GündemKemal Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert çıkış

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert çıkış

Paylaş
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert çıkış

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları...

Hiçbir partide olmayan, en küçük ilçeden en büyük ile kadar her aşamada seçimle gelmiş, kurultayda da genel başkanları seçimle seçilmiş bir parti, demokrasi anlayışını Türkiye tarihine yeniden yazdık. Bazen şu eleştiriler geliyor, PM'ye şu kadar başvuru olur mu diye? 488 arkadaşımız başvurmuş. Bu güzel bir şey. Bunun önü açıksa hiçbir sorunumuz yok. CHP'yi yönetenler atma ile değil, seçim ile iş başına gelirler. Dolayısıyla CHP'yi diğer partilerle de karıştırmamak gerekiyor. Bugün için bu olağanüstü şartlarda biz bir demokrasi şöleni gerçekleştirdik.


"TÜRKİYE ORTADOĞU BATAKLIĞINA SAPLANDI"


Dış politikada Türkiye yalnızlaştı. Sözünün ağırlığı olmayan Ortadoğu bataklığına saplanan bir Türkiye var.

Kurultayda bir gıda zehirlenmesi yaşandı. Ziyarete gittim geçmiş olsun dileklerimi iletti. Yanıma bir gen geldi "Ben Recep Tayyip Erdoğan'ın hayranıyım. Bizim askerlerimiz Afrin'de şehit oluyor. 3,5 milyon Suriyeli niye gitmiyor oaraya? Sen niye bunu dillendirmiyorsun" dedi. Ayrıca, "Ben burada ikinci sınıf vatandaşım. Onlar birinci sınıf oldu" dedi. Ben de "Vallahi ben dile getirdim ama başta senin sevdiğin Erdoğan bana saldırdı" dedim.


"ESAD İLE TEMASA GEÇMELİ"


Suriye'de barışın temelini atmak istiyorsak Türkiye Esad ile temasa geçmeli. Suriye'de ne kadar terör örgütü varsa Esad ile birlikte temizleyelim.Bu hem bizim hem Suriye'nin çıkarına hizmet eder.


"İNSANLAR KENDİLERİNİ YAKIYOR"


İnsanlar bugün çaresizliklerini kendilerini yakarak anlatabiliyorlar. Bir hükümet düşünün işsizliğe çözüm bulamıyor hatta yeni işsizler yaratıyor. Bulaşıcı hastalık gibi yayılarak devam etmeye başladı. Acı olan ne; bunu haber dahi yapamıyorlar. Diktatörden korkuyorlar. İşsizlik nedeniyle birisi kendisini yakıyorsa bu dünyanın her yerinde haberdir. Türkiye'de değil. Neden? Baskı var. Onlara göre diktatörün söylediği haberdir. Bu medyayı da Batı'daki gibi özgür haber yapan medyaya dönüştürmek zorundayız. Bunu mutlaka yapacağız.

"TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ YOK"


Demokraside ciddi kayıplarımız var. Demokrasi Türkiye'de yok aslında. Örnek mi; Yüzde 49.5 oy alan bir başbakan ve parti başkanını düşünelim. Elinden dilekçeyi alıp kapının önüne koyuyorlar. Halkın seçtiği belediye başkanını istifaya zorluyorlar. Buna da demokrasi diyorlar. Barış bildirisi imzaladı diye üniversite hocalarını işlerinden aldılar. OHAL dolayısıyla anayasayı askıya aldılar. AYM kararları bile uygulanmıyorlar.


TTB TEPKİSİ


Bugün Türkiye Tabipler Birliği (TTB) üyeleri serbest bırakıldı. Bir bildiri hazırlamışlardı. Savaş doğada ve insanda tahribat yapan insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunu demişlerdi. Sen misin bunları söyleyen sabaha karşı baskın düzenlendi. 12 Eylül döneminden yine TTB ile bir şey hatırlatmak isterim. 12 Eylül'de 517 idam kararı verildi. TTB 7 Ekim 1985'te toplandı ve idam doğru değildir diye bildiri yayınladı. TTB bu bildiriyi yayınladı. Hemen arkasından savcı soruşturma açtı. Üyeler gözaltına alındı ve davalar açıldı. Peki kim haklı çıktı? Ecevit geldi idamı kaldırdı.


"BÜTÜN CHP'LİLERİN ORTAK SES ÇIKARMASINI İSTİYORUM"


Kurultayın bana yüklediği ağır bir sorumluluk var. Türkiye'nin 5 temel sorunu çözme konusunda sadece benim değil, ülkesini seven her vatandaşın sorumluluğu var. Ben zor bir sorumluluk üstlendiğimin farkındayım. Olağanüstü çaba harcanması gerektiğini de biliyorum. Ama bunu yaparken bütün CHP'lilerin yanımda olmasını istiyorum. Bütün CHP'lilerin ortak ses çıkarmasını istiyorum. Ayrışma lüksümüz yok. Biz Kuva-i Milliyeciyiz. Bu mücadeleyi yapacağız.


"BENİM ALLAH'IM VAR, ÇIKACAKSIN KARŞIMA"


Genelde kısır tartışmalara girmem. Herkes düşüncelerini söyler. Ama Erdoğan bir türlü dilini kontrol edemiyor. Geçen Bitlis'te konuşmuş. Ey Bay Kemal diyor. Buyur Recep Bey. Eğer sen yiğitsen karşıma çıkarsın. Lafla peynir gemisi yürümez. Her şeyi yapıyorsun da bu garip Kemal'in karşısına çıkmaya cesaret edemiyorsun. Benim tankım, tüfeğim, polisim, ordum yok benim Allah'ım var çıkacaksın karşıma. Şimdi ben ona bir soru sorayım ama önce bir açıklama yapayım. Efendim bu PYD ile ilgili terör örgütü olduğuna ilişkin ilk karar Mardin'de çıkıyor. Kararın tarihi 17 Eylül 2014. Burada PYD terör örgütü olarak tanımlanıyor. Ardından olay Yargıtay'a geliyor. Yargıtay diyor ki evet PYD, YPG, PKK terör örgütüdür. Yargıtay'ın karar verdiği tarih 21 Mayıs 2015. Şimdi bu karardan sonra bunlar PYD'nin başkanı Salih Müslim'i Ankara'ya davet edip altına kırmızı halı seriyorlar. Şimdi sana soruyorum gözlerinden öptüğüm Recep; Sen mahkeme kararına rağmen hangi vatansever duygularla Salih Müslim'i Ankara'ya davet edip ayağına halılar serdin? Şerefiliysen açıkla! Emin olun tık çıkmaz.