Yıllar önce çalışmak üzere girdiği şirketi, neredeyse 0’dan 100’e getiren, alanında bir numara olmasını sağlayan iş insanı Uğur Taslak, yaşadığı tecrübeleri paylaştığı "Sağlık Olsun" isimli kitabıyla okuyucusuna motivasyon ve umut aşılıyor. Daha sağlıklı, daha verimli, daha fit bir yaşam ve çok daha kaliteli bir çalışma hayatı için damıtılmış hayat tavsiyeleri veriyor. / ÖZEL
Geçtiğimiz aylarda çıkarttığı "Sağlık Olsun" kitabıyla dikkat çeken yardımsever iş insanı Uğur Taslak, başarılarının ardındaki motivasyon gücünü okuyucuyla paylaşarak birçok kişiye umut ışığı oluyor. Kitap yazma fikrinin fayda ve farkındalık yaratmak için ortaya çıktığını belirten Taslak, "şimdiye kadar tüm öğrendiklerimi ve geçtiğim tüm yolları anlatmak istedim" diyor.
“Sağlık olsun” deyişinin aslında ne kadar önemli olduğunun fark edilmesi gerektiğinin altını çizen Uğur Taslak, posta.com.tr okurları için sorularımız yanıtladı.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Bozcaadalıyım, 17 yaşında İstanbul’a geldim. İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’nü kazandım. Okulu ilk 3’te bitirdim ve master kazandım. Bu süreçte bankada çalıştım. Çalışırken eşimle tanıştım ve o sırada motorla bir kaza geçirip böbreğimi kaybettim. Sonra bankacılıkta yaşanan ekonomik nedenlerden dolayı ayrılıp, bir müşterimin şirketinde koordinatör olarak çalışmaya başladım. Sonra ortak olduk ve daha sonra şirketin tamamını alarak buraya kadar geldim.
Kitap yazma fikri nasıl oluştu?
Farkındalık yaratmak istedim… Ben tam 40 yaşından sonra İngilizce öğrendim. O yaşlarda ortağımdan ayrıldım. Gerçek anlamda, hiç bırakmamacasına spora başladım. Riskli olduğu düşünülür ama 45’den sonra dövüş sanatları ile ilgilenip, sık antremanlar yapmaya başladım. İlgi düzeyinde olan astrolojiye kişisel gelişim enstrümanı gözüyle bakmaya başladım. Ben her zaman “avcı olmak lazım” derim, avcı olmak derken, etrafımızda olup biteni yakalıyor olmak lazım. Bu düşüncemle de hiçbir şeyi kaçırmamaya dikkat ediyorum. 40’tan sonra yaşadığım bu dönüşümden ve bu bakış açısından sonra hayatımda çok şey değişti. Aklıma koyduğum her şeyi yapmaya başladım. Ne istediysem elde ettim. İnsan hedefine bilinçli bir şekilde ulaşınca söyleyecek bir şeyleri de olabiliyor. Dolayısıyla ben de şimdiye kadar tüm öğrendiklerimi, geçtiğim tüm yolları anlatmak istedim. Zaten her zaman etrafına bir şeyler katmak isteyen biri oldum. Buna ister tasavvuftan ister Maslow’dan bakın; sonuçta insanın bir katkıda bulunma ihtiyacı var. Ben de katkıda bulunma ihtiyacımı karşılamak üzere naçizane bu kitabı yazdım: Maksat sağlık olsun, iyilik yayılsın!
Hayatta istediğine ulaşmak için hangi aşamalardan geçmek gerekiyor?
Sistemli olmak ve gerekeni yapmak; sır bu. İnsan bazen düşebiliyor. Ben de kaç kere vazgeçtim; insan vazgeçmek için kendini çok kolay ikna ediyor zaten. Düştüğün zaman ise birinden destek almak, yanında sana inanan birilerinin olması çok önemli.
Bu süreçte insanı en çok baltalayan şey ne oluyor ve bu durumlarda motivasyonu kaybetmemek için ne yapmak gerekiyor?
Etrafın çok önemli, farkındalığın, kararlılığın çok önemli. Etrafındaki kişiler seni aşağı değil, hep yukarı çekecek kişiler olmalı. Hayat inişli çıkışlıdır. Ama o iniş çıkışta yaşadığın travmalar aynı zamanda çok iyi bir farkındalık fırsatıdır. Hayatta gerçekten ne istediğine çoğu zaman o anlarda karar verirsin. O nedenle travmaları dramatize edip içinde boğulmak yerine fırsata çevirmek gerek. Şimdime kadar okuduğum dinlediğim birçok uzman, “Geçmiş de yok, gelecek de; şimdi var. Şimdiyi yaşarken de geçmişteki tecrübelerin en iyi yol göstericin olacak” diyor. Tecrübelerini yanına alıp şimdiyi farkında olarak yaşarsan çok daha güçlü hissedersin.
Gözlemlerinize dayanarak; sizce insanlar en çok nerelerde hata yapıyor da hayatlarının kontrolünü kaybediyor?
Öncelikle her şey içimizde başlıyor. Önce içimizden bir şey istememiz gerekiyor. İçinizden bir şey isteyip dışarı çıkarmadığınızda aradığınızı hiçbir zaman bulamazsınız. Taksiye bindiğinizde şoför size bakar, nereye gideceğinizi öğrenmek için. Gideceğiniz yeri bilmelisiniz. Şunu söyleyebilirim ki siz bir şeylerin ihtiyacını hissettiğiniz de süreç başlıyor zaten. Ve size harekete geçmek kalıyor. İnsanlar en çok harekete geçme ve istikrar konusunda zorluk yaşıyor olabilir ama daha önce de söylediğim gibi, sır: disiplin, kararlılık ve gerekeni yapmakta gizli. Bir şeye gerçekten isteyerek; özellikle hedef koyarak ve iyi bir planlama yaparak başlayınca hayatta başarılamayacak şey yok. Bir de önemli olan kendini sevmektir. Bu her şeyin başını çeker.
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de