Franz Kafka sözleri, üzerinden yıllar geçse bile anlamını ve etkisini korumaya devam ediyor. Dönüşüm ve Dava simli kitapların yazarı Franz Kafka, 20. yüz yılın en önemli edebiyat figürlerinden biri olarak görülüyor. İşte, sosyal medyada paylaşmak için resimli, anlamlı ve kısa Franz Kafka sözleri…
13 Temmuz 2021 , Salı 17:26
Franz Kafka eserlerinde dışavurumculuğu tercih etmiş ve konu olarak sadece aşkı değil, tüm duygu ve düşünceleri yansıtmıştır. Prag doğumlu yazarın ünü tüm dünyayı sararken, resimli, kısa ve anlamlı Franz Kafka sözleri bugün bile en çok aranan sözler arasında ilk sıralara oturmuştur…
Haberin Devamı
RESİMLİ, ANLAMLI VE KISA FRANZ KAFKA SÖZLERİ
- Ama bütün dumanların altında ateş vardır.
- Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?”
- Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum; tek istediğim, yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.
- Seninle dünya arasındaki bir kavgada dünya üzerine bahse gir.
- Dalgaların bir su damlasını kaldırıp kıyıya atması, denizdeki ezeli dalgalanma olayını asla engellemez; hatta denizdeki dalgalanma, kıyıya atılan damlaya borçludur varlığını.
- Dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş, insanlarmış.
- Son gün de ilk günkü gibi beklerim, severim Milena
- Her şeyim tastamam. Sadece bir daha kendime ihtiyacım var.
- Olmamasına razıyım. Oluyormuş gibi olmasını ister.
- Geçti artık, şimdi yalnız kendi hastalığımı, kendi esenliğimle düşünüyorum, ama ikisi de sen demeksin.
- Avunacak bir şeylerde bulamıyorum gözlerinde artık.
- En kötü şey öldürmeyen acılardır.
- Benim yalnızlığım insanlarla dolu...
- Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan.
- "Her şey olması gerektiği gibi: Üzüntülü ve ağır..."
- Gerçek düşmandan sınırsız bir cesaret akar içinize.
- Belki bir şeylere sahipsin, ama kendi varlığın yok savına verdiği cevap, bir titreme ve yürek çarpıntısı oldu sadece.
- Bence istediğin zaman yalnız kalabilmek mutluluğun en önemli nedenlerinden biridir.
- Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır.
- Kötüye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.
- Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
- Yasama başladığın anda iki görev; sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığın anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
- Kıyamet günü’nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdandır; aslında o bir tür sıkıyönetim mahkemesidir.
- Kötü’nün ondan bir şeyler gizleyebileceğinize inanmanızı sağlamasına izin vermeyin.
- Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?
- İnsanlar sabırsız oldukları için cennetten kovuldular, tembel oldukları için geri dönemiyorlar.
- Sanatımız, gözümüzün gerçek’le kamaşmasıdır. Geri geri kaçan ucube maskelere vuran ışıktır gerçek, başka bir şey değil.
- Giyotin gibi bir inanç. Onun kadar ağır, onun kadar hafif.
- Sonsuzluk olsam bile kendimin içinde çok darım.
FRANZ KAFKA, DAVA VE DÖNÜŞÜM KİTAPLARINDAN ALINTI SÖZLERİ
- Bu dünya için koşumlarını takınman gülünç.
- Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik yani eylemsizliktir; ikincisi başlangıç yani eylemdir.
- Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de insani çelmelemek içindir sanki.
- Bir merdivenin üzerine basılmaktan yeterince çukurlaşmamış basamağı, basamağın kendi açısından, işsiz çakılmış bir tahta parçasıdır yalnız.
- En kötüsü de sahip olmadığın şeylere ait olmandır.
- Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
- Alelacele koşup yaşama sığınmıyorsa insan, yaşamdan zevk alabilir mi?
- Seninle dünya arasındaki bir kavgada dünya üzerine bahse gir.
- Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey ciddi değildir aslında…
- Bir topluluğu kontrol etmek, bireyi kontrol etmekten kolaydır.
