'Savaş ilanı' çıkışının ardından CHP ve İYİ Parti cephesinde neler oluyor? Dicle Canova son kulis bilgilerini aktardı
CHP ve İYİ Parti Cephesinde sular durulmuyor. CHP ve İYİ Parti'de içinde süreç nasıl değerlendiriliyor. CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova, kulis bilgilerini aktardı. Canova, CHP'de "Meral Akşener'in savaş ilanı karşısında 'Sonuna kadar sabırla yürütmek gerekir' görüşünde olanlar var. 'Sükûnetimizi korumamız lazım. Ekrem Bey'in bazen Karadeniz damarı tutuyor' deniyor ama 'Meral Akşener'in açtığı yola giremeyiz' yaklaşımı var bu kesimde de" ifadelerini kullandı.
CHP, Meral Akşener'in 'savaş ilanı' açıklamasını nasıl yorumladı? Parti içinde süreç ile illiği neler konuşuluyor? İYİ Parti'de Meral Akşener'in dünkü konuşmayı yapmasına neden olan sürece ilişkin gelişme var mı? CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova, edindiği kulis bilgilerini canlı yayında paylaştı. İşte Dicle Canova'nın canlı yayında aktardığı bilgiler:
CHP'DE GELİŞMELER NASIL YORUMLANDI?
CHP içinde de gelişmelerden bir rahatsızlık var, bunu söyleyebilirim. Üstelik rahatsız olanlar kurultayda Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler değil bizzat Özgür Özel'e destek verenler de Ekrem İmamoğlu'nun tutumundan rahatsız. Kimine göre güç zehirlenmesi, kimine göreyse Karadeniz damarı tuttu. Ama bugün itibarıyla yerel seçime gidilirken durup dururken 'Meral Akşener ve çevresiyle kavgaya ne gerek var' soruları yöneltiliyor. Ve bugün gelinen ortamdan rahatsızlık ifade ediliyor.
Şimdi Meral Akşener'e daha önce de zorlu süreçlerden geçilirken CHP yönetiminden hiçbir şekilde yanıt verilmediği, İYİ Parti'yi CHP'nin karşısına alacak herhangi bir söylemde bulunulmadığı hatırlatılıyor. Halen de CHP Genel Merkezi'nden bu yönde herhangi bir açıklama, konuşma olmadığının altı çiziliyor. 'Bugün CHP kapıyı açsa oradan içeriye girecek çok' ifadesi kullanılıyor. Hatta bazı İYİ Partili belde belediye başkanlarının CHP'ye geçmek istediği ve parti yönetimince bunların durdurulduğu ifade ediliyor.
"BAZI KIDEMLİ İSİMLER ÖZGÜR ÖZEL İLE GÖRÜŞECEK"
İYİ Parti'yle CHP'nin arası açılmasın, kavgalı görüntü verilmesin diye CHP birçok gelişmenin önüne geçiyor, ifadesi kullanılıyor parti yönetimince. Ama İmamoğlu'nun tutumundan dediğim gibi sadece parti içinde sessiz bekleyenler değil, Özgür Özel'in ve ona yakın çevrenin de rahatsız olduğu konuşulmaya başlandı. Bugün veya yarın partinin kıdemli bazı isimlerinin genel başkan Özgür Özel ile bir görüşme yapacağını öğrendim. Gördükleri aksayan noktaları iletmek, süreçle ilgili birtakım önerilerde bulunmak üzere Özgür Özel' bunları aktarmak istedikleri söyleniyor.
"BÖYLE SÜRERSE TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAZ"
'Böyle sürerse telafisi mümkün olmayan hatalar yaşanabilir' görüşünde bu kesim. Tedbir alınması lazım diyorlar. Açıklamada ortak dil kullanılmalı deniliyor.
"AKŞENER'İN AÇTIĞI YOLA GİREMEYİZ"
Meral Akşener'in savaş ilanı karşısında "Sonuna kadar sabırla yürütmek gerekir" görüşünde olanlar var. "Sükûnetimizi korumamız lazım. Ekrem Bey'in bazen Karadeniz damarı tutuyor" deniyor ama "Meral Akşener'in açtığı yola giremeyiz" yaklaşımı var bu kesimde de.
