Türkan Şoray, rol aldığı 222 filmle ‘dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu’ unvanına sahip. Eşsiz güzelliği, muhteşem oyunculuğuyla 7’den 70’e tüm kalpleri kazanan usta oyuncuyla nihayet buluştuk. Biraz günümüzden konuştuk, yorulunca da mazide soluklandık. Karşınızda sinemanın sultanı Türkan Şoray! // Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr #pazartesipostası
Nasılsınız?
Çok teşekkürler. Hani “Memleket gibiyim” derler ya... Memleketim ne kadar iyiyse ben de o kadar iyiyim. Umuyorum her şey yoluna girecek ve bu pandemi sürecini atlatacağız.
Karantina süreci neler hissettiriyor size?
Yaşam tarzımız yeni koşullara ayak uyduruyor. Alışkanlıklardan vazgeçmek zor ama sağlığımız için zorunlu olduğunu düşünüp teselli oluyorum. Her bayram yaptığımız ziyaretler bu kez telefonla görüntülü olarak gerçekleşti. Kalpten kalbe akan yolun gerçekten var olduğuna bir kez daha inandık. Bu bayramı hayatımızın en unutulmaz bayramlarından biri olarak anılarımıza ekleyeceğiz.
Geleneklere bağlı biri misiniz?
Geleneklerine bağlı bir ailede yetiştim. Bayramlar, kucaklaşma ve yardımlaşmanın yaşandığı anlardır. Günler öncesinden yapılan hazırlıklar, aile ziyaretleri, neşeyle yenen aile yemekleri, büyüklerden alınan hediyeler... Bayram dendiğinde hangi kız çocuğunun hayalinde kırmızı rugan ayakkabılar yoktur ki... Hiç sahip olamadığım kırmızı rugan ayakkabılarımın hayali, her bayram başucumda durur. Bayramlar benim için çok önemlidir.
Bayram gibi özel zamanlarda en çok kimi özlüyorsunuz?
Annemin yokluğu beni hüzünlendiriyor. Sağ olsaydı ellerinden öperdim... Annem çok neşeli ve hayat dolu bir kadındı. Mutlaka bizi güldürecek, eğlendirecek hikayeler anlatırdı. Gözümüz ondan başka bir şey görmezdi. En çok annemin sohbetlerini özlüyorum.
Seyircilerimi çok özlüyorum ama yaşımdan dolayı güzel senaryolar gelmiyor
Toplum sizi çok seviyor ama uzun zamandır dizi ya da sinemada rol almıyorsunuz. Neden?
Ah! Ben de seyircilerimi çok özlüyorum. Günümüz sineması daha özgün, bağımsız ve kişisel bir sinema ve gençler gümbür gümbür geliyor. Hepsi çok yetenekli ve başarılı. Gurur verici filmler yapılıyor ama yaşımdan dolayı artık güzel senaryo gelmiyor. Aslında seyirci, kalbine koyduğunu her yaşta sever... Bu sinema ortamında bana uygun bir rol gelirse gençlerle çalışmak zevk verir.
50 yıldan uzun sanat yaşamınıza yüzlerce film, birçok ödül sığdırdınız. İçinizde ukde kalan bir rol var mı?
Binlerce filmde oynasam da, çeşitli karakterleri canlandırsam da, bir oyuncu olarak tatmin olmam mümkün değil. İçimde ukde kalan birçok karakter var elbette.
Toplam 222 filmde rol alarak ‘dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu’ unvanına sahip oldunuz. Bunu nasıl başardınız?
Bunları seyircimden aldığım destek ve tutkuyla başardım. Bir dakika bile yorulmadım. Başa dönsek yine aynı tutkuyla bu filmleri çekerim. Sinema benim için bitmeyen aşk...
Size yakıştırılan ‘Sultan’ unvanını sevdiniz mi?
‘Sultan’ gibi sıfatları kendime atfetmek haddim değil ama seyircim böyle kabul ettiyse bu benim için büyük bir onurdur.
Sevilmek sizi hiç şımartmadı mı?
Tam 50 yıl coşkuyla çalıştım. Film ürettim. Çok önemli yönetmenlerle, sinema tarihine geçecek filmler yapma şansım oldu. Şöhret, beni hiç ilgilendirmedi. Sevildiğimi bilmek beni şımartmadı. Onların sevgisiyle mesleğimi daha çok sevdim. Seyircime olan sevgim, içimde hep büyüdü ve yaşam tarzımı, hayata bakışımı olumlu yönde etkiledi.
Size duyulan yoğun ilgiyi ve sevgiyi nasıl tanımlıyorsunuz?
Bana duyulan bu sevgiyi inşallah hak etmişimdir. Bu, rabbimin bana bir lütfudur. Yıllar önce tekerlekli sandalyede oturan yaşlı bir kadın, beni yanına çağırdı ve elimi tutup “Siz, bizler için yaşadınız” dedi. Bu söz gerçektir. Hayatımda kızımdan sonra önceliğim hep seyircim oldu.
Hayatınız boyunca şöhretten bunaldığınız anlar oldu mu?
