300’ün üstünde yeni oyunla başlayan tiyatro sezonu hız kesmeden sürüyor. Bu yıl 600’ün üzerinde yeni oyunun sahnelenmesi beklenirken salonlarda doluluk oranı yüzde 90’lara ulaştı.
Tiyatroya olan ilgi son zamanlarda hiç olmadığı kadar artmış durumda. Eskilerin ‘İki kalas bir heves’ diye bahsettiği tiyatro, bugünlerde adeta yeniden altın çağını yaşıyor. Uzun yıllardır sahneye çıkmayan tiyatro kökenli oyuncular, ‘şöhretini’ asıl olarak TV dizilerinde kazanmış isimler ya da Şener Şen, Ediz Hun, Nevra Serezli gibi ustalar seyirciyle tiyatroda buluşuyor. 2019’da 300’ün üstünde yeni oyunla başlayan tiyatro sezonu, 2020’de hız kesmeden sürüyor. ‘Tiyatrolar.com.tr’ verileri, 2020 boyunca sahnelenecek yeni oyun sayısının 600’ü geçeceğini öngörüyor.
Özel tiyatrolarda yaşanan yükselişin nedenlerini ve ünlü isimleri sahneye çeken yeni oyunları Hürriyet'ten Bahar Çuyadar derledi.
En çok ilgi gençlerden
Seyirci tarafına baktığımızda 50-60 kişilik küçük salonlardan Uniq Hall, Zorlu PSM gibi 1000 kişinin üstündeki kapasiteye sahip büyük gösteri mekânlarına, yapımcıları tatmin eden bir ilgi söz konusu. Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas, yedinci sezonları itibariyle yüzde 90 doluluk oranıyla, toplam 300 temsili, 200 bin seyirciyle buluşturdukları bilgisini veriyor. Abbas, seyirci kitlesinin yüzde 60-65 oranında gençlerden oluştuğunu söylüyor. 2020’de beşinci sezona giren Uniq Hall’ün işletmesini yapan Pangea Yapım’ın genel müdürü Sonay Yücel de Uniq Hall’de sadece geçen sezon, toplam 90 oyunda 71 bin biletli seyirciye ulaştıklarını söylüyor. Mekânın takviminde bu sezon 150 oyun var.
Ciddi artış yaşanıyor
Bugün herhangi bir TV dizisinin kadrosuna göz attığımızda, başrollerden yan karakterlere hemen hemen tüm oyuncuların bir oyunda da rol aldığını görmek mümkün. Tiyatroda, nitelik olarak tartışmaya açık olsa da nicelik anlamında ciddi bir artış yaşanıyor. Hem seyirci hem oyuncu hem de yapımcılar nezdinde bir yükseliş bu.
Tiyatro nasıl yükselişe geçti?
2010’dan sonra genç tiyatrocuların başlattığı ‘alternatif/bağımsız tiyatro’ dalgası pek çok semtte açtıkları küçük salonlar ve ele aldıkları yeni metinler, seyircinin tiyatroyla ‘barışmasının’ ilk yolunu açtı. Zorlu PSM, Uniq Hall, DasDas Sahne gibi teknik imkân ve kapasite açısından geniş mekânlar açıldı. Bu mekânlar ve sayıları artmaya başlayan yapımcılar; kadrosunda yıldız oyunculara yer veren, yüksek bütçeli oyunlar üretmeye başladı.
TV sektörünün hem içerik açısından hem ekonomik anlamda yaşadığı daralma, en popüler oyuncuların rol aldığı dizilerin dahi ömrünü kısalttı. Oyuncular yönlerini tiyatroya çevirdi. Yeni nesil yazarlar kendi oyun metinlerini yazmaya hız verdi. Hatta ünlü oyuncular, yeni kuşak yazarlara “Benim için oyun yazar mısın?” teklifiyle gitmeye başladı.
Tiyatrolar ‘söz söyleme’ açısından pek çok mecraya kıyasla özgür kalabildi. Oyuncular bu görece ‘sansürsüz’ ortamdaki yerlerini aldı. Bağımsız tiyatroların çabalarıyla ayağı tiyatroya alışmış olan seyirci, ilgisini hem bağımsız yapımlara hem de büyük prodüksiyonlara yöneltti. Kulaktan kulağa yayılan yetenekleri izlemek ve ekranlardaki yıldızları canlı canlı seyretmek arzusu, seyircinin tiyatro motivasyonunu arttırdı.
Tiyatro kazandırıyor mu?
Son dönemde sık dile getirildiği üzere, oyuncular artık tiyatrodan tatmin edici bir gelir elde edebiliyor mu? Bu sorunun iki yanıtı var:
Evet, tiyatro para kazandırıyor: Büyük prodüksiyonlarda rol alan oyuncuların temsil başı kaşeleri 1000 TL’den başlıyor.
