Çekimleri 4 haftada tamamlanan, Müfit Can Saçıntı'nın yönetmenliğini üstlendiği film, evlilik hazırlığı yapan "Ferhat" ve "Aslıhan"ın yaşadıklarını anlatıyor
Yönetmen koltuğuna Müfit Can Saçıntı'nın oturduğu aile komedisi "Babamın Ceketi" filminin çekimleri sona erdi.
Yapımcılığını Hann Medya'nın üstlendiği film için 3 ay karate ve silah tutma eğitimi alan başrol oyuncusu Mert Turak, AA muhabirine yaptığı açıklamada "Ferhat" karakterini canlandırdığını belirterek, "Bu hikayede kendisini seven insanları sonradan anlayan, ona değer veren insanların sonradan farkına varan Ferhat'ı oynuyorum. Filmimizin böyle bir dramatik ya da trajikomik bir yanı var." dedi.
Turak, filmin hem festival hem drama hem romantik komedi hem de belgesel filmi olduğunu aktararak, herkese dokunan bir film olduğunu söyledi.
Son dönemde tartışılan komedi filmlerindeki espri düzeylerine de değinen Turak, "Böyle edepli, namuslu komedi filmi de olur tabii. Neden olmasın? Her şey mi belden aşağı olacak yani? Hayır. Böyle de yapılabilir. Müfit ağabey de bunu çok güzel yazmış. (Bu film) Komedide, hayatta, ilişkide, aşkta, anne ve baba ilişkilerinde yitirdiğimiz birçok şeyi hatırlatıyor. Bence değerli bir iş." değerlendirmesinde bulundu.
Dragos, Kadıköy Boğa, Yeldeğirmeni, Altıyol ve Şile Ağva'da gerçekleşen çekimlerin çok keyifli olduğunu kaydeden Turak, "İnançlı biriyimdir. Burada hemen kendimi bıraktım, teslim oldum. İyi bir iş oldu. Bugün de Ağva'da güzel bir final yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Oyuncu Turak, tiyatro ve sinema oyunculuğu arasındaki farktan da bahsederek, şu bilgileri verdi:
"Bugünlerde yeni konservatuvar mezunu çocuklarla da sık sık konuşuyoruz. 3 yıl önce olsa, 'Er meydanı tiyatrodur. Önce o var.' diye cevaplayabilirdim. Er meydanı tiyatro ama neye ve kime göre? Başlayıp 1,5 saatte bitiyor. Gel de bir filmde rol devamlılığını tut. Filmin son sahnesini ilk gün çekebilirsin. Koşullar ve hava şartları ona el verebilir. O anlamda er meydanı evet tiyatrodur ama sinemada da kaşınızı, gözünüzü, mimiğinizi hesaplamanız gerek. Bütün bunların başka bir konsantrasyonu var. Bu benim birazcık yeni yeni ayıldığım bir durum. Bütün filmi ve filmin performansını düşündüğünüzde tiyatrodan gelmenin yararları muhakkak var. Bizim işimiz hep en iyiyi aramak olduğu için tabii ki er meydanı tiyatrodur ama sinemanın başka bir dili var."
"BİZ ÇALIŞIRKEN EĞLENİYORUZ"
Oyuncu Erkan Can da çok güzel, yumuşacık ve naif bir senaryo olduğunun altını çizerek, "Bu filmin, senaryonun birçok şeye ufak dokunuşları, göndermeleri var. Onlar da hep filmin içinde var. Bunlar hep çok tatlı, güzel, naif bir şekilde gidiyor. Benim karakterim, filmdeki kızın babası. Laz bir adam. İyi bir baba. Kızını dinleyen, kızıyla paylaşan, dertleşen ve çare arayan bir baba. Bütün babalar öyledir aslında ama biz bu filmde bunun altını biraz daha çiziyoruz." diye konuştu.