- Umut olmasına var. Sınırsız denecek kadar çok umut var. Ama bizim için değil.
- Aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak, seni görerek.
- ''Ot gibi yaşamaktansa, uykusuz kalmak daha iyi.''
- Her şey bir aldatmacadır: en az yanılmaya bakmak, normal ölçüler içinde kalmak, en aşırının peşinden gitmek.
- Kendimden başka hiçbir eksiğim yok.
- Dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.
- Sanatımız, gözümüzün gerçekle kamaşmasıdır. Geri geri kaçan ucube maskelere vuran ışıktır gerçek, başka bir şey değil.
- Eğer bir hedefiniz varsa ama ona ulaşma yolunu göremiyorsanız, o yolun adı ‘tereddüt ‘tür.
- Kötü’ye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.
- Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı anlayamıyordum, şimdiyse soru sorabileceğime nasıl inanabildiğimi anlayamıyorum. ama gerçekte inanmıyordum ki, soruyorum sadece.
- Kargalar, bir tek karganın göğü yok edebileceğini ileri sürer. Ona kuşku yok; ama göklerin kulağı duymaz böyle bir savı, çünkü gökler kargaların yokluğu demektir.
- Bir kafes, kuş aramaya çıkmış.
- Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?
- Değersizdim, mahkum edilmiş, çiğnenmiştim, başka bir yere kaçmak için büyük çaba gösteriyordum gerçi, ama bu bir iş değildi, çünkü sahip olduğum güçlerle ulaşamayacağım, imkansız bir şeydi söz konusu olan.
- Belki bir şeylere sahipsin, ama kendi varlığın yok savına verdiği cevap, bir titreme ve yürek çarpıntısı oldu sadece.
- Bu değerbilmezliğe, dünyanın değerbilmez oluşuna karşı koymak mümkün değildi.
- Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum; tek istediğim, yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.
- Seninle dünya arasındaki bir kavgada dünya üzerine bahse gir.
- Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır.
- İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir.
- Şüphe edenin şüphesini, inananın inancını besler bu...
- Kötüye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.
- Dünyanın acılarından uzak tutabilirsin kendini, bu sana kalmış olup doğana uyar, ama tam olarak bu uzak duruş belki kaçınabileceğin yegane acıdır.
- ...ben olduğum halimle, senin eğitiminin ve kendi itaatkarlığımın bir sonucuyum (temel yapım ve hayatın etkileri dışında tabii).
- Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
- Kötü'nün elindeki en ayartıcı silah, savaşa çağrıdır. Kadınlarla yapılan savaşa benzer, ki sonu yatakta biter.
- Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Bu noktaya erişmek de gerekir.
- Yasama başladığın anda iki görev; sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığın anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
- Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
- Bürokrat için insanca ilişkiler değil, yalnızca nesne ilişkileri vardır. İnsan evrağa dönüşür. Evrağa verilen sayı ile belirgin kılınan, ölmüş bir varlık olarak evrağın akışına girer. Bu varlık, şahsen çağrılığı zaman bile bir kişi değil, yalnızca ‘olay’dır. ‘Konu’ ile ilgili olmayan ne varsa akıp gitmiştir. Resmi dairelerin koridorları aşağılanma kokar. Sigara içmek kesinlikle yasaktır. Bu yasağın kapsamına soluk almak da girer. Buna karşılık yürek çarpıntısına izin vardır, dahası çarpıntı olması istenen bir şeydir. Her türlü ümit uçup gider. Kapıdan kapıya gönderilen kişiye suçluluk duygusu aşılanır. Buraya giren, yalnızca bir vizite kağıdı ya da pasaportunun uzatılmasını istese biIe kendini suçIu duyumsar. En iyi olasılıkla bir dilek sahibidir, aslında ise suçludur.
- "Ölen bir insanın ardından, bir an için yeryüzüne yararlı bir sessizlik çöker; dünya üzerindeki uğraşlar bitmiş, gelecek ölümü beklemekten kurtulunmuş, sanki bir yanlışlık telafi edilmiştir..."