Hayır, tiyatro para kazandırmıyor: Kendi imkânlarıyla tiyatro yapan topluluklarda oyuncu kaşeleri 100 TL’den başlıyor. Tüm tiyatrolar için geçerli olan, bilet gelirinin ortalama yüzde 30’unun vergi (KDV ve gelir vergisinin toplamı) olarak kesilmesi ve yanı sıra sıfıra yakın devlet katkısı da tiyatro üretimine vurulan en büyük kösteklerden… Seyircinin yer yer şikâyet ettiği ‘pahalı’ özel tiyatro biletleri bile (Tam biletler ortalama 60 TL’den başlıyor) bağımsız bir topluluğun ya da sahnenin; mekân kirası, kaşeler, telifler, prodüksiyon masrafları gibi temel giderlerini karşılamakta yeterli olamıyor.
Kıvanç Tatlıtuğ da sahneye çıkacak
Serenay Sarıkaya, Şükrü Özyıldız, Gökçe Bahadır, Şükran Ovalı, Songül Öden, Onur Saylak, Gonca Vuslateri, Tuba Ünsal, Okan Bayülgen, Ozan Güven gibi seyircinin beyazperdeden ve ekrandan tanıdığı oyuncuları, bir süredir sahnede izlemek mümkün. Kulislerden bir bilgi de, ekranların en popüler isimlerinden Kıvanç Tatlıtuğ’un Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yöneteceği bir oyunla sahneye çıkmaya hazırlandığı yönünde...
Bu yıl neler izleyeceğiz?
Dumrul ile Azrail
Dede Korkut’un Deli Dumrul hikâyesine Murathan Mungan’ın gözüyle bakan oyun Mustafa Avkıran’ın yönetiminde seyirciyle buluşacak.
Şubatta Uniq Hall’de.
Hayal Satıcısı
Berna Laçin, Zehra İpşiroğlu’nun yazıp Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği, tek kişilik bir kadın anlatısında.
13 Ocak, 20.30’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nde.
Toz
Zerrin Tekindor’dan, Hira Tekindor’un yönetiminde tek kişilik bir kadın oyunu. Son dönemin etkili kalemlerinden Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı ‘Toz’ kadınlara, annelere ve kızlarına, ev içlerine dair, kalplere yerleşmeye aday bir oyun…
Keşanlı Ali Destanı Pervasız Tiyatro
Haldun Taner’in kült metnini Yücel Erten’in rejisiyle izleyeceğiz. Meral Çetinkaya, Köksal Engür gibi usta oyuncuların yanı sıra Birce Akalay, İlker Ayrık gibi kuşağının parlak isimlerinin de yer aldığı kalabalık bir kadro, canlı müzik eşliğinde sahnede olacak.
23 Ocak, 20.30’da TİM’de.
İzmir'in Kızları
Sezen Aksu şarkılarıyla bezeli, Serdar Saatman’ın yazdığı oyunu aralarında Gökçe Bahadır, Derya Alabora, Olgun Toker’in de olduğu bir ekipten izleyeceğiz.
24 Ocak, 20.30’da Uniq Hall’de.
Amedus- Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve PİU Entertainment
Selçuk Yöntem’in Antonio Salieri, Okan Bayülgen’in Mozart, Özlem Öçalmaz’ın Costanze rolleriyle sahne alacağı, canlı orkestrayla birlikte 45 kişilik bir kadroya sahip olan Peter Shaffer imzalı oyunu Işıl Kasapoğlu yönetiyor.
11 Ocak, 20.30’da Uniq Hall’de.
Tarla Kuşuydu Juliet Ezop Sahne
Başrollerinde Deniz Çakır ve Engin Alkan’ın yer aldığı oyun, Engin Alkan yönetiminde seyirciyle buluşacak. Romeo ve Juliet evlilikte 30 yılı devirselerdi neler olurdu? Yazar Ephraim Kishon bu soruya eğlenceli bir yanıt veriyor.
15 Ocak, 20.30’da Uniq Hall’de.
Ağaçlar Ayakta Ölür
On bir sene sonra bu oyunla tiyatroya dönen Nevra Serezli’yi sahnede görmek için iyi fırsat. Alejandro Casona imzalı oyun, Nedim Saban’ın yönetiminde bir duygusal komedi. 12 Ocak, 16.00’da Profilo Kültür Merkezi’nde.
Fanatik Siyah Beyaz ve Renkli
Michael Önder’in yazdığı, Çağrı Şensoy’un yönettiği bir aile komedisi. Neslihan Arslan, Nurhan Özenen ve Salih Bademci’nin rol aldığı oyun, bir çocuğu yetiştirmek üzerine eğlenceli bir tonla kafa yorduracak…
22 Ocak, 20.20’da Kenter Tiyatrosu’nda.
Ben Varım
Herkesin kurtuluşu bir mucizede aradığı çağımıza dair bir hikâye. Erdem Akakçe, Tuğrul Tülek, Didem Balçın, Hülya Gülşen’in de aralarında olduğu isimleri buluşturan, Peter Lund’un kaleme aldığı kalabalık kadrolu oyunu Ümit Aydoğdu yönetiyor.
22 Ocak, 20.30’da DasDas’ta.