Magazin26 Şubat Hadi ipucu: “Michelangelo'nun ‘Adem'in Yaratılışı’ adlı ünlü freski hangi yapının tavanına resmedilmiştir?”

26 Şubat Hadi ipucu: “Michelangelo'nun ‘Adem'in Yaratılışı’ adlı ünlü freski hangi yapının tavanına resmedilmiştir?”

Paylaş
26 Şubat Hadi ipucu: “Michelangelo'nun ‘Adem'in Yaratılışı’ adlı ünlü freski hangi yapının tavanına resmedilmiştir?”

Hadi uygulaması bugünkü ipucu sorusunu takipçileriyle paylaştı. Uygulama takipçilerine “Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı adlı ünlü freski hangi yapının tavanına resmedilmiştir?” sorusunu yöneltti. İşte ipucu sorusunun cevabı…

Hadi uygulaması 26 Şubat ipucu sorusunu takipçileriyle paylaştı. Uygulama bu sefer Dünyaca ünlü ressam ve heykeltıraş Michelangelo Adem'in Yaratılışı adlı ünlü freskini hangi yapının tavanına resmetmiştir?” sorusunu sordu. İşte ipucu sorusunun cevabı…

Haberin Devamı

CEVAP

Vatikan Sistine Şapeli

“ADEM'İN YARATILIŞI” FRESKİ NE ANLATIYOR?

Adem'in Yaratılışı, Vatikan’daki Sistine Şapeli'nin tavanındaki ünlü bir fresktir. Michelangelo tarafından 1511’de yapılmıştır. Fresk, Hristiyanlık'ta Kitab-ı Mukaddes'in Yaratılış bölümünde, ilk insan Âdem'e hayat üflenmesi konusunu betimler. Bu betim bugün dünyanın en ünlü betimlemelerinden birisidir ve modern kültüre farklı biçimlerde yansımıştır. Bu freskte Michelangelo kendi yüzünü çizdiği düşünülmektedir.

Michelangelo, daha otuz yaşında, çağının başlıca ustalarından biri sayılıyor ve kendi alanında, Leonardo'nun dehâsına denk görülüyordu. Vatikan'da, Papa IV. Sixtus tarafından yaptırılmış Sistina Şapeli duvarları Botticelli, Ghirlandaio ve başkaları gibi önceki kuşağın en ünlü sanatçıları tarafından resimlenmişti. Tavan ise henüz çıplaktı. Papa, Michelangelo'ya şapelin tavanı resimlemesini önerdi. Michelangelo on iki havarinin betimlendiği, iddiasız bir taslak geliştirdi. Şapele kapandı, "tüm dünyayı şaşkınlığa uğratacak" bir tasarım üstünde tek başına çalışmaya başladı. Michelangelo'nun bu Papa şapelindeki iskelelerin üzerinde, tek başına, tam dört yılda yaptığını, bir insanın herhangi bir şekilde nasıl yapabileceğini, hayal bile edebilmesi güçtür. Şapelin tavanına koca freskoyu boyamak, duvara aktarılacak sahneleri ayrıntılarıyla hazırlayıp çizmek için gereken beden gücü olağanüstü olarak nitelendirilir. Michelangelo, iskelede sırt üstü yatıp, yukarıya bakarak resim yaptı. Freskodaki hayal gücünün zenginliği, her bir ayrıntının ustalığı, görkemliliği, Michelangelo dehâsının gücü konusunda, insanlığa yeni bir ölçü sunmuştur. Michelangelo'dan önceki sanatçılara özgü geleneksel tarzda yapılmış Musa Peygamber ve İsa'nın yaşamıyla ilgili öyküler sıralanmıştır. Michelangelo, şapelin her iki duvarındaki beşer pencerenin arasında yer alan tonoz başlangıçlarına, birbirleriyle değişimli olarak, geleceğin Mesih'ini Musevilere bildiren Eski Ahit peygamberlerinin dev boyuttaki figürleri ile, İsa'nın geleceğini putperestlere önceden haber verdiklerine inanılan kadın kâhinlerin figürlerini resmetmiştir. Yaratılış ve Nuh Peygamber öykülerini resmetti. Bu görüntülerin belki de en ünlüsü ve en çarpıcısı tavan ortasındaki büyük sahnelerden birinde yer alan Âdem'in yaratılışıdır. Gombrich Sanatın Öyküsü kitabında Yaratılış ile ilgili olarak şunları söyler: “Sanatçılar, Michelangelo'dan önce de Âdem'i, yerde yatarken Tanrının elinin bir dokunmasıyla canlanmış olarak resmetmişlerdi. Ama hiç kimse, yaratılışın büyük gizemini ifade etmeye bunca güç ve yalınlıkla yaklaşamamıştı. İnsanın dikkatini ana konudan uzaklaştıran hiçbir şey yok bu sahnede. Âdem, ilk erkeğe yaraşır bir güç ve güzellik içinde yere uzanmış. Meleklerinin taşıdığı Baba Tanrı, öbür tarafta ona doğru yaklaşıyor. Görkemli ve geniş bir pelerine bürünmüş. Rüzgârın bir yelken gibi şişirdiği bu pelerin, Tanrı'nın boşlukta ne kadar hızlı ve rahat hareket ettiğini hissettiriyor. Tanrı elini uzatmış, ama daha Âdem'in parmağına bile değmeden, işte ilk insan, derin bir uykudan kalkarcasma uyanıyor; bakışlarını, Yaratan baba sevgisiyle dolup taşan yüzüne çeviriyor. Michelangelo'nun sanatta yarattığı mucizelerden birisi, tüm sahneyi kutsal elin davranışına odaklaması ve bu davranışın rahatlığı ve gücünde, bizim "gücü her şeye yetme" düşüncesini görmemizi sağlamasıdır."

Haberin Devamı