"90’larda o şarkıları yaptık çünkü o dönemin iklimi buna çok uygundu
Ercan Saatçi, hem kişisel üretimiyle hem de İzel&Çelik&Ercan şarkılarıyla müzik hafızamızda çok özel bir yere sahip. 90’lara ait severek dinlediğimiz pek çok şarkıda onun imzası var. Uzun süredir ‘Çok Akustik’ programıyla sevenleriyle buluşuyor ve şimdi Kanal D ekranlarında. Buluştuk, 90’ları ve daha fazlasını konuştuk.
OYA ÇINAR
Nasılsınız? Nelerle meşgulsünüz?
Çok teşekkür ederim, yolunda her şey. ‘Çok Akustik’ programımız devam ediyor uzun zamandır. Şimdi Kanal D’deyiz. Yapım şirketi olarak da yoğun çalışıyoruz. Ben solo konserler vermiyordum, artık veriyorum ve o bana iyi geldi. Harika teveccüh gördüğüm için de devam ediyorum. Çalışmaya, üretmeye devam…
Pek çok sanatçı ‘kimse eskisi gibi üretemiyor’ diye eleştiriliyor. En son sosyal medyada Sıla ve Tarkan çok eleştirildi. “Eskisi gibi yazamıyor kimse” deniyor. Katılıyor musunuz?
Katılmıyorum. Algı, istek, talep, bunların hepsi hızla değişiyor. Geçen ayki taleple bu ayki bile farklılaşıyor. Çok hızlı çağda yaşıyoruz ve ne yazık ki bu tüketim, kültür-sanat projelerine de yansıyor. Bir şarkıyı sonuna kadar dinleme zahmetine bile girmeden yorum yapanlar var.
İnsanlar sürekli 90’lar üretimini talep ediyor, eleştiriler biraz bu yüzden sanırım?
Evet ama o ayarda yapılan besteler günümüzde aynı şekilde ilgi görmüyor. Sıla, Tarkan, pek çok sanatçı ve ben de dahil olmak üzere, bir yandan dünya müziğini takip ediyoruz, sosyolojik söylemlerin nasıl değiştiğini tartıyoruz ve ona göre şarkılar yazmaya gayret ediyoruz. Bu gayreti eleştirmek yerine alkışlamak gerekir.
Zamanın ruhu mu değişen, insanların beğenisi mi? Bir yerden sonra sanatçının üretimindeki derinlik gerçekten azalıyor mu sizce?
Zaman bence değişen. Bize soruyorlar 90’lar için, o üretimi nasıl yaptınız diye. Yaptık çünkü o zamanın ruhu, iklimi o şarkıları yapmaya çok müsaitti her açıdan. Her şey daha sahiciydi. Hülya Koçyiğit’in çok güzel bir benzetmesi var. 90’lar şarkılarını Yeşilçam dönemine benzettiğini söylemişti. Hız çağında yaşıyoruz ve bu her şeyi yok eder hale geldi. İnsanlar daha basit sözler arıyor, kafası yorulmasın istiyor çoğu kişi.
SAHNEDE İZEL-ÇELİK-ERCAN ŞARKILARINI OKURKEN ‘VAY BE!’ DİYORUM...
‘Çok Akustik’ şimdi Kanal D ekranlarında. Daha geniş bir kitleye ulaşıyorsunuz ama yeni nesil sizin müziğinize ne kadar aşina?
‘Çok Akustik’ in dinleyici profilini ille yaşla sınırlayacaksak 30 ve üstü ağırlıkta ama hiç azımsanmayacak bir kitle de 18-30 arası. Hani iklim dedik ya, ben işte o sahiciliği yapıyorum bu programda. Çok gerçek duygularla, evimde yapıyorum ve o duygunun da seyirciye geçtiğini düşünüyorum. Çok memnunum açıkçası aldığım dönüşlerden.
İzel Çelik Ercan müziği de asla eskimiyor. Sahnede o şarkıları söylerken “Vay be!” diyor musunuz?
“Vay be!” diyorum vallahi. Özellikle konserlerimde herkesin hep bir ağızdan o şarkıları söylediği anlardaki mutluluğumu tarif etmek imkansız. Kimisi o dönem evlenmiş, çocuklarıyla geliyorlar. Konserlerde 15 yaş civarı gençler oluyor mesela, o şarkılar onlara da ulaşmış… Bu çok mutluluk ve gurur verici tabii.
ESTETİK YAPTIRANA SAYGI DUYARIM AMA YAPTIRIP DA ‘HİÇ ESTETİĞİM YOK’ DENMESİ TUHAF GELİR...
Bir de zamanın size bu kadar güzel davranması meselesi var. Genetik miras mı bu? Siz mi özellikle dikkat ediyorsunuz?
