İkili ilişkilerde güveni zedeleyen, olumsuz etkilere yol açan yalan, ilk olarak çocukluk yıllarında başlıyor. Önce belli bir kasıt ya da art niyet içermeden başlayan "beyaz yalanlar" daha sonra sosyal hayatta sorunlara yol açıyor. Uzmanlar söylenen yalanın birine zarar verip vermemesinin değil sadece doğruluğunun kriter olarak kabul edildiğini belirtiyor. Genellikle karşıdaki kişiyi kırmamak için söylense de doğru olmayan, gerçeğe uymayan sözler, belli bir kasıt ya da art niyet içermese dahi "yalan" kapsamında değerlendiriliyor. Peki neden yalan söylüyoruz? İlk yalan ne zaman söyleniyor?
Sürekli ve gereksiz yere yalan söylemeye patolojik yalancılık adı veriliyor. Evet, bazı insanlar başkalarına göre daha fazla yalan söylüyor ancak bu her zaman zihinsel sağlık durumuna dair bir sorun olduğu anlamına gelmiyor. Ancak yalan söylemek bir hastalık haline gelmişse; kişi sadece dikkat çekmek adına olayları büyütmeye, saptırmaya ve/veya aslında hiç gereği yokkken bile basit şeyler hakkında yalan söylemeye başladıysa, bu "mitomani" olarak adlandırılıyor. Ancak mitomani antisosyal, narsisistik ve histrionik kişilik bozuklukları dahil olmak üzere çeşitli kişilik bozukluğunun bir belirtisi olarak görülüyor. Yani yalan söylemek, aslında başka tek başına bir hastalık değil, başka psikiyatrik hastalıkların bir uzantısı.