En sık görülen üç depresyon çeşidinden biri olan lohusalık depresyonu doğum sonrasında gerçekleşen ve lohusa hüznünden farklı bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir depresyon türü. Pospartum depresyonu olarak tanımlanan doğum sonrası depresyon ile ilgili merak edilen soruları Psikiyatri Uzmanı Dr. Sena Güneytepe yanıtladı.
Doğum sonrası ortaya çıkan lohusalık depresyonu, kadının yaşam kalitesini düşürüyor. Doğumdan sonraki ilk 2-4 haftada belirtileri ortaya çıkan ve 12’inci aya kadar devam edebilen lohusalık depresyonuna zamanında müdahale edilmesinin önemine işaret eden uzmanlar, kişinin depresyon geçmişi, birden fazla çocuğa sahip olma, plansız gebelik, eşle olumsuz ilişki gibi risk faktörlerine dikkat çekiyor.
Anne ile bebeği arasında emzirmenin eşsiz bir bağ kurulmasını sağladığına dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Op. Dr. Arzu Kublay, “Anne sütü, bebeğiniz için adeta koruyucu bir kalkan gibidir. Bağışıklığını güçlendirir, şekillendirir; bebeğinizin gelecekte sağlıklı bir birey olmasını sağlar. Bebeğiniz için doğal bir antibiyotiktir” dedi.
Lohusalık döneminde yeni annelerin üzgün, endişeli veya yorgun hissetmesi oldukça yaygın bir durumdur. Yeni annelerin yüzde 80'ininde doğumdan hemen sonra görülür ve birkaç hafta ya da daha da uzun sürebilir. Lohusa depresyonu dikkate alınmadığı zaman tüm aileyi etkileyen bir dönemin kapılarını aralayacağını belirten Uzman Klinik Psikolog Başak Mutlu, sağlıklı iletişimin bu dönemde en önemli yardımcı olabileceğini söyledi