"AKŞENER'İN İSTİFA RESTİ ÇEKTİĞİ KONUŞULDU"
Dün bir ara kulislere parti içinde çıkan şiddetli tartışmalar sonrası Meral Akşener'in istifa restini çektiği, onun üzerine çıkıp "Bu bir savaş ilanıdır, varım" dediği konuşuldu. Hatta Akşener dün "Tek girme kararının sorumluluğu bende. Başarılı olmazsa gereğini yerine getireceğim. Bedel ödememi istemiyorsanız çalışacaksınız" dedi. Bu da dikkat çekiciydi.
Konuştuğum bazı parti kurmayları ise "İstifa diye bir şey yok, neden olsun. Kararı veren parti kurulları. Burada sorun, bu karara rağmen başka bir parti ile görüşerek parti içine bir operasyon maşası olarak kullanılanlar" dedi. "İstanbul'dan sonra Ankara'da da bunu yapanlar olursa onlar için de gereği yapılır" mesajı veriliyor ama "Şu ana kadar Ankara'da açıktan böyle bir müzakere yaptığını söyleyen kimse yok" diye de vurgulanıyor.
"SAVAŞI İLAN EDEN BİZ DEĞİLİZ"
Peki savaş kime? "Savaşı ilan eden biz değiliz. Savaş ilanı varsa biz teslim olmayacağız, bunu söylüyoruz. Partinin aldığı kararı yok saymak, partiyi yok saymak demektir. Partinin hükmü şahsiyetini yok sayanlara ve başka partilerle iş birliği süreci yürütenlere karşı bir tutum" deniyor.
"5 YILDIR OLMAYAN 5 AYDA OLDU"
Ancak parti içinde eleştiri mekanizması devam ediyor, sular durulmuyor. "Liderlik-ahlak ve yönetim krizi var" diyen de var, "5 yıldır olmayan 5 aydır oluyor" diyen de.
Genel başkan yardımcısı gerekli pozisyonları alamadığı, genel başkanının kalkansız bırakıldığı konuşuluyor. "Herkes havaya bakıp ıslık çalıyor" deniyor. "Peki, bu iş bilmezlik mi yoksa başka siyasi hesaplar sonucu mu?" diye sorduğumda da "Aptallık ile hainliğin sonucu aynıdır" yanıtını aldım.
Mesela İstanbul'da sürecin teşkilat başkanınca doğru yönetilemediği söyleniyor. Genel başkan istedi diye istifa taleplerinin yansıtılması eleştiriliyor. "MYK görevini iyi yapamıyor, yönetim beceriksizliği var" tespitleri yapılıyor. Diğer yandan Meral Akşener'in de kontrolü kaybettiği, çevresinde kendisini doğru yönlendirecek kimseyi bırakmadığı konuşuluyor.
İYİ PARTİ'DE DE CHP'DE DE HESAPLAŞMA 31 MART'TA MI?
Parti içinde şu an sessiz kalan kesim, yerel seçimi bekliyor. Bu yönetim anlayışının orada tartıya çıkacağı vurgulanıyor. Esas hesaplaşma seçim sonrası olacak öyle görünüyor. Ülkücü kökenliler de merkez sağ çizgidekiler de beklemede.
CHP'de de yerel seçim sonucunu bekleyenler, "Seçim sonuçlarına bağlı olarak bir başarı elde edilemezse olağanüstü kurultay da gündeme gelebilir. Ama başarılı olunursa da bazı şeyler artık konuşulur, yüksek sesle söylenmeye başlar" deniyor. Açıktan bir parti içi muhalefet gelişebilir. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu'nun da durumdan mutlu olmadığı ama yerel seçim nedeni ile kafası karışık morali bozuk olan partililere, "Partiye sahip çıkın" demekle yetindiği vurgulanıyor. Ama seçim sonrası aktif siyasete dönmese de daha etkin müdahil olacağı beklentisi var.
Malum gemiyi limana sağ salim ulaştırmaktan bahsetmişti ve şu anda işlerin rotada gitmediği görüşünde olduğu söyleniyor. Parti içinde yerel seçim sonrasını sessizce bekleyen kesime göre; bir kesim "Kılıçdaroğlu gitti iyi oldu" diyor ama "Özgür Özel geldi, çok iyi oldu" diyen yok tespitleri yapılıyor.