- Düşünceleri fazla dikkate almamalısın. Yazı değişmez, düşünceler ise çoğu kez sadece yazı karşısındaki aczin ifadesidir.
- Yalnızca aptal oldukları için bu denli kendilerinden emin konuşabiliyorlar. Dengim olan bir insanla konuşacağım birkaç sözcük, her şeyi bunlarla yapılacak en uzun konuşmalarla karşılaştırılamayacak ölçüde aydınlatacaktır.
- Belirli bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte bu noktaya erişmek gerekir.
- Her ne kadar onun ufak bedeninin özel bir hassasiyete sahip olduğunu itiraf ediyor olsam da, biz, işçilerden oluşan bir halkız ve Josephine bizden biri. Eğer bedenimizdeki çürüklere dayanarak topallamaya kalkışsaydık, bütün bir halkın topallaması asla durmazdı.
- Bu erken kalkmak yok mu, diye düşündü, insanı aptala çeviriyor.
- Neler çevirdiği bilinmeyen entrikacı bir doğa; rüzgar gibi anlamsız görünen uğraşlar içinde, uzaklardaki, yabancı birinin adına, içyüzü hiçbir zaman bilinemeyen hizmetlerin peşinde.
- Bizi sen şikayet ettiğin için cezalandırıyorlar. Eğer şikayet etmeseydin, suçumuzu bilseler de bir şey yapmazlardı bize...
- İnsan bazı anlarda çalışamayacak halde olabilir, ama bu anlar eski başarıların hatırlanması ve daha sonra, engel ortadan kaldırıldığında, insanın şüphesiz daha bir azimle ve gayretle çalışacağının düşünülmesi için de en iyi zamandır.
- Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de, insanı çelmelemek içindir sanki.
- Evlenmek, bir aile kurmak, gelecek tüm çocukları kabullenmek, onları bu güvensiz dünyada yaşatmak ve hatta biraz da yol göstermek, benim inancıma göre bir insanın başarabileceği en yüce şeydir.
FRANZ KAFKA’NIN AŞK SÖZLERİ
- Milena, sen başkaydın. Hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın!"
- Milena ne olursun beni yanlış anlama, sadece sev beni! “Sev beni Milena..! ”
- Sana yazarsam uyuyamıyorum ve bitkin oluyorum. Yazdığımda ise yaşadığım tedirginlik ve korku beni çatlatıyor.
- Yine de gönderiyorum sana merhabamı, ne olur ki. Gerekirse kapının önünde düşüversin yere, belki daha da güçlenerek kalkar.
- Odanda seni her gün gören dolap olsaydım keşke. Koltukta oturuşunu, mektup yazışını, yatmanı, uykuya dalmanı seyrederdim. Ama iyi ki de değilim, çünkü son günlerde çektiğin acıları, Viyana'dan ayrılışını izleseydim kederden yere yıkılırdım.
- Kapımın eşiğinden atılan mektuplarının üzerinden atlıyorum her gün. Açmıyorum, okumuyorum. Daha fazla özleyeyim diye.
- Kıskanmıyorum sanma, hayır kıskanmıyorum, ama ya dünya çok küçük, ya biz çok iriyiz, sığamıyoruz. Hem kıskandığım kim ki!
- Geceyi uyku yerine mektuplarınla geçirdim. Her gün yazışmak, güçlendirecek yerde güçsüz kılıyor insanı. Eskiden bir solukta içerdim mektuplarını. Fakat şu an mektubunu okurken dudağımı kemiriyorum, şakaklarımın ezildiğini duyuyorum. Buna da boyun eğebilirim ama yokluğuna asla… “ Sev beni Milena..! ”
- Sanki bir hafta boyunca hiç ara vermeden bir taşa çivi çakmakla görevlendirilmişim gibi; üstelik işçi de çivi de bizzat benim. Milena!
