Ukraynalı kadın kabusu anlattı: Hemen eşyaları topla, gidiyorsun!
Ukraynalı Anastasiya Sokolenko’nun çocukları ve eşiyle geçirdiği o mutlu akşamın sonunda bir kabusa uyanacağını bilmesi mümkün değildi. Saat 05.30’da eşinin kendisini uyandırmasıyla savaşın başladığını öğrendi. Yaşadıklarını, “Elim ayağım titredi o anda. Koşarak pencereden baktım. İnsanlar panik halinde oradan oraya koşuşturuyorlardı. Dumanlar yükseliyordu. Korku filmi gibiydi” diyerek anlatan genç kadın, Rus askerlerinin ülkesini işgale gelmesiyle eşini geride bırakıp 3 çocuğuna sarılarak yollara düştü. Anastasiya’nın aklında, ‘şimdi ne yapacağız, nelerle karşılaşacağız?’ sorusu yankılanıyordu. Türkiye’ye sığınan binlerce Ukraynalı’dan biri olan genç kadın, dehşet dolu yolculuğun detaylarını anlattı.
Elif Bayram/ Posta.com.tr- Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmeye başladığı tarih olan 24 Şubat'ın üzerinden 10 ay geçti. Rus ve Ukrayna orduları arasındaki yoğun ve sıcak çatışmalar devam ediyor. Rus işgalinin başladığı günden bu yana birçok insanın hayatı tamamen değişti.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, savaş nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan Ukraynalıların sayısı ise 10 milyonu geçti. O kişilerden biri de ülkenin başkenti Kiev'de ailesiyle mutlu bir hayat yaşayan Anastasiya Sokolenko.
BOMBA SESLERİ İLE MUTLULUĞU YARIM KALDI
24 Şubat, Ukrayna'da yaşayan herkes gibi Anastasiya Sokolenko için de kabus dolu bir geceydi. Nikolaev şehrinde doğan Sokolenko, evlendikten sonra 7 yıldır Kiev'de yaşıyordu. 3 çocuk annesi Sokolenko’nun kocası ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir hayatı vardı. Savaştan birkaç ay önce doğan bebekleriyle büyük bir sevinç yaşayan ailenin mutluluğu, bomba sesleriyle yarım kaldı.
PATLAMALARI DUYMADI
Sokolenko her zaman olduğu gibi o gecede çocuklarını uyuttu. Sabaha karşı Kiev bombalanmaya başladı. Bebeğiyle birlikte o kadar derin uyuyordu ki bomba seslerini duymadı. Sokolenko’ nun eşi Ukrayna'nın havayolu şirketlerinden birinde uçuş personeli olarak çalışıyordu. Her zamanki gibi işe gitmek için uyandı. Sabah saat 05.30’da dışarı çıktığında Rusya, Kiev’i adeta füze yağmuruna tutmuştu.
‘HEMEN EŞYALARI TOPLA, GİDİYORSUN’
Sokolenko, yaşadığı şoku “Eşim işe gitmek için erkenden uyandı. Ancak bu kez hemen geri döndü. Beni uyandırdı ve mutfağa çağırdı. ‘Hemen eşyaları topla, gidiyorsun!’ dedi. Sabahın erken saatinde olan bu konuşmaya anlam veremedim. ‘Beni evden mi kovuyorsun? Ben bir şey yapmadım. Ne oluyor anlamıyorum’ dedim. Korkulu gözlerle bana bakarak, savaşın başladığını söyledi. Elim ayağım titredi o anda. Koşarak pencereden baktım. İnsanlar panik halinde oradan oraya koşuşturuyorlardı. Dumanlar yükseliyordu. Korku filmi gibiydi ağlamaya başladım” sözleriyle anlattı.
Bir anda patlama seslerinin gelmeye başladığını söyleyen Sokolenko, korku dolu anları şu sözlerler anlattı:
“Kabus gibiydi, şoka girmiştim. Bir sürü şey düşündüm o an. Ya çocuklarıma bir şey olursa diye çok endişelendim. O gün bütün Ukrayna bombalandı. Güvenli bir yere gitmek gerekiyordu ama nereye gideceğiz? Ne yapacağız? Hiçbir fikrimiz yoktu”
‘KORKUDAN BEYNİM DURDU, KALAKALDIM’
Korku ve panik içinde eşiyle birlikte çocuklarının eşyalarını toplamaya başlayan Sokolenko, “Ne kadar eşya almalıydım? Adına ‘savaş’ dediğimiz bu durum acaba 1 haftada biter miydi? Nasıl olsa bu korkunç durum kısa sürede son bulur diye düşünüyordum. Belki de birkaç gün içinde her şey normale döner diye umuyordum.” diye konuştu.