Çok teşekkür ederim, vallahi özel bir şey yapmıyorum, genetik mi onu da bilmiyorum. Ben spor da yapmıyorum, öyle bir vaktim de yok. Ama bu iltifatı çok insandan duyuyorum ve mutlu oluyorum elbette. Öyle görünüyorsam ne mutlu bana.
Son dönemde erkekler de kadınlar gibi ciddi estetik operasyonlar geçiriyor. Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Ben tercih etmiyorum ama yapanlara da saygı duyarım, insan kendini nasıl iyi hissediyorsa, nasıl mutluysa öyle yaptırabilir. Bana sadece yaptırıp da ‘asla yaptırmadım’ denmesi bana tuhaf geliyor. Ayıp mı, günah mı, yaptıran yaptırsın arkadaş! Ama ben şahsi olarak ‘her yaşın ayrı bir güzelliği var’ gibi düşünüyorum. Bir yandan da büyük konuşmaktan çok korkarım, yarın öbür gün ben de yaptırırsam şaşırmayın.
İLERİ YAŞLARDA AŞK DAHA ŞİDDETLİ YAŞANABİLİR
Estetikli kadınları çok itici bulduğunu söyleyenler var. Sizin güzellik tanımınız ne?
Ben kadınları estetikli, estetiksiz diye ayırmam. Kendine yakışanı yapan, kendine iyi bakan kadın güzeldir. Ama alt yapı çok önemli. Sadece görünümle, giyimle kuşamla olacak şey değil. Dış görünüşünü alt yapısıyla bütünleyen kadın güzeldir benim için.
Aşka bakışınız yıllar içinde değişti mi?
Aşk her yaşta aynıdır. İleriki yaşlarda daha da sert yaşanabilir hatta. 20’lerde insan şıpsevdi olabiliyor. Ama yaş alınca, aşık olmaktan korktukça daha seçici oluyorsun. Gerçekten ruh eşini arıyorsun. Bulunca da ne âlâ!
GEÇMİŞİN MUHASEBESİNE KAFA YORMAM
Geçmişin muhasebesini yapınca içinizde ‘keşke’ler mi ‘iyi ki’ler mi ağır basıyor?
Hiç tartmadım açıkçası, tartmak da istemem. Geçmişimle hesaplaşmak konusunda başarılı sayılmam. Gerek de duymam. İyi ya da kötü, ne yaşıyorsak hepsi hayatı öğrenmek için gerekli. İyi yaptıklarımız da olacak, yanılgılar da olacak. Bütüne bakıp da hiç tartıya koymadım, ona kafa patlatmadım. Patlatmayı da düşünmüyorum.
Sizi yakalamışken, gündemdeki konuyla, sahipsiz hayvanların uyutulmasıyla ilgili fikrinizi merak ediyorum?
Kesinlikle karşıyım. Hayvanlarımızı kısırlaştırarak kontrolsüz üremenin önüne geçebilecek güçte bizim devletimiz. Allah’ın verdiği canı kimse bu şekilde alamaz, almamalı. Bu yasanın bu şekilde geçmeyeceğini umut ediyorum. Uyutulması gereken neler, kimler varken, niye patili dostlarımızı uyutmaya kalkıyorlar, anlamıyorum.
KASTEN KISKANDIRMAYA ÇALIŞMAK BENİ ÖFKELENDİRİR
Duymaktan en hoşlandığınız iltifat ne?
Ne güzel şarkı yapmışsın.
En son kime ‘seni seviyorum’ dediniz?
Oğluma ve kızıma her gün söylerim. Bugün de en son onlara söyledim.
‘Hiç affedemedim’ dediğiniz biri var mı?
Unuturum ben genelde ama bazen aklıma gelince, konusu geçince, affedemediğimi hatırlıyorum bazı insanları ama isim vermem doğru olmaz.
Hiç karşılıksız, platonik aşk yaşadınız mı?
Yaşamam mı ya! Bu şarkıları nasıl yaptım zannediyorsun? Elbette yaşadım.
Kendinizi kıskanç bulur musunuz?
Değilim, olgunlukla kendi içimde yaşarım, arıza çıkarmam. Sadece kasten kıskandırmaya çalışıldığını fark edersem, o beni öfkelendirir.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Kalsiyum deposu besin! Kemikleri taş gibi kuvvetlendiriyor: Bağırsakları motor gibi çalıştırıyor
- Aç karnına yarım bardak için! Her sabah içinler mum gibi eriyor: Yağları cayır cayır yakıp aç kalmadan zayıflatıyor
- Turistler kapış kapış alıyor! Sütten daha fazla kalsiyum içeriyor, vücuda tek seferde vitamin ve mineral depoluyor, kemikleri betona çeviriyor
- Zeytinyağı ile karıştırıp saçınıza sürün! Saç dökülmesini tarihe karıştırıyor: Telleri güçlendirip yeni saçların çıkmasını destekliyor