Çekimler için kurulan setin hep eğlenceli olduğunu dile getiren Can, şunları kaydetti:
"Biz çalışırken eğleniyoruz. Bu bir eğlence. Kameranın kurulması, role hazırlanmak, prova yapmak, sufle almak, bunlar hep eğlence bizim için. Biz bunu severek yapıyoruz. Severek olmazsa olmuyor. Zaten o zaman yorgunluk oluyor. Bu setin çalışması, burada, konunun içinde olmak bizim eğlencemiz. O yüzden fazla uzağa ayrılmayız biz. Bu bizi eğlendirir. Aralarda tabii makaramızı yapıyoruz. Gırgır, şamata oluyor. 'Hazır' denildiği zaman da düzenli bir şekilde çalışıyoruz. Yoksa gitmez."
Can, kendisine gelen senaryolar içinde seçici davrandığına vurgu yaparak, "Filmin tamamı, bütünü ne anlatıyor? Nasıl bir senaryo, hikayesi nasıl? Hikayesi güzelse tamam diyorsun. İlk okumada içinden tamam diyorsan, o oluyor zaten. Kalbinin sesini dinle diyorlar ya onun gibi bir şey. Bir hikayenin duygusu okurken oyuncuya geçiyor." diye konuştu.
"HİÇBİR ŞEYİ KARİKATÜRİZE ETMİYOR"
Filmdeki "Aslıhan" karakterini canlandıran Elif Nur Kerkük de senaryoyu ilk okuduğunda çok gerçek ve sıcak bir öyküyle karşılaştığını söyleyerek, "Özellikle iki tarafın da babasıyla olan ilişkisi ve onun üzerinden akan hikaye beni çok etkilemişti." dedi.
Kerkük, komedi filmi olmasına rağmen hiçbir şeyi karikatürize etmediğine dikkati çekerek, "Çok sıcak bir film çıkacak hissiyatındayım. Senaryoyu okurken içimde çok sıcak hisler uyandırmıştı. Çekerken onları tekrar tekrar yaşadım. Muhtemelen izlerken de yaşayacağım. Tüm izleyiciler de bence aynı şeyi yaşayacaktır. Çünkü çok sıcak bir film oldu." ifadelerini kullandı.
Oyuncu Ünal Yeter de filmde Ferhat'ın en iyi arkadaşını canlandırdığını kaydederek, "Onun için her şeyi yapabilecek dürüst, biraz naif, saf bir çocuk ama Ferhat'ın en iyi arkadaşı. Adı da Penguen Ersin. Sürekli siyah beyaz giyiniyor olmasından ve biraz penguen gibi yürümesinden kaynaklanıyor." dedi.
Son dönemde aile filmlerinin arttığına da dikkati çeken Yeter, şöyle konuştu:
"Aile filmlerine dönüş olması gayet doğal çünkü toplumda ne tür duygular eksikse o tür filmler izliyoruz. Aileyle, bir arada olmak, arkadaşlık ve ne olursa olsun yan yana durmak çok azaldı. Bu tür duygular da çok azaldı. O yüzden beyaz perdede bu tür duyguları izlemek seyircinin de hoşuna gidiyor."
Yeter, Müfit Can Saçıntı'nın naif filmleri olan bir yönetmen olduğuna işaret ederek, sette de çok tatlı dilli olduğunu ve beğenmediği bir şey olduğunda bunu tatlı bir dille ifade ettiğini dile getirdi.
Çekimleri 4 haftada tamamlanan film, evlilik hazırlığı yapan "Ferhat" ve "Aslıhan"ın yaşadıklarını anlatıyor.
Filmde Ayşen Gruda, Suat Sungur ve Yalçın Menteş gibi usta isimler ile Müfit Can Saçıntı, Mert Turak, Erkan Can, Elif Nur Kerkük, Banu Manioğlu, Ahmet Arıman, Tuncay Akça, Sami Aksu, Ünal Yeter ve Uğur Demirpehlivan rol aldı.
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 46. Sayısı Bu Pazar Bayilerde!
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!