Nazmi Arıkan cinayetinde, savcının 3 kritik sorusu şüpheli Ufuk Akçekaya'yı terletti!
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesindeki çiftlik evinde, eğitimci Nazmi Arıkan ile şoförünü öldürmekle suçlanan Ufuk Akçekaya, savcının üç sorusuyla zora girdi.
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Karainebeyli köyünde eğitimci Nazmi Arıkan (69) ile şoförü Şerif Eker'in (46) öldürülmesi ile ilgili gözaltına alınan ve sevk edildiği adliyede tutuklanan Tokatspor Kulübü Başkanı Ufuk Akçekaya'nın, sevk edildiği mahkemede hakkında suçlamaları kabul etmeyip, kendisine komplo kurulduğunu söylediği öğrenildi.
Hürriyet'ten Çetin Aydın, eğitimci Nazmi Arıkan ile şoförünü öldürmekle suçlanan Ufuk Akçekaya’nın ifadesine ulaştı. Akçekaya’nın film senaryosu gibi ifadesi, savcının üç sorusuyla zora girdi.
AYLIK GELİRİM 5 BİN TL
Dul ve iki çocukluyum. Kimya öğretmenliğinden mezun oldum. Eğitimci ve iş insanıyım. Aylık gelirim 5 bin lira. Nazmi Arıkan’la 2015 yılında tanıştık. Arıkan’dan 5 milyon dolar, Beykent Kolejleri’nden de 8 milyon 800 bin dolar alacağım var. Çiftliğe 13 Kasım 2021 günü de gitmiş ve paramı istemiştim. Nazmi Arıkan bana sadece 2 milyon lira vereceğini söyledi, ben de kabul etmedim. Çıkarken 5-6 kişi otomobilin kaputuna vurarak beni durdurmak istedi ama ben hızla devam edip durmadım.
‘GİT PARANI AL’ DEDİLER
Bayramın ikinci günü Fahrettin Ceylan beni aradı. Nazmi Arıkan’ın 10 milyon dolar vermek için beni çiftlikte beklediğini söyledi. Otobüsle Gelibolu’ya, oradan da taksiyle köye gittim. Geceydi. Daha önce yaşadıklarımı düşünerek hiç taksiden inmeden Gelibolu’ya döndüm ve otobüsle İstanbul’a geçtim. Ertesi gün Fahrettin Ceylan bir kez daha aradı. Neden çiftliğe gitmediğimi sordu. ‘Korkacak bir şey yok. Biz hallettik. Herkes nemalanacak’ dedi. İstanbul Otogarı’ndan 14.30’da otobüse bindim. İnternetten Eceabat’ta taksici numarası buldum. Eceabat’ta indiğimde taksici beni bekliyordu. Çiftliğe doğru yola çıktık. Saat 19.45 sıralarıydı. Oraya gittiğimde asfalttan çiftliğe dönülen toprak yol ayrımında ineceğimi söyledim. Taksiden indiğimde saat 20.15 sıralarıydı.
ÇORAPLA YÜRÜDÜM
Taksici gittikten sonra, toprağa basmak için ayakkabılarımı çıkarttım. Elektrik direğinin yanından araziye girdim. Havanın kararması için bir ağacın dibinde 30-45 dakika kadar bekledim. Hava kararınca bu kez eve daha yakın bir ağacın altında, ayışığının düşmediği bir alanda bekledim. Ne kadar beklediğimi tam bilmiyorum. Kolumda saat yoktu, telefonumu da kapatmıştım. Evden 3-4 kişinin koyu renkli bir araçla ayrıldığını gördüm. Sonra eve girmeye karar verdim.
‘UFUK YARDIM ET’ DEDİ
Evin arka balkonuna tırmanıp içeri baktım. Nazmi Arıkan yerde sırtüstü kanlar içinde yatıyordu. Kavga olur diye yanımda getirdiğim yumruk kısmı sert eldivenlerimi giydim. İçeri girdiğimde Nazmi Arıkan bana ‘Ufuk yardım et’ diye seslendi. Nazmi Arıkan’ın gövdesinin sol kısmına saplı duran bıçağı çıkartıp yastıkla tampon yaptım. Şerif Eker de yüzüstü yatıyordu. Nefes alamadığını düşünerek sırt üstü yatırdım. Odada gaz kokusu vardı ve evraklar yakılmıştı. Fırının gaz düğmelerini çevirdim ve kapağını kapattım. Evin ortasında yanan ateşi söndürmek için dolaptaki bir sıvıyı aldım. Ateşin üzerine döktüm ama üzerinde rakı yazdığını fark edince bıraktım.