- “Ya hep ya hiç” sözü ne kadar büyük bir söz. Sen de ya benimsin ya değilsin. Benimsen eğer hiç mesele yok her şey yolunda demektir. Ama benim değilsen hiçbir şey yok demektir. Farkındayım bir insana böylesine bağlanmak yağılığın da ötesi bir şey. işte bu yüzden aklıma bu düşünce geldiğinde durmadan bir korku çöküyor yüreğime…
- Neler çevirdiği bilinmeyen entrikacı bir doğa; rüzgar gibi anlamsız görünen uğraşlar içinde, uzaklardaki, yabancı birinin adına, içyüzü hiçbir zaman bilinemeyen hizmetlerin peşinde.
- “Bu gecede sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta! Benim mutluluğum sende erimektedir.”
- Belirli bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte bu noktaya erişmek gerekir.
- Bu erken kalkmak yok mu, diye düşündü, insanı aptala çeviriyor.
- Evet sen temelde iyi kalpli yumuşak bir insansın, ama her çocuk o iyiliği bulana kadar arayacak sabır ve korkusuzluğa sahip değildir.
- "Ah, Milena! Gece çöktü yine; Boş bir karanlıkla boş bir beyaz kağıdı öpmek aynı şey sanki, ama yalnızlığa da alıştım, karanlığa da."
- İnsan bazı anlarda çalışamayacak halde olabilir, ama bu anlar eski başarıların hatırlanması ve daha sonra, engel ortadan kaldırıldığında, insanın şüphesiz daha bir azimle ve gayretle çalışacağının düşünülmesi için de en iyi zamandır.
- Yüreğimin kuytusunda birazcık küslük bulunsun size karşı dengeyi sağlar.
- Senin başkalarına karşı beslediğin kuşku bile, benim kendime yönelik kuşkumdan daha büyük değil, beni sen böyle eğittin.
- İki saattir kanepede uzanmış yatıyorum ve bu süre boyunca senden başka hiçbir şey düşünmedim...
- Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki Milena. Bazen düşünüyorum da eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti. Ama ben aksine mutluluk sayesinde tekrar hayata döndüm.
- Senin için masumiyet olan şey, benim için suç olabilir ya da tersi; sende hiçbir etki yaratmayan şey, benim mezarım olabilir.
- Evet seviyorum seni anlayışı kıt kız, için rahat etti mi? Koca deniz dibindeki küçücük taşı nasıl severse benim de sevgim öylesine yığılıyor üstüne. Tanrı isterse o küçük taş ben olurum bir gün.
- Bu değerbilmezliğe, dünyanın değerbilmez oluşuna karşı koymak mümkün değildi.
- Milena, aslında mesele o değil; sen benim için bir kadın değil, bir kız çocuğusun, senden daha safını görmedim, sana elimi uzatmaya cesaret edemem küçük kız; bu kirli, titrek, pençeyi andıran, dengesiz, kararsız, soğuk soğuk terleyen eli...
- Dünyanın acılarından uzak tutabilirsin kendini, bu sana kalmış olup doğana uyar, ama tam olarak bu uzak duruş belki kaçınabileceğin yegane acıdır.
- Şu duygu: "Burada demirlemeyeceğim" ve anında kabarıp coşan ve insanı sarmalayan dalgaları hissediş.
- Yani eğer dünya yalnızca senden ve benden ibaretse, ki yakın olduğum bir düşünceydi bu, o zaman bu dünyanın arınmışlığı seninle sona eriyor ve senin öğüdün sayesinde benimle kirlilik başlıyordu.
- Yaşama becerisinden yoksunsun; ama hayata rahatça, kaygısızca ve kendini suçlamadan yerleşebilmek için, tüm yaşama becerini elinden aldığımı ve kendi cebime koyduğumu kanıtlıyorsun.
- Evlenmek, bir aile kurmak, gelecek tüm çocukları kabullenmek, onları bu güvensiz dünyada yaşatmak ve hatta biraz da yol göstermek, benim inancıma göre bir insanın başarabileceği en yüce şeydir.
- Yine de gönderiyorum sana merhabamı, ne olur ki. Gerekirse kapının önünde düşüversin yere, belki daha da güçlenerek kalkar.
- Sana yazarsam uyuyamıyorum ve bitkin oluyorum. Yazdığımda ise yaşadığım tedirginlik ve korku beni çatlatıyor.