Şöhret ve ün benim hayatımda fazla etkili olmadı. Hiçbir şeyden bunalmadım. Bilakis, o güzelliği yaşamaktan mutlu oluyorum. Bu kadar ilgi görmek, sevilmek herkese nasip olmaz. Bunu biliyor ve şükrediyorum.
Çok duygusal ve kırılgan görünüyorsunuz. İç dünyanızda nasıl birisiniz?
Algılananın aksine dışarda kendimi bir koruma çemberine alırım. İç dünyamda çok hassas ve kırılganım. Bir ters bakış, bir ima bile beni derinden yaralar. Çünkü ben sevgi dolu ortamlarda yaşamayı seviyorum. Sevgi, hayatımdaki en önemli duygulardan biri. Keşke hepimizin hayatındaki en önemli duygu olsa...
Gündelik hayatta utangaç biri olduğunuz söylenir, bu doğru mu?
Doğru, yapım böyle... İyi ki de utangacım. Öne çıkmaktan, gösterişten hiç hoşlanmam.
İnsanlar samimiyeti özlediği için Yeşilçam'ı unutamıyor
Sizi en çok ne hüzünlendirir?
Bazen bir çocuğun ağlaması, bazen şiddetle yağan bir yağmur... Hüzünlerimi anlatsam sayfalara sığmaz.
Bugün imkanlar daha geniş, teknoloji ileride ama insanlar Yeşilçam’ın tadını unutamıyor. Sizce bunun sebebi nedir?
Değişen toplumsal yaşam sinemayı da etkiledi. Aşkların çabuk tüketilmesi sinemaya, dizilere de yansıdı. İnsan ilişkilerini anlatan, sorgulayan, sanatsal yönü ağır basan filmler çekiyorlar. Yeşilçam’da genellikle tutkulu aşklar, sıcacık dostluklar, mahalledeki dayanışma gibi insanların özlediği değerler var. Samimiyet ve sıcaklık ön planda. İnsanlar bu samimiyeti ve duyguları özlediği için Yeşilçam’ı unutamıyor.
Menajerlik müessesesinin henüz olmadığı 60'lı yıllarda ‘Türkan Şoray Kanunları’nı film şirketlerine nasıl kabul ettirdiniz?
Yeşilçam koşullarında bu kanunlar geçerliydi. Artık yok, toplum değişti ama yine de toplumun değer yargılarını göz önünde tutmak gerek.
Eski filmlerinizi izlediğinizde neler hissediyorsunuz?
Eski filmlerimi izlediğimde kendimi unutup normal bir seyirci gibi izliyorum. Bazen de “O dönemin zor şartlarında bu filmi çekmeyi nasıl başarmışız?” diye hayretle ve takdirle izliyorum.
Bugüne dek oynadığınız ve kendinize en yakın bulduğunuz rol hangisiydi?
‘Acı Hayat’ filmindeki manikürcü kız karakteri yaşadığı acılarla beni çok etkilemişti. Daha sonra ‘Vesikalı Yarim’ gibi filmlerde de bu duyguyla çalıştım.
Ediz Hun centilmenliği ve zarafetiyle prens gibi bir arkadaşımdır
Ediz Hun, Yeşilçam yıllarından bahsederken “Hemen hemen her kadın oyuncuyla oynamışımdır ama sevgili Türkan Şoray her zaman bende farklı bir duygu yaratır” dedi. Buna ne dersiniz?
Sevgili Ediz Hun, centilmenliği ve zarafetiyle, prens gibi bir arkadaşımdır. Çok rahat çalıştığım, en sevdiğim oyuncu arkadaşlarımdan biri. Onu son derece severim. Hâlâ çok yakışıklı ve çok güzel filmler çekebilir.
50 yıl önceki Türkan Şoray karşınıza otursa ona ne söylersiniz?
“İyi ki bir tesadüfle sinemaya başladın. İyi ki oyuncu oldun. İyi ki onca filmde oynadın” derim.
İyi bir uyku en iyi güzellik maskesidir
Yaş alsanız da hiç yaşlanmıyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Her yaşın kendine göre bir güzelliği var. Yıllar geçip gidiyor. Bunu kabullenirseniz ruhunuz güzel kalıyor ve bu da yüzünüze yansıyor. Uykunun çok önemli olduğuna inanıyorum. İyi bir uyku, en iyi güzellik maskesidir.
Büyük bir kesim sizin için “Türk sinemasına ondan daha güzel biri gelmez” diyor. Bu konuda ne düşünürsünüz?
Kalbimin güzelliği yüzüme vurduğundan insanlar beni güzel buluyor olabilir ama ben normal bir güzellikte olduğumu düşünmüşümdür hep. Güzellik göreceli bir kavramdır. Beni hiç beğenmeyenler de çoğunluktadır. Türk kadını tipini temsil etmekten mutluyum. Türk kadınları çok güzeldir.
Oyuncu olmasaydım öğretmen olacaktım
Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği yapardınız?
Öğretmen olacaktım. Yatılı Öğretmen Okulu’na yazılmıştım ama kaderim oyuncu olmakmış.
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de