Rusya'nın gerçekten Ukrayna'ya saldıracağını ve ülkesinin sıcak savaşın içine düşeceğini hiç düşünmediğini söyleyen Sokolenko, “Yaşananlar gerçek olamayacak kadar korkunçtu. Savaşa ihtimal vermiyorduk. Savaş başladığında hiçbir şey anlayamadık. Savaşı yaşamak ve anlatmak çok korkunç. O an korkudan beynim durdu, kalakaldım, düşünemedim.” dedi.
Anastasiya Sokolenko ve eşi o gün akşama kadar korku içinde ne yapacaklarını düşünmüş. Hava kararınca bomba sesleri daha da artmaya başlamış. Çocuklarını ve yolda karşılaştıkları 1 aileyi arabalarına alarak hep birlikte yola koyulmuşlar.
‘ÖLÜM MÜ YOKSA YAŞAM MI? HANGİSİNE DAHA YAKINDIK?’
Sokolenko, yolda karşılaştıkları olayları hiç unutamadığını söyleyerek “Savaş uçakları sürekli üzerimizden geçiyordu. Uçakların Ukrayna uçağı mı Rus uçağı mı olduğunu bile anlamıyorduk. Çok korkutucuydu. O an düşündüğümüz tek şey, acaba bombaları üzerimize yağdıracaklar mı? Yağdırmayacaklar mı?” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
Bir akrabalarının yanına sığınmak için köye doğru ilerledikleri anda patlamaların arttığını belirten Sokolenko, o anları şöyle anlattı:
“Bomba ve patlama sesleri giderek artmaya başladı. Korkunç bir uğultu kapladı ortalığı. Yol bile titremeye başladı. Uzun bir deprem anının hiç bitmediğini şiddetlenerek devam ettiğini düşünün. Korkunç bir ses çıkıyordu. Bir sonraki saniyede bizi ne bekliyor bilmiyorduk. Ölüm mü yoksa yaşam mı? Hangisine daha yakındık? Biz de bilmiyorduk. Şoka girdik. Bu anları unutabileceğimi hiç sanmıyorum.”
‘ÇOCUKLARA SAVAŞI ANLATMAK ÇOK ZOR’
Ulaşmaya çalıştıkları yolun normalde 1 saat sürdüğünü ancak daha güvenli olması için orman yolunu seçtiklerini söyleyen Sokolenko, “1 saatlik mesafeye 7 saatte ulaşabildik. Yol çok uzun ve yorucuydu. Korkuyorduk. Çocuklar ağlamaya başlamıştı. Çocuklara savaşı anlatmak çok zor” dedi.
2 gün akrabalarının bulunduğu köyde kaldıklarını belirten Sokolenko, savaşın bu kadar uzun sürebileceğini düşünmediklerini söyledi:
“Batı Ukrayna’ya gitmeye karar verdik. Çünkü oranın daha güvenli olduğunu duyduk. Çocuklarım ve birkaç aileyle bizim için ayarlanan bir eve ulaştık. Burada 2 ay kaldık. Bu kadar uzun süre olacağını hiç tahmin edemedik. Keşke yanımıza daha çok eşya alsaydık. Savaş hemen biter sanıyorduk. Düşündüğümüz gibi olmadı. Ukrayna bombalanmaya ve insanlar ölmeye devam ediyordu”
EVLERİNE FÜZE ATILDI
Yakın mesafeden savaş uçaklarına tanık olmanın ve sürekli yer değiştirmenin korkutucu olduğunu ifade eden Sokolenko, “Gördüklerim karşısında dehşete kapıldım. Ölüme ve çaresizliğe çok yakın hissediyordum. Bizim oturduğumuz apartmanın yanındaki eve füze atıldı. Yani 24’ünde biz o evden kaçtık, 25’inde ise ev tamamen yok olmuştu” diye konuştu.
