Feminist görüşleri ve namus sözleriyle milyonların aklında ve kalbinde yer edinen Frida Kahlo, aşkın ve acının kadını olarak da anılıyor. Frida Kahlo sözleri, bir yandan isyanı dile getirirken, diğer yandan aşkın en acı halini gözler önüne seriyor. İşte, resimli, anlamlı ve kısa Frida Kahlo sözleri…
Resimli, anlamlı ve kısa Frida Kahlo sözleri, aşk, acı ve namus üzerine dile getirilmiş en etkili sözlerin başında geliyor. Zamanının çok ötesinde bir sanatçı olan Frida Kahlo, kocası Diego Rivera’ya duyduğu acı dolu aşkı, hem sözleriyle hem de resimleriyle anlatmıştır. İşte, Frida Kahlo’nun feminizm, aşk, acı ve namus konulu sözleri…
FRİDA KAHLO SÖZLERİ: RESİMLİ, ANLAMLI VE KISA
- Ben haklı olmak istemiyorum. Kimse benden özür de dilemesin. Beni sadece rahat bırakın. Ben sizin ne istediğini bilmeyen yanınızla savaşamam.
- Tek bir şey için ağlanmaz, birikmiştir.
- Bir gerçek varsa o da bedenime acının ilk kez o gün girmiş olduğudur” “Seni sevmeye başladığım o günden beri acı çeken bir yüreğim var”
- ''Diego, gerçek, öyle büyük ki ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne sevmek istiyorum...''
- ''Gecelerim öğüt vermiyor. Gecelerim uyanık görülen bir düş gibi seni düşünüyor.''
- Yürüyemezsem dans ederim.
- Güzellik ve çirkinlik bir seraptır. Eninde sonunda herkes içinizi görür.
- Bir gün her şey yoluna girerse, umarım hala hevesim ve istediğim kalmış olur.
- İlk aşk kedi gibi sessizce yanaştı. Onun gelişini ne gördüm ne de duydum.
- Sessizlik bir kadının en sesli ağlamasıdır. Eğer bir kadın seni görmezden gelmeye başladıysa onu çok fazla incittiğinden emin olabilirsiniz.
- Ayaklar, uçmak için kanatlarım varken sizi neden arayayım?
- Gez ve kimseye söyleme; gerçek bir aşk hikayesi yaşa, kimseye söyleme. Mutlu ol, kimseye söyleme. İnsanlar güzel şeyleri mahveder.
- Rüyaları ya da kabusları asla resmetmedim. Resmettiklerim benim kendi gerçeklerimdi.
- Aptal bir kadın olmadım ama aptal bir kadını oynamışlığım çoktur.
- Başıma gelen en iyi şey, acı çekmeye alışmaya başlamam.
- Kendi tenimden daha çok seviyorum seni.
- Acılarımı boğmaya çalıştım; ama pislikler yüzmeyi öğrendiler ve şimdi ben, bu hoş ve iyi his tarafından alt edildim.
- Yaşanan tüm saatlerden sonra. Vektörler asıl yönlerinde devam ediyor. Hiçbir şey onları durdurmuyor. Canlı histen başka bir bilgileri yok. Tek istedikleri bir yerde buluşana kadar devam etmek. Yavaşça. Büyük bir huzursuzlukla ama altın parçanın her şeye kılavuzluk ettiğine dair güvenle. Hücresel bir diziliş var. Hareket var. Işık var. Tüm merkezler aynı. Budalalık diye bir şey yok. Her zaman olduğumuz ve olacağımız gibiyiz. Aptal kadere bel bağlamıyorum”
- ''Bedenim birkaç sokağın ya da adi bir coğrafyanın bizi ayırdığını anlayamıyor. Bedenim, gecenin ortasında senin gölgeni görememekten dolayı acıdan çıldırıyor.''
FRİDA KAHLO AŞK SÖZLERİ
- ''İçimde kırk kadın, Kırkı da yabancı. Kırkı da öteki ''
- “Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.”
- Kendi portremi resmediyorum çünkü çoğunlukla yalnızım, çünkü en iyi tanıdığım insanım.
- Bu bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunları söyleyebilirim: Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim.
- Nasıl olsa umutsuz olacaksam, hiç olmazsa üretken olmalıyım.
- ''İyileşmek mi?'' dedi Frida. ''Ama ben hasta değilim ki. Kırık döküğüm. Aynı şey değil, anlıyor musunuz?''
- ''Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.''
