Rize’nin İkizdere ilçesinde yapılan araştırmalarda ilçe tarihi gün yüzüne çıkartılıyor.
İHA
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Kahraman Maraş Sütçü İmam Üniversitesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nden akademisyenlerin Rize’nin İkizdere ilçesinde yaptığı çalışmalar sonucunda antik çağlardan günümüze ulaştığı düşünülen kaya resimleri, kale kalıntıları ve yerleşim bölgeleri tespit edildi.
Yapılan keşifler sonucu İkizdere bölgesinin binlerce yıllık Türk bölgesi olduğunun altını çizen Belediye Başkanı Hakan Karagöz bulunan alanların henüz koruma altında olmaması nedeniyle define hırsızlarından korumak için noktasal olarak yerlerini açıklayamadıklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan izinlerle çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden Kazı Heyeti'nin Başkanı Doç. Dr. Okay Pekşen, “5 yıl boyunca İkizdere, Hemşin ve Çamlıhemşin’de bakanlığımızın izniyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 2022 yılında ilk çalışmamızı yapmıştık. Bu yıl 2. sezonumuzu bölgede yaşıyoruz. Sonrasında 2026 yılının Ekim ayına kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Biz bu coğrafyaya gelirken bölgenin bu zamana kadar hiç çalışma yapılmamış olması, yüzey araştırmanın yapılmamış olması bizi biraz ürküttü. Coğrafyada bir şey bulabilecek miyiz gibisinden soru işaretleri kafamızda oluştu. En önemli nedenleri ise bölgenin gür bitki örtüsü ve iklim koşullarının olmasıydı. Burada 2-3 yılda bir ağaç büyüyebiliyor ve buda tarih kültür envanterinin gözle görülemeyecek şekilde kamufle olmasını sağlıyor. İlk yılda yapmış olduğumuz çalışmalarda çok önemli keşiflere ulaştık. Coğrafyanın tarih kültürel envanteri açısından çok önemli bir hazineye sahip olduğunu gördük” şeklinde konuştu.
"Boyama usulü ile yapılan kaya resimlerine Karadeniz bölgesinde ilk kez rastladık"
Boyama usulü ile yapılan kaya resimlerine Karadeniz bölgesinde ilk kez rastladıklarının altını çizen Pekşen, “Boyama usulü yapılan kaya resimlerine Karadeniz’de ilk kez gördük. Artvin yakınlarında çizme yöntemi ile yapılmış olanları var. Kaya resimleri genellikle 3 üslup ile yapılmaktadır. Boyama, vurma ve çizme yöntemleridir. Boyama üslubu ile yapılmış olan kaya resimleri Dünya genelinde en az rastlanan örneklerden bir tanesidir. Çünkü boyanın çok çabuk tahrip olabilmesi, iklim koşullarına çok fazla maruz kalınca kaybolabiliyor. Bundan dolayı çok fazla tercih edilmez. Bölgede bulduğumuz kaya resimleri Karadeniz bölgesinde bilinen ilk örnektir. Buna benzer örnekler Anadolu coğrafyasında açık havada değil mağaralarda görebiliyoruz. Bunun haricinde Kazakistan coğrafyasında başlamak üzere Azerbaycan’a kadar farklı üsluplar ile kaya resimlerine rastlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Araştırmalar neticesinde daha farklı şeylerin de gün yüzüne çıkacağına inandığını kaydeden Doç. Dr. Pekşen, “Çok daha iyi şeyler bulabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü bazı duyumlarımız var. Farklı bölgedeki arkadaşlardan aldığımız bilgiler var. Yürütmüş olduğumuz projeyi bir plan halinde yürütüyoruz. İnşallah 5 yılın sonunda bu 3 ilçemiz için bir kitapla bunu bilim dünyasına kazandırmayı. Bütün dünyaya erişimi olan bir web sitesi ile arşivlemeyi planlıyoruz. Bütün bulduğumuz keşifler, çizimleri, fotogrameftik tasarımları ölçümlemelerini, tarihlemelerini yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“İkizdere’nin çok eskiye dayanan bir tarihi var”
İlçesinin bugüne kadar tarihi bir araştırması olmadığını ifade eden İkizdere Belediye Başkanı Hakan Karagöz ise “Bu projeyi ben çok önemsiyorum. İkizdere’nin bugüne kadar yüzeysel olarak tarihi araştırması hiç yapılmadı. Biz hep bunu söylüyoruz. Rize’de de artık bunun farkına varıldı. Turizm master planı ile birlikte İkizdere gündeme geldi. İkizdere’nin çok eskiye dayanan bir tarihi var. Bu noktada bizim kumumuz, denizimiz ve güneşimiz yok. Burada coğrafyamız, tarihimiz ve kültürümüz var. Bunu da bir akademik tabana oturtmak istiyoruz. Bu çalışma gelişen turizmin altyapısı olacak. Çünkü turizm hikâye sever. Hocamızın dediği gibi Selfie turizminden hikâye ve öykü turizmine dönüşeceğiz. Çünkü insanlar bölgeye geldikleri zaman oluşan hikayeleri yerinde görmek ister ve milattan önce 2 bin ve 4 bin tarihleri arasında yaşanmışlık var bu bölgede. Her zaman anlatılanlar vardı. Somut varlıklardan bir tanesi de 1770 yılında Anzer’de tespit edilerek bakanlık tarafından tescil edilen bir eski camimiz var. Bunun gibi çok fazla eserimiz var. Bunlar yeni turizm rotaları oluşturmamızı sağlayacak. İkizdere’de yeşilimiz ve doğamız var buna ek olarak kültür varlıklarımızı koyacağız. Geçmiş dönemde yaşanmışlıkların altyapısını oluşturacak bir çalışma” dedi.
“Şu an bulunan noktaları verseler defineciler oraları kazacaklar”
Bulunan bölgelerin korunması açısından henüz yerlerinin açıklanmadığını kaydeden Karagöz, “İkizdere’nin bir Türk yurdu olduğunu öğrendik. Milattan önceki yıllarda buralardan Türkler'in gelip geçtiğini görürüz. 5 yıllık süreçte daha detaylı araştırılacak. Yapılan yüzeysel bir araştırma. Daha sonra bunlar kayıtlara geçirilecek. Şu an hocalar yerlerini açıklamıyorlar çünkü koruma altında değiller. Şu an bulunan noktaları verseler defineciler oraları kazacaklar. Bu da tarihi bir erozyona sebep olacak. Bundan dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine girdiği zaman kanunlarla korunacağı için birtakım yaptırımlar olacak. Bu bölge çok önemli bir bölge. Son Buzul çağını yaşamamış bir bölge. Bunun üstüne biz de tarihi bir geçmiş oturtacağız. Onun içinde çok heyecanlıyız” ifadelerini kullandı.
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de