Rasim Özdenören, kaleme aldığı deneme ve öykülerle Türk edebiyatının usta isimleri arasında yer alıyor, sözleri ve eserleri literatürde önemli bir yer kaplıyor. Ancak usta yazar Çapa Tıp Fakültesi birincisi Merve Nur Uçar’ın mezuniyet konuşmasında alıntıladığı sözleri ile bir kere daha gündeme geldi, Rasim Özdenören kimdir, nerelidir? soruları da yoğunluk kazandı…
Rasim Özdenören, çocukluğunu Anadolu’nun birçok bölgesinde geçirmiş, çevresini yoğun şekilde gözlemlemiş ve bu gözlemlerini de eserlerine ustalıkla yansıtmıştır. “Ayrıntı avcısı” olarak adlandırılan Rasim Özdenören, sözleri ve eserlerinde tasvirleriyle adeta resim çizmiştir. İşte Çapa Tıp birincisi Merve Nur Uçar’ın konuşmasındaki Rasim Özdenören’in sözleri, eserleri ve hayatına ilişkin detaylar…
RASİM ÖZDENÖREN KİMDİR, NERELİDİR?
1940 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gelen Rasim Özdenören, ilk ve orta öğrenimini Maraş, Tunceli ve Malatya gibi Güney ve Doğu illerinde tamamladı. Lisans eğitimini ise İstanbul Üniversite Hukuk Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü’nde aldı.
Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman olarak görev yapan Özdenören, 1970-1971 yıllarında bir araştırma amacıyla ABD’nin çeşitli eyaletlerinde bulundu. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi.
Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yapan Rasim Özdenören, 1978 yılında istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü.
Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme isimli hikâyeleri ayrıca TV filmi yapıldı, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülüne layık görüldü.
Rasim Özdenören’in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllar, köy romancılığının etkisinin artık azalmaya başladığı, varoluşçu yazarların etkisinin daha fazla hissedildiği yıllardır. O dönemlerde öykü ve roman yazarları genel olarak Batı kaynaklı bir anlayışla, sanki dışarıdan bakan bir gözle eserlerini yazmışlardır.
Çocukluğunda Anadolu’nun birçok ilini gezerek, orada yaşayarak, köyünü, kasabasını, şehrini tanıyarak, kendisine “Ayrıntı avcısı” dedirtecek bir özellik ve güçlü bir tasvir yeteneğine sahip olan Rasim Özdenören, öykülerini insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazdı.
Gençliğinin ilk yıllarından itibaren kendine edebiyatı ciddi bir meşale olarak seçen insanlardan oluşan bir arkadaş grubuna dâhil olan ünlü isim, sonraki yıllarda şekillenecek edebî şahsiyeti için çok önemli bir zemin buldu.
Bu arkadaş grubu Özdenören’in anlaşılmasında kilit konumdayer aldı. Zira, Özdenören’in okumaları, edebî ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başladı; daha sonradan tanıştığı Sezai Karakoç’un etkisiyle bir bütünlük kazandı.
Özdenören’in Amerika’ya gidip orada iki yıla yakın bir süre kalması aracılığıyla çağdaş dünyanın en önemli merkezini tanımasının da eserlerine olumlu yansımaları oldu.
Edebiyat çevreleri Rasim Özdenören için, yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularının cevabını öyküleriyle vermiş bir yazardır.
Rasim Özdenören hem öykülerinde hem de denemelerinde meselenin anlatmak olduğunu ilk öykülerinden başlayarak kavramış bir yazardır.
İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına karşın öykülerinde hiçbir zaman, dönemindeki birçok yazarda görüldüğü gibi, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamış, vermek istediği mesajı öyküyü örselemeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmayı başarmıştır.
RASİM ÖZDENÖREN SÖZLERİ
bana gelince... kimse olduğum gibi görmek istemiyor beni. Nasıl söylesem, herkes kendi icat ettiği gibi bakıyor bana.
Allah' tan başkasından korkmanın, hele bir insandan korkmanın aşağılık bir şey olduğunu fark ediyor.
"biz hepimiz lüzumundan fazla ciddiyiz… belki de bunun için mutlu olamıyoruz..."
Nedensiz, tuhaf bir sıkıntı, tuhaf bir yalnızlık içinde duyumsuyordum kendimi. Belki de birdenbire başladı. Ya da öteden beri vardı da böyle bir şey içimde, birdenbire ortaya çıkıverdi.
Yürüyorum ama ayağım yere basmıyor, saydamlaşmışım gibi. Gelecek hakkındaki tasarılar da suya düşüyor. Geçmiş de yitiyor. Bencillik de değil kendinizi kaptırdığınız duygu. Çünkü artık kendinizi de düşünmediğinizi biliyorsunuz. Başkalarını mı düşünüyorsunuz, onların kaygısını mı besliyorsunuz içinizde? O da değil. Yalnızca mekândan, dünyadan, çevrenizden bir uzaklaşma hali. Yeniden kendinize gelmeniz için bir şeyle sarsılmanız gerek. Çok güçlü bir şey olmasa da olur o şey...
RASİM ÖZDENÖREN'İN ESERLERİ
- Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
- Kafa Karıştıran Kelimeler
- Müslümanca Yaşamak
- Yaşadığımız Günler
- Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
- Çarpılmışlar, Çözülme
- Çok Seseli Bir Ölüm
- Gül Yetiştiren Adam
- Hastalar ve Işıklar
- Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti
- Ruhun Malzemeleri
- Ben ve Hayat ve Ölüm
- Yeniden İnanmak
- Denize Açılan Kapı
- Red Yazıları
- Acemi Yolcu
- Çapraz İlişkiler
- Kent İlişkileri
- Kuyu
- Yüzler
- Köpekçe Düşünceler
- Düşünsel Duruş
- Toz
- Aşkın Diyalektiği
- Eşikte Duran İnsan
- Yazı, İmge ve Gerçeklik
- Ansızın Yola Çıkmak
- Hışırtı
- İki Dünya
- İmkânsız Öyküler
- Siyasal İstiareler
- Açık Mektuplar
RASİM ÖZDENÖREN’İN ALDIĞI ÖDÜLLER
- Necip Fazıl Kısakürek Saygı Ödülü, 2016
- T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, 2015
- Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Hikâyecisi Ödülü, 1984 (Denize Açılan Kapı ile)
- Türkiye Milli Kültür Vakfı Jüri Özel Ödülü, 1978 (İki Dünya adlı deneme kitabı ile)
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de