Siyah beyaz Yeşilçam döneminin güler yüzlü oyuncusu Vahi Öz'ün vefatının üzerinden 51 yıl geçti.
İstanbul'da 1911'de dünyaya gelen Vahi Öz, Samsun'da okuduğu liseyi bitiremeden sanat dünyasının içine atıldı ve ilk kez 1928'de Samsun Gençlik Mahfeli'nde sahneye çıktı. İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda 1930'da profesyonel oyunculuğa adım atan ve Raşit Rıza Trupu ile Anadolu'yu karış karış gezerek oyunlar sergileyen Öz, 1938-1945'te Ankara Radyosu temsil kolunda görev yaptı.
Öz, her pazartesi yayınlanan "Kimgil Ailesi"nde seslendirdiği "Baba" rolüyle ün kazanırken, bu dönemde sırasıyla "Raşit Rıza", "Ses", "Yeni Ses", "Şen Ses" ve "Küçük Opera"da çalıştı.
1960'larda oyuncuların plak yapma modasına uydu
İstanbul'a 1945'te dönerek Ses Tiyatrosu'nda oyunculuk ve yönetmenlik yapmaya başlayan sanatçı, sinema dünyasıyla da 1947'de Turgut Demirağ'ın Reşat Nuri Güntekin'in aynı isimli romanından uyarlayarak yönettiği "Bir Dağ Masalı" filmiyle tanıştı. Adile Naşit ve Aziz Basmacı ile 1948'de "Naşit Tiyatrosu"nu kuran Öz, sinema kariyeri boyunca canlandırdığı "Horoz Nuri" ve "Rüknettin" tiplemeleriyle büyük beğeni kazandı.
Vahi Öz, oyunculuğun yanı sıra senaryo yazarlığı ve yönetmenlik de yaparken, 1952 yapımı "Süt Kuzuları"nda yönetmen ve oyuncu, "Kan Kardeşler" ve "Süt Kardeşler" filmlerinde yönetmen olarak görev yaptı. Yeşilçam'da oyuncuların plak yapma modasına uyarak 1964'te Serengil Plak için bir 45'lik yapan Öz, ön yüzünde "Bedia" adlı parçayı, arka yüzünde ise Öztürk Serengil'le birlikte "Bekarlıktan Kurtulduk" adlı parçayı seslendirdi.
Sırf görüntüsüyle bile insanları güldürebilmeyi başardı
Neredeyse hiç renkli filmde rol almayan, özellikle Mualla Sürer ve Sadri Alışık'la yaptığı filmlerle hafızalarda yer eden Öz, hiçbir şey yapmasa da sırf görüntüsüyle bile insanları güldürebilmeyi başarabilmiş nadir komedyenlerden biri oldu. İlk evliliğini 1940'ta yapan ve bu evliliğinden Taner isminde bir oğlu olan Vahi Öz'ün son oyunu, "Madam Roza"yı canlandırdığı "Bekar Biti" oldu. Öz, 12 Şubat 1969'da prostat kanseri nedeniyle vefat etti.
Vefatının ardından oyuncu dostu Sadri Alışık bir dergiye verdiği röportajda Vahi Öz'ü şöyle anlatmıştı:
"Vahi Babayı Ankara Radyosunda iken sesinden tanırım. Daha sonra film setlerinde tanıştık arkadaş olduk, dost olduk. Hatta bir dönem o, ben ve Mualla Sürer üçlü sacayağı olduk. Ölümünden 10 gün önce evine geçmiş olsuna gitmiştim. Oturduk konuştuk, eski günleri hatıraları tazeledik. 'Bomba gibisin Vahi Baba, yakında gene beraber oynarız' dedim. Acı acı güldü, gözleri çok uzaklara daldı. 'Yok Sadriciğim yok, yolcuyum ben. Bu evde küçük bir dram oynanıyor. Kanserim. Kurtuluş yok. Hissediyorum ama Jale'ye (eşi) bir şey söyleyemiyorum. Onlar biliyorlar, bana söylemiyorlar. Böyle bir aldatmacadır gidiyor.' dedi. Sonra bana bir kanarya hediye etti. Hayatımda hiç kanarya bakmış değilim. 'Nasıl bakacağız? Bu kanarya kaç yıl yaşar?' diye soracak oldum. Ensemden tuttu 'Hiç merak etme.' diyerek belki beni hayatımda ilk defa hüngür hüngür ağlatan şu cevabı verdi: Benden çok yaşar. En çok 10-15 günüm kaldı. Yaz bunu bi tarafa Sadri…"
Rol aldığı bazı filmler:
"Gençlik Günahı", "Hülya", "Kanlı Taşlar", "İstanbul Geceleri", "Parmaksız Salih", "Deli", "Efelerin Efesi", "Kan Kardeşler", "Süt Kuzuları", "Köprüaltı Çocukları", "Kadifeden Kesesi", "Cumbadan Rumbaya", "Ayrı Dünya", "Hazreti Ömer'in Adaleti", "Gönül Avcısı", "Ayşecik Canımın İçi", "Çapkın Kız", "Şaşkın Baba", "Kader Kapıyı Çaldı", "Keşanlı Ali Destanı", "Turist Ömer", "Ayşecik Cimcime Hanım", "Kart Horoz", "Sevgili Öğretmenim", "Trafik Belma", "Bekar Odası", "Kara Sevda", "Kanlı Nigar", "Bir Damat Aranıyor"