Onu Kargo grubunun solisti olarak tanıdık. Ardından 9 solo albüm yaptı, 10’uncusu da yolda. Koray Candemir, yeni single çalışması ‘İhtimaller’i sevenleriyle buluşturdu. Evet, çok yakışıklı ve karizmatik. Ama konu buralara gelince mütevazı ve dikkatli konuşuyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma fikri içinse “O konuda hiç kaşınmadım. Çok soğuk ve uzak geliyor” diyor. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr // #pazartesipostası
Yeni single’ınız ‘İhtimaller’, cuma günü çıktı. Şarkı da klibi de “Nerelerdeydiniz yahu” dedirtiyor…
Çok teşekkür ederim. Yaklaşık iki yıldır yeni şarkılar üzerine çalışıyorduk. ‘İhtimaller’i de Can Baydar ile yapmıştık. Aranjesinde Serkan Çeliköz’ün sihirli dokunuşları var. Baya çalıştık ama değdi. Zaten etrafımda ne kadar kaliteli müzisyen arkadaşım varsa onlarla birlikte çalıştık. Klibi de Doğan Tanyer çekti. Ortaya çıkan sonuçtan çok memnunum.
Diğer şarkılarınızı ne zaman dinleyebileceğiz?
Bir sonrakini yazın diye düşünüyorum. Sonra da eylül ayında gelir. Zaten hepsini çıkardıktan sonra bir albüm oluşturmak istiyorum. O da sanırım 2021’in başlarında olur.
Söz yazıyor, beste yapıyorsanız bir tarzınız oluşuyor
Şarkıyı dinler dinlemez “Evet, bu bir Koray Candemir şarkısı” dedim. Bu algı zamanla mı oluşuyor?
Ben bunu çoğunlukla kendi bestelerini yapan ve sözlerini yazan müzisyenlerde hissediyorum. Dolayısıyla böyle hissetmenizi anlıyorum ve hoşuma da giden bir şey. Bir de o, zamanla oturuyor. Bu benim 10’uncu stüdyo albümüm olacak.
Şarkının sözlerinde “Senin için en derin kuyularına indim kalbimin, kaç yıldır seni bekledim” diyorsunuz. Son dönemde konuşulan ‘romantizm geri dönüyor’ algısını doğrular gibi.
Valla bir ‘yeni dünya’ düzeni olacak herhalde. Bunu biz seçmedik, seçmek zorunda kaldık ama durum bu. Bunları söylemek için biraz erken olabilir ama bir şeylerin olumlu yönde değişeceğine ben de inanıyorum. Bu virüs bizi en zayıf noktamızdan vurdu. İnsan sosyal bir yaratık. Hepimiz evimize kapandık ve bu durum platonik halleri yeniden çağırmaya başlamış olabilir.
Artık karabatak gibi kaybolmayacağım
Deyim yerindeyse karabatak gibisiniz. Bir çıkıyorsunuz, sonra uzun süre kayboluyorsunuz…
Hahaha! Karabatak şahane benzetmeymiş. İlk çıktığımız yıllar, 15 sene kadar çok ortalardaydık. Sonra Kargo’dan ayrılıp Amerika’ya gittim. Orada Serkan Çelik ile bir grup kurduk, yine müzik yaptım ama o uzaklık iyi geldi bana. Çünkü döndüğümde kendimi tamamen resetlemiş hissediyordum. 2013’te yaptığım albüm Gezi dönemine denk geldi ve albümle ilgili hiçbir çalışma yapamadan yine uzaklaştım. Nadasım biraz uzun sürdü, doğru (Gülüyor). Artık uzun aralar vermeyeceğim. O karabatak halleri olmaz bir daha, paylaşmak istediğim çok şey birikti.
Eski şarkılarımdaki karanlıktan ben de sıkıldım
Şarkı sözlerinizde genellikle hava hep karanlık. Ruhunuz da biraz böyle mi?
Kendi solo albümlerim üzerinden cevap vermek isterim buna. O albümlerimde daha spiritüel sözler yazmayı seviyordum. Direkt değil de kulağını tersten göstermek gibi düşün. Seviyorum galiba o durumu. Ama hiç karanlık tınlamayan şeyler de yazıyorum aslında. Yeni gelecek şarkılar o kadar karanlık tınlamıyor bence. Sanırım o karanlıktan ben de sıkıldım.
Zaman çok hızlı geçen bir şey
Müzikte 25 yılı doldurdunuz. Bu rakam size ne ifade ediyor? Kendinizi otorite olarak görüyor musunuz artık?
Valla öncelikle “Nasıl geçti habersiz?” diyorum hahaha! Zaman cidden çok hızlı geçen bir şey. En son büyük abimin kızı 20 yaşına geldiğinde bu gerçekle yüzleştim. Yani siz ilgilenmeseniz de sayılarla, hayat onu belli noktalarda hatırlatıyor size. Deneyimle gelen bir, fazladan fikir sahibi olma durumu oluyor tabii. Ama otorite büyük bir kelime olur, onu söylemek istemem. Her zaman baştaki o amatör ruhumu korumaya da özen göstermişimdir.
Eskiden sokakta görünce bağırarak geliyorlardı, şimdi o saygıya dönüştü
Gittikçe daha karizmatik olma durumunuzu nasıl açıklayacağız peki?
Çok teşekkür ederim… Ama sanırım bunun için en çok anneme ve babama teşekkür borçluyum.