- Odanda seni her gün gören dolap olsaydım keşke. Koltukta oturuşunu, mektup yazışını, yatmanı, uykuya dalmanı seyrederdim. Ama iyi ki de değilim, çünkü son günlerde çektiğin acıları, Viyana'dan ayrılışını izleseydim kederden yere yıkılırdım.
- Kıskanmıyorum sanma, hayır kıskanmıyorum, ama ya dünya çok küçük, ya biz çok iriyiz, sığamıyoruz. Hem kıskandığım kim ki!
- Geceyi uyku yerine mektuplarınla geçirdim. Her gün yazışmak, güçlendirecek yerde güçsüz kılıyor insanı. Eskiden bir solukta içerdim mektuplarını. Fakat şu an mektubunu okurken dudağımı kemiriyorum, şakaklarımın ezildiğini duyuyorum. Buna da boyun eğebilirim ama yokluğuna asla…
- “Bu gecede sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta! Benim mutluluğum sende erimektedir.”
- “Ya hep ya hiç” sözü ne kadar büyük bir söz. Sen de ya benimsin ya değilsin. Benimsen eğer hiç mesele yok her şey yolunda demektir. Ama benim değilsen hiçbir şey yok demektir. Farkındayım bir insana böylesine bağlanmak bayağılığın da ötesi bir şey. işte bu yüzden aklıma bu düşünce geldiğinde durmadan bir korku çöküyor yüreğime…
- Senin başkalarına karşı beslediğin kuşku bile, benim kendime yönelik kuşkumdan daha büyük değil, beni sen böyle eğittin.
- Düşünceleri fazla dikkate almamalısın. Yazı değişmez, düşünceler ise çoğu kez sadece yazı karşısındaki aczin ifadesidir.
- Yalnızca aptal oldukları için bu denli kendilerinden emin konuşabiliyorlar. Dengim olan bir insanla konuşacağım birkaç sözcük, her şeyi bunlarla yapılacak en uzun konuşmalarla karşılaştırılamayacak ölçüde aydınlatacaktır.
- Her ne kadar onun ufak bedeninin özel bir hassasiyete sahip olduğunu itiraf ediyor olsam da, biz, işçilerden oluşan bir halkız ve Josephine bizden biri. Eğer bedenimizdeki çürüklere dayanarak topallamaya kalkışsaydık, bütün bir halkın topallaması asla durmazdı.
- Yüreğimin kuytusunda birazcık küslük bulunsun size karşı dengeyi sağlar.
- İki saattir kanepede uzanmış yatıyorum ve bu süre boyunca senden başka hiçbir şey düşünmedim...
- ''...Kalbim artık atmıyor, yalnızca çarpan bir kas yığını oldu bedenimde, söküp atmak geliyor içimden....''
- Senin için masumiyet olan şey, benim için suç olabilir ya da tersi; sende hiçbir etki yaratmayan şey, benim mezarım olabilir.
- 'Öyle zaman olur ki, odada yalnızken bile “yok oluverir” insan, bunun nedenleri çoktur, kişi yaşarken bile ölebilir. '
- Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki Milena. Bazen düşünüyorum da eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti. Ama ben aksine mutluluk sayesinde tekrar hayata döndüm.
- ”Ah! Milena, pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim..."
- Evet seviyorum seni anlayışı kıt kız, için rahat etti mi? Koca deniz dibindeki küçücük taşı nasıl severse benim de sevgim öylesine yığılıyor üstüne. Tanrı isterse o küçük taş ben olurum bir gün.
BUNLARI DA OKUYUN
- Altın Baklava Film Akademisi IX. Uluslararası Öğrenci Film Festivali'ne rekor katılım... Ödüller sahiplerini buldu
- 2024 Notre-Dame de Sion Liseliler Edebiyat Ödülü’nü Laetitia Colombani kazandı
- “Yıldız Anneler” kitabı raflarda yerini aldı
- “Akıl Hastanesinde 5 Yıl” okuyucularını gerçek bir yaşam hikayesiyle buluşturuyor
- Krepen Pasajı’nın tarihini anlatan kitap yayımlandı