Google, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Türk roman, öykü ve oyun yazarı Oğuz Atay'ın 86'ncı doğum gününe özel doodle yaptı. Ünlü yazarın hayatı ve eserleri ise merak konusu oldu. İşte Oğuz Atay'ın hayatı ve eserleri...
‘Tutunamayanlar’, ‘Tehlikeli Oyunlar’, ‘Bir Bilim Adamının Romanı’ ve ‘Korkuyu Beklerken’ gibi Türk edebiyatında çığır açan kitapların yazarı Oğuz Atay, bundan 86 yıl önce Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde doğdu. Arama motoru Google ise, Oğuz Atay'ın 86'ncı doğum yılına özel doodle hazırladı.
Oğuz Atay ağır ceza yargıcı ve CHP vekili Cemil Atay'ın oğlu olarak, 12 Ekim 1934'te Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde dünyaya geldi.
İlk ve ortaokulu Ankara'da okudu. 1951'de, bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif Koleji'ni, 1957'de İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ni bitirdi. Askerliğini 1957-59 arasında yaptıktan sonra tamir ve kontrol elemanı olarak Kadıköy Vapur İskelesi'nin yapımında çalıştı. Görevinden istifa ettikten sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. 1975'te doçent olan Atay, 'Topografya' adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayımlandı.Tutunamayanlar'ın 1971-72'de yayımlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü'nü kazandı.
Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamadı
Atay'ın büyük etki yaratan eseri 'Tutunamayanlar'ı 1973'te yayımladığı 'Tehlikeli Oyunlar' adlı ikinci romanı izledi. Hikâyelerini 'Korkuyu Beklerken' başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 arasında yaşamış Prof. Mustafa İnan'ın hayatı konu eden 'Bir Bilim Adamının Romanı'nı 1975 yılında yayımladı. 1973'te yayımlanan 'Oyunlarla Yaşayanlar' adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi 'Türkiye'nin Ruhu'nu yazamadan 13 Aralık 1977'de, İstanbul'da yaşamını yitirdi. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi.
Öldükten sonra 1987'de 'Günlük', 1998'de ise 'Eylembilim' adlı kitapları yayımlandı. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamayan Atay'ın kitapları ölümünden sonra büyük ilgi gördü ve defalarca basıldı. Yıldız Ecevit'in hazırladığı Oğuz Atay biyografisi 'Ben Buradayım... Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası', 2005 yılında yayınlandı.
Romanlardan sahnelere
'Korkuyu Beklerken' eseri 2008 yılında Öteki Tiyatro tarafından tiyatro oyunu olarak sahnelendi. 'Tehlikeli Oyunlar' romanı, 2009 yılında Seyyar Sahne tarafından aynı adla tiyatro oyunu olarak uyarlanarak sahnelenmeye başlandı ve hâlen sahneleniyor. 'Bir Bilim Adamının Romanı' adlı biyografik eseri de 2012 yılında 'Bir Bilim Adamının Oyunu: Mustafa İnan' adıyla Te Sahne tarafından tiyatroya uyarlanarak sahnelendi.
Eserlerinde düşle gerçeğin birbirine karışması, üstkurmacanın kurgunun ana ilkesi olması Oğuz Atay’ı postmodernist roman kategorisinde eser veren ilk Türk yazar yaptı.
Oğuz Atay, özellikle 'Tutunamayanlar' romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatır. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır.
Oğuz Atay kitapları ve eserleri
- Tutunamayanlar
- Korkuyu Beklerken
- Bir Bilim Adamının Romanı
- Tehlikeli Oyunlar
- Oyunlarla Yaşayanlar
- Günlük
- Eylembilim
Oğuz Atay sözleri
- Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?
- İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun.
- Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
- Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır.
- İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur…
- İki kadına adamak istiyorum hayatımı. Biri “erkeğim” desin bana, diğeri sadece baba.
- Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?
- Zaten senin ‘hiçin’ fesat…
- Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben.
- Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış.
- "Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi?
- Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric. Siz gerçeksiniz de ne oluyor efendimiz.
- Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.
- Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor.
- Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.
- Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum.
- Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor.
- İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir. Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir.
- Siz bilmezsiniz albayım, insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.
- Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric? O’na yazdıklarımı o’ndan başka herkes okuyor.
- Biliyor musun Olric. Artık yalnızlığı bile çok seviyorum, sırf onun eseri diye…
- Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric. Oklarımız bitene kadar efendim.
- Neden yalnızlıktan şikayetçidir ki insan. Ne yani, mutlu olması için bir sevgiliye mi muhtaçtır her zaman.
- Biliyor musun Olric, benim birçok dostum var. Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var.
- Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de