Aynaya bakınca “Evet ya şanslıyım” diyor musunuz?
Öyle bir adam değilim inan yaaa! Etrafımdan bununla ilgili bir yorum gelince geyiğini, muhabbetini yapıyoruz, gülüyoruz, o kadar. Yoksa hayatım boyunca buna takılmadım.
Sokakta o beğeniyi hissediyor musunuz?
O başlarda çok belirgin bir şeydi. İlk çıktığımızdan itibaren 10-15 yıl öyle geçti. Ama o dönemle şu an çok farklı. O zaman sosyal medya yoktu, internet bugünkü gibi kullanılmıyordu, hep bir gizem vardı hayran kitlesinde. Sokakta gördüklerinde bağırarak geliyorlardı. Zaman geçtikçe o durum saygı ve hürmete dönüyor. Ben de işin bu yanını daha çok seviyorum zaten.
Rock gruplarının hiçbir parayla ölçülemeyecek manevi bir doyumları oluyor
Bir rock star, ne kadar ön planda olursa olsun, bir pop star kadar para kazanır mı? Müzik türleri arasında, kazanılan para açısından ciddi farklar var mı?
Bu çok önemli ve ciddi bir soru. Şöyle anlatayım, bir kere rock müzik açısından bakacaksak, rock müziği dünyaya yayan şey esasında bir grup müziği olmasıdır ve o dinlediğimiz müzik, gruptaki elemanların ruhunun, kimyasının bir yansımasıdır, teklikten uzaktır. Aynı şöhrete sahip, aynı sayıda konser veren bir rock grubu düşünün, bir de pop starı. Aynı parayı kazansalar dahi o kazanılan para, grup içinde bölünüyor. Baştan böyle bir ayırım var. Diğer yandan rock gruplarının hiçbir maddi değerle ölçülemeyecek bir manevi doyumları oluyor. İnsanlar o değerin ve emeğin daha farkında oluyor. Bu da işin bambaşka bir boyutu.
Aşkın algısı zamanla değişiyor
Aşk size ne ifade ediyor?
Yaşla çok alakalı bir durum. Zaman, aşkı nasıl yaşadığını çok belirleyen bir şey. 20 yaşlarında farklı, 30’larda farklı, 40’larda farklı oluyor. O fark da çok bireysel oluyor. Kimseninki birbirine benzemiyor. Aşkın kimyamızda yaptığı değişiklikler aşağı yukarı herkeste aynı. Ama bireysel farklılıklar, yaşama şeklinizde çok belirleyici oluyor.
İnsanlar aşık olunca o insanı her şeyin önüne koyuyor genellikle. Sizde durum ne?
İşte o hiçbir zaman öyle cereyan etmedi bende. Ne ergenlikte ne daha sonra. Tamam, ergenlikte daha farklı bir göz kararması oluyor ama ben genel olarak öyle yaşamıyorum. Şimdi artık ne kadar heyecanlansam da yaşanmışlıkların getirdiği bir deneyim oluyor.
O deneyimle şu an en çok neyi önemsiyorsunuz?
Yol arkadaşlığının daha mühim olduğunu düşünüyorum mesela. Deli gibi heyecanlanmaktan daha değerli bir durum.
Evlilik çok soğuk ve uzak geliyor, o konuda hiç kaşınmadım
Evlilik kurumuna ve baba olma fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Soğuk… Soğuk ve uzak geliyor. Etrafımda gerçekten mutlu olduğuna inandığım çok arkadaşım var ve onlara saygı duyuyorum ama kendimi öyle hayal edemiyorum, asla becerebileceğimi düşünmüyorum. Büyük konuşmayayım ama hiç öyle bir istek hissetmedim şu ana kadar. Kaşınmadım yani o konuda (Gülüyor).
Tek eşliliğe inanıyor musunuz, yoksa sistemin dayattı bir şey mi sizce?
İkisi de doğru bence. İnsanın tek eşli olabileceğini düşünüyorum ama sistemin bunu dayattığı da bir gerçek. Dünya bunun üzerine kurulu. Dikkat edin, her ne kadar son yıllarda durum değişmiş gibi görünse de evlenmeden çocuk yapan çiftler hala yadırganıyor.
Nasıl bir kadın sizi etkiler?
Uzun zamandır bu sorularla karşılaşmadığım için biraz zorlanıyorum (Gülüyor). Kendi ayakları üzerinde duran ve hayatta ne yapacağını keşfetmiş kadınlar beni cezbediyor.
‘Dış görünüş önemli değil' lafı külliyen yalan
Hep denir ya “Fiziksel görüntü hiç önemli değil” diye. Siz de öyle mi bakıyorsunuz?
Yalan bunlar tabii ki ya hahaha! “Hiç önemli değil” lafı külliyen yalan. Neticede bir insanla ilgili ilk fikirlerinizi dış görünümü belirliyor. Ama şu doğru. Işık dediğimiz olay var ya… Çok güzel ya da yakışıklı olmayan birinin bir bakışı, bir özelliği oluyor ve o sizi çekiyor, aşık edebiliyor kendine. Diğer yandan dünya kadar güzel de olsanız, yakışıklı da olsanız, onun ömrü bir yıl. İyi anlaşamıyorsanız, iyi sohbet edemiyorsanız, nasıl göründüğünüzün bir anlamı kalmıyor.
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de