda bulunarak bu kişiler birini aradığında terör örgütü üyesi sizi arıyor şeklinde bir sinyalin verilmesi isabetli olacaktır. Yine ifade edeyim ki bu kadar önemli siyasi bir kişiliği bu kadar sayıda terör örgütü üyesi aradıysa çok kereler bir kısım terör örgütü tarafından ölüm tehdidi dahi almış bir kişi olarak beni uyarmamaları ve beklemeleri bu soruşturma kapsamında dile getirmelerini kasıtlı hatta bir pusu stratejisi olarak görmekte ve bu beyan üzerinden ilgili kurum ve kuruluşlar kimler ise haklarında suç duyurusunda bulunacağımı da beyan etmek isterim” dedi.
AZAD BARIŞ SORUSU
Azad Barış ile görüşmeleri sorulan Ekrem İmamoğlu Azad Barış’ı tanıdığını söyleyerek, “Azad Barış’la irtibat kurduğum yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM partili bir kısım Milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad Bey bu toplantıların tümünde tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimce ve toplumsal, siyasi araştırmalar yapan bir kurumu üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili Milletvekilleri ile gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerlendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptık” dedi.
“AZAD BARIŞ İLE İLİŞKİM BU ÇERÇEVEDEDİR”
Bahsedilen toplantılarda da karşılıklı fikir alışverişinde bulunulduğunu anlatan İmamoğlu, “Benzer siyasi periyotlarda başka siyasi partiler ve onlara ağırlıklı hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. Teknik ve siyasi analiz görüşmeleri ve ağırlıkla farklı seçmen gruplarının eğilimleri ilgili görüşmelerdir. HTS ve Baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başta katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim” dedi.
“DERİN ÜZÜNTÜ İLE KARŞILIYORUM”
Gizli tanıkların verdiği ifadeler sorulan İmamoğlu, “Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Uydurma kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir. Tanık ifadeleri şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan iftira, uydurma, bahsi geçen insanların namusuna şerefine haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul’da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum.” Diye cevap verdi.
“SAVCILIK GİZLİ TANIK DİNLEMEK YERİNE BİLGİ TEMİN EDEBİLİR”
“BİMTAŞ isimli şirkete alınan 21 personelin terör örgütleri ile iltisaklı bilgilerinin bulunduğu ve bu konuda açıklaması soruldu. İmamoğlu bu soruya, “Bu konuda daha önce hakkımda yürütülen ve savcılığını dönemin İçişleri Bakanının yaptığı bakanlık tarafından gönderilen müfettişlerce soruşturmalar yapılıp herhangi bir dava açılmamıştır. Gizli tanık dinlemek yerine bu soruşturma dosyasını hazırlayan savcılık gerekli bilgileri ilgili yerlerden temin edebilir” şeklinde cevap verdi.
“TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEK”
İmamoğlu ifadesinde ayrıca şunları söyledi. “4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanıkları bağlamış göz altına 3-5 gün kala MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu süreç Türkiye’nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve Adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır.”
“CESARETİMİN TARİFİNİ DAHİ YAPAMAM”
“Göz altına alınmadan oluşturulan uydurma altı soruşturma 30 yıla yakın hapis cezası istemi iptal edilen 31 yıllık diploma sadece göz altından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bu güne milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Bugün vermiş olduğum ifade de görüyorum ki beni ve arkadaşlarımı akla hayale gelmeyecek suçlama ve iftiralarla bir yol tercihi yapılmaktadır. Hak yemem, Hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir.”
Borsadan yeni karar! Emir/işlem oranı ve ücretleri değişti
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’'ten "Görevimizin başındayız" mesajı
Sermaye Piyasası Kurulu yeni kararlarını açıkladı! Açığa satış işlemleri yasaklandı
Tüketiciler en çok bu hizmetlerden dertli! Sıralama belli oldu
TCMB ile Türkiye Bankalar Birliği arasında toplantı: İstikrar için araçları kullanacağız