On aylık süreç içinde umutlarını bir kez olsun kaybetmediklerini söylüyor Sokolenko. Yaşadıkları yorucu ve zorlu yolculuğu ise şöyle özetliyor:
“Savaş akşamı 1 saatlik yolu 7 saatte geldik. Bir köye geldik. Evlerimizin füzelerle yok edildiğine tanık olduk. Sonra Batı Ukrayna’ya ulaştık. Buradan da Romanya sınırında 1 gece geçirdik. 24 saat sanki 24 yıl gibiydi. Her an tepemizde uçan savaş uçakları ve kaos ortamı hepimizi tedirgin etti.”
YAĞMUR SUYU TOPLADIK
Sokolenko, altyapı tesislerine verilen zarardan dolayı ülke genelinde elektrik ve su kesintilerinin yaşandığına anlatıyor:
“Savaş başladıktan sonra 2 ay hiçbir şekilde elektrik ve su yoktu. Yağmur suyu topladık. 2 aydan sonra su borularını nehire bağladılar. Böylece su ihtiyaçlarını karşılamak için nehirden su almaya başladılar. Ancak nehirdeki su pisti ve yıkanmak veya içmek çok tehlikeliydi. Şimdi yavaş yavaş para topladılar. Bir filtre sistemi entegre edildi. Ancak alt yapı o kadar bombalanmış ki su sistemi bağlanamıyor. Yeniden yapmak gerekiyor.”
Ukraynalı erkeklerin bazı istisnalar dışında ülkeyi terk etmelerinin yasak olduğunu söyleyen Sokolenko, “Eşim Ukrayna havayolu şirketlerinden birinde uçuş personeli olarak çalışıyor. Bu nedenle geçici olarak çıkış yapabildi. Ancak sık sık Kiev’e gitmek zorundaydı. Bu nedenle 5 Mart’ta Türkiye’ye gelmeye karar verdik ve Kuşadası’nda bir akrabamızın yanına sığındık” dedi.
EŞİ KİEV’E GERİ DÖNMEK ZORUNDA KALDI
Anastasiya Sokolenko 3 çocuğuyla birlikte, zorlu bir süreçten geçtiklerini, eşinin Kiev’e geri dönmek zorunda kaldığını anlatıyor. Sokolenko, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde savaşın izlerini unutmaya çalıştıklarını söylüyor. Ukraynalıların bu süreçte büyük bir dayanışma sergilediğini vurguluyor.
Aylardır devam eden işgal ve çatışmalardan dolayı ağır bir dönemden geçtiklerini hatırlatan Sokolenko, “Kuşadası turistik bir yer. Kimse 3 çocuklu tek bir kadına ev vermek istemiyor. Çok zor bir durum. Sonunda kirası 5.000 TL’ye bir ev bulabildim. Kirayı eşim ödüyor ama o da para göndermekte zorlanıyor. Çünkü orada da yeterince maaş ödenmiyor.” ifadelerini kullandı.
Bu süreçte çocuklarının çoğunlukla evde vakit geçirdiğini belirten Sokolenko, “7 yaşında olan büyük oğlum online olarak Ukrayna’dan eğitim alıyor. Resmi olarak çalışamıyoruz. Manikür, pedikür, ev temizliği gibi işlere gitmem de imkansız çünkü 1 yaşındaki bebeğime bakmam gerekiyor. Savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz” diye konuştu.
ANNESİNİ TEKRAR GÖREMEMEKTEN KORKUYOR
Anastasiya Sokolenko’nın annesi hala Ukrayna’nın Nikolaev şehrinde. Sokolenko, Nikolaev şehrinin her gün bombalandığını ve annesini tekrar görememekten korktuğunu anlatıyor.
Sokolenko, “Nikolaev’ de ne hastane kaldı ne market. İnsanlar orada çok kötü durumda. Her gün bombalanmaya devam ediyor. Annemi tekrar görememekten korkuyorum. Eski güzel günlerimizi özlüyorum. Nikolaev çok büyük bir şehirdi. Çok sayıda fabrikalar vardı. Modern ve güzel bir şehirdi. Şimdi geriye yıkık dökük binalar, kırılmış pencereler ve acı dolu hikayeler kaldı.” diyor.