BİRİ ÇEKİM YAPIYORDU
Bu sırada evin sağ tarafındaki odalardan birinde yüzü maskeli, siyah giyimli biri elindeki telefonla çekim yapıyordu. Mutfağa yakın yerdeki masanın üzerinde duran susturucu takılı silahla ateş ettim. İkinci kez ateşlemek isterken silah tutukluk yaptı. Ateş ettiğim kişi benim içeri girdiğim balkondan aşağı inip kaçtı. Peşinden gittim ama yakalayamadım. Sonra yine eve girdim. Koltukta oturarak birisi gelir diye bekledim. Tabancadaki tüm kurşunları boşaltıp sonra yeniden doldurdum. 20 dakika bekledim ama kimse gelmedi. Elimdeki silahı ayçiçek tarlasına attım. Sonra yine eve girdim. Nazmi Arıkan’ın arabasının anahtarlarını bulamadım. Çiftlikten çıkıp taksiciyi aradım. 20-25 dakika sonra geldi. Gelibolu’dan otobüse binip İstanbul’a geldim. İstanbul’a gelince Fahrettin Ceylan bir kez daha aradı. Neden bana kumpas kurduklarını sordum. ‘Nazmi ile seni de dolaylı yoldan hallettik’ dedi.
SAVCI SORDU O ANLATTI
Ufuk Akçekaya ile Cumhuriyet Savcısı arasında soru cevap şeklindeki ifadede ise şu detaylar kayıt altına alındı: * Savcı: Kumpas kurulacağını düşündüyseniz bunu açığa çıkartmak için hazırlık yaptınız mı? Neden tanıklık ettiğiniz olayları ihbar etmediniz ya da karakola gidip anlatmadınız? * Ufuk Akçekaya: Kumpas olabileceğini açığa çıkartmak için herhangi bir kayıt, fotoğraf vs almayı düşünmedim. Savunma aleti olarak da yanımda eldivenler dışında herhangi bir alet almadım. Nazmi’nin yerde yattığını gördükten sonra içerideki kişilerin belki bana da zarar verebileceğini düşündüm ancak buna rağmen belki de Nazmi’ye yardım ederim düşüncesiyle insanlık namına içeriye girdim. Kendime göre tanınmış bir kişi olduğum için de karakola gitmek yerine Instagram yayını yaptım.
* Savcı: Takside İzmir’e gittikleri yönünde konuştuğunuz kişi kimdi? * Ufuk Akçekaya: Taksicinin niye gelip gittiğimi sorgulamasının önüne geçmek için rol yaptım. Kimseyle konuşmadım.
* Savcı: Yanınızda çanta yok, araç yok. Nazmi Arıkan’dan alacağınız 10 milyon doları nasıl taşıyacaktınız? Tahsilat için anlaşma sağlandıysa neden arazide bekleyip eve balkondan girdiniz? * Ufuk Akçekaya: Ödemenin çek, soğuk cüzdan ya da banka hesabıyla yapılacağını düşünüyordum. Beni daha önce bıçaklattığı için eve bu şekilde girmeyi düşündüm.
* Savcı: Olay yerinde bulunan üzerinde Taner Mahan yazan kanlı bıçağın aynısından 10 adet evinizde bulunmuş. Taner Mahan isminde tanıdığınız biri var mı? * Ufuk Akçekaya: O kişi Fahrettin Ceylan’ın finansçı arkadaşıdır. Hediyelik olarak yaptırmıştık, sahiplerine teslim edemeyince evime getirdim. Olay yerine bu bıçak ne şekilde geldi bilmiyorum. Bu ayrıntı eylemi Fahrettin Ceylan ve ekibinin yaptığının kanıtıdır.