GündemKılıçdaroğlu: Ayrışan Türkiye'yi istemiyoruz

Kılıçdaroğlu: Ayrışan Türkiye'yi istemiyoruz

Paylaş
Kılıçdaroğlu: Ayrışan Türkiye'yi istemiyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Arnavutköy Eğitim, Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi'nin açılış törenine katıldı. Kılıçdaroğlu "Ayrışan Türkiye'yi istemiyoruz. Kucaklaşan Türkiye istiyoruz. Geçmişinde hataları varsa, hatalarıyla yüzleşme cesaretini gösteren bir Türkiye istiyoruz. Böyle bir Türkiye altı liderin de ortak özlemidir" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Arnavutköy Eğitim, Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi açılış töreni gerçekleşti. Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve milletvekilleri katıldı.

Haberin Devamı

"AYRIŞAN TÜRKİYE'Yİ İSTEMİYORUM"

Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada ekonomik olarak zorlanan kişilerin yanında olduklarını ifade ederek, "Bizim görevlerimizden birisi de bu ülkede fakirin, fukaranın hakkını korumaktır. Fakirin fukaranın hakkını korursanız sosyal devlet olur. Herkesin karnını doyur, her evde huzurun olduğu, her evde bereketin olduğu, hiçbir yerde gelecek endişesinin olmadığı bir Türkiye inşa etmek. Biz bu inşa olayını sadece CHP olarak değil, altı siyasi parti lideri bir araya gelerek yapacağız. Sorun bir parti sorunu değil. Sorun bir Türkiye sorunudur. Ayrışan Türkiye'yi istemiyorum. Kucaklaşan Türkiye istiyoruz. Önüne gelenle kavga eden gruplaşan bir Türkiye değil tam tersine beraber olan, kucaklaşan helalleşen, geçmişinde hataları varsa, hatalarıyla yüzleşme cesaretini gösteren bir Türkiye istiyoruz. Birlikte yaşamak istiyoruz batısıyla, doğusuyla, güneyiyle, kuzeyiyle beraber yaşamak istiyoruz. Böyle bir Türkiye altı liderin de ortak özlemidir. Biz bunu kamuoyuna yayınladığımız bildirilerde gayet açık net söylüyorum. Alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına olağanüstü kaynak transferi oluyor. Yani fakirden alıp zengine veriyorlar. Oysa dünyada varlıklılar fazla vergi öderler ve alt kesime yani halka yani garibana yani fakire daha fazla kaynak aktarılır. Sosyal devlet budur. Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında duran devlet demek. Onun sorunlarını çözen devlet demek. Eğer kur korumalı mevduat diye bir olay yapmışsınız. 6 ayda mevduat sahiplerine ödediğiniz para 75 milyar 600 milyon lira. Bu hazineden çıkan para. Bir de Merkez Bankası'ndan çıkan para var. Topladığınızda 170 milyar lira yani 170 milyar lirayı 85 milyondan topladığınız paraları bir avuç kişiye veriyorsunuz. Bu adalet midir? Bu hak mıdır? Bu hukuk mudur? Hayır yok. Biz bunu kabul etmiyoruz. Tam tersine bir şey daha ifade edeyim. Dolar garantisi veriyorsunuz. Ayrıca döviz garantisi veriyorsunuz. Hazine garantisi veriyorsunuz. Ve dönüp diyorsunuz ki sana 170 milyar lirayı vereceğim 6 ayda ama 5 kuruş da vergi almayacağım. Fakir ekmek alırken vergi ödüyor. Çay içerken vergi ödüyor. Simit alırken vergi ödüyor. Nasıl oluyor da 170 milyar lirayı 6 ayda kazananlar, 5 kuruş vergi ödemezler. Herkes elini vicdanına koyup buna göre düşünsün" diye konuştu.

Haberin Devamı

"AMA KAFAMDA BAZI SORULAR VAR"

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu sosyal konut projesine de değinerek, "Proje açıkladılar. Herkes ev sahibi olsun eyvallah başımın üstünde yeri var. Her fakirin, her fukaranın başını sokabileceği bir evi olsun itirazım yok. Evinde huzuru olsun, rahat olsun. Buna hiç mi itirazımız yok? Ama kafamda bazı sorular var. Onu sormak zorundayım. Niçin, fakirin fukaranın hakkını korumak için sormak zorundayım. Parayı topluyorsun gayet güzel. Herkes sıraya girdi, parayı yatırıyor. O da gayet güzel. Kurayı 6 ay sonra çekileceksin. Neden? Baştan kura çeksen de alacaksın parayı ve kullanacaksın. 0 faizle kullanacaksın. Üstelik fakirin fukaranın parasını kullanacaksın. Üstelik beş kuruş faiz vermeyeceksin. Gelir vermeyeceksin. 6 ay sonra kura çekeceksin. Kura da çıkmazsam ne olacak benim hakkım? Şimdi ben bu soruyu sormazsam fakirin fukaranın hakkını korumamış olurum. Benim görevim nedir? Benim görevim tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaktır. Fakirin fukaranın hakkını korumaktır. Benim görevim budur. Birileri gibi faizle geçinen birisi değilim. Birileri gibi devleti soyan birisi değilim. Birileri gibi kul hakkını yiyen birisi değil. Bu ülkeye temiz siyaseti ahlaklı siyaseti vatandaşın yanında duran, fakirin fukaranın hakkını koruyan bir siyaset inşa etmek istiyorum. Para topluyorsunuz güzel. Peki yarın müteahhit dese ki ben yapmıyorum ya. Demire zam geldi, çimentoya zam geldi. Ben bu işin içinden çıkamıyorum dese ne olacak?" dedi.

Haberin Devamı