- Bedenim beni bırakacak. Oysa ben hep o bedenin kurbanı olmuşumdur; biraz asi de olsa bir kurban işte. Biliyorum aslında birbirimizi yok edeceğiz, böylece mücadele sonunda ortaya hiç bir galip çıkmayacak. Düşüncenin sırf hasar görmemiş olmasından ötürü, tenden oluşan öteki maddeden kopabileceğini düşünmek ne hoş bir yanılsama.
- Mutluluk nedir, biliyor musun? diye sordu Frida, muzip bir bakışla. 'Sosyalizm olabilir ya da belki nirvana.'' Hayır öyle değil, şu an mutluluk nedir? ''Sıcacık öğle yemeğini getirdiğin çiçekli küçük sepet.'' Bak Diego, yine bulamadın. Şu an mutluluk, bu söylediğinin biraz daha ötesinde bir şey. Ben hamileyim. Duyuyor musun? Kurbağayla beyaz güvercin karması minik bir bebeğim olacak.
- Hep kendimi dünyanın en garip insanı olarak düşünürdüm. Fakat sonra dünyada ne kadar çok insan olduğunu düşünmeye başladım. Bu kadar çok insan arasında elbet benim gibi biri olmalıydı, kendini benzer yönlerden tuhaf ve kusurlu hisseden. Sonra onu hayal etmeye başladım. Bir yerlerde oturmuş onun da beni düşünüyor olduğunu hayal ettim. Yani eğer bir yerlerdeysen ve bunu okuyorsan ve bunu biliyorsan, evet, bu doğru ben buradayım ve en az senin kadar garibim.
FRİDA KAHLO'DAN DİEGO'YA MEKTUPLAR
Diego’m için.
Dünyalara sessizce hayat verenim, en önemlisi yanılsama olmaması. Gün doğumları, dost kırmızılar, büyük maviler, yaprak dolu eller, gürültücü kuşlar, saçta parmaklar, güvercin yuvaları, insanın mücadelesine dair ender bir kavrayış, saçma şarkının basitliği, kalbimdeki rüzgarın budalalığı = uyak yapma kızım = antik Meksika’nın tatlı çikolatası, ağızdan gelen kanda kopan fırtına – kasılma, alamet, kahkaha ve incinin saf dişten iğneleri, Temmuzun yedisinde bir hediye, istiyorum, alıyorum, şarkı söylüyorum, söyledim, bundan böyle bizim büyümüzün şarkısını söyleyeceğim – aşkımızı.
Diego.
Gerçek, öyle büyük ki, ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne sevmek istiyorum. Kendimi tuzağa düşmüş hissetmek, hiç kan korkusu olmadan, zamanın ve büyünün dışında, senin kendi korkunun ve büyük ıstırabının içinde, ve kalbinin atışında. Tüm bu deliliği senden isteseydim, biliyorum sessizliğinde sadece karmaşa olurdu. Bu saçmalıkta senden şiddet istiyorum ve sen, sen bana incelik veriyorsun, ışığını ve sıcaklığını. Seni resmetmek isterim, ama bu şaşkınlığım içerisinde, hiç renk yok çünkü çok renk var, büyük aşkımın somut hali.
Diego’m:
Gecenin aynası. Gözlerin tenimde yeşil kılıçlar. Ellerimizin arasında dalgalar. Tamamın seslerle dolu bir boşlukta – gölgede ve ışıkta. Sana rengi yakalayan OKZOKROM dediler. Bana KROMOFOR – renk veren. Sen sayıların tüm kombinasyonlarısın. Hayat. Dileğim çizgileri şekilleri tonları hareketi anlamak. Sen gerçekleştiriyorsun ve ben alıyorum. Sözün boşlukta seyahat edip benim yıldızlarım olan hücrelerime ulaşıyor, sonra senin hücrelerine gidiyor ki onlar da benim ışığım.
Diego:
Hiçbir şey ellerinle kıyaslanamaz, hiçbir şey gözlerinin altın-yeşili gibi değil. Vücudum günlerdir seninle dolu. Sen gecenin aynasısın. Şiddetli bir şimşek çakışı. Toprağın nemi. Koltuk altlarının oyuğu benim sığınağım. Parmaklarım kanına değiyor. Tüm sevincim çiçek-çeşmenden fışkıran hayatı hissetmek ve sana ait tüm sinir yollarımı bununla doldurmak.
Senden niye vazgeçtim Diego!
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden "sen" olduğun için vazgeçtim.
Bencil olduğun için vazgeçtim.
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de